Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1072 E. 2022/1139 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1072
KARAR NO: 2022/1139
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2015/201 E. 2018/855 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesi gereğince davalıya sözleşmede belirtilen taşınır malların teslim edildiğini, davalının ödeme planına aykırı hareket ederek taksitleri ödemede temerrüde düştüğünü, ihtarname keşide ve tebliğ edildiğini, 6361 sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince bir yıl içinde üst üste ikisini zamanında ödemede temerrüde düşmesi sebebi ile yasal fesih koşullarının oluştuğunu, gerek temerrüt gerekse sözleşmeye ve hukuka aykırılık kapsamında sözleşmenin sürdürülmesinin mümkün olmaması sebebi ile sözleşmenin feshedildiğini beyanla sözleşme konusu menkullerin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı, taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesinin kiracının icra takibine uğraması ve ödeme güçlüğüne düşmesi halinde, kiralayana sözleşmeyi süre tanımaksızın tek yanlı olarak fesih hakkı verdiğini iddia etmekte ise de; bu iddianın kabul edilemeyeceğini, kiracının ekonomik durumunun kötüleşmesinin ve icra takibine uğramasının sözleşmenin tek başına feshi için yeterli olamayacağını, davanın reddini istemiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın, finansal kiralama sözleşmesinin feshi sebebi ile sözleşme kapsamında davalıya teslim edilen menkullerin iadesi istemine ilişkin olduğu, Bilirkişi rapor ile; ihtarname tarihi itibari ile davalının 2.048,80 TL’ndan 14 kira bedeli borcunun bulunduğu, davacının sözleşmeyi tek taraflı feshi ile muaccel hale gelen kira borcunun 69.659,20 TL olduğu, davalının fesihten önce ödemeleri düzenli şekilde yaptığı, Adana … Noterliği’nin 14/06/2013 tarih ve … yevmiye sayılı finansal kiralama sözleşmesinin 36. maddesinde; kiracının kiralama bedellerini işbu sözleşme ve sözleşmenin ayrılmaz parçasını teşkil eden ekindeki ödeme planı hükümlerine uygun bir biçimde ödemede temerrüde düşmesi ve kiralayanın işbu sözleşme ve Finansal Kiralama Kanunu hükümleri çerçevesinde verdiği süre zarfında da ödemede temerrüde düştüğü kiralama bedelini işbu sözleşmede belirtilen temerrüt faizi, vergi ve diğer tüm masrafları ile birlikte tam olarak ödenmemesi halinde kiralayan işbu sözleşmeyi derhal feshetmek hakkına sahip olacağı, kiracının temerrüt dışındaki işbu sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde de kiralayanın hiçbir ihbara gerek kalmaksızın tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebileceğinin düzenlendiği, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise kiracının hakkındaki icra takiplerinin semeresiz kalması veya aciz vesikası alınması, ödeme güçlüğü içine düşmesi halinde, kiralayanın sözleşmeyi derhal tazminatsız sona erdirme hakkına sahip olduğunun düzenlendiği, Davacının keşide ettiği Beşiktaş …Noterliği’nin 30/12/2014 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi ile muhatap şirket yetkili ve ortaklarının adres bırakmadan ikametgahlarını ve iş yerlerini terk ettiği, finansal kiracı şirket aleyhine bir çok finans şirketi tarafından icra takibine başlanıldığı, ekipmanların 3. kişiler tarafından talan edilmeye başlanıldığı bilgisinin edinildiği, Kanunun 31/2. maddesi ve sözleşmenin 36. maddesinin kiracının icra takibine uğraması ve ödeme güçlüğü içine düşmesi halinin kiralayana sözleşmeyi başka