Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1029 E. 2022/1265 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1029
KARAR NO: 2022/1265
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 23/01/2018
NUMARASI: 2017/242 E. – 2018/14 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin; üyelerinden 5846 sayılı FSEK hükümlerinden doğan haklarını takip, talep ve tahsil etmek üzere kurulmuş meslek birliği olduğunu, hak sahiplerinden aldığı izinler ile müzik eserlerini tespit ederek fonogram haline getiren fonogram yapımcılarının bağlantılı haklara sahip olduklarını, fonogram yapımcılarının müvekkiline bu haklarla ilgili yargısal makamlara başvurma yetkisi verdiklerini, fonogramlar üzerinde FSEK 80. maddesi uyarınca … TV ve … radyo kuruluşlarının sahibi olan davalı … Radyo ve … A.Ş ile müvekkili arasında en son 03/11/2006 tarihinde imzalanan sözleşme hükümlerinin davalı tarafından yerine getirilmemesi üzerine, Beyoğlu … Noterliği’nin 21/03/2008 tarih … yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmeden dönüldüğünün davalıya bildirildiğini, ihtarnamenin tebliği ile birlikte davalı şirkete verilen yayın izninin sona erdiğini, diğer davalılar …, … ve …’ın … ve … A.Ş’nin 16/11/2011 tarihinde tescil edilen olağanüstü genel kurulunda yönetim kurulu üyesi seçildiklerini ve eylemden hukuken sorumlu olduklarını, davalının 2013 yılı için lisans sözleşmesi imzalamadığı gibi, müvekkilinin repertuarında yer alan fonogramları sahibi olduğu TV kanalında yayınlamaya devam ettiğinin İstanbul 4 FSHH Mahkemesi’nin 2013/24 D.iş dosyasına sunulan bilirkişi raporu ile tespit edildiğini belirterek, davalılardan … Radyo ve … A.Ş.’ne ait … TV logolu televizyon kanalında ve … radyo kanalında, davacının hak sahibi olduğu müziksel tespitleri içeren fonogramların ve /veya televizyon kliplerinin 01/01/2013-31/12/2013 tarihleri arasında izin alınmadan ve mali hak bedeli ödenmeden yayınlanması sebebi ile … TV logolu televizyon kanalında FSEK hükümlerine aykırı olarak davacının repertuarında yer alan fonogramların yayınlandığının ve tecavüzde bulunduğunun tespitine, meslek birliğinin tüm repertuarına … TV ve … radyo kanalından yapılan tecavüzün men’ine ve … TV kanalı için hesaplanan 136,125 TL nin ve … radyo kanalı için hesaplanan 118.937,50 TL nin fazlaya ilişkin talepleri saklı kalmak üzere FSEK 68/1 maddesi gereği 3 katının yayının yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, kararın tırajı en yüksek 2 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın, hukuka aykırı yayın yapıldığı iddia edilen … Radyo ve … A.Ş aleyhine açılması gerektiğini, tüzel kişiliğin yönetim kurulu üyeleri olan müvekkilleri …, … ve …’a davada husumet düşmeyeceğini, davacının yalnızca fonogram yapımcıları ile aralarındaki sözleşmeleri dosyaya ibraz ettiğini, fonogram yapımcısının; yapılan konuşma metnini veyahut her türlü sözlü- sözsüz tüm sesleri ilk defa kaydeden kimse olup, yasada eser sahibinin haklarına bağlantılı hak sahiplerinden, komşu hak sahipleri arasında sayıldığını, FSEK 80 maddesinin ilk fıkrasının 1/B bendinde, fonogram yapımcılarının eser sahibinden ve icracı sanatçının da mali hakları kullanma yetkisini devraldıktan sonra mali haklara sahip olacağı belirtildiğinden, eser sahibi ve icracıyla yapılmış geçerli bir devir akdininde tarafı olması gerektiğini, fonogram yapımcılarının, eser sahipleri ile akdettikleri devir sözleşmelerinin de dosyaya sunulması gerektiğini, sunulan yetki belgelerinin bir kısmının süreleri dolduğundan geçerli olmadığını, bir kısım yetki belgelerinde yalnızca çoğaltma ve yayma hakkının verildiğini, fonogram yapımcısından umuma iletim hakkı davacıya devredilmediğinden, davacının bu davayı açma yetkisinin bulunmadığını, yokluklarında yaptırılan tespitleri kabul etmediklerini, tespitlerde bulunan kişilerin uzmanlık sıfatlarının yeterli olmadığını, RTÜK kayıtları getirilmeden inceleme yapıldığını, müvekkili şirket aleyhine tazminata ilişkin koşulların oluşmadığını, men davasının mevcut bir tecavüze karşı açılabileceğini, ortada tecavüz kalmadığından ref