Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1067 E. 2022/666 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1067
KARAR NO: 2022/666
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2017/420 E. – 2018/211 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleş. Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:Davacı Meslek Birliği dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 5846 sayılı kanunun 42. Maddesi uyarınca kurulmuş Meslek Birliği olduğunu hak sahiplerinin vermiş oldukları yetki kapsamında hak takibi yaptıklarını yapılan lisans sözleşmesi gereğince düzenlenen faturaların davalı tarafından ödenmemesi sebebiyle yapmış oldukları icra takibine itiraz üzerine İstanbul 4 FSHHM’nin 2014/259 sayılı dosyasında dava açtıklarını alınan bilirkişi raporu ile 1568,36 TL borcun bulunduğunun tespit edildiğini davanın takip edilmemesi sebebiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini bu sebeplerle 1.568,36 TL’nin aylık %2 faiz yürütülerek davalıdan tahsilini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyada hak düşürücü sürenin geçtiğini İstanbul Mahkemelerinin yetkili olmadığını İzmir Mahkemelerinde davanın görülmesi gerektiğini taraflar arasında imzalanan bir sözleşmenin bulunmadığını sunulan sözleşmedeki imzanın şirket yetkililerine ait olmadığını sözleşmenin imzalandığı 01/08/2008 tarihinde şirketin … ve … tarafından temsil edildiğini davacı tarafından gönderilen faturaların iade edildiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir. İlk derece Mahkemesince; “Taraflar arasındaki lisans sözleşmesinde, e davalı Üstün … A.Ş ne atfen atılan imzaların şirket yetkilileri olan … ve …’ya ait imzalar olmadığı gerekçesiyle davanın reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tarafların ortak iradeleri ile dava ve takip konusu sözleşmeyi imzaladığını ve işbu sözleşme gereğince davalı tarafın meslek birliklerine belirlenen oranlar tutarında lisans hak bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini,01.08.2008’den itibaren düzenlenen faturalar kabul edilirken sadece 2012 yılı bedellerine ilişkin faturaların reddinin dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiğini, Yerel mahkemece de yargılamaya esas alınacak bir imza incelemesi yaptırılmadığını, gerekçeli kararda belirtildiğinin aksine sözleşme aslı ve mukayese belge asılları üzerinden değil sözleşme fotokopisi üzerinden inceleme yapıldığını, Aynı sözleşmeden kaynaklanan borç sebebiyle kendilerince açılan İstanbul …İcra Müd. … esas sayılı dosyasına ödeme yapıldığını, hatta 2008, 2009, 2010 ve 2011 yılları için kesilen faturaların borçlu tarafından kabul edildiğini, u sebeplerle verilen kararın hukuka aykırı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. 6100 sayılı HMK 341/2. maddesinde miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar hakkındaki kararların kesin olduğu ve istinafa konu edilemeyeceği düzenlemesine yer verilmiş; üç bin liralık kesin sınırı, HMK’nın Geçici 1. maddesi hükmü gereğince 2017 yılında verilen kararlar için 3.110,00 TL, 2018 yılında verilen kararlar için 3.560,00 TL, 2019 yılında verilen kararlar için 4.400,00 TL, 2020 yılında verilen kararlar için ise 5.390,00 TL olarak belirlenmiştir. Somut olayda; istinaf kanun yoluna başvuran davacı aleyhine yerel mahkemece verilen davanın reddine ilişkin karar miktarı 1.568,36 TL olup, verilen karar miktar yönünden kesindir. Miktar olarak kesin olduğu yasada açıkça belirtilen bu karara karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulamaz. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir.Açıklanan sebeplerle, kararın kesin olması halinde ilk derece mahkemesince istinaf talebiyle ilgili bir karar verilebileceği gibi 01/06/1990 tarih 3/4 sayılı İnançları Birleştirme Kararı gereğince parasal kesinlik sınırı sebebiyle temyiz edilemeyecek kararların temyizi halinde Yargıtay’ca temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği yönündeki içtihatın kıyasen uygulanması sonucunda bu hususta Dairemizce de karar verilebileceği gözetildiğinde, davacının istinaf yoluna başvuramayacağından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 341/2 ve 346/1 maddeleri kapsamında, 352/1/b. maddesi gereğince usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 346/1. ve 352/1/b. maddeleri gereğince istinaf dilekçesinin USULDEN REDDİNE, 2- İstinaf talebinin esası incelenmediğinden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL maktu istinaf karar ve ilam harcının talep halinde davacıya iadesine, 3- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6100 Sayılı HMK’nın 341/2. ve 352/1-b. maddeleri gereğince, dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a. maddesi gereğince, KESİN olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022