süre tanımaksızın fesih hakkı verdiğini belirterek sözleşmeyi feshettiğini ihbar ettiği, ihtarnamenin davalıya tebliğ edildiği, Davacının, taraflar arasındaki sözleşmeyi kiracının icra takibine uğraması sebebi ile feshettiği, sözleşmenin 36/2. maddesi hükmü uyarınca kiracı hakkındaki icra takiplerinin semeresiz kalması veya aciz vesikası alınması, ödeme güçlüğü içine düşmesi halinde kiralayan sözleşmeyi fesih hakkında sahip olsa da, fesih tarihine değin kira bedellerinin kiracı tarafından düzenli olarak ödendiği ve ödeme güçlüğü içinde bulunmadığının bilirkişi eli ile tespit edildiği, ihtarnamede kiracının icra takibine uğraması fesih sebebi olarak belirtilmiş ise de; sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmadığından, davacı kiralayanın, icra takiplerini gerekçe göstererek feshinin sözleşmeye uygun olmadığı, ödeme planına aykırı hareket edildiği iddiasının da doğru olmadığının bilirkişi eli ile tespit edildiği, Kiracı hakkında üçüncü kişiler tarafından başlatılan icra takipleri mevcut ise de; yukarıda değinildiği üzere salt icra takibi bulunması sözleşmeyi fesih hakkı vermediği gibi, kiracının kiralayana karşı ödeme güçlüğü içinde olmayıp kira bedellerini düzenli olarak ödediği tespit edilmiş olmakla, davacının feshinin haksız olduğu, davalının sözleşmeye aykırılığı bulunmadığı, geçerli bir fesih bulunmadığından, davacının kiralanan malların iadesi istemi ve davanın reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Beşiktaş … Noterliği’nin 30/12/2014 tarih ve … yevmiye nolu ihtarında; “Muhatap şirket yetkili ve ortakları, adres bırakmadan ikametgahlarını ve işyerlerini terk etmişlerdir. Şirketimiz elemanlarınca da bu durum Adana’ya gidilerek yerinde tespit edilmiştir. Nitekim malların yağmalanmaması için fabrikadaki yetkililer oraya güvenlik konulması ve leasingli malların da bir an önce alınmasını talep etmişlerdir. Yine finansal kiracı şirket aleyhine bir çok finans şirketi tarafından icra takibine başlanılmış, finansal kiralamaya konu ekipmanların 3. kişiler tarafından talan edilmeye başlanıldığı bilgisi edinilmiştir.” denilerek, bu şartlarda sözleşmeye devam edilmesinin müvekkili şirketten beklenemeyeceği ve sözleşmenin feshedildiğinin ihtar ve ihbar edildiğini, Müvekkili şirket için sözleşmenin devam ettirilmesinin beklenemeyeceği hallerin ayrıntılı olarak sıralandığını ve bu hallerin gerçekleşmesi halinde sözleşmenin feshedileceğinin taraflarca kabul edildiğini, Yargıtay 19. HD., 2004/9182 E.2005/5712 K. ve 18.02.2005 T. kararında finansal kiracının mali durumunun bozulması ve çalıştığı yeri terketmesini sözleşmenin feshi için geçerli sebeplerden saydığını, 2-Dava dosyasındaki 01.04.2016 tarihli bilirkişi kök raporunda, davalı şirket aleyhine başlatılmış bilinen 8 adet icra takibinin bulunduğu, hemen hepsinin alacaklısının finans şirketleri olduğu ve dosyalardan yapılan hacizlerde adreste şirket yetkililerinin bulunmadığı, 26.02.2018 tarihli ek raporda ise, icra dosyaları ayrıntılı olarak incelendiğinde, davalı şirket adresinde fiili haciz yapıldığı, bazı hacizlerde leasing sözleşmesine konu ekipmanların da haczedildiği ve bilinen icra dosya alacaklarının toplamının 10 Milyon TL’nin üzerinde olduğu, bu rakamın ise ana sermayesi 7 Milyon TL olan davalı … Ltd. Şti.’nin tüm varlığından daha yüksek olduğunun tespit edildiğini, dosya borçlarının ödendiğine dair hiçbir bilgi olmadığını,Yerel Mahkemenin “Kiracı hakkında üçüncü kişiler tarafından başlatılan