Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1038 E. 2022/554 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1038
KARAR NO: 2022/554
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 22/05/2018
NUMARASI: 2017/256 E. – 2018/186 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)|Marka (Manevi Tazminat İstemli)|Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili firmanın, “…” ve “…” esas unsurlu TPE nezdinde tescilli 111 markanın sahibi olduğunu; bu markalardan “…”, “…” ve “…” markalarının tanınmış marka olduğunun TPE tarafından tescil edildiğini, davalıların ise “…” isimli tableti ithal ederek piyasaya sürmekte olduklarını, davalı …’in söz konusu tabletin Garanti Belgesi’nde ve Kullanma Kılavuzu’nda yer aldığını, ayrıca www…com.tr ve www…com.tr sitelerinden söz konusu tableti pazarladığını; davalı … – …’in mütecaviz faaliyetleri ile ilgili olarak 29/08/2014 tarih ve … no.lu irsaliyeli faturanın dosyaya sunulduğunu, diğer davalı …’in ise, …’in distribütörü olup dava konusu tableti www…com.tr ve www…com sitelerinden pazarladığını, oysa, “…” ibaresinin müvekkilinin tanınmış “…” markasına tecavüz teşkil ederek haksız rekabet oluşturduğunu, ibareler arasında görsel ve işitsel benzerlik bulunduğunu, “…” ibaresinin MarkaKHK 7/1-c uyarınca cins ve vasıf bildiren yardımcı unsur olduğunu, müvekkilinin “…” esas unsurunu takip eden …, … ve … gibi seri markaları bulunmakta olduğunu, davalılara ait “…” ibaresinin tüketiciler nezdinde işletmeler arasında idari-ekonomik bağlantı izlenimi uyandırdığını, davalıların kötü niyetli olduğunu belirterek tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile 556 sayılı KHK m. 66/2-b (elde edilen kazanç) kapsamında 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özele; 05/11/1998’de kurulan müvekkili firmanın elektrik elektronik sektöründe Türkiye’nin önde gelen firmaları arasında olduğunu, dava konusu ürünün uluslararası bir ürün olduğunu, müvekkil firmanın ürünü üretmediğini, sadece Türkiye’ye ithal ettiğini, üretimi yapan firmanın … isimli Çinli firmanın Amerika’daki iştiraki … adlı firma olduğunu, ürünün …, …, … gibi pek çok mağazada satışının yapıldığını, … kelimesinin İngilizce bir kelime olup davacının tekelinde olmadığını, İstanbul Ticaret Odası’nda … ibaresini taşıyan pek çok şirketin bulunduğunu, davacı modellerinin taklit edilmediğini, haksız rekabet şartlarının gerçekleşmemiş olduğunu, renk, yazı biçim, arka planın farklı olduğunu, bu nedenle iltibasın bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …’ten mal satın aldığını, davacı markasının tanınmış marka olmadığını, ibareler arasında görsel, sesçil, fonetik, anlamsal ve genel izlenim olarak benzerlik bulunmadığını, sırf … ibaresinin geçiyor olmasının benzerliği zorunlu kılmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … -… vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı …’ten 18 adet tablet aldığını ve toplam 5.160 TL ödediğini, bunlardan 4’ünü sattığını, 14’üne polisin el koyduğunu, dolayısı ile kar etmediğini, zarar ettiğini, davacı markasının uydu alıcıları ve çanak antenler ile sınırlı sektörel olarak tanınmış marka olduğunu, oysa dava konusunun tabletler olduğunu, … ibaresini kullanmadığını, … ibaresini kullandığını, ibareler arasında benzerlik olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Bilirkişi raporuna itibar edilerek; davacı markasının kullanıldığı uydu alıcıları ve çanak antenler ile davalı tablet ürünlerinin birinin diğerini tamamladığı, elektronik sektöründe faaliyet gösteren firmaların bu ürünleri birlikte satıp pazarladığı, bu bakımdan ürünlerin hitap ettiği tüketici kitlesinin uydu alıcısı firmasının tablet ürettiğini düşünmesinin de mümkün olduğu, işletmeler arasında bağ kurulması ihtimalinin yüksek olduğu, … ibaresinin tablet ürünü yönünden tanımlayıcı olduğu ve ayırtediciliğinin bulunmadığı gerekçesiyle davalıların davacının … ibareli tanınmış markasına kaynaklanan haklarına tecavüz ettiklerinin ve haksız rekabette bulunduklarının tespitine, markaya tecavüzün haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, … markalı tabletlere ambalajlara ürünlerin tanıtıldığı evraklara tanıtım meteryallerine el konulmasına hüküm kesinleştiğinde imhasına, Davalı … Şirketi vekilinin, ürünleri üretmediğini, ithal ettiğini, Çinli bir firmanın Amerikada’ki iştirakinin ürettiğine dair savunmasının ise 556 Sayılı KHK 9/2-c maddesinde, “işareti taşıyan malın, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasının, ithal edilmesinin” de , taklit malların Türkiye’deki alıcıları yönünden markaya tecavüz olarak kabul edilmekle, yerinde olmadığına, Ticari defterlerinde yapılan inceleme sonucunda, davalı … şirketinin davaya konu ürünlerden 16.894,20 TL, davalı … şirketinin 2.505,24 TL kazanç elde ettiği gerekçesiyle davacı tarafın ıslah yolu ile arttırdığı maddi tazminat davasının kabulüne, 16.894,20 TL maddi tazminatın davalı … Limited Şirketinden, 2.505,24 TL maddi tazminatın davalı … A.