Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1037 E. 2022/569 K. 07.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1037
KARAR NO: 2022/569
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 17/05/2018
NUMARASI: 2017/197 E. – 2018/225 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) Fikir ve Sanat Eseri (Tecavazün Meni İstemli)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ‘in “…” isimli programının hazırlayıcısı ve sunucusu olduğunu, davacının toplum tarafından güvenilen bir programcı ve sunucu olduğunu, Davalılardan … LTD.ŞTİ nin müvekkili … ile bağlantı kurarak piyasaya sürecekleri … isimli Diş Parlatıcı ürünün reklamlarında yer alması için görüşmeler yaptığını ve bîr sözleşme metni hazırlandığını, ancak taraflar arasındaki görüşmelerde anlaşma sağlanamadığını, buna rağmen Davalıların davacıya ait gülümseyen 10 adet resmini ürünün reklamlarında kullanılmaya başladıklarını ve ürünü www…com adlı internet sitesinde ‘…’in kullandığı ve tavsiye ettiği’ , ‘… kahkahasını … formülüne borçlu’ sloganları ile pazarladıklarını, ayrıca Davalıların uzun süreden beri davacının resim, isim, program, video ve sair görsellerini kendilerine ait olan www…com, www…com, www…com,www…com adlı internet sitelerinde, yine davalılar hesabına satışı yapılan bîr başka ürün olan … adlı zayıflama çayının tanıtımında kullandıklarını, Bu kullanım için Davalılar hakkında İstanbul 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 2013/277 E. sayılı dosya ile ayrıca tazminat davası ikame edildiğini, Davalı … İlaç Şirketinin anılan ürünün sahibi olduğunu, diğer davalı … Şirketi ise … İlacın bayilerinden biri olması nedeniyle reklamdan her iki davalınında da yararlandığını, davalıların …’in fotoğraflarını, adını ve soyadını ticari reklamlarında kullanarak davacının adından, programlarından kaynaklanan mesleki İtibarından, toplum nezdinde sağladığı kişisel itibarından ve tanınmışlığından faydalanmakta ve herhangi bir gidere katlanmadan reklam yaparak haksız ticari menfaat elde etmekte olduğunu, davacının dava konusu ürünün reklamlarında yer alsaydı alacağı bedel taraflar arasında imzalanmadan sona eren sözleşmede 100.000 -TL bedelde anlaştığını, fakat bunun 50.000.-TL’sının sözleşmeye yazılmasının öngörüldüğünü, FSEK.68. md. uyarınca bu bedelin 3 katı olan 150.000.-TL MADDİ TAZMİNATIN, ayrıca davalıların MK. 25.,TBK.’nın 58/1., FSEK 70. Madde çerçevesinde 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … ilaç vekili cevap dilekçesinde özetle; Raporda Facebook ID üzerinden sitelerin müvekkili şirket ile bağlantısının bulunduğunun belirtildiğini, ancak davalı şirkete ait hiçbir resmi sosyal medya hesabı bulunmadığını, www…com üzerinden faaliyetlerinin bulunduğunu,davalı şirkete ait ürünler üzerinde ya da müvekkili şirkete ait internet sitelerinde hiçbir şekilde davacıya ait herhangi bir görsel ya da beyanın yer almadığını, Davanın öncelikle husumet sebebiyle reddine, aksi halde haksız ve hukuka aykırı davanın reddin talep etmiştir. Diğer Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; 6100 sayılı HMK.mn 6. maddesi uyarınca yetkili mahkemenin Bakırköy Ticaret Mahkemeleri olduğunu, mahkemeizin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, davacının maddi tazminat talebinin dayanağını belirtilmediğini, dava konusu olan … isimli diş parlatıcı ürününü davalının hiç bir zaman pazarlamadığı gibi, www…com uzantılı web sitesininde müvekkiline ait olmadığını, …com uzantılı web sitesinde haksız olarak reklamlarda kullandığı iddiası ile ilgili olarak İstanbul 4. Asliye Hukuk Mahkemesi Sayın Hakimliğinin 2013/277 Esasına kayıtlı dava dosyası ile görülmekte olan dava nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, gerek usul gerek esas yönünden davanın reddi gerektiğini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacının fotoğraflarının internet ortamında izinsiz olarak kullanılmasının haksız eylem niteliğinde olduğu ve davacının kişilik haklarının zedelendiği, fotoğrafların eser niteliğinde olmadığı, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre 25.