Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1080 E. 2022/678 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1080 Esas
KARAR NO: 2022/678
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 03/05/2018
NUMARASI: 2017/293 E. – 2018/165 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili adına TPMK tescilli … nolu, … tescil nolu ve … tescil nolu markaların müvekkili firma ile Almanya menşeili … arasında lisans sözleşmesi bulunmakta olduğunu, davalıyı da kapsayacak şekilde alt lisans sözleşmesi ile markanın 25.sınıftaki ayakkabıların satımı ile sınırlı olmak üzere kullanım hakkı verildiğini, müvekkilinin Türkiye’deki faaliyetlerini 2012 senesi sonunda askıya alması sebebiyle alt lisans sözleşmesinin sona erdiğini, ancak buna rağmen davalının “…” marka ve logolu ürünlerin … Ltd. Şti ve … A.Ş, … AŞ’ye satışını yaptığını beyan ederek, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, bu markaları taşıyan malın piyasaya sürülmesinin yasaklanmasını, ürünlere el konulmasını ve imhasını, kararın ilanına karar verilmesini yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Lisans veren … şirketinin 28.02.2013 tarihinden itibaren Türkiye’de faaliyetlerinin durdurulmasına karar verilip lisans sözleşmesi fesh edildikten sonra 30.04.2013 tarihi itibariyle markanın kullanımına son verildiğini, davacı şirket ürün faturası sunarak halen satışın yapıldığını iddia etmiş ise de , bu faturanın iade ürüne ait istisnai bir fatura olduğunu, nihai tüketicinin iade ettiği ürüne ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin davacı şirketin ürünlerini ayırt edilemeyecek derecede benzer ürünleri üretmemekte, satmamakta ve tecavüz haksız rekabette bulunmadığından ve davacının ürün alışı yaparak sunduğu faturalardaki …- … AŞ nin müvekkili ile bir ilişkisi bulunmadığını, … AŞ 2011 yılında iflas etmiş olup … AŞ ‘nin de devredilmiş bir şirket olduğunu, müvekkil firmanın filen 2013 tarihinden itibaren faaliyetini durdurduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davalı tarafın ticari defter, kayıt ve belgelerine göre, markasal kullanımına ilişkin herhangi bir sahte ve taklit ürünün piyasaya sürüldüğüne ilişkin delil olmadığı, ibraz edilen ürünün davalıya aidiyeti de ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine,” karar verilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davalı ile aralarındaki alt lisans sözleşmesinin sona ermesine rağmen davalının ürün satışı yaptığını, ürünleri satan firmalar ile iletişime geçtiklerinde ürünün davalı tarafından satıldığının öğrenildiğini, … – … – … ve davalı … firmalarının bağlantılı firmalar olduğunu, adreslerinin, ortaklarının ve yönetim kurulu üyelerinin aynı olduğunu davalının direkt perakende satıcısı gibi hizmet gösteren söz konusu bu firmaların, … markalı ürün satışına işbu dava tarihine dek devam ettiğini, bu hususun davalının lisans sözleşmesinin sona ermesinden sonra halen müvekkiline ait markalı ürünleri üretiyor olduğunun göstergesi sayıldığını, …’dan alınmış olan ürün örneği incelendiğinde, davalının tecavüz niteliğindeki faaliyetlerini perdelemek adına ayakkabıların içinde … markasının kullanıldığı, dışarıdan … markalı bir ürün olduğu intibası yaratan ancak kesinlikle müvekkiline ait olmayan bir ürün olduğunun anlaşıldığını, Davalı ticari faaliyetlerini 2013 nisan ayı itibariyle durduğunu ileri sürmekteyse de, söz konusu cari hesap ekstreleri uyarınca yalnızca 2013 yılı Aralık ayında … ile aralarında 300.000 TL’nin üzerinde alım satım faaliyetinin gerçekleştiğini, Gerekli fatura, delil ve belgelerin dosyaya sunulduğunu, 2013 yılı Aralık ayına ilişkin fatura, fiş, sipariş formu ve benzeri ticari kayıtların dosyaya sunulması ve bu kapsamda davalıya süre verilmesini talep etmelerine rağmen İlk Derece Mahkemesince bu talebin dikkate alınmadığını, kararın eksik inceleme ve araştırma ile verildiğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi talepli davadır.Davacı ile davalı arasında ”…” markasının kullanımına alt lisans sözleşmesi bulunduğu, davalının sözleşme çerçevesinde ayakkabı satışı gerçekleştirdiği, söz konusu alt lisans sözleşmesinin davacının Türkiye’deki faaliyetlerini askıya alması sebepiyle sona erdirildiği, gerek tarafların iddia ve savunmaları ve gerekse davacı tarafından keşide edilen Beyoğlu … Noterliği’nin 09.05.2013 tarih, … yevmiye numaralı ihtarname içeriğine göre, bu sözleşmenin 28.02.2013 tarihinde sonlandırıldığı, davalının elinde kalan ürünlerim imhası için verilen mühletin 30.04.2013 tarihinde sona erdiği hususları çekişmesizdir. Davacı, sözleşme sona ermesine rağmen, davalı tarafından piyasaya sürülen ürünlerin kendisinin izni dışında olduğunu, taklit niteliğindeki ürünlerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğunu ileri sürmüş, davalı iddiaları inkâr etmiş, Mahkemece, davacının iddialarını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, karar yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacının; 11.12.2014 tarihinde, adresi, ortakları ve yöneticisi davacı firma ile aynı olduğunu iddia ettiği … firmasından ayakkabı aldığını ve faturayı sunduğunu, yine 30.12.2014 tarihinde, ortakları ve yöneticisi davacı firma ile olduğunu iddia ettiği … ve … isimli firmalardan ayakkabı alıp, ürün ve faturalarını sunduğunu iddia etmiş olmasına, ve yine davacı tarafından düzenlenmiş 30.03.2013 tarih, … numaralı faturayı iddiasının delili olarak göstermiş olmasına rağmen, davalının adı geçen firmalara ürünleri sattığı iddiasına yönelik olarak bir araştırma yapılmadığı, bilirkişi kök ve ek raporlarında, anılan faturalar yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, yapılan değerledirmelerin ise hüküm kurmaya yeterli ve denetime elverişli olmadığı görülmüştür. Mahkemece yapılacak iş; taraflar arasındaki lisans sözleşmesi sona erdikten sonra davalı tarafından satış yapılmaya devam edildiği ve taklit ürün satıldığı iddialarına dayanak olarak dosyaya sunulan fatura içeriklerinin ne olduğu, davalı ile …, … ve … firmaları arasında bir bağlantı olup olmadığı, faturaların gerek tarafların ve gerekse davalıyla bağlantısı olduğu iddia edilen firmaların ticari defter ve belgelerinde kayıtlı olup olmadığı (HMK 221.maddesine göre), davalının lisans sözleşmesi sona erdikten sonra adı geçen firmalara satılmak üzere ürün gönderip göndermediği, faturaların ilgili Vergi Dairelerine bildirilip bildirilmediği, böylelikle davacı yanca lisans sözleşmesinin sona ermesinden sonra satış yapılıp yapılmadığı hususlarının detaylı bir şekilde araştırılması, tüm iddia ve savunmaların karşılanması, gerektiğinde yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmasından sonra varılacak sonuca göre bir karar verilmesi, hangi delilin hangisine hangi sebeple üstün tutulduğu açıklanarak bir karar verilmesi iken, esik araştırma ile hüküm verilmiş olması hatalı görülmüştür. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 03/05/2018 tarih, 2017/293 E. 2018/165 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022