Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1014 E. 2022/700 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1014
KARAR NO: 2022/700
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2017
NUMARASI: 2016/1040 E. 2017/1208 K.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkili ile müşteri … Yayıncılık arasında Faktöring sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müşterinin ticari borçlu … Spor Kulübü Derneği’nden olan alacaklarının temlik edildiğini, tüm uyarılara rağmen borç ödenmeyince alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe geçildiğini, takibe borcun olmadığı beyanıyla itiraz edildiğini, davalının itirazında ileri dürdüğü iddiaların dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itirazı gerek ticari hayatın olağan akışına gerekse yasaya uygun olmayan son derece haksız ve yersiz bir itiraz olduğunu, temlik gereği borçluya tüm bildirimlerin yapıldığını, ödenmeyen alacak likit olduğundan % 20 … inkar tazminatı isteme zorunluluğu doğduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı tarafın muhtelif fatura alacaklarını kaynak göstererek müvekkili aleyhine 161.476,14 TL tutarlı icra takibi başlattığını, müvekkilinin bu icra takibine ödemelerin nakit ve cari hesaptan mahsuplaşma yoluyla yapılmış olması sebebiyle itiraz ettiğini, itirazın sebebi, icra takibine konu edilen … no.lu fatura 8.04.2015 tarihli, … no.lu fatura 13.05.2015 tarihli, … no.lu fatura 17.06.2015 tarihli ve son olarak… no.lu fatura 17.06.2015 tarihli dört adet fatura alacağının tamamını muhtelif tarihlerde ödediğini, ilgili dekontların sunulduğunu, dava konusu olarak gösterilen dört fatura toplam bedelinin tamamı ödenmiş olması sebebiyle davanın reddini talep ettiklerini, belirtilen sebeplerle davanın reddine karar verilmesi, karşı taraf hakkında % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince; “Yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilerek, Davacının davalı ile doğrudan bir ticari ilişkisi olmamakla birlikte dava dışı … A.Ş.nin davalının borçlu olduğu faturaları davacı şirket faktöringe temlik ettiği, Davalı kulübe faturaların bedelinin davacı şirkete yapılması gerektiği bildirilmesine karşın davalının yaptığı ödemelerin borcu sonlandıramadığı, Taraflar arsında yıl sonlarında herhangi bir mutabakat yapılmadığı, taraf defterleri üzerinden bilirkişi tarafından şirket merkezlerinde incelemeler yapıldığı, her iki tarafın kayıtlarında dava konusu faturaların yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahipleri lehine kesin delil niteliği taşıdığı, Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 157.476,14 TL. Alacaklı olduğu anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 157.476,14 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takipten sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınmasına, Kabul edilen 157.476,14 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacı tarafın, muhtelif fatura alacaklarını kaynak göstererek müvekkili şirket aleyhine 161.476,14 TL tutarlı icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin, başlatılan bu icra takibine ödemelerin, nakit ve cari hesaptan mahsuplaşma yoluyla yapılmış olması sebebiyle itiraz ettiğini, bu itirazın sebebinin, icra takibine konu edilen … fatura numaralı 08.04.2015 tarihli, … fatura numaralı 13.05.2015 tarihli, … fatura numaralı 17.06.2015 tarihli ve son olarak … no.lu fatura 17.06.2015 tarihli dört adet fatura alacağının tamamını muhtelif tarihlerde ödediğini, ilgili dekontların sunulduğunu, dava konusu olarak gösterilen dört fatura toplam bedelinin tamamı ödenmiş olması sebebiyle davanın reddini talep ettiklerini, belirtilen sebeplerle davanın reddine karar verilmesi, karşı taraf hakkında % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince; “Yargılama sırasında bilirkişiden alınan rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde bilirkişi raporu mahkememizce yeterli görülüp itibar edilerek, Davacının davalı ile doğrudan bir ticari ilişkisi olmamakla birlikte dava dışı … A.