Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/107 E. 2020/361 K. 01.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/107 Esas
KARAR NO : 2020/361
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 18/07/2017
NUMARASI : 2014/90 E. – 2017/164 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/12/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 22/03/2008 tarihli Mimari Hizmet Sözleşmesi kapsamında … Türkiye Genel Distribütörü olan dava dışı …San ve Tic Ltd. Şirketi’ne villa mimari projeleri çizdiğini, bunların kataloglara basılması için projeleri dava dışı bu firmaya verdiğini, bu katalogların avan proje olarak hazırlandığını, teknik destek verildiğini, 2009 yılındaki katalogdaki farklı projelerin bu çalışmalar sırasında oluştuğunu, bu hizmetler karşılığında davacı tarafa maktu aylık ücret ve nispi olarak da satılan m2 üzerinden bir bedel belirlendiğini, … ödeme güçlüğüne düşmesi neticesinde taraflar arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, … projeyi kullanım hakkının iptal olduğunu, kataloglarda yer alan projelerin eser niteliğinde olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmede fikri haklarının devredilmediğinin açıkça belirtildiğini, … tarafından Türkiye Distribütörlüğünün … alındığını, … devralmış olsalar bile davacı tarafa ait fikri haklarının devralınamayacağını, davalı firmanın projeleri izinsiz olarak yayınladığını, kullandığını ve değiştirdiğini, kazanç sağladığını, davalının www…..com.tr alan adı altında 2009, 2010 kataloglarını yayınladığını, davalının internet üzerinden yayma hakkının da bulunmadığını, bu sebeplerle davalı tarafından davacının fikri ve telif haklarına tecavüzün tespiti ve men’ine, rayiç bedelin bilirkişi tarafından tayinine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Yargılama sırasında, bilirkişi raporu ile hesaplanan maddi tazminat tutarına göre, dava 12.960,00 TL ıslah edilerek dava değeri maddi tazminat yönünden 13.960,00 TL’ye yükseltilmiş, 13.960,00 TL’nin 01/01/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davalı olarak gösterilen … Ticaret Limited Şirketi’nin …sanayi Ticaret A.Ş. adını aldığını, … markasının 02/01/2006 tarihinden itibaren sahibi olduğunu, … bünyesinde üretilen çelik ürün sistemlerinin pazarlanmasının 2008 ve 2009 yıllarında dava dışı … Şirketi tarafından yürütüldüğünü, bu firmanın kendilerinin distribütörü olduğunu, aralarındaki sözleşmenin 14/07/2009 tarihinde feshedildiğini, katalogların … tarafından hazırlandığını ve tanıtım amacıyla kullanımına devam edildiğini, davalı ile … arasındaki ilişki hakkında bilgi sahibi olmadıklarını, ayrıca davacı tarafından projelerin kullanımına izin verildiğinin dava dilekçesinde beyan edildiğini, 2010 yılına ait kataloğun iyiniyet göstergesi olarak siteden çıkartıldığını, davalı şirket elemanları tarafından 2012 ve 2014 projelerinin hazırlandığını belirterek, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince, Davacı ile dava dışı … Şirketi arasındaki Mimari Hizmet Sözleşmesinde açıkça, davacıya ait çizimlerin fikri mülkiyet haklarının davacıya ait olduğunun belirtildiği, ancak alınan bilirkişi raporları ile davacının çizimlerinin FSEK’de tanımlanan eser niteliğinde olmadığı, bu durumda, davalı tarafından yapıldığı tartışmasız olan çizimlerin izinsiz kullanılması halinde FSEK’nun 68. maddesi uyarınca üç katı tazminat talep edilemeyeceği, ancak verilen emeğin ve yapılan çalışmanın karşılığı olarak rayiç değeri kadar tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu bedelin 13.960,00 TL olduğu, kataloglarda basım tarihlerinin yer almadığı, ancak davalı tarafça 2010 yılı kataloglarının yayından kaldırıldığının beyan edilmesi nedeniyle 01/01/2010 tarihi itibariyle davacıya ait çizimlerin kullanılmaya başlandığının kabulü gerektiği, davacının da bu tarihten itibaren faiz talep ettiği, davalı tarafça faiz başlangıcına dair bir itirazda bulunulmadığından 01/01/2010 tarihinden itibaren bu bedele faiz yürütülmesi gerektiği, davacının FSEK’dan kaynaklanan manevi bir hakkı bulunmadığından manevi tazminat talep edemeyeceği, kullanılan çizimlerin rayiç bedelinin ödenmesine karar verildiğinden, ayrıca bu çizimlere tecavüzün önlenmesinin de talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 13.960,00 TL maddi tazminatın 01.