Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1011 E. 2022/743 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1011
KARAR NO: 2022/743
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 19/06/2018
NUMARASI: 2017/703 E. 2018/176 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 28/04/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … unsurlu ve şekil ibareli birçok markalarının bulunduğunu, şekil markası ve markada yer alan karakter üzerinde müvekkilinin gerçek hak sahibi olduğunu, davalının kötü niyetli olarak müvekkili şirket dışında hiçkimse tarafından kullanılmayan bu karakteri marka olarak tescil ettirdiğini, markasının tanınmış marka olduğunu belirterek davalı markasının hükümsüzlüğüne ve dava sonuçlanıncaya markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/442 Esas sayılı dosyasında açtığı mahkemenin kapatılması sonucu İstanbul 2. FSHHM’nin 2017/419 esasını aldığı dosyada … Ltd’nin Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nde kurulu şirket olması sebebiyle yargı makamları önünde hukuki kişiliğinin bulunmaması sebebiyle davanın reddedildiğini, bu nedenle davanın derdestlikten reddini, aksi takdirde davanın esastan reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davanın 6769 sayılı kanun kapsamında açılmış marka hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talepli olduğu, Davacının TP nezdinde … tescil nolu … ibareli 20 ve 28.sınıfta tescilli 30/04/2012 tescil tarihli markası, … 03-41. sınıflarda tescilli şekil markası 24/07/2014 tescil tarihli … tescil nolu … ibareli markası, 25/01/2017 tescil tarihli, … tescil nolu 03-43. sınıflarda markanın, Yunanca yazılımı ibareli markası, … başvuru nolu 20, 28 ve 43. sınıflarda … ibareli marka başvurusu bulunduğu, Davacının davasına dayanak olan şekil markasının … tescil nolu ve … uluslararası tescili bulunan ticaret ve hizmet sınıfından 03-41. sınıflar arasında tescilli olduğu, Davalı tarafın … tescil nolu 17/06/2014 başvuru tarihli ve 31/07/2015 tescil tarihli şekil markasını 18. sınıfta tescil ettirdiği, davacının aynı sınıfta tescilli olan başında eşarp sarı kahkül iri gözler ve gülen ağız içeren kız çocuğu şekil markasının birebir kopyalanarak davalı tarafından tescil ettirildiği, Mahkemenin 2017/419 sayılı dosyasında davacı davacı tarafın farklı olması sebebiyle derdestlik itirazının yerinde görülmediği, somut olayda davacının markasını kullanmadığına dair bir defi ileri sürülmediği, davalı markasının 31/07/2015 tescil tarihinden dava tarihine kadar 5 yıllık hakdüşürücü sürenin dolmadığı, Somut olayda markayı içeren Animasyon, Çizgi Film karakterleri, Menşei Ülkesi Rusyada ve dünyanın başka ülkelerinde özellikle çocuklar ve farklı yaş grupları tarafından bilinen ve tanınan bir marka olduğu, davalının marka başvurularında tanınmış birçok markanın kötü niyetli olarak TPMK nezdinde tescil edilmeye çalışıldığı, davacının dosyaya sunduğu kazanılan ödüllere ilişkin görseller, 2015 yılında İtalya’da gerçekleştirilen konferans, 2015 yılında basında şekil markasına ilişkin gerçekleştirilen haberler, … sayılı şekil markasına ilişkin WIPO başvurusu hep birlikte değerlendirildiğinde, davacı markasının tanınmış marka olduğu, davalının, davacı markasının birebir aynısını tescil ettirmesinin kötü niyetli tescil olarak düşünüldüğü, Toplanan deliller, mahkemenin 2017/419 E. sayılı dosyası içeriği, TP kayıtları, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan dökümanlar ışığında, davalı markasının davacı şekil markası ile iltibas yarattığı, markalar arasında karıştırma tehlikesi olduğu gibi, davalının davacı lisansörü izlenimini verebileceği ve işletmeler arasında bağlantı kurulma ihtimali göz önüne alınarak davalı markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine” karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Daha önce İstanbul 4 FSHHM 