istenemeyeceğini, müvekkilinin kanalının temanik bir kanal olduğunu, ulusal kanallar gibi yüksek gelirleri olmadığını, dava dilekçesinde belirtilen yıllık kullanım bedellerine itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin ticari defter ve kayıtlarının dava ile ilgisi olmadığını, davanın …, … ve … için husumetten, diğer davalılar için esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir İlk Derece Mahkemesince; “Davanın; eser sahibinin haklarına bağlantılı hakların fonogram yapımcılarına ait bölümü üzerinde hak sahibi olan davacı meslek birliğinin, hak sahibi olduğunu iddia ettiği müziksel tespitleri içeren fonogramların 2013 yılında davalı tarafça izin alınmadan ve mali hak bedeli ödenmeden yayınlanması sebebiyle tecavüzün tespiti, refi ve FSEK 68. madde gereğince üç kat tazminatın ödenmesine ilişkin olduğu, Davalılar …, … ve … yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiği beyan edilmişse de, davalılar vekilinin kabulü ve şirket sicil kayıtlarından davalıların davalı şirketin ortağı ve yönetim kurulu üyeleri oldukları, şirketin yönetim kurulu üyelerinin bilgisi dışında izinsiz olarak sahibi oldukları televizyon kanalında ve radyoda müzik yayını yapmasının mümkün bulunmadığı, taraflar arasında önceki yıllarda (2008-2009 yılları) da izinsiz yayın yapılması sebebiyle yargılaması yapılarak kesinleşmiş mahkeme kararları bulunduğu, FSEK 68. madde gereğince talep edilen tazminatın (varsayımsal sözleşme bedeli) literatürde medeni ceza mahiyetinde olduğu, tüzel kişinin eylem ve işlemlerini organları vasıtasıyla yürüttüğü ve davalı şirketin izinsiz yayın yapması sebebiyle hükmedilecek tazminattan davalı şirketin karar mekanizmasında bulunan davalı yönetim kurulu üyelerinin de sorumlu olduğundan, husumet itirazının yerinde olmadığı, İstanbul 4. FSHHM’nin 2013/24 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, davacı meslek birliğinin fonogram yapımcıları ile imzaladığı sözleşmeler ve bilirkişi heyet raporu ile davacının hak sahibi olduğu yerli ve yabancı fonogram yapımcılarının eserlerinin, davalı şirketin sahibi olduğu … TV isimli televizyon kanalında ve … isimli radyo kanalında izin alınmadan yayınlandığı, davacının fonogram yapımcıları ile aralarındaki sözleşmeleri ibraz ettiği, ayrıca eser sahiplerinin fonogram yapımcıları ile devir sözleşmeleri imzalandığını ispatla yükümlü olmadığı, RTÜK yazı cevabından, davalının televizyon kanalının tematik türde uydu ve kablo yayın lisansının, radyo kanalının da ulusal düzeyde karasal yayın lisansının bulunduğu anlaşılmakla; bilirkişi raporunda 2013 yılında davalı tarafın davacı ile sözleşme yapmış olsaydı ödemesi gereken bedel hesabının hükme esas almaya elverişli olduğu gözönüne alınarak; davanın kısmen kabulüne, … TV için 65.340,00TL’nin FSEK 68/1 mad. gereğince 3 katı olan 196.020,00 TL, … radyo için 118.957,00 TL’nin 3 katı olan 356.812,50 TL olmak üzere toplam 552.832,50 TL’nin 15/06/2013 yayın tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, Davalı televizyon kanalının tematik türde yayın yapmadığı, müzik kanalı olarak maruf ve meşhur olduğundan bahisle rapora itiraz edilmişse de; RTÜK yazı cevabında, kanalın tematik türde yayın yaptığı (müzik/eğlence) bildirilmekle, tarifenin 8. maddesinde; “Kablo, uydu ve dijital iletimden en az ikisini aynı anda yayın yapan kuruluşları, ortak aboneler sebebiyle her iki tarifenin toplam bedelinin %25 indirimli öder” düzenlemesi olup, kanalın yayınlarının tematik kablo ve uydu iletimi aynı anda yapan televizyon kanalı olduğu ve tematik türde (müzik) yayın yaptığı anlaşılmakla itirazın yerinde olmadığı, Taraflar arasında önceki yıllarda da izinsiz yayın yapılması sebebiyle davalar görülerek verilen kararların kesinleştiği, davalının davaya konu 2013 yılında izinsiz yayın yapmaya devam ettiği gözönüne alınarak, davacının müterafık kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla FSEK 68. Madde gereğince üç kat tazminat talebinde haklı olduğuna” karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince 27/06/2018 tarihli ek karar ile; “23/01/2018 