Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1060 E. 2022/713 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1060 Esas
KARAR NO: 2022/713
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/07/2018
NUMARASI: 2017/185 E. – 2018/205 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 554 Sayılı KHK kapsamında korunan … ve … sayılı iki adet tasarımının davalı firma tarafından … adlı mağazada müşterilere dağıtılan kataloglarda ve davalı internet sitesinde kullanılması sebebiyle vaki tecavüzün önlenmesi davalı sitesine erişimin engellenmesi ürün katalog vs. tanıtım malzemelerinin el konularak imhası ile 10.000 TL maddi 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınması ve hükmün ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın haksız açıldığını katalogta fotoğrafın kullanılmasının üretim yapıldığı anlamına gelmeyeceğini katalogtaki ürünlerin davacı tasarımları ile aynı olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Tüm dosya kapsamı hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bilirkişi raporları ışığında dava konusu davacı tasarımlarından … nolu tasarıma ilişkin tecavüz iddialarının ispatlanamadığı davacının diğer tasarımına ilişkin dosyaya sunulan katalog ve davalıya ait www…com isimli internet sitesindeki görsellerden tecavüzün mevcut olduğu bu sebeple site içeriğinden tecavüze konu görsellerin çıkartılması gerektiği mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesi gerektiği tecavüzün durdurulması ve önlenmesi amacıyla tasarımları içeren halı ürünleri katalog vb. sair tanıtım malzemelerine el konularak imhası gerekmiştir. Davacı taraf her ne kadar tecavüzden dolayı yoksun kalınan kazanç olarak tecavüzden dolayı meydana gelen zararını talep etmişse de yapılan ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi sonucu kayıtlarda dava konusu tasarımın birebir işlenmediği genel olarak halı ibaresi ile kayıtların yapıldığı bu sebeple tecavüzden dolayı yoksun kalınan kazancın ispatlanamadığı anlaşılmakla maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Vaki tecavüzden dolayı somut olayın özelliğine göre davacı yanın talebi gibi manevi zararına ilişkin 5.000,00 TL manevi tazminata hükmolunması gerekmiş dava konusu tasarıma ilişkin kötü bir şekilde üretildiğine dair davacı iddiasının ispatlanamadığından itibar tazminatı talebi de uygun görülmemiştir. Davacı yanın hukuki yararı bulunduğundan hükmün ilanına ilişkin talebi de kabul edilmiş” ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -İlk Derece Mahkemesince müvekkili şirkete ait … numaralı tasarımın taklit edilerek üretilip satışa sunulması sebebiyle müvekkilinin tasarım hakkına yapılan tecavüzün durdurulması ve önlenmesine karar verdiğini ancak … numaralı tasarım yönünden tasarıma ilişkin talepleri reddettiğini, ayrıca, tecavüzden dolayı yoksun kalınan kazancın ve tasarımın kötü şekilde üretildiğinin ispatlanamaması gerekçesiyle maddi tazminat ve itibar tazminatı taleplerinin de reddedildiğini, … numaralı tescil belgesi ile tescillenmiş tasarıma vaki tecavüzün varlığının bilirkişi raporları ile doğrulandığını, tüm bilirkişi raporlarında … numaralı tescil belgesi ile tescillenmiş tasarıma yapılan tecavüz doğrulanmış olmakla birlikte, 01.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda; Müvekkili Şirket açısından ortaya çıkan zararın daha sağlıklı hesaplanabilmesi adına Davalı tarafın faturalarının da incelenmesi gerektiğini ancak incelenememesi ve sağlıklı bir hesap yapılamamasının tasarım sahibinin hiç kazançtan yoksun kalmadığı anlamına gelmeyeceğini ve TTK ve TBK hükümleri çerçevesinde maddi tazminata hükmedilebileceğinin ifade edildiğini, maddi tazminat talebi açısından Müvekkili Şirketin yoksun kaldığı kazancın tespit edilebilmesi adına 13.02.2018 tarihli celsede; daha önceden emsali görülmüş olan ve yalnızca Müvekkili şirket defter ve kayıtlarının incelenmesiyle de tespit edilebilecek zararın yine aynı şekilde davalının sunacağı belgelere ihtiyaç duyulmaksızın hesaplanabileceği yönündeki talepleri sebebiyle verilen ara karar sonrası dosyaya sunulan 18.05.2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı taraf belge ve defterleri incelenebilseydi hesaplama