2016/442 E sayısı ile açılıp, mahkeme kapandığından, İstanbul 2. FSHHM 2017/419 E esasını alan davada davacının … LTD’nin GUNEY KIBRIS RUM YÖNETİMİ’nde kurulu bir şirket olduğunu, ülkemizin, KIBRIS CUMHURİYETİ’ni tanımadığını, ülke olarak tanınmayan bir yerleşim yeri şirketine, dolaylı yoldan “tanıma” anlamı verilecek şekilde Türkiye Cumhuriyeti Mahkemeleri’nde taraf sıfatı verilemeyeceği, tanınmayan bir ülkenin şirketinin, ülkemizde dava açamayacağını belirterek, hukuki sıfat yokluğu sebebiyle davanın reddini talep ettiklerini, Mahkemece yapılan yazışma sonucunda, Dış İşleri Bakanlığı Konsolosluk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 15.06.2017 tarihli cevabıyla, Güney Kıbrıs Rum Yönetiminde bulunan “Şirketin” yargı makamları önünde geçerli bir hukuki kişiliğinin bulunmadığı, hak ehliyetine ve buna bağlı olarak taraf ehliyetine sahip olmadığı ve ülkemizde dava açamayacağının bildirilmesi üzerine, aynı gerekçe ile davacının ilk davasının 10/10/2017 tarihli kararla reddedildiğini, ilk dava halen derdest olduğu halde, davacının ismi değiştirilip huzurdaki davanın açtığını, 2017/419 sayılı dosyasında davacı olan yabancı şirketin davacı …’a markalarını devretmesi, davacı tarafın farklı olması sebebiyle derdestlik itirazları reddedilmiş ise de; kararda belirtilen devre dair herhangi bir evrak ve davacı delilerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, gerekçeli kararda ifade edildiği gibi, önceki dava devam ederken, dava konusu marka devredilmiş ise, kararın bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu, 2- Davacının, İstanbul 2. FSHHM 2017/419 E sayılı dosyada ve bu dosyada; … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, Şekil (marka) …, … (marka) … başvuru numarası, şekil (marka) … başvuru numarası olan markaların sahibi olduğunu iddia ettiğinden, her iki şirketin aynı şirket olduğunu, görülmekte olan davanın, öncelikle aynı konuda daha önce açılmış dava bulunduğundan dava şartı eksikliği sebebiyle ve davacının Güney Kıbrıs Yönetimi’nde bulunan bir şirket olması sebebiyle yargı makamları önünde geçerli bir hukuki kişiliğinin bulunmaması, hak ehliyetine ve buna bağlı olarak taraf ehliyetine sahip olmaması ve ülkemizde dava açamayacağı gerekçesiyle reddi gerektiği halde hükümsüzlüğe karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, verilen tedbir kararının kaldırılmasını, 3- Dava dilekçesinin yasal unsurları taşımadığını, eksikliklerin giderilmesi için davalıya bir haftalık kesin süre verilmesi gerektiğini, 4- Dava dilekçesi ekleri ve delillerin tebliğ edilmediğini, dava konusu markanın 556 Sayılı KHK ve FSEK kapsamında hak sahibi ve tanınmış marka olduğunu davacının ispat etmesi gerektiğini, davacının gerçek hak sahibi olmadığını, hak sahibi olsa dahi yaklaşık 4 yıldır sessiz kalan davacının Yargıtay içtihatlarına göre hak kaybına uğradığını, davalının tescilli şekil markası ile FSEK ve 556 sayılı KHK kapsamında ihlali olmadığını beyan ettiklerini, mahkemenin söz konusu itirazları dikkate almadığını, davacının dosyaya sunduğu (tebliğ edilmeyen) ancak herhangi bir resmiyeti olmayan, tek taraflı herzaman tanzim edilebilcek belgelere dayanarak, “tanınmışlığa” resen karar verdiğini, açıklanan ve resen nazara alınacak nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddedine, tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK)355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Karar aleyhine davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 1-Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 01/12/2017 tarihli yazı cevabından … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, maşa ve ayi (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numarası olan markaların, davacı … adına, tescilli olduğu ve halen geçerliliğini koruduğu, dosya içerisinde mevcut apostilli örneği sunulan