Ş.nin davalının borçlu olduğu faturaları davacı şirket faktöringe temlik ettiği, Davalı kulübe faturaların bedelinin davacı şirkete yapılması gerektiği bildirilmesine karşın davalının yaptığı ödemelerin borcu sonlandıramadığı, Taraflar arsında yıl sonlarında herhangi bir mutabakat yapılmadığı, taraf defterleri üzerinden bilirkişi tarafından şirket merkezlerinde incelemeler yapıldığı, her iki tarafın kayıtlarında dava konusu faturaların yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahipleri lehine kesin delil niteliği taşıdığı, Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 157.476,14 TL. Alacaklı olduğu anlaşıldığından; Davanın kısmen kabulüne, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin; 157.476,14 TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, takipten sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında nazara alınmasına, Kabul edilen 157.476,14 TL asıl alacağın % 20 oranında tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Davacı tarafın, muhtelif fatura alacaklarını kaynak göstererek müvekkili şirket aleyhine 161.476,14 TL tutarlı icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin, başlatılan bu icra takibine ödemelerin, nakit ve cari hesaptan mahsuplaşma yoluyla yapılmış olması sebebiyle itiraz ettiğini, bu itirazın sebebinin, icra takibine konu edilen … fatura numaralı 08.04.2015 tarihli, … fatura numaralı 13.05.2015 tarihli, … fatura numaralı 17.06.2015 tarihli ve son olarak … fatura numaralı ve 17.06.2015 tarihli dört adet fatura alacağının tamamının muhtelif tarihli ödemelerle alacaklısına ödenmesi olduğunuı, işbu ödemeleri gösterir dekontlar ve belgelerin, dosya muhteviyatında mübrez olduğunu, dekontlardan da anlaşılacağı üzere ödemelerin cari hesaptan mahsuplaşma yoluyla yapıldığını, ödemelerin, iddia edilenin aksine dava konusu yapılan faturaları da kapsadığını,2-Yerel Mahkemenin gerekçeli kararında, bilirkişiden alınan raporun yeterli olduğunu ve rapora itibar edildiğini belirttiğini, ancak tanzim edilen bilirkişi raporunda, sadece alacağın varlığının irdelendiğini, ödeme emrinde borcun sebebi olarak gösterilen faturalara ilişkin alacağın olup olmadığının sorgulanmadığını ve genel olarak borç alacak ilişkisine odaklanıldığını, sonuç olarak ise, davacının, müvekkili kulüpten 157.476,14 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, 3-Oysa ki dosya muhteviyatından anlaşılacağı üzere, esas olarak borcun varlığı ile ilgili olarak değil, icra takibine konu edilen … fatura numaralı 08.04.2015 tarihli, … fatura numaralı 13.05.2015 tarihli, … fatura numaralı 17.06.2015 tarihli ve son olarak … fatura numaralı ve 17.06.2015 tarihli dört adet fatura alacağının tamamının muhtelif tarihlerle ödendiği ve takip konusu faturalara ilişkin olarak borçlarının olup olmadığı hususunda tespitte bulunulması gerektiğini, fakat ne yerel mahkemenin, ne de bilirkişi tarafından bu durumun hiç dikkate alınmadığını ve genel olarak borç alacak ilişkisinin irdelenmediğini, 4-Bilirkişi … tarafından 30.10.2017 tarihinde tanzim edilen raporda; ” …Borçların durumu konusunda hiç olmazsa yıl sonlarında tacir olarak bir hesap mutabakatı yapılması gerekmesine karşın böyle bir mutabakatın yapılmadığı anlaşılmıştır. Gerekli mutabakat yapılmış olsa daha sağlıklı bir sonuca ulaşılması her zaman mümkün bulunmaktadır…” şeklinde değerlendirmeler yapıldığını, bu açıklamanında, düzenlenen bilirkişi raporunun hükme elverişli ve adil olmadığını açıkça gösterdiğini, ancak yerel mahkemenin rapora ilişkin itirazlarını dikkate almayarak, dosyanın yeni bir bilirkişiye gönderilmesi ve yeni bir rapor alınması ya da mevcut bilirkişiden ek rapor alınması taleplerini reddettiğini, 5-Yerel mahkeme tarafından, takibe konu alacakların … Faktoring A.Ş.’ne temlik edildiğine ilişkin müvekkili Kulübe geçerli bir bildirim yapılıp yapılmadığı konusunda da gerekli araştırmalar yapılmadığını, bilindiği üzere, alacağın temlik edildiğine dair yazılı bildirimin karşı tarafa yapılmasının zorunlu bir unsur olduğunu, fakat takibe konu alacakların … Faktoring A.