Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1030 E. 2021/383 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1030
KARAR NO: 2021/383
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/02/2018
NUMARASI: 2014/351 E. 2018/133 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/04/2021
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’in davalı … A.Ş. Caddebostan Şubesi’nin mevduat müşterisi olduğunu, müvekkilinin 05/11/2010 tarihinde hesaplarını incelerken davalı bankanın şahsi hesabından, eşi …’in … Merkez Şubesi’nde bulunan hesaba 25/10/2010 tarihinde 100.000,00 TL’nin aktarıldığını öğrendiğini, bu durumun izahı için davalı bankaya gittiğinde banka görevlisinin müvekkiline faks yolu ile gelen talimatla bahse konu tutarın havale yapıldığının bildirildiğini, talimatı inceleyen müvekkilinin talimatın boşanmak üzere olduğu eşi …’in el yazısıyla yazıldığını ve talimatın altındaki imzanın kendisine ait olmadığını tespit ederek, yapılan havale işleminden haberdar olmadığını ve işlemin düzeltilmesini, zararın giderilmesini istediğini, davalı banka tarafından zararın giderilmemesi ve alacağın tahsilinin sulhen mümkün olmaması nedeniyle 16/12/2010 tarihinde Şişli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile davalı banka aleyhine icra takibine geçildiğini, davalının borca ve faize itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı bankanın itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, sahte imza ihtiva eden talimata istinaden, müvekkilinin talimatı olmaksızın izinsiz olarak rızası hilafına 3. şahıslara ödenen 100.000,00 TL asıl alacak ve 1.282,19 TL işlemiş faiz toplamı olan 101.282,19 TL’nin likit, muayyen ve muaccel bir alacak olduğunu beyanla, Şişli … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına vaki haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, takip çıktısı 101.282,19 TL ve buna isabet eden fer’ilerle birlikte davalıdan tahsiline, itirazında kötü niyetli olan davalının likit alacak miktarının % 40’ından aşağı olmamak üzere, icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 19/04/2010 tarihinde Bankacılık Hizmet Sözleşmesini imzalayan davacı …’e aynı gün Caddebostan Şubesi’nde hesap açıldığını, 20/04/2010 tarihinde davacı ve dava dışı …’e ait … A.Ş.’de mevcut iki ayrı hesaptan 75.000,00 TL ve 50.000,00 TL EFT geldiğini, gelen EFT’lere istinaden 125.000,00 TL’lik vadeli mevduat hesabı açıldığını, 10/08/2010 tarihinde davacı ile akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi gereği kullanıma tahsis edilen internet bankacılığı vasıtası ile … Caddebostan Şubesinden … A.Ş.’deki hesaba 28.190,00 TL EFT gönderildiğini, 25/10/2010 tarihinde, Caddebostan Şubesi’ne faks yolu ile ulaşan EFT talimatı gereği, dava dışı …’e ait … A.Ş. Nezdindeki hesaba 101.400,00 TL tutarlı para aktarımı talebinin, talimat faksı üzerinde bulunan telefon numaralarından teyit edilerek yerine getirildiğini, yapılan işlemlerin hiçbirinde davacı ile akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesine ve bankacılık teamüllerine aykırı bir tutum sergilenmediğini, davacı ile akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin 27. Sayfasında yer alan XIV- Faks Talimatları paragrafının 2. Maddesine göre müşterinin, bankaya faksla talimat iletmesinin bütün sonuçlarını kabul ederek, bundan doğacak sorumlulukları üstlendiğini, bankanın talimat üzerindeki imzaları karşılaştırırken makul bir dikkat göstereceğini, bu nedenle bankanın ilk bakışta ayırt edilemeyecek imza benzerliklerinin sonuçlarından sorumlu olamayacağını, davalı ile akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinin amir hükümleri gereği, davacıya