ticaret sicil kaydından, …’un …, Las Vegas, Nevada, A.B.D adresinde tescilli şirket olduğu tespit edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ülkemiz tarafından resmi olarak tanınmış ülkelerden olduğundan, tanınmayan bir ülkenin şirketi olduğu ve ülkemizde dava açamayacağı, hukuki sıfat yokluğu sebebiyle, davanın reddine ilişkin istinaf sebebinin ve markaların davanın açıldığı tarihte ve yargılamanın devamı süresince davacı adına tescilli olup geçerliliğini koruduğundan, markaların devir edilmiş olmaları sebebiyle reddi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. HMK uyarınca derdestlikten söz edilebilmesi için; davanın taraflarının, dava sebebinin ve davanın talep sonucunun aynı olması zorunludur. İstanbul 2 FHM 2017/419 E sayılı dosyada dava sebebi ve davanın talep sonucu aynı ise de; davacısı … … Block …, …, …, … KIBRIS adresinde ikamet eden … LTD olduğu halde, görülmekte olan davada davacı …, Las Vegas, Nevada, A.B.D adresinde bulunan …olduğundan, davacılar arasında ayniyet bulunmadığından, derdestlik dava şartı eksikliğinin bulunmadığı tespit edildiğinden, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 2-Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 01/12/2017 tarihli yazı cevabından … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası, … (marka) … başvuru numarası olan markaların, davacı …adına, kurumun 01/12/2017 tarihli yazı cevabından …, …, …, başvuru numarası olan markaların … LTD adına tescilli olduğu ve halen sahipleri adına geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir. … LTD’nin tescilli adresinin … … Block …, … Floor, …, … KIBRIS olmasına rağmen …’un ise …, Las Vegas, Nevada, A.B.D adresinde tescilli şirket oldukları tespit edilmiş olup, … LTD’nin adına tescilli markaları …’ devretmesi tek başına şirketlerin aynı olduğunu kanıtlamayacağından, davacının Güney Kıbrıs Yönetimi’nde bulunan bir şirket olması sebebiyle yargı makamları önünde geçerli bir hukuki kişiliğinin bulunmaması, hak ehliyetine ve buna bağlı olarak taraf ehliyetine sahip olmaması ve ülkemizde dava açamayacağı gerekçesiyle reddi gerektiğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. 3-Dava dilekçesinde bulunması gereken hususlar HMK 119.maddesinde belirtilmiş olup, dosya içerisinde mevcut dava dilekçesinde, mahkemenin adı, tarafların ad ve adresleri, davacı vekilinin ad soyad ve adresi, davanın konusu, davacı tarafın iddiasının dayanağı ve vakıaların açık özeti, deliller, dayanılan hukuki sebep ve açık şekilde talep sonuç belirtildiğinden eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş olup, davalı vekilinin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. 4-Türk Patent ve Marka Kurumu’nun 01/12/2016 tarihli yazı cevabından … (marka) … başvuru numaralı, … (marka)… başvuru numaralı, maşa ve ayi (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı, … (marka) … başvuru numaralı olan markaların davacı …adına tescilli olduğu ve halen sahipleri adına geçerliliğini koruduğu tespit edilmiştir. Markanın davacı adına tescilli olması hak sahibi olduğunu kanıtlamaya yeterli olup, sessiz kalma yolu ile hak kaybı için, marka sahibinin sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalınması gerekip, davaya konu davalının … tescil nolu şekil markası 17/06/2014 başvuru ve 31/07/2015 tescil tarihli olduğundan, davanın açıldığı 27/10/2017 tarihi itibariyle 5 yıllık süre dolmadığından, sessiz kalma yolu hak kaybının gerçekleştiği ve davalı vekilinin hak sahipliğinin kanıtlanmadığına ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Davalının … tescil nolu şekil markası 18. sınıfta tescilli olduğu, davacının … tescil numaralı markası aynı sınıfta tescilli olup, başında eşarp sarı kahkül iri gözler ve gülen ağız içeren kız çocuğu şekil markasının birebir aynı olduğu, markaların tescil belgelerinin incelenmesinden tespit edilmiştir. 