Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1056 E. 2022/712 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1056
KARAR NO: 2022/712
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/05/2018
NUMARASI: 2015/298 E. – 2018/483 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … Otomotiv şirketinin sahibi olduğunu, bu işyerini daha önce yanlarında çalıştığı … Tic. Ltd. Şti’den 07.05.2014 tarihinde bedelini tamamen ödeyerek borçsuz şekilde satın aldığını, … olarak aynı tarihte faaliyete geçtiğini, davalı … Ltd, Şti.’nin diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.’den çek karşılığı 30.000 TL olan alacağına karşı İcra takibi sebebiyle İstanbul Anadolu … icra Müdürlüğü … Talimat dosyası ile müvekkilinin sahibi olduğu Dudullu … Mah. … Sitesi … Blok … adresindeki … Otomotiv’de haciz işlemi yaptıklarını, daha sonra aynı talimat dosya numarası ile 03.02.2015 tarihinde tekrar hacze geldiklerini, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 19.12.2014 tarih, 2014/1008 sayılı kararını ibraz ederek haciz işleminin başlatıldığını, müvekkilinin … ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığını, borcu kabul etmediğini, müvekkilinin işlerinin sekteye uğramaması için alacaklı … şirketinin baskıları sebebiyle, 1.400,00 TL nakit ve davalı … lehine 04.03.2015, 04.04.2015, 04.05.2015, 04.06.2015 vadeli 10.000,00 TL tutarında toplam 40.000,00 TL vererek haciz edilen malların kaldırılmasını önlediğini, İcra Hukuk Mahkemesi’nin kararının müvekkiline tebliğ edilmeden kesinleştiğini belirtmiş olup, açıklanan sebeplerle davanın kabulüne müvekkilinin davalı şirket … Tic. Ltd. Şti. borcu sebebiyle hacizde mal kaldırılmasını önlemek için diğer davalı … Tic. Ltd. Şti.’ne verdiği senetler karşılığında davalı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, müvekkili aleyhine başlatılan icra takibinin dava sonuna kadar durdurulmasına, dava konusu 4 adet senedin iptaline, dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemece uygun görülecek teminat mukabilinde ve işbu dosya kapsamında yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, dava konusu senetlerin ödenmesini engeller mahiyetle ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla İhtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı tarafa ödenen 1400 TL’nin davalıdan istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … İzolasyon vekili savunmasında özetle; İcra dosyası borçlusu … Tİc. Ltd. Şti.’nin borçlarından kurtulabilmek için işletmesini güvendiği çalışanı davacı …’ye muvazaalı olarak devrettiğini, kira kontratında 07,05.2014 tarihinde haciz yapılan yerin … Tic. Ltd. Şti. yetkilisi tarafından davacıya kiraya verildiğini, davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini, davacının kötü niyetli olduğunu, davacının borca karşılık verdiği şahsi senetlerin haciz baskısı altında alındığını iddiasının gerçeği yansıtmadığını, hacız tutanaklarından da görüleceği üzere söz konusu ödemenin ve bonoların haciz sırasında değil, haciz işlemi bittikten sonra harici olarak uzlaşılmak sureti ile davacı tarafından verildiğini, işyerinin devrolduğu iddiasının kabul edilmemekle birlikte davacının bu yöndeki beyanları kabul olsa dahi 2 yıl boyunca devralan iyi niyetli 3.kİşiye karşı sorumluluğunun devam ettiğini belirtmiş olup, açıklanan sebeplerle davacının kötü niyetli davasının reddine, %20’den az olmamak üzere icra inkar ve kötü niyet tazminatına. hükmedİlmesİne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Davacı, her ne kadar davalıya vermiş olduğu 40.000,00 TL tutarlı 4 adet bonoyu ve 1.400,00 TL tutarındaki nakit ödemeyi haciz baskısı altında vermek zorunda kaldığını iddia etmiş ve bu sebeple menfi tespit isteminde bulunmuş ise de; davacının istihkak iddiasının İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1612 E. Sayılı dosyası ile incelenerek reddine karar verildiği, bu karar ile davacının işletmekte olduğu işyerinde bulunan ve haczedilen malların icra dosyasının borçlusu olan (bu davanın iki nolu davalısı durumundaki) … Ltd. Şti’ne ait olduğunun kabul edildiği, bu kabulü göre davalı alacaklı … İzolasyon şirketi tarafından aynı yere ikinci kez haciz amacıyla gidildiği, bu