Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1070 E. 2022/673 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1070 Esas
KARAR NO: 2022/673
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2018
NUMARASI: 2015/604 E. – 2018/132 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında gerçekleşmiş hiçbir ticari faaliyet bulunmadığını, davalı şirketçe müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinde diğer borçlunun diğer davalı … olduğunu, takibe konu bonolara bakıldığında müvekkili şirketin öncelikle …ye borçlandırıldığını akabinde ise senetler ciro yolu ile alacaklı olduğunu iddia eden davalı şirkete verildiğini, müvekkilinin …’ye de borcunun bulunmadığını, müvekkil şirket aleyhine başlatılan icra takibinde yer alan diğer borçlu …’nin müvekkili şirketin eski ortağı ve müdürü olduğunu, bu görevin 27/06/2011 tarihli ortaklar kurulu kararı ile kaldırıldığını ve sona erdiğini bu hususun Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin 14/07/2011 tarih 551 sayılı gazetesinde yayımlandığını, davalı …’nin eş zamanlı olarak başka şirketlerde de iş takipleri yaptığını, senet ve çeklerin bir kısmının geriye doğru tarihli olarak düzenlendiğini, senetlerin tanzim tarihine bakıldığında 10/10/2010 tarihi görüldüğünü, yetkili mahkeme olarak İstanbul Anadolu mahkemeleri ibaresinin yazıldığını ancak o tarihte İstanbul Anadolu mahkemeleri henüz faaliyete geçmediğini, bu durumun senedin geçmişe yönelik olarak imzalandığının kanıtı olduğunu, ayrıca senet tarihinin 10/10/2010 tarihi olduğunu ve bu tarihin pazar gününe denk geldiğini, pazar günü hiçbir şirketin çalışmadığını, bu hususta suç işlemek kastıyla geriye dönük bir şekilde şirketi zarara sokma ve dolandırmak için hareket edildiğinin aşikar olduğunu belirterek müvekkili şirketin davaya konu 4 adet bonolar ve İstanbul Anadolu … İcra dairesinin … E. Sayılı dosyasından dolayı davalılara borçlu bulunmadığının tespitine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin iyiniyetli hamil olduğunu, davacı taraf ile diğer davalı …e arasındaki ticari ilişkiyi bilme zorunluluğunun olmadığını belirterek açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; İcra takibine konu senetlerin bir dönem yetkilisi ve ortağı olduğu şirket tarafından firma ortaklığından ayrılma ve davacı firmadaki hisselerini devretmesi karşılığı iş bu senetlerin tarafına verilmiş olduğunu, senet bedellerinin davacı tarafça kendilerine ödenmediğini, ilgili senetleri ticari faaliyet içinde bulunduğu diğer davalı firmaya vermiş olduğunu belirterek açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Senetlerden dolayı davacının borçlu olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne,” karar verilmiştir. Davalı … Ltd Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafından ileri sürülen iddiaları bilebilecek durumda olmadığını, kendisinin iyiniyetli hamil olduğunu, davacı tarafın imzaya bir itirazının olmadığını, senedin sahte olduğunu da ileri sürmediğini, ileri sürülen hususların nisbi defi olduğunu ve kendilerini bağlamadığını, senetlerin pek çok dava dosyasında hukuka uygun bulunduğunu, ticari ilişkiye dayanan menfi tespit davasının tanık beyanları ile ispat edilemeyeceğini, Mahkemece …’nin dinlenilmemesinin hatalı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen hukuka aykırı kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, icra takibine konu dört adet senetteki davacı-borçlu şirketi temsilen atılan imzaların, davacı şirket yetkilisinin (davalı …) senetlerin gerçek tanzim tarihlerinde şirket yetkilisi olmadığı, senetlerdeki tanzim tarihinin şirket yetkilisi olduğu tarihe denk gelecek şekilde geçmişe dönük olarak atıldığı ve senetlerin bedelsiz olduğu iddiasıyla İİK’nın 72. maddesi gereği açılan menfi tespit istemine ilişkindir. Davacı şirket senedi elinde bulunduran son hamildir. Davalı …’nin dava konusu bonolarda lehdar olarak yer aldığı, savunmasında; senetlerin şirketteki hisse devrine karşılık verildiğini ileri sürdüğü, senetlerde ”nakten” kaydı bulunmakla davalının senedin veriliş sebebini talil etmediği, dosyada mevcut Ticaret Sicil Gazetesine göre, davalının şirket müdürlüğü yetkisinin 13.08.2009-27.06.2011 tarihleri arasında devam ettiği, senetlerin düzenleme tarihinin ise 2010 yılı olduğu, davalının 27.06.2011 tarihinde müdürlük görevinden istifa etmiş olduğu, görülmektedir. Dosya içeriğinden, bonoların tanzim tarihinde davalı …’nin, davacı şirketin yetkili temsilcisi olduğu hususu çekişmesizdir. Uyuşmazlık, anılan yetkili temsilcinin yetkisinin sona ermesinden sonra geriye dönük olarak eski tanzim tarihi atmak suretiyle bonoları düzenleyip düzenlemediği, yetkili temsilcisi bulunduğu davacı şirketi sebepsiz yere borç altına sokma amacıyla düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır. Açıklanan bu uyuşmazlığın içeriği gözetildiğinde ispat külfeti davacı yandadır. Senetlerin yetkisiz temsilci tarafından düzenlenmiş olması hususu senet metninden anlaşılan bir defi olduğundan, bu definin son hamil davalı şirkete karşı da ileri sürülebileceği, davacı iddialarına ilişkin olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasının bulunduğu ancak akıbeti ile ilgili Mahkemece bir araştırmaya gidilmediği, Dairemizce yapılan sorgulamada; İstanbul Anadolu 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2018/659 esas, 2019/701 karar sayılı dosyasında davaya konu senetler sebebiyle davalı … hakkında resmi belgede sahtecilik ve nitelikli dolandırıcılık suçlarından dava görüldüğü, yapılan yargılama neticesinde davalı hakkında mahkûmiyet kararı verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Ceza Dairesi’nin 2020/2579 sayılı esasına kaydedildiği, halen istinaf incelemesi yapılmak üzere arşiv sırası beklediği, mahkumiyet kararının kesinleşmesi halinde, maddi vakıanın tespitini içeren bir kararın hukuk hakimini bağlayacağı gözetilerek ceza davasının sonucu beklenip bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması hatalı bulunmuştur. Yukarıda açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince esasa münhasır delil toplanmadan, eksik inceleme ve değerlendirmeye dayalı olarak karar verilmesinin, usul ve yasaya aykırı olması ve ilk derece mahkemesi kararının tüm istinaf sebepleriyle birlikte değerlendirilmesinin gerekmesi karşısında, istinaf istemine konu karara yönelik denetim yapılması mümkün bulunmamakla 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile; 2- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/02/2018 tarih, 2015/604 E. 2018/132 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … Tic. Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan 3145,50 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine, 5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. ve 362/1/g. maddeleri gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022