Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1068 E. 2022/675 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1068
KARAR NO: 2022/675
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2018
NUMARASI: 2016/1224 E. – 2018/703 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasına konu ettiği … Bankası’na ait 30/09/2015 keşide tarihli, … seri nolu 45.000 TL’lik çekin 30.000 TL’si ve aynı bankaya ait … seri nolu 03/10/2015 keşide tarihli 45.000 TL’lik çekin müvekkil şirket sahibi …’da bulunduğu sırada çalınan boş çek sayfaları içinde olduğunu, takip konusu çeklerde müvekkili şirkete atfen yer alan imzaların müvekkili şirket sahibine ait olmadığını beyanla çek ve takip sebebiyle davalı tarafa borçlu olmadıklarının tespitine, müvekkilinden haksız yere muhafaza edilen malların dava sonuçlanıncaya kadar müvekkiline bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dışı şirket ile imzalanan Faktoring sözleşmesi gereğince takip konusu çeklerin müvekkili şirkete keşide edilerek verildiğini, çek alacaklarına istinaden müvekkilinin takibe giriştiğini, süresinde imza itirazında bulunmayan borçlunun imzayı kabul etmiş sayıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “İmza incelemesine yönelik bilirkişi raporlarına itibar edilerek; dava konusu çekler üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … ve İstanbul … İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyalarına konu edilen … bankasına ait … seri nolu 30/09/2015 keşide tarihli, 45.000TL bedelli(anılı çekin 30.000TL si takip konusu yapılmıştır) ile aynı bankaya ait 03/10/2015 keşide tarihli … seri nolu 45.000TL bedelli, toplam 75.000TL yönünden, davacının davalı tarafa borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafın yerinde görülmeyen şartları oluşmayan %20 kötü niyet tazminat talebinin reddine,” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dışı şirket ile imzalanan Faktoring sözleşmesi gereğince takip konusu çeklerin müvekkili şirkete keşide edilerek verildiğini, Davaya konu çeklerin, dava dilekçesinde davacı şirket yetkilisinin çek defterini kaybettiğini iddia ettiği 02.09.2015 tarihinden 3 ay önce 01.06.2015 tarihinde müvekkili şirket nezdinde bulunduğunu, Mahkemece bu hususun dikkate alınmadığını, yine Mahkeme tarafından savcılık dosyasının istenmediğini, eksik araştırma ile sonuca gidildiğini, cevap dilekçesinde belirtilen delillerin toplanmadığını, tek bir kurumdan aldırılan bilirkişi raporu ile karar verildiğini, bu durumun Yargıtay uygulamalarına aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, iki adet çeke dayalı menfi tespit davasıdır. Davacı; çekler üzerindeki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı; çeklerin dava dışı şirket tarafından aralarındaki faktoring sözleşmesine binaen verildiğini savunmuş, Mahkemece; bilirkişi incelemesine itibar edilerek dava konusu çekler üzerindeki imzaların davacıya ait olmadığından bahisle davanın kabulüne karar verilmiş, karar yukarıda belirtilen sebeplerle davalı yanca istinaf edilmiştir. Dosyaya sunulan, bilimsel ve teknik yönden denetime elverişli bilirkişi raporunda, dava konusu çekler üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı tespit edilmiş, Mahkemece söz konusu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. Sahtelik iddiası mutlak defilerden olup herkese karşı ileri sürülebileceğinden, davalının ”çekleri dava dışı firmasından faktoring sözleşmesi ile aldığı” yönündeki savunması dinlenemez. Bu nedenle davalı vekilinin aksi yöndeki savunması yerinde görülmemiştir. Diğer yandan davalı her ne kadar dava konusu çeklerin çalındığının iddia edildiği tarihten üç ay önce tarafına verildiğini iddia etmiş ise de, dava dışı firmanın tek taraflı ticari kayıtlarından olan 01.06.2015 tarihli çek çıkış bordrosu dışında iddiayı ispata yarar kesin bir maddi delilin bulunmadığı, çek çıkış bordrosunun sonradan her zaman düzenlenebilecek belge niteliğinde olduğu görülmekle davalı yanın bu yöndeki iddiası da yerinde görülmemiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/07/2018 tarih ve 2016/1224 E., 2018/703 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.123,25 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.280,82 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.842,43TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davalı tarafça tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022