tarihli karar aleyhine davalılar vekili tarafından 03/05/2018 tarihinde 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 50,00 TL istinaf gider avansı ödenerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu, davacı vekilinin 18/05/2018 tarihinde 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 150,00 TL istinaf gider avansı ödeyerek katılma yolu ile karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurduğu, davacı tarafa eksik harç ve istinaf posta masrafını tamamlamasının ihtar edildiği 04/05/2018 tarihli muhtıranın 15/05/2018 tarihinde usulüne uygun tebliğine rağmen yasal süresi içerisinde tamamlanmadığından, 27/06/2018 tarihli ek karar ile; 1-Davalı … Yay.A.Ş.’nin İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/252 E. 2018/196 K. Sayılı ilamı ile 21/02/2018 tarihinde iflas ettiği ve iflas işlemlerinin re’sen İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğü tarafından yürütüldüğü anlaşılmakla, gerekçeli kararın İstanbul Anadolu … İflas Müdürlüğü … İflas sayılı dosyasına gönderilmesine, 2-HMK 344/1.maddesi gereğince; Davalılar …, … ve …’nın istinaf istemi üzerine mahkememizce düzenlenen muhtıranın 15.05.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, verilen kesin süre içerisinde muhtıra gereklerinin yerine getirilmediği anlaşılmakla, bu davalıların istinaf istemlerinin yapılmamış sayılmasına, 3-Davalılar …, … ve …’nın istinaf istemlerinin yapılmamış sayılmasına karar verildiğinden, davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin de yapılmamış sayılmasına, 4-İstinaf istemi yönünden davalılar tarafından yatırılan 98,10 TL İstinaf yoluna başvurma harcı, 35,90 TL İstinaf maktu harcı ve 50,00 TL gider avansınından artan kısmın bir kısım davalılar vekiline talebi halinde iadesine, 5-Davacı vekili tarafından yatırılan 98,10 TL İstinaf yoluna başvurma harcı, 35,90 TL İstinaf maktu harcı ve 150,00 TL gider avansınından artan kısmın talepleri halinde kendilerine iadesine karar verildiği tespit edilmiştir. Davalılar …, … ve … vekilinin istinaf talebinin yapılmamış sayılmasına dair karara ilişkin istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin verdiği istinaf taleplerinin ve katılma yoluyla istinaf talebinin, eksik harç yatırıldığı gerekçesiyle reddine dair kararın, bireyin kendisi hakkında verilmiş olan bir ret kararını temyiz etmesinin harç koşuluna bağlanmasının, bireyin hak arama özgürlüğünü engelleyici ve adil yargılanma hakkının özünü zedeleyici olup, sınırlama taşıyan bu yasal düzenlemenin Anayasa’nın 2, 5, 10, 13. ve 36. maddelerine aykırı olduğunu, Anayasa’nın 2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olup, hukuk devletinin; insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, konulan kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçülerini göz önünde tutan, hakların elde edilmesini kolaylaştıran, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık ve hak arama özgürlüğünün önündeki engelleri kaldıran devlet olduğunu, Anayasa’nın 36. maddesine göre herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanarak yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkında sahip olduğunu, Anayasa ile güvence altına alınan dava yolu ile hak arama özgürlüğünün, bir temel hak niteliği taşımasının ötesinde, diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden birini oluşturduğunu, kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin yada maruz kaldığı haksız bir uygulama ve işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin en etkili ve güvenceli yolunun, yargı mercileri önünde dava ve verilen karara karşı temyiz hakkını kullanabilmesi olduğunu, adil yargılamanın ön koşulunu oluşturduğunu, Anayasa’nın 36. maddesindeki hak arama özgürlüğü ve adil yargılanma hakkının, yargılama sonunda hakkı olanı elde etmeyi de kapsayan bir hak olduğundan, verilmiş bir kararın temyiz edilmesinin harç yatırma koşuluna bağlanmasının, bireylerin hak arama özgürlüğünü engelleyici nitelik taşıdığını, Anayasa’nın 13. maddesinde, temel hak ve