6769 Sayılı Kanun’un 25. maddesinde; Kanunun 5. veya 6. maddesinde sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verileceği düzenlenmiştir. Kanunun 5. maddesinde; aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretlerin marka olarak tescil edilemeyeceği mutlak tescil engeli olarak belirtilmiş, Kanunun 6. maddesinde, Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı yada benzerliği sebebiyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedileceğinin, tescil varsa da hükümsüzlüğünün istenebileceğinin nispi red sebebleri olarak düzenlenmiştir. Davaya konu, davalının … tescil nolu şekil markası ile davacının … tescil numaralı markası aynı sınıfta tescilli olup, başında eşarp sarı kahkül iri gözler ve gülen ağız içeren kız çocuğu şekil markasının birebir aynı olduğu, bu hali ile markaların benzer olduğu, markaların tescil belgelerinin incelenmesinden tespit edildiğinden, orta düzeydeki bilgilenmiş tüketicilerin, markanın davacı tarafından üretilerek piyasaya sunulduğu ve markalarının serisi olduğunu düşündüreceğinden, davacı markaları ile arasında bağlantı kurma ve karıştırılma ihtimali olup, 6769 Sayılı Yasanın 6. maddesinde yer alan halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimalinin bulunması koşulu gerçekleştiğinden, dosyada davacı markalarının marka hükümsüzlüğü için 6769 Sayılı Yasanın 29. maddesindeki hükümsüzlük hali oluştuğundan, marka ihlali olmadığına ilişkin davalı vekilinin istinaf sebebinin reddi gerekmiştir. Dosya içerisinde davacı markasının tanınmış marka olduğuna ilişkin resmi belge mevcut olmadığı halde mahkemece tanınmış marka olduğu kabul edildiği tespit edilmiş ise de; davacının … tescil numaralı markası hükümsüzlüğü talep edilen davalı markası ile aynı aynı sınıfta tescilli olduğundan, 6769 Sayılı Kanunun 6. maddesindeki hükümsüzlük koşulu gerçekleştiğinden, mahkeme tespitinin sonuca etkili olmaması sebebiyle istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekili tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. 6769 Sayılı Yasanın 159 maddesi uyarınca hükmün etkinliğini temin etmek bakımından tedbir kararı verilebileceğinden, bu yasada hüküm bulunmayan hallerde HMK hükümleri uygulanacağından, HMK 389 ve 390. maddesi uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından, gecikme sebebiyle bir sakınca veya ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde, haklılığın yaklaşık ispat edilmesi koşulu ile dava konusu hakkında tedbir kararı verilebileceğinden, hükümsüzlük kararı geriye etkili olarak tescil tarihinden itibaren hüküm ifade edeceğinden, dosya kapsamı nazara alındığında davacı tarafın iddiasını kanıtladığı tespit edildiğinden, tedbir kararının kaldırılması halinde davacı tarafın maddi ve manevi zararının artmasına sebebiyet vereceğinden davalı vekilinin tedbirin kaldırılması talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. Davalı tarafa, kapalı zarf içerisinde dava dilekçesi bulunduğu şerhi ile gönderilen tebligatın 17/11/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin Uyap’a 19/12/2017 tarihinde kayıt edilen cevap dilekçesinde dava dilekçesi eklerinin tebliğ edilmediğini ileri sürdüğü tespit edilmiş ise de; davacı tarafça dava dilekçesi ekinde vekaletname ve davacı şirketin ticaret sicil kaydı ve apostil sunulduğu, herhangi bir delil bulunmadığı tespit edildiğinden, eklerinin gönderilmediğine ilişkin istinaf sebebinin reddine karar verilmiştir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 19/06/2018 tarih ve 2017/703 E. 2018/176 K. Sayılı kararına karşı davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Davalıdan alınması gerekli 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davalı tarafından yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 4-İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 28/04/2022