Ş. ‘ne temlik edildiğine dair müvekkili Kulübe geçerli bir bildirim yapılmadığını, yerel mahkemenin, bildirimin müvekkili Kulübe tebliğ edilip edilmediği, tebliğ edildiyse ne zaman tebliğ edildiği hususlarında gerekli araştırmaları yapmadığını, 6-Davacı ile müvekkili Kulüp arasında cari hesap ilişkisi varken ve hesap kat edilmemişken dava dışı …Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. ‘nin bir kısım fatura alacaklarının temlik edilerek müvekkili Kulüp aleyhine icra takibi yapılması ve bu suretle müvekkili kulübün durumunun ağırlaştırıl- masının, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun alacağın temliki hükümlerine de aykırı olduğunu, 7-Müvekkili Kulüp ile dava dışı …Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. arasında 20.10.2011 tarihinde “Temlik Sözleşmesi” akdedildiğini, iş bu sözleşmenin 1. maddesinde, … Dağıtım nezdinde doğmuş ve doğacak alacak kalemlerinin aylık 25.000,00 TL’sinin …Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş.’ne gayri kabili rücu devir ve temlik edildiği hükmünün yer aldığını, anılan Temlik Sözleşmesi kapsamında dava dışı …Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş.’ne yapılmış olan aylık 25.000,00 TL’lik ödemelerin müvekkili Kulübün borçlarından mahsubunun yapılıp yapılmadığı tespit edilmeden, eksik inceleme ile cari hesap bakiyesine göre borç tespiti yapıldığını, 6-Yerel mahkemenin, faiz talebi hususunda da bilirkişi raporunda tespit edilen faiz oranına itibar ettiğini, ancak davacı yan tarafından TTK’nın 1530’uncu maddesinin 7. fıkrası kapsamında talep edilen faiz oranının somut ihtilafta uygulanmasının söz konusu olmadığını, şöyle ki, davacı yan ile müvekkili Kulüp arasında temlik alan ve temlik borçlusu ilişkisi bulunduğunu, bu minvalde müvekkilinin faize ilişkin sorumluluğunun temlik eden ile arasındaki hukuki ilişkiye bağlı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, faiz uygulaması yapılacak dahi olsa bu oranın ticari işlere uygulanan faiz oranı olarak belirlenen %11,50 oranı olduğunu belirterek yukarıda açıklanan sebeplerden ötürü, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1040 E. ve 2017/1208 K. sayılı ilamın istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını, istinaf incelmesi sonuna kadar mahkeme kararının icrasının durdurulması için tehiri icra kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yan uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dava, faktöring sözleşmesi gereğince davacıya temlik edilen fatura alacağından kaynaklı itirazın iptali davasıdır Davacı vekili, müvekkili ile müşterisi …Yayıncılık arasında Faktöring sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında müşterinin ticari borçlu … Spor Kulübü Derneği’nden olan alacaklarının temlik edildiğini, tüm uyarılara rağmen borç ödenmeyince alacağın tahsili amacıyla İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından takibe geçildiğini, takibe borcun olmadığı beyanıyla itiraz edildiğini, davalının itirazında ileri dürdüğü iddiaların dayanaktan yoksun olduğunu, davalının itirazı gerek ticari hayatın olağan akışına gerekse yasaya uygun olmayan son derece haksız ve yersiz bir itiraz olduğunu, temlik gereği borçluya tüm bildirimlerin yapıldığını, ödenmeyen alacak likit olduğundan % 20 icra inkar tazminatının tahsili ile itirazın iptaline karar verilmesi talep edilmiş olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, işbu karar davalı vekilince yukarıdaki sebeplerle istinaf edilmiştir. Dosya kapsamına göre davacı … Faktöring A.Ş. ile dava dışı …Yayıncılık ve Matbaacılık A.Ş. arasında 08.10.2014 tarihinde … no.lu 15.000.000 TL.lık Faktöring Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeyi …’ın müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladığı, davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasında, davacı alacaklı … Faktöring AŞ vekili tarafından, davalı/borçlu … Spor Kulübü Derneği aleyhine 10.10.2016 tarihinde fatura alacağından kaynaklı 161.476,14 TL.lik ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 12/10/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekili 19/10/2016 tarihli itiraz dilekçesi ile borcu kabul etmediklerini, asıl borca, tüm ferilerine itiraz ettikleri, icra takibinin durduğu, davacı alacaklı vekili tarafından süresi içerisinde iş bu itirazın iptali davasının açıldığı görülmüştür. Mahkemece, Mali Müşavir bilirkişiden 30.10.2017 tarihli rapor alınmış, raporda özetle, davacının davalı ile doğrudan bir ticari ilişkisi olmamakla birlikte dava dışı …A.