ait adresten gönderilen faks talimatı için şifahen onay da alınarak işleme konu edildiğini, davacı vekilinin alacağın likit olduğu yönündeki beyanlarının ve yapılan işlemde müvekkil bankanın herhangi bir kötü niyeti olmadığından, kötü niyet tazminatı talebinin mümkün olmadığını, davanın reddine, takibin iptalini ve kötü niyetli takip dolayısıyla davacının % 40’tan aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep etmiştir. … vekilinin dilekçesi ile davaya fer’i müdahale talebinde bulunduğu görülmüştür. Mahkemece; ”Davanın, İ….nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış olup, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulması istemine ilişkin olduğu, Şişli İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası kapsamından; davacı tarafın davalı hakkında toplam 101.282,19-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ilamsız takip yoluyla icra takibinde bulunulduğu, davalının yasal süresi içindeki itirazı ile icra takibinin durduğu,itirazın iptali davasının …nun 67. maddesindeki hak düşürücü nitelikteki bir yıllık süresi içinde açıldığı, 12/04/2017 teslim tarihli bilirkişi raporunda; davacının, vadeli mevduat hesabının vadeden önce bozularak eşi de olsa üçüncü bir şahsa ait başka bankaya transfer işlemlerinde, talimatın faksla gelmiş olması ve banka müşterisine ait önceki dönemlerde faks talimatı bulunmaması nedeniyle … A.Ş. Caddebostan Şubesinin daha dikkatli olması gerektiği ve bu sebeple dava konusu 101.400,00 TL’lik para transfer işlemlerinde tam kusurlu olduğu kanaatine ulaşıldığı, davalı bankanın dava konusu 101.400,00 TL’lik para transfer işleminde tam kusurlu olması sebebiyle, davacının zararı olan dava konusu 101.400,00 TL’lik tutarın tazmin ve iadesini davalı bankadan talep edilebileceği, dava konusu tutar için davacının yıllık % 9 kanuni faiz üzerinden işlem tarihinden takip ve tahsilat tarihine kadar faiz talep edebileceği görüşünün bildirildiği anlaşıldığından, Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalı banka nezdinde davalıya ait bulunan vadeli hesaptan EFT işlemi ile fer’i müdahil … hesabına 101.400,00-TL gönderildiği, davacının anılan EFT işlemine dayanak ve faks ile gönderilen talimatta bulunan imzanın kendisine ait olmadığını, boşanma aşamasında olduğu eşi … tarafından sahte imza atıldığını iddia ettiği, İstanbul 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/338 esas sayılı dosyasında alınan ATK raporu ile talimat altındaki imzanın hesap sahibi ve davacı …(…) eli ürünü olmadığının tespit edildiği, mahkemece alınan bilirkişi heyeti raporunda, davacının davalı banka ile daha önce faks talimatı ile işlem yapmadığı ve talimattaki imzanın davalı banka nezdindeki bankacılık hizmet sözleşmesinde bulunan davacı imzası ile tam benzerlik göstermediği hususları da göz önünde bulundurulduğunda, davalı bankanın talimat işlemi sonucu uğranılan zararın ortaya çıkmasında tam kusurlu olduğu sonuç ve kanaatinin bildirildiği, mahkemece de talimat altındaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı, davalı bankanın faks ile gelen talimat ile ilgili davacıdan teyit almadan işlemi gerçekleştirmekte tam kusurlu olduğu ve eyleminin taraflar arasındaki bankacılık sözleşmesine aykırılık teşkil ettiği sabit görülmekle, davacının takipte talep ettiği asıl alacak tutarı 100.000,00-TL olduğundan ve davalı takip tarihinden önce temerrüde düşürülmediğinden, davanın kısmen kabulü ile; davalının Şişli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 100.000,00 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işletilebilecek yasal faizi ile birlikte devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatı talebinin