Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1087 E. 2022/665 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1087
KARAR NO: 2022/665
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 31/05/2018
NUMARASI: 2017/38 E. 2018/196 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)(Maddi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili kurumun kamu tüzel kişiliğine haiz olup TSE markasını çeşitli şekillerde düzenleyerek TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, TSE markasının herhangi bir yerde kullanılması için markayı kullanmak isteyen tarafın müvekkili ile marka sözleşmesi yapması gerektiğini, müvekkili kurum ile hiç bir bağı olmayan www…com adresli web sitesinin ana sayfasında tescilli … şeklindeki TSE marka ve logosunu izinsiz olarak kullandığını, bu kullanımın İstanbul Anadolu 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/138 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, tescilli TSE marka ve logosunun müvekkili kurumdan izin alınmadan kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu, davalıların izinsiz kullandığı TSE markasının müvekkili kurum ile yapılacak bir sözleşme çerçevesinde kullanabilen bir garanti markası olduğunu, ayrıca internet sitesi alan adının www…com olması sebebiyle bu durumun aynı zamanda TTK’da düzenlenmiş olan haksız rekabet hükümlerine de aykırılık oluşturduğunu, davalıların sahibi oldukları internet sitesi aracılığı ile kuruma ödemesi gereken marka, belge ve kullanma ücretlerini ödemeyerek kurumu gelir kaybına uğratarak maddi zarara sebep olduğunu beyan ederek, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın davacının adresinin bulunduğu Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde ya da müvekkilinin adresinin bulunduğu İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerinde açılması gerektiğini, bu nedenle yetki itirazında bulunduklarını, müvekkilinin internet sitesinde TSE ibareli markayı kullanma yetkisi vermeye yetkili olan tek kurumun davacı kurum olduğunu ve müvekkili şirketin bu belgenin temin edilmesi noktasında aracı kuruluş olarak hizmet verdiğinin net bir şekilde ortaya konduğunu, müvekkili şirketin uyuşmazlık konusu markayı faaliyet alanının vasfını belirlemek maksadıyla kullandığını, müvekkilinin TSE marka tescili konusunda danışmanlık hizmeti verdiğini, ticari faaliyetinin bu hizmetin verilmesine yönelik olduğunu da açıkladığını, müvekkili firmanın eylemlerinin iltibas yaratmadığını, davacı vekili tarafından yürütülen süreçte TSE Ürün Belgelendirme Yönergesi’nin 45.maddesinde belirtilen idari prosedürlerin takip edilmediğini ve yönergeye aykırı olarak doğrudan dava ikame edildiğini, delil tespitinde de davacının hukuki yararı bulunmadığından şartlarının oluşmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ”…Davalının alan adında, internet sitesininin içeriğinde kullanım şekli gözönüne alındığında, yapılan hizmeti tanımlama amacını ve dürüst kullanım ilkesini aştığı, marka hakkına tecavüz ettiği, davalının eyleminin davacının toplumda oluşturduğu güven ve itibardan haksız yararlanmak suretiyle haksız rekabet teşkil ettiği kanaatine varılarak markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine ilişkin davanın kabulüne ve davalınınDavalının www…com alan adlı web sitesine erişimin engellenmesine, karar vermek gerekmiştir. Davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, maddi tazminatın davacı kurumun yıllık marka kullanım ücret çizelgesine göre hesaplanacağı konusunda yerleşik içtihat ve uygulama oluştuğu, bilirkişi raporunda da bu çizelgeye göre davalı tarafın belge başına yılık ücret olarak 6.790,00 TL ödemesi gerektiği, ücret belgelendirme yönergesine göre 2 katı olan 13.580,00 TL maddi tazminat talep edilebileceği, her ne kadar bilirkişi raporunda hesaplamaya KDV tutarı eklenmemiş ise de, KDV tutarının da tazminat miktarına ekleneceği yönünde uygulama geliştiği göz önüne alınarak, KDV dahil tutarın 16.024,40 TL olarak mahkememizce hesaplanarak, 16.024,40 TL maddi tazminat ile 10.000,00 TL manevi tazminatın, 24/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, karar kesinleştiğinde hükmün masrafı davalıdan alınarak trajı yüksek gazetelerden birinde ilanına karar vermek gerekmiştir.” şeklinde gerekçeyle davanın kısmen kabulüne kısmen reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin itibarının zedelendiğini, davalı yanın eylemleri dikkate alındığında, manevi tazminat miktarının düşük