işlemin usul ve yasaya uygun olduğu, bu işlemler sırasında davacının haczedilen malların kaldırılmaması için anlaşma yoluna gitmesinin tamamen kendi tercihi olduğunun kabulünün gerektiği anlaşıldığından davacının menfi tespit ve itiraz isteminin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Yerel Mahkeme’nin dava dilekçesinde belirttikleri hususları değerlendirmeden, eksik değerlendirme ile karar verdiğini, bilirkişi incelemesi ile müvekkilinin söz konusu işletmeyi … Ltd.’den bedelini ödeyerek aldığının sabit olduğunu, … Otomotiv ile … Tic.Ltd. Şti arasında hiçbir ilişkinin mevcut olmadığını, ticari isimleri farklı, ayrı bir vergi yükümlüsü, müvekkilinin kendisinin yaptığı kira sözleşmesi ile kiraladığı işyerinde faaliyetini sürdüren tamamen bağımsız bir işyeri olduğunu … Tic.Ltd. Şti’nin aynı ticari unvanla faaliyetlerine devam ettiğini, müvekkilinin kendi işletmesini kurup ayrılarak kendi başına bir işyeri açmasından önceki dönemde … Tic.Ltd. Şti’in de işçi olarak çalıştığını, bu şirketten işçi alacaklarını alamaması sebebiyle … Tic.Ltd. Şti aleyhine açtığı davanın İstanbul Anadolu Adliyesi 11. İş Mah. 2015/91 E sayılı dosyası ile lehlerine sonuçlandığını, -Mahkemenin büyük yanılgısının gerekçeli kararında belirttiği “davacının istihkak iddiasının İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1612 E. Sayılı dosyası ile incelenerek reddine karar verildiği” tespitinde olduğunu, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1612 E. dosyasında müvekkilinin davacı olmadığını ve bu dosyada davacının … İzalasyon Ltd. olduğunu, bu davanın müvekkiline hiçbir şekilde tebliğ edilmediğini, müvekkilinin taraf durumuna sokulduğu davada müvekkiline dava ile ilgili hiç bir tebliğat yapılmadığı gibi kararın da tebliğ edilmeden keşinleştirilerek haciz işlemi yapıldığını, Mahkemenin bu iddialarını incelemediğini, -Mahkeme kararında belirttiği “davalı alacaklı … İzolasyon şirketi tarafından aynı yere ikinci kez haciz amacıyla gidildiği,” tespitinin eksik olduğunu, ilk haczin … Ltd. adına yapıldığını, 03.02.2015 tarihindeki ikinci haczin müvekkiline hiçbir şekilde tebliğ edilmeyen 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2014/1612 E. dosyası kararı ile müvekkili adına yapıldığını, müvekkili adına yanlız bir kez haciz işleminin 03.02.2015 tarihinde yapıldığını, adresi sabit olan müvekkiline tebliğ edilmeden kararın kesinleşmesinin söz konusu olamayacağını -Müvekkiline ait işyerinin üç farklı dükkanın kiralanması ve bu üç ayrı dükkanın birleştirilmesinden meydana geldiğini, bu üç ayrı dükkânlardan sadece birisinin mülkiyetinin … Tic.Ltd. Şti ne ait olduğunu, bu tek dükkânın … Tic.Ltd. Şti den kiralandığını, kira sözleşmeleri incelendiğinde bunun böyle olduğunun açıkça görüleceğini, … Tic.Ltd. Şti ne ait olan bu tek dükkanın da İstanbul Anadolu Adliyesi … İcra Md.lüğü tarafından borcu sebebiyle satışa çıkarıldığını, davalı tarafın iddia ettiği dükkanın … Tic.Ltd. Şti nin bir başka alacaklısı tarafından icra yoluyla satıldığını, Müvekkilinin bu dükkanın yeni maliki ile yeni kira sözleşmesi yaparak kira bedeli ile kullanmaya devam ettiğini, bu açıklamaların müvekkili ile … Tic.Ltd. Şti arasında hiçbir ilişkinin olmadığını aralarında bir devir işleminin olmadığını gösterdiğini, eksik değerlendirme sonucu davanın reddine yönelik verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; Davacının istihkak iddiasının İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/1612 Esas sayılı dosyada incelendiğini ve istihkak iddiasının reddine ve icra takibinin devamına karar verildiğini, davacının ne kadar aksini iddia etmiş olsa da dosyada -üçüncü şahıs olarak- taraf sıfatı ile yer aldığını, … ile … Tic. LTD. ŞTİ. arasındaki devir işleminin borçtan kurtulma amacıyla muvazaalı bir devir olduğunu, İTO kayıtlarında borçlu şirketin şubesi olarak göründüğünü ve söz konusu kayıtların dosya içerisinde yer aldığını, 07.05.2014 tarihinde kira sözleşmesi yapıldığını, daha ileri tarih olan 06.06.2014 ise malların devredildiğini, İstanbul Anadolu Adliyesi 11. İş Mahkemesi 2015/91 Esas sayılı işçi alacağı davasında ıslahın yapılmamış olduğunu, düşük miktardan hüküm kurulduğunu, 02.12.2014 tarihinde, … firmasının