reddine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Olay tarihi itibariyle tarafların evli olduğunu, davacının dava dışı … ile aralarındaki boşanma davasına delil yaratmak amacı ile dava konusu takibi başlattığından, davada husumetin …’e yöneltilmesi gerektiğini, Müvekkili bankanın davacı ile imzalamış olduğu bankacılık hizmet sözleşmesinin 2.maddesinde “banka müşterisinin faks talimatını aldığında gönderilen yazılı teyidi ve orijinal nüshasını beklemeksizin faksla talimatı asıl kabul ederek talimatı yerine getirebilir, müşterinin faksla ilettiği talimatının orijinal nüshasını bankaya göndermemiş olması bankanın faks talimatı ile yaptığı işlemi geçersiz ve hükümsüz kılmayacağı gibi işlemi de durdurmaz ve bu nedenle bankaya her hangi bir sorumluluk yüklenemez….banka faks üzerindeki imzaları incelerken makul bir dikkat gösterecektir. ” düzenlemesi olduğunu ve müvekkili bankanın bankacılık hizmet sözleşmesi uyarınca davacı tarafça gönderilen faks talimatının geldiği adres, telefon numarası ve imza üzerinde makul ve yeterli inceleme yaptığını, faks talimatının geldiği adres, telefon numarasının bankalarında mevcut Müşteri Kimlik Bilgi Formundaki adres ve telefon numarası olduğunun tespit edildiğini, tüm sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirildiğini, 28/03/2014 tarihli Adli Tıp Kurumu raporu ile imzanın davacıya ait olmadığı anlaşılmış ise de, uzmanlık işi olduğunu, 6098 Sayılı TBK’nun 50. maddesine göre zarar gördüğünü iddia edenin zararını ispatlaması gerektiğini, olay tarihinde … ile evli olan davacının TMK’daki eşler arasındaki katkı payı rejimi esasına göre paranın %50 sini …’den talep edebileceğinden zararının olmadığını, Yargıtay 11.HD’nin 2010/1461 esas ve 2011/11634 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; davacının banka hesapları üzerinde davaya konu işlemler dışındaki diğer işlemlerin ne şekilde yapıldığı, faks yolu ile yapılan talimat sonrası ıslak imzalı asıllarının istenip istenmediği, aralarındaki mutat uygulamanın ne şekilde olduğu, …’nun, hesabındaki paraların ne şekilde kullanıldığı açıklığa kavuşturulacak şekilde rapor alınmadığını, bu nedenlerle İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/351esas ve 2018/133 karar sayılı kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. Maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı banka ile davacı arasında 19/04/2010 tarihinde Bankacılık Hizmet Sözleşmesini imzalanarak, Caddebostan Şubesi’nde … numaralı hesap açıldığı, müşteri bilgi formunda ev adresinin … sitesi, … Blok D:… Beşiktaş, Telefon Numarasının … … .. .. Olarak kayıt edildiği, 20/04 2010 tarihinde hesaba 50.000,00TL ve 75.000,00 TL havale gelerek bakiyenin 125.000,00 TL olduğu, 10/08/2010 tarihinde davacı ile akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi gereği kullanıma tahsis edilen internet bankacılığı vasıtası ile 28.190,00 TL için …a EFT yapılarak, kalan 100.000,00 TL için vadeli hesap açıldığı, 25/10/2010 tarihinde Caddebostan Şubesine faks yolu ile ulaşan EFT talimatı ile müdahil …’e ait … A.Ş.’deki hesaba 101.400,00 TL tutarlı para aktarımının talep edildiği, faks üzerindeki … numaralı telefonun davacının müşteri bilgi formunda kayıtlı olan ev adresi … sitesi, … Kısım yönetimine ait olduğunun tespit edildiği ve faks talimatının yerine getirildiği, faks talimatını inceleyen davacının imzanın kendisine ait olmadığını tespit etmesi üzerine, davalı taraftan zararının giderilmesini istediği, banka tarafından ödenmemesi sebebiyle 16/12/2010 tarihinde Şişli … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 101.282,19-TL alacağın eklentileri ile birlikte ödetilmesi istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin 21/12/2010 tarihinde tebliği üzerine 28/12/2010 tarihli borca ve ferilerine yapılan itiraz ile takibin durduğu, davanın, İ….nun 67. maddesi hükmüne dayalı olarak açılmış, yapılan ilamsız icra takibine karşı davalının vaki itirazının iptali ve icra inkar tazminatının tahsiline ilişkin olduğu, itiraz davacı tarafa tebliğ edilmediğinden, itirazın iptali davasının …nun 67. maddesindeki bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı tespit edilmiştir. 