icra takipleri mevcut ise de yukarıda değinildiği üzere salt icra takibi bulunması sözleşmeyi fesih hakkı vermediği…” şeklindeki geçekçenin Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu, davalı şirket hakkında açılan icra takip rakamlarından borca batık olduğu ve bu haliyle ödeme güçlüğüne düştüğünün açık olduğunu, bu durumun taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, 6361 Sayılı Kanun’un 31/2. maddesi gereği sözleşmenin devam ettirilmesinin müvekkili şirketten beklenemeyeceğinin raporda ifade edildiğini, rapor, sözleşmenin feshedilmiş sayılması gerektiği ve malların iade edilmesinde haklı olduklarını açıkça ortaya koyduğundan, aksi yönde karar tesis eden hakimin raporlara uymama gerekçelerini kararında belirtmesi gerektiğini, Yerel Mahkemenin, sözleşmede fesih sebebi olarak gösterdikleri “ödeme güçlüğü içine düşmesi” kavramını, davalı ile müvekkili şirket arasındaki ticari ilişki içinde dar bir çerçevede değerlendirdiğini, sözleşme maddesinde ifade edilen kavramın daha geniş anlamda, davalının borca batık hale gelmesi ile ödemelerini yapamayacak duruma düşmesini ifade ettiğini, bu sebeple mahkemenin davalı şirketin ödeme güçlüğüne düştüğüne dair yorumunun yanlış olduğunu, kiracının icra takibine uğramış olmasının sözleşmede fesih sebebi olarak sayılmadığına dair gerekçenin de hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, sözleşmenin 36. maddesinde “kiracı hakkında başlatılan icra takibinin semeresiz kalması”nın açıkça fesih sebepleri arasında sayıldığını, açıklanan ve re’sen nazara alınacak sebeplerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. iadesi isteminin ve davanın reddine karar verilmiştir. Karar aleyhine davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 1-Taraflar arasında Adana … Noterliği’nin 14/06/2013 tarih ve … yevmiye, … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin davacı tarafça Beşiktaş … Noterliği’nin 30/12/2014 tarih ve … yevmiye numaralı fesih ihbarnamesi ile; (1) Şirket yetkili ve ortaklarının adres bırakmadan ikametgahlarını ve işyerlerini terk ettiklerinin, şirket elemanlarınca da mahalline gidilerek yerinde tespit edildiğinin, malların yağmalanmaması için fabrika yetkililerinin güvenlik konulması ve leasingli malların da bir an önce alınmasını talep ettikleri, (2) Finansal kiracı şirket aleyhine bir çok finans şirketi tarafından icra takibine başlanılmış olması, finansal kiralamaya konu ekipmanların 3. kişiler tarafından talan edilmeye başlanıldığı bilgisi edinilmesi sebebiyle, bu şartlarda sözleşmeye devam edilmesinin faktorig şirketinden beklenemeyeceği belirtilerek, sözleşmenin 6361 Sayılı Yasa’nın 31/2 maddesi ve taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesi uyarınca feshedildiğinin, sözleşmeye konu ekipmanların tebliğden itibaren 3 gün içinde şirkete tesliminin, muaccel hale gelen bakiye borcun ödenmesinin ihtar ve ihbar edildiği, feshi ihbarın 05/01/2015 tarihinde şirket yetkilisine tebliğ edildiği tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki 14/06/2013 tarih ve … yevmiyeli … sözleşme numaralı finansal kiralama sözleşmesinin XIV- Sözleşme’nin Kiralayan’ın Fesih Hakkını Kullanması İle Sona Ereceği Sair Halleri düzenleyen MADDE 36. “Kiracının kiralama bedellerini, işbu sözleşme ve işbu sözleşmenin ayrılmaz bir parçasını teşkil eden ekindeki ödeme planı hükümlerine uygun bir biçimde ödemede temerrüde düşmesi ve kiralayanın işbu sözleşme, finansal Kiralama