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesi gerektiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne, davalı adına kayıtlı ”www…com” sitesinde ve sair mecralarda davacıya ait isim-soyisim, davacıya ait sair görsellerin ve resminin yayınlanmasının ve kullanılmasının önlenmesine, tecavüzün ref’ine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacının popülaritesi ve emsal sözleşme bedellerine, kişilik haklarının ihlal edilmiş olmasına göre, Mahkemece hükmedilen tazminat miktarlarının düşük kaldığını, FSEK’nun 68.maddesi uyarınca sözleşme bedelinin üç katı tazminata hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, manevi tazminat miktarının düşük olduğunu beyan ederek Mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, davacıya ait fotoğrafların birinci davalı tarafından internet ortamında izinsiz olarak kullanıldığı, diğer davalının ise (bayi olması nedeniyle) bu kullanmadan faydalandığı iddiasıyla maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Toplanan delillere, bilirkişi raporuna ve Mahkemece varılan sonuca göre, dava konusu fotoğrafların eser niteliğinde olmadığı tespit edilmiş olup, bu tespit Dairemizce de benimsenmiştir. Davacıya ait fotoğrafların izinsiz olarak davalıya ait internet sitesinde kullanıldığı ise dosya kapsamıyla sabittir. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 84.maddesi gereğince, bir fotoğrafın eser niteliğinde olmasa dahi korunacağı belirtilmiş, 86. maddesinde; eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma arz edilemeyeceğini öngörülmüştür. Bu hükümdeki “resim ve portreler ” ibaresi; fotoğrafları da ifade etmektedir. Bütün bunların, izinsiz olarak teşhiri veya umuma arz edilmesi anılan hükümle yasaklanmıştır. Somut olayda olduğu gibi, bir fotoğrafın izinsiz olarak internet ortamında yayınlanması da umuma arz olarak değerlendirilmelidir. Dolayısıyla davacının 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 70, 84 ve 86.maddeleri kapsamında kişilik haklarının ihlalinden kaynaklı olarak maddi ve manevi tazminat isteminde bulunabileceği anlaşılmıştır. Ancak uyuşmazlık, Mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının miktarı noktasında toplanmaktadır. Öncelikle belirtmek gerekir ki; davacı vekili her ne kadar sözleşmede kararlaştırılan 50.000,00 TL’nin Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 68.maddesi uyarınca üç katına hükmedilmemesinin hatalı olduğu iddia etmiş ise de, yukarıda açıklandığı üzere, davacıya ait fotoğrafların eser mahiyetinde olmaması, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 68.maddesinin ancak eserler hakkında uygulanabilecek olması nedeniyle davacı vekilinin bu iddiası yerinde görülmemiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2014/12456 esas, 2014/19766 karar sayılı ilamı). Taraflar arasında yapılan ancak uygulanmayan sözleşmede, bedelin 50.000,00 TL olarak kararlaştırılmasına, emsal olarak sunulan sözleşmelerin konusunun fotoğraf kullanımına değil bizzat davacının reklam filmlerinde rol almasına ilişkin olması nedeniyle birebir emsal teşkil etmemesine göre, kişilik hakkının ihlalinin internet ortamında gerçekleştirilmesi nedenlerine dayalı olarak davacının tanınmışlık ölçüsü, kullanımın türü, şekli, mecrası ve süresi dikkate alınmak suretiyle tespit edilen maddi ve manevi tazminat miktarlarında bir hata bulunmadığı, aksi yöndeki davacı istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı sonucuna varılmış olup, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/05/2018 tarih ve 2017/197 E., 2018/225 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 07/04/2022