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının manevi tazminat talebinin ve diğer taleplerinin reddine karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin davacının hiçbir projesini kullanmadığını, daha önce dava dışı … firması ile davacı arasında yapılan sözleşmeye istinaden hazırlatılan katalogları kullandığını, bu katalogların bedelinin de … firması tarafından ödendiğini, Davacıya ait hiçbir belgenin yeni kataloglarda kullanılmadığını, bilirkişi raporlarında da belirtildiği gibi daha önce … firması tarafından bastırılmış olan ve üzerinde kimin tarafından hazırlandığı belirtilmeyen “kat planları” ile “cephe görünüşleri “nin yer aldığı ve sadece tanıtım amaçlı kullanılan mesleki çalışmaları davacının yaptığının kabulü ve buna istinaden maddi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu,Mahkemece hükme esas alınan faiz başlangıcının afaki olduğunu, gerekçe olarak faize itiraz edilmediği gibi bir ifadeyi ortaya koyduğunu, oysaki davayı kökten reddettiklerini, bu itirazın aynı zamanda faizi de kapsadığını, ayrıca faiz tahakkuku için öncelikle müvekkilinin temerrüte düşürülmesi gerektiğini, davalıya bu hususta bir ihtarname gönderilmediğini, maddi tazminatı kabul etmemekle birlikte faiz başlangıcının dava ıslah tarihi olması gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla verdiği istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin çizimlerinin fikri bir çalışmanın mahsulü olup, ön (avan) projede sahibinin hususiyetinin aranmasının hatalı olduğunu, hiçbir ön projede sahibinin hususiyetinin tespit edilemeyeceğini,FSEK’nun 67/Son maddesinde mimari çizimler için de manevi tazminat talep edilebileceği, bu nedenle manevi tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu, bununla birlikte müvekkilinin çizimlerinin fikri eser kabul edilmemesi halinde dahi bu çizimlerin izinsiz kullanımı ve değiştirilmesi (işlenmesi) sonrasında müvekkilin manevi haklarının da tecavüze uğradığını, beyan ederek müvekkiline ait çizimlerin fikir eseri olduğu ve davalının eyleminin manevi tazminat sorumluluğu doğurduğu göz önüne alınarak hatalı değerlendirme sonucunda verilen 18.7.2017 Tarihli Yerel Mahkeme Kararı’nın Kaldırılması ile davalının tecavüz eylemini tespiti ve men’ine, tespit edilen rayicin üç katı maddi tazminat ile manevi tazminata hükmolunmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, davacıya ait projelerin davalı tarafından izinsiz olarak yayınlandığı ve kullanıldığı iddiası ile açılan telif haklarına tecavüzün tespiti ve men’i ile FSEK’nun 68.maddesi gereğince maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine yönelik tazminat davasıdır. Davacı ile dava dışı … Ltd. Şirketi arasında imzalanan 22/03/2008 tarihli Mimari Hizmet Sözleşmesi incelendiğinde; sözleşmenin 4. maddesine göre sözleşme süresinin 3 yıl olduğu, sözleşmenin bitiminden iki ay önce taraflardan biri yazılı olarak feshi ihbar etmediği takdirde sözleşme her yıl için ihbara lüzum kalmaksızın otomatik olarak aynı şartlarda yenileneceği, sözleşmenin 6/6. maddesine göre, işverene verilen projelerin FSEK kapsamında fikri mülkiyet haklarının yükleniciye ait olduğu, üçüncü kişilere verilmesi veya kopyalanması halinde işverenin 3.000,00 TL ceza ödeyeceği, sözleşmenin 6/1. maddesine göre davacıya aylık 12.000,00 TL+KDV, ayrıca satılan evler için metrekare başına hesaplanacak ücretlerin ödeneceğinin kararlaştırıldığı tespit edilmiştir.Davacı tarafından dava dışı … firmasına hazırlanan projenin bir avan projesi olduğu tarafların kabulündedir. Dosyaya bilirkişi raporu sunan her iki bilirkişi heyetinin tespitleri de bu yöndedir. Mimari projeler bir yandan FSEK’nin 2. maddesinde ilim ve edebiyat eserlerinin alt grupları arasında, diğer yandan FSEK’nin 4. maddesinde güzel sanat eserleri arasında sayılmıştır. FSEK’nin 