12/04/2017 teslim tarihli bilirkişi raporunda; faks talimatındaki imzanın, davacının müşteri bilgi formundaki imzasına benzemediği, İstanbul C. Başsavcılığı’nın 2012/26885 soruşturma evrakında alınan Adli Tıp Kurumu raporundan davacının eli ürünü olmadığının tespit edildiği, vadeli mevduat hesabının vadeden önce bozularak eşi de olsa üçüncü bir şahsa ait başka bankaya transfer işlemlerinde, talimatın faksla gelmiş olması ve banka müşterisine ait önceki dönemlerde faks talimatı bulunmaması nedeniyle … A.Ş. Caddebostan Şubesi’nin daha dikkatli olması gerektiği ve bu sebeple dava konusu 101.400,00 TL’lik para transfer işlemlerinde tam kusurlu olduğu kanaatine ulaşıldığı, davalı bankanın para transfer işleminde tam kusurlu olması sebebiyle, davacının zararı 101.400,00 TL’lik tutarın tazmin ve iadesini davalı bankadan talep edilebileceği, dava konusu tutar için davacının yıllık % 9 kanuni faiz üzerinden işlem tarihinden takip ve tahsilat tarihine kadar faiz talep edebileceği görüşünün bildirildiği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin husumet itirazı mevcut ise de davacı tarafın iddiası, faks talimatının şahsına ait olmamasına rağmen, banka tarafından hesabından para transfer edildiği yönünde olup, para gönderme bankacılık işlemi olması sebebiyle, zarar davalı tarafın kusurlu işlemine dayandığından, TBK 66.maddesi uyarınca banka çalıştırdığı personelin kusuru ile mudilerine verdiği zarardan adam çalıştıran sıfatı ile kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca sorumlu olacağından, husumetin bankaya yöneltilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığından, davacının boşanma davasına delil oluşturmak amacı ile dava açtığın gösterir delil sunmadığı gibi, TBK 66. maddesi uyarınca banka aleyhine dava açılmasına etkisi olmadığından, işlem tarihi itibariyle taraflar evli olduğundan, davacının dava dışı … ile aralarındaki boşanma davasına delil yaratmak amacı ile dava konusu takibi başlattığı ve davada husumetin …’e yöneltilmesi gerektiğine dair istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmakla reddi gerekmiştir. Davalı vekili müvekkilinin davacı ile imzalamış olduğu bankacılık hizmet sözleşmesinin 2. maddesindeki “banka müşterisinin faks talimatını aldığında gönderilen yazılı teyidi ve orijinal nüshasını beklemeksizin faksla talimatı asıl kabul ederek talimatı yerine getirebilir, müşterinin faksla ilettiği talimatının orijinal nüshasını bankaya göndermemiş olması bankanın faks talimatı ile yaptığı işlemi geçersiz ve hükümsüz kılmayacağı gibi işlemi de durdurmaz ve bu nedenle bankaya her hangi bir sorumluluk yüklenemez….banka faks üzerindeki imzaları incelerken makul bir dikkat gösterecektir. ” düzenlemesi karşısında sorumlu olmadığını beyan etmiş ise de; yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca bankaların verdikleri hizmetin niteliği gereği, güvenliği sağlama ve özen gösterme borçları vardır. İşlemlerini yerine getirdikleri sırada basiretli iş adamı gibi hareket etmek zorunda olup, en küçük kusur ve ihmallerinden dahi sorumludurlar. Sorumluluk yüklenemeyeceğine ilişkin sözleşmeler veya sözleşmedeki bu yöndeki düzenlemeler yerleşmiş Yargıtay uygulamaları uyarınca geçersizdir. Alınan bilirkişi raporundan, 25/10/2010 tarihinde Caddebostan Şubesi’ne faks yolu ile ulaşan EFT talimatı ile müdahil …’e ait … A.