özgürlüklerin, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasa’nın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak yasa ile sınırlanabileceği, bu sınırlamaların Anayasa’nın özüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve hukuk devleti gereklerine ve ölçülülük ilkelerine aykırı olamayacağının belirtildiğini, T.C. Anayasası’nın 90/5. maddesinin; “usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir… Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi sebebiyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası antlaşmalar esas alınır.” hükmünü ihtiva edip, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesi ile Anayasa’mızın 36. maddesinin hak arama özgürlüğünü güvence altına aldığını, temyiz kanun yoluna başvurma hakkının da hak arama özgürlüğünün bir parçası olduğunu, AİHM’de mahkemeye erişim hakkının dayanağı olan Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanma hakkının sınırlandırılması konusunda sözleşmeci devletlerin bir takdir alanına sahip olduklarını kabul ettiğini, ancak; mutlak olmayan ve sınırlandırılabilen mahkemeye erişim hakkına ilişkin sınırlandırmaların, kanuni olması, hakkın özünü zedeleyecek şekilde kısıtlamaması, meşru bir amaç izlemesi, açık ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerektiğini, yerel mahkemece verilen karar sonucunda, müvekkilinin temyiz yoluna başvurma hakkının harç sebebiyle elinden alınması olup, hak arama özgürlüğünün açık bir şekilde ihlal edildiğini gösterdiğini, açıklanan ve resen dikkate alınacak sebeplerle; adli yardım kararı verilerek Yerel Mahkemenin 27.06.2018 tarihli 2017/242 Esas- 2018/14 Karar Sayılı ek kararı ile istinaf ve katılma yoluyla istinaf taleplerinin reddine ilişkin usul ve yasaya aykırı kararının istinaf incelemesi sonucunda bozulmasına ve istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili Av. …’ın 07/07/2022 tarihinde istinaf talebinden, davacı … Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcılar Meslek Birliği Vekili Av. …l’in28/07/2022 tarihinde davadan ve istinaf talebinden, davalı … vekili Av. …’ın 28/07/2022 tarihinde davadan feragat ettiği tespit edilmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf, Davalı … Radyo ve … A.Ş.’ne ait … TV ve … Radyo kanalının birliğe üye sanatçıların fonogramlarını 2013 yılı için sözleşme olmaksızın yayınladığından, diğer davalılar ise şirketin yönetim kurulu üyesi olduğu için eylemden birlikte sorumlu olduklarından bahisle, davalıların tecavüzde bulunduklarının tespitine, meslek birliğinin tüm repertuarına yapılan tecavüzün men’ine, … TV kanalı için 136,125 TL’nin ve … radyo kanalı için 118.937,50 TL’nin FSEK 68/1 maddesi gereği 3 katının yayının yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte davalı taraftan tahsiline, kararın tırajı en yüksek 2 gazeteden biri ile ilanına karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece; İstanbul 4. FSHHM’nin 2013/24 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu, davacı meslek birliğinin fonogram yapımcıları ile imzaladığı sözleşmeler ve bilirkişi heyet raporu ile davacının hak sahibi olduğu yerli ve yabancı fonogram yapımcılarının eserlerinin, davalı şirketin sahibi olduğu … TV isimli televizyon kanalında ve … isimli radyo kanalında izin alınmadan yayınlandığı gözönüne alınarak; davanın kısmen kabulüne, … TV için 65.340,00TL’nin FSEK 68/1 mad. gereğince 3 katı olan 196.020,00 TL, … radyo için 118.957,00 TL nin 3 katı olan 356.812,50 TL olmak üzere toplam 552.832,50 TL’nin 15/06/2013 yayın tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, dava tarihinden sonraki tecavüzlerin men’ine, fazlaya ilişkin talep ile kararın gazetede ilanı talebinin reddine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen 23/01/2018 tarihli karar aleyhine davalılar vekili tarafından 03/05/2018 tarihinde 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 50,00 TL istinaf gider avansı ödenerek istinaf yasa yoluna başvurulduğu, davacı vekilinin 18/05/2018 tarihinde 98,10 TL istinaf başvuru harcı, 35,90 TL istinaf karar harcı ve 150,00 TL istinaf gider avansı ödeyerek katılma yolu ile karar