2/1-3 maddesine göre “Bediî vasfı bulunmayan her nevi teknik ve ilmî mahiyette fotoğraf eserleriyle, her nevi haritalar, plânlar, projeler, krokiler, resimler, coğrafya ve topoğrafyaya ait maket ve benzerleri, her çeşit mimarlık ve şehircilik tasarım ve projeleri, mimarî maketler, endüstri, çevre ve sahne tasarım ve projeleri.” ilim ve edebiyat eseri olarak nitelendirilmiştir. Görüldüğü gibi, yalnız mimariyle ilgili olan değil, sahibinin özelliğini taşımak kaydıyla her nevi plan, proje, kroki, tasarım, maket ve benzerleri eser olarak Kanun tarafından himaye edilmektedir. Bunların himaye edilmesi için, öncelikle sahibinin özelliğini taşıyor olmaları gerekir. Ayrıca sayılan eser türlerinin estetik (bediî) nitelikte olması gerekmez. Estetik nitelik taşıyan proje ve benzerleri ilim ve edebiyat eseri olarak değil, FSEK’nin 4. maddesi gereğince güzel sanat eseri olarak korunurlar. Özellikle mimarlık eserleri FSEK’nin 4. maddesinde güzel sanat eserleri arasında sayılmıştır. Öyleyse bir mimari proje, Kanun’da koruma altına alınan pek çok eser türünden farklı olarak, estetik özellik taşısa da taşımasa da himaye görmektedir. Zira bir mimari proje, estetik özellik taşısın veya taşımasın, eser olması sıfatıyla koruma altındadır. FSEK’nin 2/1-3 maddesinde mimarlık projesi kavramına yer verilmiş; ancak mimarlık projesinin tanımı yapılmamıştır. Yine 6235 sayılı Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Kanununda ve 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Hakkında Kanunda da mimarlık projesinin tanımı yer almamaktadır. Bununla birlikte mimarlık projesi, TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulunun 28.12.2011 tarihli ve 42/31 sayılı kararıyla kabul edilen Mimarlık Hizmetleri Şartnamesi ve En Az Bedel Tarifesinde mimarlık tasarım ve proje türleri, hazırlık ve ön etüt çalışması, avan (ön) proje, kesin proje ve uygulama projesi olarak tasnif edilmiş ve tanımlanmıştır. Özellikle avan (ön) proje; gerçekleştirilecek bir yapı konusundaki ilk düşüncelerin plan, kesit ve görünüşlerle belirtildiği öneri projesidir. Avan (ön) proje aynı konunun ayrı birkaç çözümünü göstermek üzere birden çok proje hâlinde düzenlenebilir. Örneğin mimari yarışma projeleri genellikle avan (ön) proje niteliğindedir. Avan (ön) projede plan kesit ve cephelerde insan, ağaç taşıt gibi öğeler gösterilebilir ve renklendirme kullanılabilir. Ayrıca boyut olarak genellikle yapı kütlelerinin dış ölçüleri yazılır (Hasol, Doğan: Mimarlık Sözlüğü, İstanbul, 2016, s. 30). Bu itibarla avan (ön) proje, FSEK’in 2/1-3. maddesinde zikredilen mimarlık projesi kapsamında bir fikrî üründür ve sahibinin hususiyetini taşıması kaydıyla FSEK anlamında eser niteliğindedir. FSEK anlamında eser sayılan fikir ürünleri üzerindeki hak, telif hakkı olarak anılmaktadır.Yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kataloglarda bulunan davacı tasarımlarının, kat planları, dört adet cephe görünüşü ve iki kesitten oluşan tasarımlar olduğu, hususiyet taşımadığı, FSEK kapsamında eser niteliğine sahip olmadığı, davacının dolayısıyla FSEK’nun 67. ve 68. maddelerinde belirtilen hukuki korumalardan faydalanamayacağı sonucuna ulaşılmış, bu nedenle davacının bu yöndeki istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, mahkemece bu kapsamda yapılan eser değerlendirmesi ile manevi tazminata yönelik değerlendirmelerin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Diğer yandan, davalının, davacı ile sözleşme ilişkisi içinde bulunan ve daha önce davalının distribütörlüğünü yapan dava dışı …Ltd. Şirketinden aldığı kataloglarda yer alan davacı projelerinin kime ait olduğunu bilmeden kullanıyor olmasının basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olduğu gibi dava dışı … firması ile aralarındaki distribütörlük sözleşmesinin sona ermesine rağmen elindeki katalogları bedelsiz olarak kullanmasının hukuken korunamayacağı, zira, davacıya ait avan projesi bir eser olarak kabul edilmese dahi ortada fikri bir emeğin söz konusu olduğu, davalının, proje hizmet bedeli