Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1064 E. 2021/611 K. 03.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1064 Esas
KARAR NO: 2021/611
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul(kapatılan) 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 16/05/2017
NUMARASI: 2014/117 E., 2017/95 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 03/06/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde ve özetle; Müvekkilinin dijital oyunculuk hizmetleri alanında yeni standartlar inşa ederek, yeni pazarları sürekli araştırıp en iyi şekilde kullandığını ve sunduğunu, bu nedenle dijital oyunlara, oyun cihazlarına, bunlarla ilgili bilgisayar hizmetleri ve oyun turnuvalarına taleplerin katlanarak artması nedeniyle ve oyuncuların bir araya gelmesi için müvekkilinin 2006 yılında www…..com alan adını alarak bir internet sitesi kurduğunu, ancak hal böyle iken, davalı adına 2010/11442 sayı ile “…” markasının 08/03/2012 tarihinde tescil edildiğini, müvekkili internet sitesinin oyun ve bilgisayar camiasının bilinen bir markası haline geldiğini, müvekkilinin www…..com isimli sitesinin E-Spor sektöründe 2006 yılından itibaren oyunlar, oyun cihazları ve bilgisayar hizmetleri konusunda bilgi alma kaynağı olarak bilinen ilk isimlerden biri olduğunu, internet alan adının nitelik bakımından, alan adı marka, ticaret unvanı ve işletme adı gibi ayırt edici ad ve işaret, tanıtma vasıtası olarak işlev gördüğünü, müvekkilinin söz konusu alan adını yıllarca emek sarfederek ve kullanarak “…” markasını ayırt edici kıldığını, bununla beraber müvekkilinin tescilsiz markasının belli bir çevrede ve piyasada bilinirlik sağladığını iddia ederek, 2010/11442 sayı ile davalı adına tescilli bulunan “oyunguru” ibareli markanın 28 ve 42. sınıflarda hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini ile verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Öncelikli olarak tek başına alan adı sahibi olunmasının, 556 Sayılı KHK hükümleri gereğince, hükümsüzlük davasının açılması için yeterli bulunmadığını, söz konusu internet sitesi incelendiğinde, sitenin korunmasının 2014 yılı olduğu, alan adının ise 2011 tarihinden itibaren faaliyet gösterdiğinin anlaşıldığını, müvekkili adına tecsilli markanın 09, 28, 35, 38 ve 42. sınıflarda yer alan mal ve hizmetlerde tescil edildiğini, ancak davacının iddia etmiş olduğu alan adının belirtilen söz konusu sınıflardan hiçbirine girmediğini, davacı yanın sadece www…..com isimli alan adına dayanarak 28 ve 42. sınıflar açısından müvekkili markasının hükümsüzlüğünü talep etmiş ise de, davacı yanın söz konusu sınıflarda kullanmış olduğu oyunguru isminde bir hizmet veya malının bulunmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda; “Dava, davalı adına tescilli 2010/11442 sayılı oyunguru ibareli markadaki ibare üzerinde gerçek hak sahipliğine dayalı ve 556 Sayılı KHK’nın 8/3-5 maddesine dayalı ve öncelikli hak sahibi olduğunu iddia ettiği emtiaları içeren 28 ve 42. sınıflar yönünden kısmen hükümsüzlüğü, sicilden terkini ve verilecek karar özetinin ilanı taleplidir.Davanın başta Anadolu 2. FSHHM’ne açıldığı, Mahkemece 556 Sayılı KHK’nın 63/3 maddesi gereğince yetkisizlik kararı verildiği ve kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın Mahkememize intikal ettiği anlaşılmıştır.TPE Markalar Dairesi Başkanlığından gelen kayıtlardan, 2010/11442 sayılı “…” ibareli markanın, 9, 28, 35, 38 ve 42. Sınıflarda 23/02/2010 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle davalı adına tescil edildiği tespit edilmiştir.556 Sayılı KHK 8/V maddesinde, tescil için başvurusu yapılmış markanın başkasına ait kişi ismi, fotoğrafı, telif hakkı veya herhangi bir sınai mülkiyet hakkını kapsaması halinde hak sahibinin itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği, 8/3. maddesinde ise, tescilsiz bir markanın veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaretin sahibinin itiraz etmesi üzerine tescili istenilen markanın başvuru tarihinden önce veya markanın tescili için yapılan başvuruda belirtilen rüçhan tarihinden önce bu işaret için bir hak elde edilmiş olması, ayrıca belirtilen işaretin sahibine daha sonraki bir markanın kullanımını yasaklama hakkı vermesi halinde tescil edilemeyeceği belirtilmiştir.Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gerekenler de toplandıktan sonra, dosyada uyuşmazlıkla ilgili bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 03/05/2016 tarihli raporda, marka hukukuna özgü tescilsiz kullanımın işaretin mal veya ambalaj üzerine konulmasını ya da sunulan hizmetle birlikte kullanılmasını gerektirdiğini, TRİPS’in 16/1. Maddesinde de marka hakkının bahşettiği genel kapsam açıklandıktan sonra ilgili marka üzerinde tescil tarihinden önce özellikle kullanım yoluyla hak elde etmiş üçüncü kişilerin fiili kullanımlarının korunmakta olduğunun belirtildiğini, somut olayda, davacı yan 2006 yılında www…..com alan adını internet sitesi olarak kurduğunu iddia etmiş, davalı ise internet sitesinin 2013 yılında faaliyete geçirildiğini belirttiğinden, bu sitenin hangi tarihten itibaren ticari etki yaratacak şekilde internette kullanıldığının tespit edilemediğini, 8/V’deki istisnai hükmün ise uygulama şartlarının bulunmadığını müteala ettiklerinden, heyete bilişimci bir bilirkişi eklenerek davacının iddia ettiği internet sitesinin kurulumundan itibaren, yani davalı başvurusundan önce internette kullanılıp kullanılmadığının belirlenmesi ve dolayısıyla iddia olunan kısmi hükümsüzlük şartlarının mevcut olup olmadığının tespiti amacıyla bilirkişilerden ek rapor istenilmiş, hazırlanan 17/02/2017 tarihli ek rapor ile bilirkişi heyetinin, www….com adlı internet sitesinin arşiv kayıtlarını incelemiş ve sitenin oyun konusunda hizmet veren bir tartışma forumu niteliğinde olduğu, 67 üyenin bulunduğunu tespit ederek 05/12/2006, 15/01/2007, 11/10/2010 ve 08/10/2011 tarihli arşiv görüntüleri incelenmiş, son görüntü altında belirtildiği üzere, sitenin tasarımının geliştirildiği ve site üzerindeki kayıtlı üye sayısının 6363’e ulaştığı tespit edilerek ilgili ekran görüntülerinin de rapora eklendiği, sonuç olarak 08/10/2006 tarihinde bu sitenin satın alındığı, 05/12/2006 tarihinde faaliyette olduğu, davalının marka başvuru tarihinden önce bilgisayar oyunları ve bilişim hizmetleri alanında ticari bir kullanımının bulunduğu, çok sayıda kayıtlı üyesinin olduğu ve kitle nezdinde bilinirlik kazandığı, KHK’nın 8/3 ve 9/2 maddelerindeki hükümsüzlük koşullarının mevcut olduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, kısmen hükümsüzlüğü istenilen markanın oyunguru şeklindeki ibaresi oyun üstadı, oyun ustası anlamına gelmektedir. Davalı tarafından özel olarak oluşturulan fantezi bir ibare olmadığı dosya kapsamı ile sabittir. Davalı marka başvurusunu 2010 yılı Şubat ayında yapmıştır. Davalının başvurusundan önce davacı yanın bu ibareyi markanın iptali istenilen mal ve hizmetler yönünden davacının kullanıp kullanmadığının belirlenmesi, davanın sonuçlanmasına ışık tutacaktır. Somut olayımızda görüldüğü üzere, davacı yan oyunguru ibaresini davalının marka başvurusundan çok önce web sitesi adı olarak satın aldığını ve o tarihten itibaren de kullandığını iddia ettiğinden, davalının marka üzerindeki kurucu nitelikli hak doğmadan önce davacı yanın markayı kullandığı anlaşılmaktadır. Zira, henüz 2006 yılında davacı www…..com adlı internet sitesini satın aldıktan sonra yapılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan ek raporda görüldüğü üzere, 2006 ve 2007 yılları ile devam eden yıllarda internet sitesini aktif kullandığı, başta 67 üyesi var iken, 2007′ de 452 üyeye, bir kaç yıllık zamanda 2011′ de ise 6363 üye sayısına ulaştırdığı ve oyun ustalığı olarak adlandırılan bu alanda ibareyi markasal da kullandığı sonucuna varıldığından, oyunguru ibaresi üzerinde 28 ve 42. Sınıflarda belirtilen mal ve hizmetler yönünden davacı yanın öncelikli ve üstün hak sahibi olduğu, tescilsiz kullanımı sebebiyle markasal hak sahibi olduğu mal ve hizmetler ile aynı tür ve benzer nitelikli mal ve hizmetler için davalının daha sonra tarihli yaptığı başvuru üzerine tescil edilen markanın kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK’nın 8/3 maddesinde belirtilen tescil edilemezlik koşulunun mevcut olduğu anlaşılmakla, 8/V maddesindeki yazılı koşullar mevcut olmasa da, belirtilen sebeplerle davadaki kısmi hükümsüzlük talebinin kabulü ile, davalı markasının aşağıda yazılı olduğu üzere kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, kararın ilanına yönelik talep mevcut ise de, hükümsüzlük davalarının sonucunda kararın ilanına ilişkin bir düzenleme bulunmadığından, yasal dayanağı bulunmayan ilan talebinin ise reddine” karar verilmiştir.Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;-Davacının alan adına ilişkin faaliyetin 2006 yılından itibaren başladığını iddia etse de, davacının bu iddiasının sadece soyut bir beyan olup, davacının bu tarihten itibaren alan adını salt internet adresinin haricinde kullandığına ilişkin somut bir delil ileri sürülmediğini, hükümsüzlük halinin tespiti için davacının www…..com adlı alan adının dava konusu markanın tescil başvurusundan önce internette ticari etki yaratacak şekilde kullanıldığının tespit edilmesi gerektiğini, markanın tescil başvurusundan önce internette ticari etki yaratacak şekilde kullanmış olduğu bilirkişi raporda bilirkişiler tarafından yapılan incelemede de tespit edilemediğini, dava konusu internet alan adının kayıtları göz önünde bulundurulduğunda internet sitesinin aktif olarak 2013 yılında yani davalı şirket adına tescilli markanın tescil başvurusundan sonra faaliyete geçmiş olduğunu,-Marka tescilinden önce hak edilmiş işaretlerinin varlığının gerekçe olarak gösterilmesi için, söz konusu işaretin (dava konusu alan adı) ayırt edici bir nitelik kazanmasının asli unsur olduğunu ancak tek başına internet adreslerinin ayırt edici bir unsuru bulunmadığını, ayrıca www…..com ismi sadece bir internet adresi ismi olup herhangi bir mal ve hizmet alanında faaliyet göstermediğini,-Davalı şirket adına dava konusu markanın tescilinden itibaren 5 yıllık süreç dahi geçmediğinden 2012 yılında tescil edilmiş olan markanın kullanımının kamuya lanse edilmemiş olması markanın bundan sonraki süreçte kullanılmayacağı anlamına gelmediğini,-Davacının tescil sürecini takip etmediğini, süresinde gereken itirazlarda bulunmadığını bu nedenlerle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde özetle;-Davalı tarafın Davacının “http://www…..com” internet sitesini 2006 yılından beri kullandığının yalnızca soyut bir iddiadan ibaret olduğu yönündeki beyanının gerçeğe aykırılığının bilirkişi marifeti ile sabit ve somut deliller ile tespit edildiğini, davacının kullanımının ticari olduğu, bilinir olduğu ve kullanımın 5 aralık 2006 yılına dayandığı şüpheye yer vermeyecek derecede sabit ve somut deliller ile ortaya konulduğunu bu nedenle istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dairemizce yapılan incelemede, ilk derece mahkemesince görevlendirilen bilirkişi heyetinde bilişim uzmanı bilirkişi bulunduğu, alınan raporda internet sitesi içeriklerine yer verildiği, davacı alan adının, davalı markalarının tescil sınıflarında kullanılıp kullanılmadığı, hangi mal ve hizmet sınıfında kullanıldığı ve kullanılıyorsa bu kullanımın ve alan adının dava tarihinde yürürlükte olan 556 Sayılı KHK 9/1-c maddesinde düzenlenen “ticari etki yaratacak biçimde” olup olmadığı konusunda yeterli inceleme içerdiği anlaşılmıştır.Dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, davacının kullandığı “oyunguru” alan adı ile, davalının markası arasında 556 Sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi anlamında ortalama alıcılar nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları genel izlenim itibariyle ilişkilendirilme ihtimalini de içerecek şekilde iltibas tehlikesinin bulunduğu, alan adının da markasal olarak kullanıldığı ve davacının hukuki yararının bulunduğu, markaya yeterli ayırt ediciliğin katılmadığı anlaşılmakla, markanın varlığının öğrenilmesinden itibaren makul sürede davanın açıldığı, davacının 2006 yılına dayanan önceki kullanımlarının olduğu, aynı hizmet sınıfında faaliyet gösterdikleri bu sebeple davalının istinaf iddiasının da yerinde olmadığı, böylelikle davalının, davacı yanın haklarını ihlal ettiği, davalı kullanımının iltibasa yol açacağı hususları gözetilerek yerinde olan mahkeme kararına karşı davalı tarafça yapılan istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda açıklanan hususlar gereğince tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul(kapatılan) 3. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/05/2017 tarih ve 2014/117 E., 2017/95 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 59,30 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 03/06/2021