Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1044 E. 2022/707 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1044
KARAR NO: 2022/707
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/04/2018
NUMARASI: 2017/247 E. 2018/581 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … Limited Şirketi’nin İstanbul Tuzla’da kimyasal hammedde ticareti yaptığını, şirket yetkilisinin ise … olduğunu, davalı … şirketi tarafından, dava dışı … Ltd. Şti. ile … Ltd. Şti. aleyhine … Tuzla E5 Şubesine ait 30.10.2016 keşide tarihli, 42.700,00 TL bedelli, … numaralı çeke dayanarak, ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Tal. sayılı dosyasına talimat yazılarak, müvekkili şirketin faaliyet gösterdiği “… Mah. … Cd. No: … Tuzla” adresine hacze gelindiğini, müvekkillerinin dava dışı borçlu şirketlerle herhangi bir fiili veya organik bağı olmamasına rağmen alacaklı vekilinin talebiyle istihkaklı haciz yapıldığını ve müvekkili şirkete ait malların haczedildiğini, istihkaklı hacze dayanak olarak da … Şirketinin, müvekkili şirketten talep ettiği siparişlerin ve TOBB kapasite raporunun müvekkili şirket bilgisayarından çıkması ve müvekkili şirket yetkilisi …’in oğlunun … şirketinde eski ortak olması gösterildiğini, müvekkili …’in de mallarının muhafaza altına alınmaması için haciz ve muhafaza baskısı altındayken dava konusu bonoyu doldurup hem şirket hem de kendi adına imzalayarak davalıya teslim ettiğini ancak müvekkillerinin davalı ile yukarıda beyan ettiği haciz olayı dışında bir ilişkisi bulunmadığını, bu hususun müvekkili şirketin defter ve kayıtları da incelendiğinde ortaya çıkacağını, müvekkillerinin dava dışı … Makine Şirketi ile hukuki veya organik bir bağ bulunmadığını, müvekkili şirkete dava dışı … Makine Şirketi’ne ait sadece sipariş ve TOBB kapasite raporu bulunduğunu, müvekkili şirketin kimya hammaddesi ticareti yaptığını, kimya sanayiinde kullanılan birçok hammaddeyi uyuşturucu veya patlayıcı yapımında kullanıldığını, hammadde talep eden firmaların, bu hammaddeyi kullanmaya elverişliliklerinin ve izinlerinin olup olmadığının tespiti gerektiğini, müvekkili şirketin de bu tespiti yapmak için hammadde talep eden firmaların TOBB kapasite raporlarını görmesi gerektiğini, bu raporlar mail ortamında talep edildiğinden, müvekkili şirket bilgisayarında dava dışı … Makine Şirketi’ne ait TOBB kapasite raporu bulunduğunu, müvekkili şirket yetkilisi …’in oğlunun … Makine şirketinde eski olarak olduğu beyan edilmiş ise de bu ortaklığın 2014 yılı içerisinde olup 3 ay kadar kısa bir zaman dilimi sürdüğünü, … Makine şirketinin mali yapısı ve ticari ahlakının müvekkillerinin oğluna uymaması sebebiyle ortaklıktan derhal ayrıldığını, ayrıca davalı tarafın icra takibine konu ettiği çekteki imzanın … Makine Şirketi yetkililerine ait olmadığı hususunda İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/2 Esas sayılı “İmzaya İtiraz” davasının açılmış olduğunu haricen öğrendiklerini ileri sürerek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe konan bononun haciz ve muhafaza baskısı altında imzalanmış olması sebebiyle müvekkillerin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bir faktoring şirketi olduğunu, … Ltd. Şti. ile faktoring sözleşmesi akdettiğini, bu sözleşme kapsamında, faturaya dayalı alacak temlik alınmış olup, ödeme olarak 30.10.2016 keşide tarihli çekin müvekkiline verildiğini, çekin karşılıksız kalması üzerine borçlular … Ltd. Şti. ve … Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mah. 2016/1880 D. iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve bu kararın İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilerek icra takibine başlanıldığını, borçlu … Tic. Ltd. Şti.’nin menkul, gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için 12.01.2017 tarihinde gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında davacı tarafından istihkak iddia edildiğini, taraflarınca istihkak iddiasına itiraz edilerek, İİK m. 97 kararı verilmesi talebinde bulunulduğunu, esasın icra müdürlüğünce dosyanın İİK m. 97 mucibinde icra hukuk mahkemesine gönderilmesi üzerine, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/45 E 2017/46 K sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiğini, mezkur takibin devamı kararının akabinde taraflarınca 07.03.2017 tarihinde borçlunun mallarınının haciz, ek haciz ve muhafazası amacı