devamı niteliğinde olan adrese hacize gidildiğini ve söz konusu hacizde istihkak iddiası olması sebebiyle İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesinde bu husus değerlendirildiğini ve 2014/1612 Esas sayılı dosya kararından istihkak olmadığı kararı verildiğini, karara dayanarak, 03.02.2015 tarihinde hacize gidildiğini, kararın kişiye avukatı huzurunda gösterildiğini, haciz esnasına muhafaza yapılmadığını, haciz işleminin ardından, karardan haberdar olması (buna rağmen istihkak davası açmamış olması) ve borçtan kurtulanamayacağının fark edilmesi üzerine borçlunun avukatının el yazısı ile düzenlenmiş 4 adet senet düzenlendiğini, haciz baskısı olmaksızın yapıldığı hem senetlerin yapıldığı tarih (ikinci haciz anında değil de hacizden sonra) hem de kendi avukatının el yazısı ile hazırlanmasından açıkça görüleceğini, İstanbul 3. İcra Hukuk Mahkemesi 2014/1612 Esas sayılı dosyada verilen kararda müvekkilinin davacı dahi olmadığını ifade etse de söz konusu davada taraf olmasının yeterli olduğunu, dosyada davacı veyahut davalı olarak yer olmasının dosya sonucunda bir değişiklik meydana getirmeceğini istinaf talebinin esastan reddini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davalı tarafından dava dışı şirket hakkında yürütülen icra takibinin kesinleşmesi üzerine; davacılara ait menkul malların haczi sebebiyle, davacılar tarafından icra takip dosyasına yapılan ödemeden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti ve yapılan ödemenin davalıdan istirdadı amacıyla açılmış Menfi Tespit davasıdır. (…m72) İİK 96.ve devam maddeleri uyarınca borçlu yedinde yapılan hacizde hak sahibi iddiasında bulunan 3.kişinin haczi öğrenmesinden itibaren 7 gün içinde istirdat iddiasının haciz tutanağına işlenerek gerekli tebligatlar gerçekleştirildikten sonra İcra Mahkemesinden bu hususta karar alınacağı, İcra Mahkemesinin istihkak iddiasını yerinde görmeyip takibin devamına karar vermesi halinde ise 3.kişinin İcra Mahkemesinde 7 günlük süre içinde istihkak davası açabileceği, somut olayda davacının istihkak prosedürünü takip etmeyerek ve yokluğunda verilmiş olan istihkak kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek doğrudan mahkemede istirdat davası açmış olduğu anlaşılmıştır. Davacı ile davalı … Tic. Ltd. Şti arasında 07.05.2014 tarihinde satım sözleşmesi imzalanmıştır. Davacı ve davalı arasında işletme devri söleşmesinin düzenlendiği, taraflar arasında iş yerinin aktif ve pasifleri ile birlikte devir alındığı anlaşılmaktadır. İş bu davanın tarafları arasında TBK’nın borcun dış üstlenilmesine ilişkin 196. maddesine göre bir üstlenme sözleşmesi bulunmadığı açıktır. Ancak, davacı ile davalı devir eden arasındaki sözleşme, TBK’nın 202. maddesinde düzenlenen işletmenin devri sözleşmesi niteliğindedir. TBK’nın 202. maddesinde, “Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için, Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar.Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir.Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe,ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz.” düzenlemesi bulunmaktadır. TBK’nın 202/1. maddesinde devir alan, bunu alacaklara bildirdiği veya ilan ettiği tarihten başlayarak, onlara karşı mal varlığındaki veya işletmedeki borçlarından sorumlu olur hükmün, son fıkra ile birlikte değerlendirildiğinde, anılan hükümdeki ilanın kurucu nitelikte olmadığı, bildirici nitelikte olduğu ve duyuru ile ilan yükümlülüğünün devir alan tarafından yerine getirilmemesinin işletme devri ile birlikte üstlenilen borçlar sebebiyle alacaklı üçüncü kişilere karşı olan sorumluluğunu ortadan kaldırıcı nitelikte olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda devir alan, devir aldığı işletmelerin borçlarından da sorumlu olup, açılacak davalarda taraf sıfatı ve pasif husumet ehliyeti bulunmaktadır. Sonuç olarak tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, davacının davalı … Tic.Ltd. Şti’nin borçlarından sorumlu olduğu, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/05/2018 tarih ve 2015/298 E., 2018/483 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydına, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022