Ş.nin davalının borçlu olduğu faturaları davacı şirkete tevdi ettiği, davalı kulübe faturaların bedelinin davacı şirkete yapılması gerektiği bildirilmesine karşın davalının yaptığı ödemelerin borcu sonlandıramadığı, taraflar arasında yıl sonlarında herhangi bir mutabakat yapılmadığı, taraf defterleri üzerinden şirket merkezlerinde incelemeler yapıldığı, her iki tarafın kayıtlarında dava konusu faturaların yer aldığı, ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahipleri lehine kesin delil niteliği taşıdığı, takip tarihinde davacı şirket kayıtlarında talep ettiği gibi 157.476,14 TL (blokedeki 4.000 TL.nin düşülmesi ile) alacağının tespit edildiği, davalı kaydında da davacıya 110.642,42 TL borçlu olduğunun tespit edildiği, raporun 4.d bölümünde davalı tarafın defter kayıtlarında yer almayan fatura girişi ve çıkış kayıtlarının gösterildiği, davacı tarafın kayıtlarında yer almayan tutarların dava dışı şirkete yapılan talimatlardan oluştuğu, dolayısıyla davacı kayıtlarında yer almayacağı, davacı şirketin takip tarihinde davalı şirketten İstanbul …İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyada 157.476,14 TL asıl alacağının hesaplandığı, takibin bu tutar üzerinden devamı gerektiği, davacı kayıtlarında takip sonrası borçtan 42.000,00 TL düşüş yapıldığı, bu tutarın infazda dikkate alınması gerektiği, davacı tarafından kabul edilecek tutara TTK 1530.maddesi gereğince takip tarihinde mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerde yıllık % 11,50 faiz uygulanacağı, yasanın 1530/7. Maddesi gereği bu orana %8,00 ilavesi ile yıllık % 19,50 oranında faiz talep edildiği, ödeme yapılıncaya talep edildiği üzere yıllık % 19,50 ve değişen oranlar üzerinden temerrüt faizi işletilebileceği tespitleri yapılmıştır. Her ne kadar Mahkemece, bilirkişi raporu baz alınarak davanın reddi yönünde hüküm kurulmuşsa da, davalı vekilince icra takibine, … fatura numaralı 08.04.2015 tarihli, … fatura numaralı 13.05.2015 tarihli, … fatura numaralı 17.06.2015 tarihli ve son olarak … fatura numaralı ve 17.06.2015 tarihli dört adet fatura alacağının konu edildiği, dava konusunun bu fatura bedellerinin ödenip ödenmediği hususunda olması itibarıyla, bilirkişi incelemesininde bununla ilgili olması gerektiği ileri sürüldüğü, dosya kapsamına göre icra takibine konu alacağın bu 4 faturaya dayandırıldığı, somut olayda çözümlenmesi gereken sorunun, davacının bu 4 fatura sebebiyle borçlu olup olmadığının tespiti olduğu, oysa bilirkişi raporunda, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, genel olarak borç alacak ilişkisinin araştırıldığı ve takip tarihi itibarıyla bu cari hesap kapsamında sadece genel alacağın varlığının irdelendiği, ödeme emrinde borcun sebebi olarak gösterilen faturalara ilişkin alacağın net olarak tartışılmadığı, bu faturalara ilişkin yapılmış ödeme bulunup bulunmadığı hususunun raporda açıklığa kavuşturulmadığı, bu haliyle bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığı, bu sebeple yeterli olmayan bilirkişi raporuna göre karar verilmesi hatalı olduğu, bu yöndeki davalı vekilinin istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kaldırılmasına, aynı bilirkişiden ek rapor ya da farklı bir bilirkişiden yeni bir rapor almak suretiyle, davacının takip konusu alacak dayanağı faturalardan dolayı davalıya borçlu olup olmadığının tereddüte yer vermeyecek açıklıkta tespit edecek bir rapor alındıktan sonra varılacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, karar verilmesi karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KABULÜ ile, 2- İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2017 tarih ve 2016/1040 E. 2017/1208 K. Sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,3- Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından peşin olarak yatırılan 2.722,20 TL nispi istinaf karar ve ilam harcının talebi halinde kendisine iadesine,5- Dosya üzerinde inceleme yapılması sebebiyle vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,6- İstinaf yasa yoluna başvuran davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince verilecek nihai kararda dikkate alınmasına,6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6 ve 362/(1)/g. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda ve KESİN olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 21/04/2022