ile aynı adrese tekrar gidildiğini ve sonrasında davacılar ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya borcuna istinaden protokol yapılmış olup 07.03.2017 tanzim, 08.03.2017 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bononun davacılar tarafından verildiğini, yapılan protokolde ” Bu protokol ile alınan bononun kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunu ve bononun alınması ile bu protokolün düzenlenmesinin amacının dosya borcunu ödeme şeklini belirlemek olduğunu taraflar sözleşme serbestisi ilkesi kapsamında kabul, beyan ve taahhüt ederler ” şeklindeki hususlar yer almakta olup tarafların karşılıklı iradeleri ile protokolün imzalandığını ve davaya konu bononun verildiğini, bononun vadesi geldiği halde ödenmediğinden davacı borçlular aleyhine İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/314 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığını ve ihtiyati haciz kararının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasına sunulup (İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile ) icra takibi başlatıldığını, borçlu … Ltd. Şti.’nin menkul, gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için 12.01.2017 tarihinde gerçekleştirilen haciz işlemi sırasında davacı tarafından istihkak iddia edildiğini, taraflarınca ”Borçlu şirket … Ltd. Şti.’nin eski ortağı …’in 3. kişi şirket ortağı …’in oğlu olması, borçlu şirket eski ortağı ve 3. kişi şirket ortağı arasındaki akrabalık bağı gereği aralarında organik bağ mevcut olması, aynı borçlu için İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından yazılan talimat ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … T. sayılı dosyası ile 24/11/2016 tarihinde aynı adreste yapılan hacizde haciz mahallinde borçlu şirkete ait ünvanının yazılı olduğu Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Kapasite Raporu ve borçluya ait makine ve tesisat tablosu gibi ticari ve muhasebesel evrakın yer alması, borçlu şirket ile 3. kişi şirketin ticari faaliyet konularının birebir aynı olması” gibi sebepler ile borçlu ile davacı şirket arasındaki organik bağdan dolayı davacı şirketin istihkak iddiasına itiraz edildiğini, itirazları doğrultusunda İcra Müdürlüğü’nce icra dosyasının İİK m.97 mucibinde İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’ ne sevk edildiğini, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/45 E ve 2017/46 K sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiğini, takibin devamı kararları gereği mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile alacaklı lehine olup borçlu şirket ile 3. kişi işletme arasındaki ekonomik, ticari ve organik bağın da göstergesi olduğunu, bu defa takibin devamı kararına istinaden 07.03.2017 tarihinde gidilen hacizde davacılar ile belirtilen protokol imzalanmış olup borç kabul edilip davacılar tarafından kayıtsız şartsız ödeme taahhüdünü içeren davaya konu bononun verildiğini, söz konusu haciz işlemi İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası borçlusu olan … Ltd. Şti. aleyhine gerçekleştirildiğinden takip borçlusu olmayan davacıların kendilerinin haciz baskısı altında olduğunu, bu sebeple senet verildiğini iddia edemeyeceklerini, ayrıca takibin devamı kararlarının da hacizli malların borçlunun elinde bulunduğunu gösterdiğini, borçlu ile 3. kişi işletme arasında açık bir şekilde organik bağ olduğunu, nitekim huzurda ki dava konusuna Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2015/612 E ve 2015/16701 K sayılı ilamının emsal olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; “Somut olayda, davacı borçlular davaya konu bononun haciz ve muhafaza baskısı altında imzalanmış olduğunu iddia ettiklerinden borçlanma iradelerinin bulunmadığını ileri sürmektedirler. Bu durumda borçlular borcun varlığını inkar ettikleri için ispat yükü davalı alacaklıya düşmektedir ancak davalı alacaklı temel ilişkiden mücerret borç ikrarına dayalı kambiyo senedine (bonoya) dayanmakta olup ispat yükü yer değiştirerek davacı borçluların davaya konu bononun haciz ve muhafaza baskısı altında imzalanmış olduğunu ispat etmeleri gerekmektedir. Davacılar vekili duruşmaya gelmemiş, mazeret de bildirmemiş olup dava, davalı tarafça takip edilmiştir. Davacı tarafça ileri sürülen iddianın kanıtlanamadığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından 07.03.2017 tarihinde gidilen