açısından daha net sonuçlara ulaşılabileceği ancak yine de Müvekkili Şirkete ait defter ve kayıtlardan yapılan araştırma neticesinde yoksun kalınan kazancın 20.787,88 TL olabileceğinin açıkça ifade edildiğini, -Müvekkili şirketin tecavüz sebebiyle yoksun kaldığı kazancın davalı tarafın eylemsizliği sebebiyle eksik olarak hesaplandığını, bilirkişi raporlarının, Müvekkili şirketin defter ve kayıtları ile … numaralı tescilli tasarıma vaki tecavüzün mevcudiyetinin ispat edilmiş olduğunu kabul etmesine ve bu sebeple Davalı tarafın itirazlarını dahi reddetmesine rağmen talepleri doğrultusunda dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda hesap edilen -maddi tazminat taleplerinin Davalı tarafın delillerinin toplanmaması sebebiyle eksik hesap edilmiş olmasına rağmen- yoksun kalınan kazancı yok farzederek tecavüz edilen tasarım ile ilgili maddi tazminat taleplerini tümüyle reddetmesi yönündeki kararının hukuka aykırı olduğunu, -Vaki tecavüz hasebiyle müvekkil şirkete ait markanın itibarının zarar gördüğünü, itibar tazminatı taleplerinin kabulü açısından yalnızca tasarımın kötü kullanılmış olup olmamasının değerlendirilmesinden ziyade KHK’nın lafzından da anlaşılacağı üzere tasarımın uygun olmayan tarzda piyasaya sürülmesi sonucundaki itibarı da değerlendirilmesi gerektiğini, davalı tarafından, Müvekkiline ait tescilli tasarımların aynı kalitede olmayan halılar üzerinde iltibas yaratacak şekilde kullanılarak piyasaya sürülmesinin markaya dair itibar kaybına yol açacağının aşikar olduğunu, … numaralı tescilli tasarıma yapılan tecavüzün varlığı deliller ile ispatlandığını ancak tecavüze uğrayan tasarımın itibarının kaybı sebebiyle tazminata hükmedilmemesinin hukuka aykırı olduğunu mezkur kararın itibar tazminatı ve maddi tazminata ilişkin hükümler yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, maddi ve manevi tazminat ile, verilecek kararın masrafları davalıya ait olmak üzere kamuya duyurulması için ülke çapındaki televizyon kanallarından ve gazetelerden bir tanesinde yayınlanması talebine ilişkindir. Somut olayda, … numaralı tasarımın taklit edilerek üretilip satışa sunulması sebebiyle davacıya ait tasarım kapsamında kalıp tasarım haklarına yönelik tecavüz olduğunun tespitine, yine başkasına ait ürünün kullanımının haksız rekabet olup haksız rekabetin tespiti ve menine karar verildiği görülmüştür. Kanun Hükmünde Kararnamenin 48. maddesinde sayılan fiilleri işleyen kusurlu kişiler tasarım hakkı sahibinin zararını tanzim etmek ile yükümlüdür. Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca tasarımdan doğan haklara tecavüzden dolayı yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir. a-tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabet olmasa idi, tasarım hakkı sahibinin tasarımın kullanması ile elde edeceği muhtemelen gelire göre, b-tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin tasarımı kullanmaktan elde ettiği kazanca göre c-tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında özellikle tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği andan itibaren geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında tasarıma ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler gözönünde tutulur. Somut olayda davacı taraf 53/2 a. maddesine göre talepte bulunuş ise de, davalı tarafın ne kadar ürün sattığı ticari kayıt ve belgelerden tespiti yapılamamış, ancak tecavüz olduğu ve davalı tarafça satıldığı sabit olmakla davacının maddi zararının miktarının tespit edilememesi halinde tecavüz olgusu ve buna bağlı olarak zararın doğduğunun sabit olması karşısında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 50., 51. maddeleri uyarınca somut olayın özelliği, tarafların konumları gibi hususlar da dikkate alınarak uygun bir tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Borçlar kanunu hükümleri dikkate alındığında bu ürün satışından dolayı 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihi şartları dikkate alınarak borçlar kanunu ve hakkaniyet gereği maddi tazminat olarak davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine karar vermek gerekli ve yerinde görülmüştür. Her ne kadar itibar tazminatına yönelik istinaf talebinde