olarak ödemesi gereken bir meblağı, haksız kullanımda bulunmak suretiyle ödemeyerek zenginleştiği, bu nedenle projenin kapsamı ile piyasa koşullarına göre, bilirkişi tarafından tespit edilen ve mahkemece de hüküm altına alınan hizmet bedelinin uygun olduğu, böylelikle, mahkemece maddi tazminata yönelik hükümde bir hata bulunmadığı, ancak ancak davalının eylemlerinin başlangıç ve bitiş tarihinin tam olarak tespit edilememesi, tarafların tacir olup davacı tarafça davalıya gönderilmiş bir ihtarname vs. belge bulunmaması dikkate alındığında, dava tarihinin faiz başlangıcı olarak dikkate alınması gerekirken mahkemece afaki olarak belirlenen 01.01.2010 tarihinden itibaren faize hükmedilmesinin hatalı olduğu, dava konusu alacağın mahiyetine göre faiz başlangıcının dava ve ıslah tarihi olarak bölünemeyeceği de dikkate alınarak sonuç itibariyle, davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine davalının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, hükmün yalnızca faiz başlangıcının hatalı olması nedeniyle 6100 Sayılı HKM’nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılarak yeniden karar verilmesine yönelik karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davacının istinaf başvurusunun REDDİNE,2- Davalının istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜ ile, düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b.2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Davanın KISMEN KABULÜNE,3/a- 13.960,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3/b- Manevi tazminat talebi ile fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,4- İlk derece Mahkemesi aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- Alınması gereken 953,60 TL harçtan peşin alınan 580,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 372,95 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,4/b- Davacı vekiline kabul edilen maddi tazminat davası üzerinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,4/c- Davalı vekiline reddedilen telif hakkına tecavüzün tespiti ve men’i davası üzerinden Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,4/d- Davalı vekiline reddedilen manevi tazminat davası üzerinden Asgari Ücret Tarifesi gereğince takdir olunan 2.860,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,4/e- Davacı tarafından yatırılan ıslah dahil 580,65 TL peşin harç ve 25,20 TL başvurma harcı olmak üzere toplam 605,85 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,4/f- Davacı tarafından yapılan 240,60 TL tebligat ve müzekkere masrafları ile 4.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.740,60 TL yargılama giderinden, davanın kabul ve red oranına göre, (%41) 1.943,65 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye (%59) 2.796,95 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, 4/g- Davalı tarafından yapılan 41,50 TL yargılama giderinden, davanın red ve kabul oranına göre, (%59) 24,50 TL’nin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, bakiye (%41) 17,00 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, 5- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;5/a- Davacı vekilinin istinaf başvurusu reddolunduğundan alınması gereken 54,40 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcından peşin yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın tahsili ile hazineye gelir kaydına,5/b- İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan 2838,40 TL istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,5/c- İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 29,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 115,50 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,5/d- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,5/e- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına,6- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/11/2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 42 nci maddesi ile değişik 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a .maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/12/2020