hacizde dosya borcuna istinaden protokol yapılmış olup davaya konu 07.03.2017 tanzim, 08.03.2017 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bononun davacılar tarafından verildiği, davacılar ile davalı arasında yapılan protokolde, protokol ile alınan bononun kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunun ve bononun alınması ile bu protokolün düzenlenmesinin amacının dosya borcunu ödeme şeklini belirlemek olduğunun kabul, beyan ve taahhüt edildiği, tarafların karşılıklı iradeleri ile protokolün imzalandığı, davaya konu bononun vadesi geldiği halde ödenmediği, davacıların davaya konu bono sebebi ile davalıya borçlu oldukları, davacı alacaklının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden davaya konu bonoya dayalı takip başlatmakta haklı olduğu anlaşılmış, davanın reddine, icra takibi durdurulmadığından şartları oluşmayan davalının tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacı … Ltd. Şti, İstanbul Tuzla’da kimyasal hammadde ticareti yapmakta olup şirket yetkilisinin diğer davacı … olduğunu, müvekkili …’in de şirkete ait mallarının muhafaza altına alınmaması için, haciz ve muhafaza baskısı altındayken dava konusu bonoyu doldurup, hem şirket hemde kendi adına imzalayarak davalıya teslim ettiğini, ancak müvekkillerinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, dava konusu bononun haciz ve muhafaza baskısı altında imzalanmış olması sebebiyle borçlu olmadıklarının tespiti için açmış oldukları bu davada ilk derece mahkemesince taraflar arasında protokol hazırlanarak bono düzenlenmesinin istanbul … icra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasındaki borcun kabulü anlamına geldiği şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olmadığını, 2-Müvekkillerinin davalı ile yukarıda beyan ettikleri haciz olayı dışında bir ilişki bulunmadığını, müvekkilleri ile davalı arasında bir ticaret bulunmadığını, bu hususla ilgili ilk derece mahkemesince müvekkili şirketin defter ve kayıtlarında incelenmesi gerekirken incelenmediğini, 3-Müvekkillerinin, dava dışı … Şirketi ile aralarında hukuki veya organik bir bağ bulunmadığını, müvekkili şirket yetkilisi …’ in oğlunun … Makine şirketinde eski ortak olduğu beyan edilmişse de, bu ortaklığın 2014 yılı içerisinde olup, 3 ay kadar kısa bir zaman dilimi sürdüğünü, … Makine şirketinin mali yapısı ve ticari ahlakının müvekkili oğluna uymaması sebebiyle kendisinin ortaklıktan derhal ayrıldığını, ticaret sicil kayıtlarından durumun tespiti mümkün iken ilk derece mahkemesince de bu hususun değerlendirilmediğini, 4-Ayrıca davalı tarafın icra takibine konu ettiği çekteki imzanın … Makine Şirketi yetkililerine ait olmadığı hususunda İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/2 Esas sayılı ” İmzaya İtiraz” davasının açılmış olduğunu ilk derece mahkemesine bildirmiş olmalarına rağmen bu dava dosyasının da akıbetinin, ilgili mahkemeden sorulmadığını, 5-Yine müvekkili şirket tarafından da, davalı tarafın yapılan haksız icrai işlemlerine ve hacizlere karşı İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/156 Esas sayılı ” İSTİHKAK” davası açılmış olup, davanın halen derdest olduğunu, bu dosyanın da akıbetinin sorulması gerekmekteyken ilk derece mahkemesince herhangi bir işlem yapılmadığını belirterek, yukarıda izah edilen sebeplerle istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılarak neticede davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, bonoya dayalı icra takibinden dolayı İİK 72. maddesine dayalı açılan menfi tespit davasıdır. Davacı vekili, davacı … Ltd. Şti’nin, dava konusu bononun haciz ve muhafaza baskısı altında imzalanmış olması sebebiyle borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep etmiş olup mahkemece davanın reddine karar verilmiş, işbu karar davacılar vekilince yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe konulan 07/03/2017 tanzim, 08/03/2017 ödeme tarihli 40.000 TL bedelli bonodan dolayı davacıların davalıya borçlu olup olmadıkları, bononun haciz ve muhafaza baskısı altında imzalandığı yolundaki iddianın yerinde olup olmadığı hususlarındadır. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasının incelenmesinde, davalı alacaklı tarafından davacı borçlular aleyhine, 07/03/2017 tanzim tarihli, 08/03/2017 vadeli, 40.000,00 TL bedelli bononun dayanak olarak gösterildiği icra takibi başlatıldığı ve takibin kesinleştiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, davacı şirketin alacağının tahsili amacıyla borçlular … Ltd. Şti Ve … Tic. Ltd. Şti. aleyhine İstanbul 13. Asliye Ticaret Mah. 2016/1880 D.