bulunulmuş ise de davacı yanın talep ettiği itibar tazminatına ilişkin olarak süre gelen aşamalarda, davalının davacının tasarımına yönelik kötü eylemlerinin olmadığı, taklit ürün kullanımının tek başına itibar tazminatı kazanımına yol açmayacağı, davalı taraf kullanımlarının davacı markasının itibarını sarsıcı olduğuna dair bir husus ispat edilemediği, dosyaya tasarımın karalandığı, kötülendiği ve bu sebeple davacının satışlarında azalma olduğuna ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamıştır. Açıklanan sebeplerle, davacı vekilinin sair istinaf başvuru taleplerinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine, ancak davacı vekilinin istinaf başvurusunun maddi tazminata ilişkin istinafının belirtilen sebeplerle kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılmasına, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin maddi tazminata ilişkin yönünden KISMEN KABULÜ ile, 2- İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/07/2018 tarih, 2017/185 E., 2018/205 K. Sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak belirtilen hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının davasının kısmen kabulüne dair yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, 3- Davacının davalı aleyhine açtığı işbu davanın KISMEN KABULÜNE 4/a- Davacı …tarafından davalı şirket aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile davanın davacıya ait … no’lu çoklu tasarımının taklit edilerek üretilip satışa sunulması sebebiyle davacı tasarım hakkına tecavüzünün durdurulmasına ve önlenmesine, 4/b- www…com isimli internet sitesinden tecavüze konu tasarım görsellerinin içerikten çıkartılmasına, mümkün olmadığı takdirde siteye erişimin engellenmesine, 4/c- Taklite konu tescilli tasarımları içeren halı ürünleri katalog ve benzeri sair tanıtım malzemelerine el konularak imhasına, 4/ç- Davacının … sayılı tasarımına ilişkin taleplerinin ve maddi tazminat taleplerinin reddine, 4/d- … nolu tasarım açısından 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 4/e- İtibar tazminatı talebinin reddine, 4/f- Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan trajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına, 5- İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 5/a- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.024,65 TL karar harcından peşin yatırılan 440,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 584,22 TL’nin davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 5/b- Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan 26,20 TL başvurma harcı, 440,43 TL peşin harç, 3,80 TL vekalet harcı, 3.521,00 TL bilirkişi ücreti, 530,75 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 4.051,75 TL yargılama giderinden davanın kısmen kabul edilmiş olması sebebiyle 2.390,54 TL’nin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına, 5/c- Davalı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 5/d- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davacı vekili yararına tecavüz talebine ilişkin 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/e- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre tecavüz talebinin reddi yönünden 7.375,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/g- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10. ve 13/(2). maddesi gereğince manevi tazminat yönünden 5.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 5/h- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(4). maddesine göre reddedilen maddi tazminat talebi yönünden 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalıya verilmesine, 5/ı-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine 13/(1). maddesine göre kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6- İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; 6/a-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, 6/b-İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 43,80 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 141,90 TL yargılama giderinin davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, 6/c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 7- 6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022