Ş.’deki hesabına 101.400,00 TL tutarlı para aktarımının talep edildiği, davacının müşteri bilgi formunda kayıtlı olan ev adresi … sitesi, … Blok D:… Beşiktaş olmasına rağmen, faks üzerindeki … numaralı telefonun … sitesi, … Kısım yönetimine ait olduğunun tespit edilmesi, davacı imzasının müşteri bilgi formundaki imzaya benzemediğinin tespit edilmesi, davacının kayıtlı telefon numarası … … .. .. olmasına rağmen farklı numaradan gelen faksa itibar edilmesi, davacının daha önce hiç faks talimatı göndermemiş olması karşısında, davacı tarafın özen yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirildiğine ilişkin iddiasının ve istinaf sebebinin yerinde olmadığı, Adli Tıp uzmanı olmayan hesap bilirkişiler tarafından çıplak göz ile yapılan incelemede imzanın benzer olmadığının tespit edilmesi karşısında, banka personelinin imza incelemesi sırasında yeterli dikkat ve ihtimamı göstermediği anlaşıldığından, imza incelemesinin uzmanlık işi olduğuna ilişkin itirazın yerinde olmadığından bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.Davacının hesabından, kendisi tarafından gönderilmediği sabit olan faks mesajı ile 101.400,00 TL’nin … hesabına aktarılması ile mal varlığının bu miktar azaldığı ve davacının EFT miktarı kadar zarar gördüğü sabit olup, dosya kapsamından davacı ve eşi arasındaki mal rejimi bilinmediğinden, mal ayrılığı rejiminin varlığı halinde her eş kendi mal varlığına sahip olacağı gibi, mal birliği rejiminin varlığı kabul edilse dahi, evliliğin ancak boşanma ve vefat ile sona ermesinde dikkate alınacağından, paranın gönderildiği hesabın eşine ait olması, doğrudan %50’sinin davacıya ait olduğunu göstermeyeceğinden, TBK’nun 50.maddesine göre zarar gördüğünü iddia edenin zararını ispatlaması gerektiği, olay tarihinde … ile evli olan davacının TMK’daki eşler arasındaki katkı payı rejimi esasına göre paranın %50 sini …’den talep edebileceğinden zararının olmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde görülmediğinden reddi gerekmiştir.Yargıtay 11.HD’nin 2010/1461 esas ve 2011/11634 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; davacının banka hesapları üzerinde davaya konu işlemler dışındaki diğer işlemlerin ne şekilde yapıldığı, faks yolu ile yapılan talimat sonrası ıslak imzalı asıllarının istenip istenmediği, aralarındaki mutat uygulamanın ne şekilde olduğu, …’nun, hesabındaki paraların ne şekilde kullanıldığının açıklığa kavuşturulacak şekilde rapor alınmadığı iddia edilmiş ise de, kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonunda verilen 12/04/2017 havale tarihli bilirkişi raporunun 3. sayfası ile sonuç bölümünün 1.maddesinde “davacının daha önce hiç faks talimatı göndermediği” açıkça tespit edildiğinden bu yöne ilişkin istinaf sebebinin de yerinde olmadığı anlaşıldığından, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı tarafın istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2018 tarih ve 2014/351 E. 2018/133 K. sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıdan alınması gerekli 6.918,59 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 1.736,10 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.182,49 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye GELİR KAYDINA, 3- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,4- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,5- Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde İADESİNE,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 01/04/2021