İŞ sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığı, bu kararın, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına konu edilerek icra takibine başlanıldığı, borçlulardan … Ltd. Şti. menkul, gayrimenkul malları ile hak ve alacaklarının haczi ve muhafazası için 12.01.2017 tarihinde gerçekleştirilen bu haciz işlemi sırasında davacı tarafından istihkak iddiasında bulunulduğu, davalı tarafça istihkak iddiasına itiraz edilerek, İİK m. 97 kararı verilmesi talebinde bulunulduğu, icra müdürlüğünce dosyanın İİK. 97.madde gereğince icra hukuk mahkemesine gönderilmesi üzerine, İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/45 E ,2017/46 sayılı kararı ile takibin devamına karar verildiği, takibin devamı kararı üzerine, 07.03.2017 tarihinde borçlunun mallarınının haciz, ek haciz ve muhafazası amacı ile aynı adrese tekrar gidildiği, davacılar ile davalı arasında İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosya borcuna istinaden protokol yapıldığı, protokol gereği 07.03.2017 tanzim, 08.03.2017 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bononun davacılar tarafından davalıya verildiği, yapılan protokolde ” Bu protokol ile alınan bononun kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunu ve bononun alınması ile bu protokolün düzenlenmesinin amacının dosya borcunun ödeme şeklini belirlemek olduğunu taraflar sözleşme serbestisiilkesi kapsamında kabul beyan ve taahhüt ederler .” şeklinde ki hususların yer aldığı, tarafların karşılıklı iradeleri ile protokolun imzalandığı ve yukarıda belirtilen icra dosyasına istinaden davaya konu bononun verildiği anlaşılmaktadır. İşbu bononun vadesi geldiği halde ödenmediğinden davacı borçlular aleyhine İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/314 D.İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alınmış ve ihtiyati haciz kararı İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra dosyasına sunulup (İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyalası ile tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile ) icra takibi başlatılmıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından 07.03.2017 tarihinde gidilen hacizde dosya borcuna istinaden protokol yapılmış olup davaya konu 07.03.2017 tanzim, 08.03.2017 vade tarihli 40.000,00 TL bedelli bononun davacılar tarafından verildiği, davacılar ile davalı arasında yapılan protokolde, protokol ile alınan bononun kayıtsız ve şartsız bir ödeme aracı olduğunun ve bononun alınması ile bu protokolün düzenlenmesinin amacının dosya borcunu ödeme şeklini belirlemek olduğunun kabul, beyan ve taahhüt edildiği, tarafların karşılıklı iradeleri ile protokolün imzalandığı, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasındaki borç için yapılan icra takibinde, davacıların istihkak iddiası üzerine, davacının yaptığı itiraz sonucunda İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/45 E, 2017/46 sayılı kararı ile takibin devamına karar verilmesinden sonra, ikinci kez haciz için gidildiğinde söz konusu protokolün düzenlendiği ve bononun davalıya verildiği, artık bu aşamada protokolün ve bononun haciz baskısı altında düzenlendiğinin söylenemeyeceği, davacıların tarafı olmadıkları İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasındaki borcu üstlendiklerinin kabulü grektiği, davaya konu bononun vadesi geldiği halde ödenmediği, davacıların davaya konu bono sebebi ile davalıya borçlu oldukları, davalı alacaklının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası üzerinden davaya konu bonoya dayalı takip başlatmakta haklı olduğu anlaşılmakla davcılar vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacılar vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/04/2018 tarih ve 2017/247 E. 2018/581 K. Sayılı kararına karşı davacılar vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacılardan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacılardan müteselsilen tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, 6- Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a ve 362/1-g maddeleri gereğince, miktar itibariyle kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022