Kanunu hükümleri çerçevesinde verdiği süre zarfında da ödemede temerrüde düştüğü kiralama bedelini işbu sözleşmede belirtilen temerrüt faizi, vergi ve diğer tüm masrafları ile birlikte tam olarak ödenmemesi halinde kiralayan işbu sözleşmeyi derhal fesih etmek hakkına sahip olacaktır. Kiracının temerrüt dışındaki iş bu sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmesi ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde de kiralayan hiçbir ihbara gerek kalmaksızın tek taraflı olarak sözleşmeyi feshedebilir. Kiralayan aşağıdaki hallerde finansal kiralama sözleşmesini derhal, tazminatsız sona erdirme hakkına sahiptir; Kiracı’nın ölümü, tüzel kişiliğinin sona ermesi, fiil ehliyetini kaybetmesi, feshi veya hakkında tasfiye kararı alınması, alması, iflas etmesi, iflas erteleme talebinde bulunması, konkordatoya başvurulması, hakkındaki icra takibinin semeresiz kalması, aciz vesikası alınması, ödeme güçlüğü içine düşmesi, başka bir şirket ile birleşmesi, mal varlığının kısmende olsa devredilmesi, ortaklık ve yönetimdeki yapısındaki önemli değişiklikler sonucu kiralayanın anlaşmaya daha fazla sadık kalmasının beklenemeyeceği sair haller ile kiracının ve/veya kefillerin hisselerinin hangi oran ve miktarlarda olursa olsun kısmen veya tamamen devir edilmesi, teminat gösterilmemesi, şirketin veya İşletmenin iştigal konusunu fiilen önemli ölçüde ya da tamamen değiştirmesi, terk etmesi, ticari faaliyetlerini önemli ölçüde azaltması, ticari faaliyetlerine fiilen bir ayı aşan bir süre ara vermesi hallerinden birinin veya işbu sözleşmede fesih sebebi olarak kararlaştırılan diğer hallerin ortaya çıkması durumunda kiralayan, herhangi bir süre vermeksizin sözleşmeyi derhal, tazminatsız fesih etmek hakkına sahip olacaktır. Kiracı, muaccel olsun olmasın kira ödeme planında kalan borçlarını, birikmiş faizleri, sigorta primlerini, devir bedelini, vergi harç ve resimler ile finansal kiralama sözleşmesinden doğmuş, doğacak bilcümle borçlarını ve yükümlülüklerini fesih bildiriminin tebellüğünden önce kiralayana derhal nakden ve tamamen ifa ettiği takdirde sözleşme devam eder. Kiralayanın ilgili mevzuat ve iş bu sözleşme ve bilcümle ekleri uyarınca sahip bulunduğu sair fesih hakları saklıdır” hükmünü ihtiva etmektedir. Davacı tarafça; davalının ödeme planına aykırı hareket ettiği, taksitleri ödemede temerrüde düştüğü, ihtarname keşide ve tebliğ edildiği, 6361 Sayılı Yasanın 31. maddesi gereğince bir yıl içinde üst üste ikisini zamanında ödemede temerrüde düşmesi sebebi ile yasal fesih koşullarının oluştuğu iddia edilmiş ise de; dosya üzerinden yaptırılan bilirkişi incelemesinde, davalı kiracının ödenmeyen 1 adet kira borcu bulunduğu tespit edildiğinden, 6361 sayılı kanunun 31. maddesindeki koşulların gerçekleşmediği sabit olmakla, davacı tarafça bu sebebe dayanılarak süre verilmeksizin fesih edilmesi mümkün değildir.Davacı tarafça ihtarnamede; şirket yetkililerinin ve ortaklarının adres bırakmadan ikametgahlarını ve işyerlerini terk ettikleri için sözleşmenin feshedildiği belirtilmiş ve dosyaya sunulan haciz tutanaklarında şirket yetkili ve ortaklarının mahallinde olmadığı tespit edilmiş ise de; davalı şirketin hükmi şahsiyeti devam ettiğinden süre verilmeksizin fesih hakkı veren ticareti terk olgusu gerçekleşmediğinden, belirtilen fesih sebebinin yerinde olmadığı görülmüştür.Davacı tarafın diğer fesih sebebi; davalı hakkında birçok icra takibi olduğundan sözleşmenin 36. maddesine aykırı davranıldığına ilişkindir. 