Ş den dava tarihinden itibaren avans faizi ile tahsil edilerek davacıya ödenmesine, Davalı … vekilinin cevap dilekçesinde; …’den aldığı 18 tabletten 4’ünü sattığını, 14’üne el konulduğunu beyan ettiği anlaşılmışsa da, bilirkişi raporunda, defterler üzerinde yapılan incelemede, bu davalının gelir elde edip etmediğinin tespit edilemediğine dair beyanı ve davacı vekili tarafından ıslah dilekçesindeki, bilirkişi raporuna göre ıslah talebinde bulunulduğunun beyan edildiği gözönüne alınarak, bu davalıdan maddi tazminat talep edilmediği, Davacı vekilinin dava dilekçesinde 5.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği, her bir davalıdan ne kadarının tahsilini talep ettiğini açıklamadığı, bu durumda eşit oranda tahsilini istediğinin kabul edileceği gerekçesiyle 5.000,00 TL manevi tazminatın markaya tecavüz ettiği ve haksız rekabette bulunduğu tespit edilen davalılardan eşit oranda (1/3 oranında) tahsiline,” karar verilmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı tarafın çanak anten üreticisi olduğunu, piyasada bu şekilde tanındığını, davacının ürettiği tablet de olmadığını, davayı açmakta hukuki yararı olmadığını, tablet tüketicisi ile çanak anten tüketici kitlesi tamamen birbirinden bağımsız olup, tüketicide yanılgı yaratma ihtimali bulunmadığını, Müvekkili şirketin Çin merkezli olan … adlı teknoloji firması ile uluslararası ticaret anlaşması imzaladığını ve … şirketinin ürettiği … marka tablet-pc’lerin Türkiye’deki satışı ve distribütörlüğü için adı geçen firma ile distribütörlük sözleşmesi imzaladığını, yıllardır piyasada faaliyet gösterdiğini, “…” kelimesi tüm dünya tarafından bilinen ve kullanılan bir kelime olup, bu kelimenin Türkiye’de marka tescilinin yapılmasının hiç bir önemi olmadığını, “…” kelimesinin harc-ı alem bir kelime olduğunu, müvekkili şirketin ithal ettiği ürünün uluslararası bir ürün olduğunu, Çin’de üretildiğini, ürünlerin yurtdışından gümrük beyannameleri ile ithal edildiğini, … ibaresinin ingilizce bir kelime olup, davacı tekelinde olmadığını, … marka ürünlerin dünya çapında satışının yapıldığını, Somut olayda iltibas koşullarının oluşmadığını, her iki ürünün tüketici kitlelerinin farklı olduğunu, davacının davayı açmakta bir hukuki yararı olmadığını beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkil firma ile … arasında herhangi bir distribütörlük anlaşması bulunmadığı gibi, söz konusu sitenin … firmasının ithal ettiği … markalı ürünlere ilişkin olduğunu, dava konusu “…” markası ile herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, Müvekkili şirketin yalnızca satıcı olduğunu, dava konusu ürünlerin de tedarikçisinden alındığını, www…com.tr alan adlı internet sitesinin davacı … tarafından ithalatı gerçekleştirilen “…” markalı ürünlerin tanıtımının yapıldığı bir internet sitesi olduğunu, söz konusu site ile müvekkil şirkete ait www…com.tr adlı internet sitesi aracılığı ile www…com adlı siteye yönlendirme de yapılmadığını, davalı … ile aralarında bir distirübütörlük ilişkisinin bulunmadığını, dava konusu “…” markalı ürünlerin Türkiye’deki tek distribütörünün … firması olduğunu, müvekkili firmanın yalnızca davalı …’TEN tedarik ettiği ürünlerin satışını gerçekleştirdiğini, davacının ”…” ibaresini içeren markasının tanınmış olmadığını, davacının ”…” ibaresini içeren markası ile ”…” markası arasında görsel, işitsel, fonetik ve kavramsal anlamda bir benzerlik bulunmadığını, tedarik edilen ürünlerin pek çok ülkede satışının yapıldığını, ”…” ibaresinin birçok firma tarafından kullanılan bir ibare olduğunu, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin koşullarının somut olayda gerçekleşmediğini, kusur şartının gerçekleşmediğini beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … -… vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı …’ten 18 adet tablet aldığını ve toplam 5.160 TL ödediğini, bunlardan 4’ünü sattığını, 14’üne polisin el koyduğunu, dolayısı ile kar etmediğini, zarar ettiğini, davacı markasının uydu alıcıları ve çanak antenler ile sınırlı sektörel olarak tanınmış marka olduğunu, oysa dava konusunun tabletler olduğunu, … ibaresini kullanmadığını, ürünleri üretmediğini, faturalı olarak diğer davalı şirketten satın aldığını, Mahkemece yargılama giderlerinin aleyhlerine hükmedildiğini, lehlerine bir vekalet ücreti takdir edilmediğini, Müvekkilinin bir kusuru bulunmamasına rağmen müvekkili aleyhine manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile 556 sayılı KHK’nın 66/2-b maddesi kapsamında elde edilen kazanca göre maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi talepli davadır. Uyuşmazlık, davalıların ”…” ibareli ürünleri piyasaya sürmek suretiyle, davacı adına kayıtlı ”…” ibareli markaya tecavüzde ve dolayısıyla haksız rekabette bulunup bulunmadıkları, davacının maddi ve manevi tazminata hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır. Toplanan delillere, bilirkişi raporlarına, tarafların iddia ve savunmalarına göre; ”…” markalı ürünlerdeki ”…” ibaresinin davacı adına marka olarak kayıtlı ”…” ibaresiyle aynı olduğu, ”…” ibaresinde vurgunun ilk hecede olduğu, ”…” ibaresinin ise markaya bir ayırtedicilik katmadığı, ”…” ibaresinin İngilizce bir sözcük olduğu ve Türkçe bir anlamının bulunmadığı, her iki ibarenin de görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzer olduğu, ”…” ibaresinin ”…” ibareli davacı markalarının seri nitelikte bir devamı gibi algılanabileceği, her ne kadar davacı markasının uydu alıcıları ve çanak antenler yönünden kullanılması, davalıların eylemlerine konu ürünlerin ise tablet olması nedeniyle faaliyet alanlarının, mal ve hizmet sınıflarının farklı olmasına rağmen, elektronik sektöründe faaliyet gösteren firmaların bu ürünleri birlikte satıp pazarladığı, dolayısıyla ortalama tüketici kitlesi bakımından dava tarihinde yürürlükte olan 556 sayılı KHK’nın 9/1-b maddesi anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, ”…” ibaresinin marka olarak başka ülkelerde tescilli bir marka olması halinde dahi, ülkesellik ilkesi gereği, bu tescillerin sadece tescil edildikleri ülkelerde hak kazandırdığı, ülkesellik ilkesinin istisnası olan tanınmış marka hususunun somut olayda ispat edilemediği, davalı … San ve Tic. LTD. ŞTİ’nin ”…” ibareli ürünleri ithal eden firma olduğu, diğer davalıların ise, adı geçen davalıdan ürünleri satın alarak satış yoluyla piyasaya sürdükleri, 556 Sayılı KHK 9/2-c ve markaya tecavüz hallerini düzenleyen 61/1-c maddesi uyarınca; markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirmek, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutmak veya ticari amaçla elde bulundurmak fiillerinin marka hakkına tecavüz oluşturduğu, davalıların ”…” ibaresi içeren ürünleri satmak suretiyle piyasaya sürmekten ibaret eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve TTK’nın 54. ve 55.maddeleri bağlamında haksız rekabet oluşturduğu, buna göre davanın kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece varılan sonuca göre davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı görülmüştür. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davalılar vekillerinin yerinde bulunmayan istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/05/2018 tarih ve 2017/256 E., 2018/186 K. sayılı kararına karşı davalı Davalı …, Davalı …, Davalı … -… vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.267,89 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 313,89 TL harcın mahsubu ile bakiye 954,00 TL harcın davalı … Ltd. Şti.’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 284,98 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 249,08 TL harcın davalı … A.Ş.’den tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 113,85 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının peşin yatırılan 185,66 TL’den mahsubu ile bakiye 71,81 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talebi halinde davalı … -…’e iadesine 5- Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 6- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7- Davalılar tarafından yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022