Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1065 E. 2022/716 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1065
KARAR NO: 2022/716
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2017/603 E. – 2018/139 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi ve Tazmini
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkillerine gönderilen 24/08/2017 tebliğ tarihli ihtarname ile … ve … isimli albümlerle ilgili olarak hak ve yetkilerini gereği gibi kullanmadığından bahisle söz konusu albümlerle ilgili müvekkiline karşı cayma hakkını kullandığını belirtiğini bu sebeple iş bu davanın açıldığını albümlerin müvekkili şirketler ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını kültür bakanlığından celb edilecek eser işletme belgelerinden bunun tespit edilebileceğini bu sebeple davalının cayma hakkının bulunmadığını ve kendilerine caymaya ilişkin husumetin düşmeyeceğini bu sebeple caymanın geçersizliğine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı yanın beyanlarının çelişkili olduğunu hem sözleşmenin bulunmadığını hem de müvekkilinin caymaya konu eser üzerinde tasarruf edebileceği bir hakkının bulunmadığını…’e icracı sanatçı olarak ödemelerin yapıldığını davacı yanın gönderdikleri ihtarnameye cevap vererek hatayı giderebileceklerini böyle yapmayıp itiraz davası açmalarının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu bu sebeple davacının hak sahibi olmaması halinde hukuki menfaati bulunmadığından davanın usulden reddi gerektiğini aksi takdirde de davanın esastan reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ışığında davaya konu iki eserin davacı yan ile ilgisinin bulunmadığı bu sebeple cayma hakkının doğru bir şekilde kullanılmamış olduğu anlaşılmakla hak sahibi olmayan davacılar aleyhine gerçekleştirilen caymanın geçersiz olduğunun tespitine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava kapsamında davacıların, dilekçe teatisi aşamasında hem caymaya konu albümler ile ilgileri olmadığını ileri sürdüklerini hem de hak sahibi olmadıklarını iddia ettiklerini ancak işbu davayı ikame ettiklerini, davacıların bu davayı açmış olmasının Türk Medeni Kanun’u kapsamında düzenlenen dürüstlük ve iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil ettiğini, davacıların konu ettikleri Beşiktaş … Noterliğinin 23.08.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesine karşı dava dilekçesinde yer verdikleri iddialarını bir cevabi ihtarnameye konu edebilecekken caymaya itiraz davasını açtıklarını, davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediğini, bu sebeple de kendisinin vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasının hukuka aykırı olduğunu, davanın açılmış olması iyi niyet ve dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmesi sebebiyle işbu karar aleyhine vekalet ücreti yönünden hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılması suretiyle düzeltilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Bilindiği üzere, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 312. maddesinde, “(1) Feragat veya kabul beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir. Feragat ve kabul, talep sonucunun sadece bir kısmına ilişkin ise yargılama giderlerine mahkûmiyet, ona göre belirlenir. (2) Davalı, davanın açılmasına kendi hâl ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir. Aynı Kanun’un 326. maddesinde, “(1) Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. (2) Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır. (3) Aleyhine hüküm verilenler birden fazla ise mahkeme yargılama giderlerini, bunlar arasında paylaştırabileceği gibi, müteselsilen sorumlu tutulmalarına da karar verebilir.” denilmiştir. Davalı vekili her ne kadar istinaf dilekçesinde, kendi kusuru ile bu davanın açılmasına sebebiyet veren davacının lehine olmak üzere müvekkil aleyhine yargılama gideri ve avukatlık ücretine hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hakkaniyet ile de bağdaşmadığını ileri sürmüşse de, dosya kapsamına göre, davacının, dava açma hakkının kısıtlanamayacağı, davacının ihtar çekmeden de dava açabileceği, bu davanın açılmasında hukuki yararının bulunduğu görülmektedir. 6100 Sayılı HMK’nın 312. maddesi hükmüne göre davalı tarafın yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden sorumlu tutulamaması için davalının davaya sebebiyet vermemiş olması yeterli olmayıp aynı zamanda en geç ilk celse oturumuna kadar davayı da kabul etmesinin zorunlu olmasına, somut olayda davalı tarafın davayı kabul etmemiş bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2017/603 E., 2018/139 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022