36. maddeye göre sözleşmeye aykırılık olabilmesi için; …tüzel kişiliğin… feshi veya hakkında tasfiye kararı alınması, alması, iflas etmesi, iflas erteleme talebinde bulunması, konkordatoya başvurması, hakkındaki icra takibinin semeresiz kalması, aciz vesikası alınması gerekip, haciz tutanakları tek başına icra takibinin semeresiz kaldığını ispata yeterli olmadığından, diğer koşulların gerçekleştiği de kanıtlanmadığından, davacı tarafın bu sebeplerle sözleşmeyi süre vermeksizin feshi mümkün değildir.Dava dilekçesi ve ihtarnamedeki son fesih sebebi; kiracı aleyhine yapılan icra takipleri sebebiyle ödeme güçlüğü içine düştüğü ve kiralayan tarafından sözleşmenin sürdürülmesinin kendisinden beklenemeyeceğine ilişkindir. Dosya içerisine mahkemece getirtilen ve bilirkişi tarafından incelenen; Adana … İcra Dairesi’nin … takip dosyasındaki borç miktarı; 1.335.000,00 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … takip dosyasındaki borç miktarı; 1.780.772,73 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … takip dosyasındaki borç miktarı; 6.375.526,57 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … Talimat dosyasındaki borç miktarı; 801.387,89 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … talimat dosyasındaki borç miktarı 2.591.860,08 TL, olduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan haciz tutanaklarından, borç miktarı belirli olmayan başka icra dairelerine ilişkin takiplerin de olduğu tespit edilmiştir. Davalı şirketin ödeme güçlüğü içerisinde olduğunu kanıtlamak davacı tarafa ait ise de; davalı şirketin ödeme güçlüğü içerisinde olup olmadığı, ticaret sicilinden getirtilecek öz sermayesine ilişkin kayıtlar ve ticari defterleri üzerinde yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile saptanması gerekir. Mahkemece 30/05/2017 tarihli oturumda bu konuda davalı defterleri de incelenerek rapor alınması, davalı tarafa defterlerini ibraz için beyanda bulunması için 2 hafta süre verilerek, tebligat çıkarılmasına karar verildiği, ancak davalı tarafa tebligat çıkarılmadığı, davalı tarafça da bu konuda beyanda bulunulmadığı tespit edilmiştir. Davalı tarafın ödeme güçsüzlüğünün tespiti için, öncelikle davalı tarafın defter ve kayıtlarının incelenmesi zorunlu olduğundan mahkemece, defter ve kayıtların ibrazı için kesin süre verilerek sonuçlarının hatırlatılması gerekir. Beyanda bulunulması ve ibraz için kesin süre verilmediğinden, mahkemenin ara kararı bu yönüyle usule aykırı olduğu gibi, davalı tarafça defter ve belgelerin ibraz edilmemesi halinde davacı tarafın ödeme güçsüzlüğü iddiasının kanıtlanmış sayılacağının ihtar edilmesi, defterler ibraz edildiğinde inceleme yapılarak verilecek rapor doğrultusunda, davacı tarafın bu iddiasının değerlendirilmesi gerektiği halde bu kurala aykırı kurulan ara karar uyarınca, sadece davacının ödenmemiş borcu bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi dosya kapsamına aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir. 2-Dosya içerisine mahkemece getirtilen ve bilirkişi tarafından incelenen; Adana … İcra Dairesi’nin … takip dosyasındaki borç miktarı; 1.335.000,00 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … takip dosyasındaki borç miktarı; 1.780.772,73 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … takip dosyasındaki borç miktarı; 6.375.526,57 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … Talimat dosyasındaki borç miktarı; 