aleyhine istinaf yasa yoluna başvurduğu, mahkemece 04/05/2018 tarihli davacı tarafın eksik harç ve istinaf posta masrafını tamamlamasının ihtar edildiği muhtıranın 15/05/2018 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen, yasal süresi olan 22/05/2018 günü, saat 24:00′ a kadar tamamlanmadığından, 27/06/2018 tarihli ek karar ile davalılar …, … ve …’nın ve katılma yolu ile yapılan istinaf talebinin reddine, iflas kararı verilip işlemleri … İcra Dairesi’nde devam eden davalı şirket yönünden iflas idaresine bildirilmesine karar verildiği, ek karar aleyhine davalılar …, … ve … vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurulduğu, davalılar … ve … vekili Av. …’ın 07/07/2022 tarihinde istinaf talebinden feragat ettiği, davacı … Bağlantılı Hak Sahibi Fonogram Yapımcılar Meslek Birliği Vekili Av. …’in 28/07/2022 tarihinde davadan ve istinaftan feragat ettiği, davalı … vekili Av. …’ın davadan 28/07/2022 tarihinde davadan feragat ettiği, taraf vekillerinin vekaletnamelerinin incelenmesinde, davadan ve istinaftan feragat yetkilerinin bulunduğu, sertifika denetiminde EHSH sertifikasının güvenilir, imzanın doğru olduğu tespit edilmiştir. 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesinde; “Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK 309. maddesinde; Feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Feragat ve kabul, kayıtsız şartsız olmalıdır. HMK’nın 310. maddesinde; Feragat ve kabul, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir.” düzenlemeleri mevcuttur. Yasal düzenlemelere göre verilen karar kesinleşinceye kadar davadan feragat edilebileceğinden, davacı vekili, karar istinaf incelemesinde olduğu sırada 28/07/2022 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğinden, vekaletnamesinin incelemesinden, feragate yetkili olduğu, e-imza sertifikasının güvenilir ve imzanın doğru olduğu tespit edildiğinden, İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/242 Esas, 2018/14 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince kaldırılarak, yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç olmadığından, davanın feragat sebebi ile reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;,1-Davalı vekilinin istinaf isteminin, davadan feragat edilmesi sebebiyle İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA2- İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 23/01/2018 tarih, 2017/242 E. 2018/14 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, ancak kaldırma sebebine göre yeniden yargılama yapılması gerekmediğinden bu kapsamda;3- Davacı tarafından davalılar aleyhine açılan davanın, 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi gereğince feragat sebebiyle REDDİNE,4-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;4/a- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcının, 4.355,85 TL peşin harç ve 8.711,64 TL tamamlama harcı olmak üzere alınan toplam 13.067,49 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 12.986,79 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa iade edilmesine, 5/b-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,,5/c- Davalı tarafça ilk derece mahkemesinde yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,5/d- Davalı taraf talep etmediğinden davalılar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,6-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;6/a-İstinaf talebi davadan feragat sebebiyle incelenmediğinden davacı ve davalı tarafça yatırılan istinaf karar ve ilam harcı ile istinaf yoluna başvurma harcının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde yatıran tarafa iadesine,6/b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan yargılama giderinin talebi olmadığından üzerinde bırakılmasına,6/c-İstinaf yargılaması için davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin talep olmadığından üzerilerinde bırakılmasına,6/d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,7-6100 Sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince var ise bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 22/09/2022