belirlendiğini, Haksız fiilin gerekleştiği tarihin değişik dosyasındaki tespitlere göre, 02.11.2011 olduğunu ancak Mahkemece faiz başlangıç tarihinin hatalı olarak belirlendiğini, Delil tespiti dosyasına ilişkin yargılama giderlerine hükmedilmesine rağmen, vekâlet ücreti yönünden olumlu veya olumsuz bir karar verilmediğini beyan ederek, hükmün belirtilen nedenlerle kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …vekili istinaf dilekçesinde özetle; Gerekçeli kararın usûlsüz olarak tebliğ edildiğini, ”… adında bir çalışanları olmadığını, Davalı …’in tek yetkilisi olduğu müvekkili şirket adına huzurdaki davayı takip yetkisi verdiğini, kendisi aleyhine hukuki sürecin devam etmesinin hatalı olduğunu, buna rağmen Mahkemece aleyhine hüküm tesis edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Mahkemece bilirkişilerden dürüst kullanım olup olmadığının tespitinin talep edildiğini, ancak bilirkişilerin bu konuda herhangi bir inceleme yapmadığını, ara kararın gereğini yerine getirmediklerini, İlgili internet sitesinde, müvekkili şirketin hiçbir şekilde verdiği hizmetlerin TSE standartlarına uygun olduğu veya TSE belgesini kullanma yetkisine sahip olduğu iddiasında bulunmadığını, müvekkil şirketin söz konusu markayı, faaliyet alnının vasfını belirlemek amacıyla yani hizmetin niteliklerine uygun bir açıklama olarak kullandığını, Bilirkişilerin yalnızca davacı yanın delillerini inceleyerek taraflı davrandıklarını, somut olayda ilgili markanın garanti fonksiyonundan faydalanılmadığını, bu yönde bir markasal kullanım olmadığını, davalının eylemlerinin iltibas veya haksız rekabet oluşturmadığını, müvekkili tarafından verilen hizmetin; TSE belgesi almak için gerekli evrakları bildirmek ve belgenin temin edilmesi gerekli koordinasyonu sağlamak olduğunu, müvekkilinin yalnızca sözleşme yapmaya teşvik ettiğini, Somut davada, HMK’nın 178.maddesi uyarınca, yapılan ıslahın kanuna aykırı olduğunu, Mahkemece bir teminat tayin edilmediğini ve Mahkeme veznesine yatırılan bir teminatın olmadığını,Islah ile arttırılan tutara ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken alacağın tamamına dava tarihinden itibaren faiz işletildiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat talepli davadır. Öncelikle irdelenmesi gereken husus; davalı … LTD. ŞTİ. vekilinin istinaf talebinin süresinde olup olmadığı hususudur. Gerekçeli kararın davalı şirket vekilinin adresine tebliğe çıkarıldığı, tebligatın, muhatabın dışarıda olması nedeniyle ”daimi çalışanı” … adına 26.07.2018 tarihinde tebliğ edildiği, İstinaf başvurusunun yasal süresi geçtikten sonra yapıldığı, ancak davalı şirketin bu isimde bir çalışanının olmadığının iddia edildiği, dosyada daha önce bu isme yapılmış bir tebligat bulunmadığı, Mahkemece istinaf istemine yönelik bir ek karar verilmeksizin dosyanın doğrudan istinaf incelemesine esas olmak üzere Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanunu ve Tebligat Yönetmeliği, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Mahkemece, her somut olayın özelliği, cereyan şekli, gerçekleşen maddi olgular en ufak ayrıntılarına kadar göz önünde bulundurup iddia tahkik edilmelidir. H.G.K.nun 07.04.1982 tarih ve 1377-337 sayılı kararında da benimsendiği üzere, tebligat parçasında yazılı olan hususun aksi her türlü delille ispatlanabilir. Yukarıda açıklanan sebeplerle, yapılan tebligat işleminin usulsüz olup olmadığının tespiti açısından, İlk Derece Mahkemesi kararının tebliğ tarihi itibariyle tebligat gönderilen adreste ”…” isminde bir çalışanın bulunup bulunmadığı hususunda zabıta araştırması yapılması, kişinin sigortalılık kaydının araştırılması ve tebligatın usulüne uygun olup olmadığı değerlendirilerek, usulüne uygun değil ise dosyanın istinaf incelemesi için Daire’ye gönderilmesi, usulüne uygun ise, verilecek bir ek karar ile istinaf isteminin süre yönünden reddine karar verilmesi ve bu kararın istinaf edilmesi halinde dosyanın istinaf incelemesine esas olmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 352/(1)-ç. maddesi gereğince ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Yapılan tebligat işleminin usulsüz olup olmadığının tespiti için için 6100 Sayılı HMK’nın 344. maddesi kapsamında işlem yapıldıktan sonra istinaf incelemesine gönderilmek üzere dosyanın 6100 Sayılı HMK’nın 352/(1)-ç. maddesi gereğince ilk derece mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 344, 352/(1)-ç. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022