801.387,89 TL, Adana … İcra Dairesi’nin … talimat dosyasındaki borç miktarı 2.591.860,08 TL, olduğu, davacı tarafça dava dilekçesi ekinde sunulan haciz tutanaklarından, borç miktarı belirli olmayan başka icra dairelerine ilişkin takiplerin de olduğu, finansal kiralama sözleşmesine konu bir kısım kiralananların da haczedildiği ( Çift katlı buğday kırma ve öğütme makinesi, irmik ayrıştırma makinesi, değirmen motorları kumanda panosu, Adana … İcra Dairesi’nin … ve … talimat, Adana …. İcra Dairesi’nin … takip, kare ekmek makinesi Adana …. İcra Dairesi’nin … talimat dosyası ) haciz tutanaklarının tanzimi sırasında şirket ortak ve yetkililerinin mahallinde bulunmadığı dosya kapsamından tespit edilmiştir.HMK 282. maddesi uyarınca bilirkişi raporları mahkeme tarafından diğer deliller ile birlikte değerlendirilmesi gerekip, mahkeme hakimini bağlamayacağından, mahkeme hakimince gerekçede; “Sözleşmenin buna ilişkin 36/2.maddesi hükmü uyarınca kiracanın hakkındaki icra takiplerinin semeresiz kalması veya aciz vesikası alınması, ödeme güçlüğü içine düşmesi halinde kiralayan sözleşmeyi fesih hakkında sahip olsa da, fesih tarihine değin kira bedellerinin kiracı tarafından düzenli olarak ödendiği ve dolayısı ile ödeme güçlüğü içinde bulunmadığı bilirkişi eli ile tespit edilmiştir. Her ne kadar ihtarnamede kiracının icra takibine uğraması fesih sebebi ile olarak belirtilmiş ise de sözleşmede bu yönde bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu sebeple, davacı kiralayanın, icra takiplerini gerekçe göstererek feshi Sözleşmeye uygun değildir. Dava dilekçesinde, ödeme planına aykırı hareket edildiği iddia olunmuş ise de bunun da doğru olmadığı bilirkişi eli ile tespit edilmiştir. Kiracı hakkında üçüncü kişiler tarafından başlatılan icra takipleri mevcut ise de; yukarıda değinildiği üzere salt icra takibi bulunması sözleşmeyi fesih hakkı vermediği gibi kiracının kiralayana karşı ödeme güçlüğü içinde olmayıp kira bedellerini düzenli olarak ödediği tespit edilmiş olmakla, davacının feshi haksız bulunmuştur. Davalının sözleşmeye aykırılığı bulunmadığından, geçerli bir fesih bulunmadığı” belirtilmek suretiyle dava reddedildiğinden, bilirkişi görüşünden ayrılma gerekçesi bulunmadığına ilişkin istinaf sebebinin yerinde olmadığı tespit edilmiştir. Şirket ortak ve yetkililerinin haciz anında haciz mahallinde bulunmaması tek başına ticareti terk ettiklerini ve davalı tarafın aczini kanıtlamaya yeterli değildir. Bu konuda usule uygun inceleme yapılması gerekir. Dosyada takip dosyalarına konu borçların ödendiğine ilişkin belge bulunmamaktadır. Yerel mahkemece, kiracı hakkında üçüncü kişiler tarafından başlatılan icra takipleri bulunması sözleşmeyi fesih hakkı vermediği gerekçesi ile dava reddedilmiş ise de; davacı taraf, süre vermeksizin fesih sebebi olarak sadece icra takibi yapılmasını göstermediğinden, ödeme güçsüzlüğü sebebine de dayanıldığından, bu konuda usule uygun inceleme yapılmaksızın ret kararı verilmesi dosya kapsamına uygun olmadığından, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan hususlar gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarih ve 2015/201 E. 2018/855 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 8- Adana … İcra Dairesi’nin … esas icra takip dosyasına yatırmış olduğu 7.162,02 TL teminatın 2004 Sayılı İİK’nun 36/5. maddesi gereğince yatıran davacı tarafa talebi halinde İADESİNE, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 30/06/2022