Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1078 E. 2022/676 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1078
KARAR NO: 2022/676
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2017/22 E. – 2017/419 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1995 yılında kadın giyim sektöründe kurulduğunu, 20 yılı aşkın süre boyunca özellikle Laleli-İST. semti başta olmak üzere ülke çapında tanınmışlık seviyesine ulaştığını, şirketin “…” markasının…, … ve … tescil numarası ile tescil ettirildiğini, 43.sınıf için 25.12.2014 tarihinde yapmış olduğu marka başvurusuna, 31.08.2015 tarihinde itiraz ettiklerini, TPE tarafından başvurularının ret edildiğini, … tescil numarası ile ilgili markanın davalı adına tescil ettirildiğini, davacı ve davalı tarafın markalarının aynı olup, ayniyet derecesinde benzer, iç içe geçmiş mal ve hizmetlerde kapsadığından, davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin www….com.tr.domain adresinin de sahibi olduğunu, davalının … tescil numaralı markasının bu hakkın da ihlali anlamına geldiğinden, dava konusu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, dava dışı … Ticaret Ltd. Şti. ile organik ve idari bağlantı içerisinde olup, bu şirketlerin aynı ortaklar tarafından kurulan kardeş işletmeler olarak faaliyet gösterdiğini, dava konusu … tescil sayılı markanın başvuru tarihi 25.12.2014 itibari ile müvekkiline ait yan şirket kurulmadığından markanın müvekkili adına tescil ettirildiğini, bu itibarla dava konusu markanın müvekkili şirketin yan kuruluşu olan … Ticaret Ltd. Şti. tarafından müvekkilinin izni ile kullanıldığını, davacının … sayılı marka başvurusunun, henüz başvuru aşamasında “tescil noksan ücretinin” tamamlanmaması sebebi ile müddet haline geldiğini, davacının geçerli bulunan markalarından hiçbirinin müvekkilinin tescilli olduğu 43. sınıflarla ilişkilendirilemediğini, tarafların markalarının tamamen farklı sınıflarda ve mal/hizmet gruplarında tescilli bulunduğundan 7 /1- b ve 8/1-a hükümlerindeki tescil engelinin ve hükümsüzlük sebebinin uygulama alanının bulunmadığını, 8/1-b hükmünün, müvekkilinin başvuru tarihi itibari ile davacının … sayılı marka başvurusunun geçersiz olması sebebi ile uygulanabilir nitelikte olmadığını, … dışındaki markaların, müvekkilinin markası ile halk tarafından karıştırılma veyahut ilişkilendirilme ihtimalinin bulunmadığını; davalı markasının, müvekkilinin izni ile … Dış Ticaret Limited Şirketi tarafından kullanılmakta olduğunu ve … olarak tescil sınıflarında hizmet verdiğini; müvekkil markasının açık şekilde 43. sınıfta tescilli olup, tekstil sınıfını kapsayan bir alan adını ihlal etmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; ” … tescil no.lu “…” markasının 23, 24, 25. sınıfta, … tescil no.lu “…” markasının 03, 18, 35. sınıfta, … tescil no.lu “…” markasının 35. sınıfta davacı adına tescil edilmiş olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … tescil no.lu “…” markasının 43. sınıfta “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri, geçici konaklama hizmetleri, gündüz bakımı (kreş) hizmetleri, hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri” için davalı adına tescil edilmiş olduğu, davacının “…” ibareli markasının tanınmış olduğunu tespit eder yeterlilikte delil ibraz edilmemiş olmakla, davacı markasının tanınmış olduğu yönünde bir tespit yapılamadığı, davanın tarafların “…” kelimesinden ibaret olduğu; ancak taraf markalarının farklı sınıflarda tescil edilmiş olduğu, davacının “…” ibareli markasının tanınmış olduğunu tespit eder yeterlilikte delil de ibraz edilmemiş olmakla, somut olayda markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının, davalı markasının tescil başvurusundan önce 43. sınıf hizmetlerde “…” markasını kullandığını ispat edemediği, gerçek hak sahipliğine dayalı hükümsüzlük şartlarının mevcut olmadığı, kötü niyetin de ispatlanamadığı gerekçesyile davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle;Bilirkişi raporu oluşturulurken iddialarının dikkate alınmadığını, eksik bilirkişi raporuna göre hüküm kurulduğunu, iltibasın varlığı hususunda markanın tanınmışlığının önemli olmadığını, bu yöndeki değerlendirmenin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca her iki marka arasında iltibas bulunduğunu, davalı markasının kötüniyetli tescil olduğunu, müvekkilinin markasından haksız olarak yararlanıldığını, sunulan deliller karşısında hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı yönündeki gerekçenin yerinde olmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli davadır. Davacı, “…” ibareli markasının tanınmış marka olduğunu, adına tescilli marka ile davalı adına tescilli markanın benzer olduğunu, “…” ibaresi üzerinde gerçek hak sahibi olduğunu iddia ederek, davalı adına tescilli olan … no’lu markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir. … tescil no’lu ”…” ibareli markanın 03, 18, ve 35.sınıfta davacı adına tescilli olduğu, yine … tescil nolu aynı ibareli markanın 35. sınıfta tescilli olduğu görülmüştür. Davanın taraflarına ait markaların, “…” kelimesinden ibaret olduğu, ancak farklı sınıflarda tescilli olduğu, davacı markasının tanınmış marka olduğuna dair dosyaya yansıyan bir delilin olmadığı, bu haliyle markalar arasında iltibas ihtimali bulunmadığı, davacının, davalı markasının tescil başvurusundan önce 43. sınıf hizmetlerde “…” markasını kullandığını ispatlayamadığı, gerçek hak sahipliğine dayalı hükümsüzlük şartlarının da somut olayda mevcut olmadığı, açıklanan sebeblerle davanın reddine yönelik Mahkeme kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış olup, davacı vekilinin istinaf başvuru sebebleri yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26/12/2017 tarih ve 2017/22 E., 2017/419 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022