Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1004 E. 2022/192 K. 10.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1004
KARAR NO: 2022/192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/04/2018
NUMARASI: 2013/400 E. – 2018/424 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Alacak)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 10/02/2022
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketle Davalı … arasında 03.05.2010 tarihinde ihracat faktoring sözleşmesi imzalandığını, Müvekkili şirketin, bu sözleşme kapsamında Almanya’da kurulu … firmasına 15.09.2012’de 75.735,30 EUR ve 24.09.2012’de 28.775.- EUR bedelle usulüne uygun olarak ihracat gerçekleştirdiğini, ihracatların ex-works teslim şartıyla yapıldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin kendi yerinde malları alıcıya teslim etmesiyle sorumluluğun alıcıya geçtiğini, malların ithalat işlemlerinin alıcı tarafından Suben/ Avusturya gümrüğünde yapıldığını ve Alıcı’nın Müvekkil şirkete hiçbir olumsuz bildirimde bulunmadığını, ancak Davalı şirketin Müvekkil Şirkete faktoring sözleşmesi gereğince yapması gereken ödemeleri yapmadığını, 13.11.2012’de Alıcı firmanın ‘kendisiyle ilgilenilmediği’ gerekçesiyle ihtilaf bildiriminde bulunduğunu, Almanya’daki muhabir bankanın limitleri iptal ettiğini bildirdiğini, söz konusu ihtilafın müvekkili şirketçe kabul edilmediğini ve davalı …’in bu gerekçeyle müvekkili şirkete ödemeleri yapmadığını, bunun üzerine Bakırköy … Noterliği’nden 04.10.2013 tarihinde davalı şirkete ihtarname gönderildiğini, ancak davalı şirketçe cevap verilmediğini, bu nedenle huzurdaki davayı açma zorunluluğu doğduğunu, müvekkili şirketin Faktoring sözleşmesi gereği, 90 güne kadar vadeli ihracat satışlarından kaynaklı alacaklarını davalı şirkete temlik ettiğini, bu sözleşme ve kanun gereğince,davalı şirketin, alacakların tahsili, müvekkili Şirkete ödeme, ayrıca teminat fonksiyonu işlevi gördüğünü, müvekkili şirketten kaynaklanmayacak her türlü riskin bu teminatın kapsamına girdiğini, müvekkili şirketin yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, davalı şirketin ödeme yapmaktan kaçınmasını gerektirecek hiçbir haklı sebep bulunmadığını, alacağın tahsil edilememesinde müvekkil şirketin kusuru olmadığını, davalı şirketin sözleşmeye aykırı davrandığını, halen müvekkili şirkete hiçbir ödeme yapmamış olduğunu bildirerek davanın kabulüne, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 104.510,30 EUR alacağın, ticari avans faizleriyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … ile 03.05.2010’da Faktoring Sözleşmesi imzalandığını, Almanya’da yerleşik … firmasına gerçekleşecek ihracatlar için 100.000 EUR’ya kadar bedelli Limit Onay Bildirimi yapıldığını, davacı şirketin malları alıcı …’e teslim etmesi ve alıcı tarafından ihtilaf iddiasında bulunulmaması gerektiğini, aksi taktirde faktoring garantisinin geçersiz olacağını, ancak muhabir faktoring şirketinin yaptığı araştırma neticesinde, malların …’e teslim edilmediğini, gümrüklemelerin Almanya yerine Avusturya’da yapıldığını, … firmasının davacı şirketi tanımadığı,ticari ilişkisinin bulunmadığı yönünde ihtilafta bulunduğunu, 15.09.2012 tarihli, 75.735,30 EUR bedelli ihracat malının Hamule senedi incelendiğinde, malın taraflarla ilgisi olmayan … isimli şirkete teslim edildiğini, ayrıca ihracatın … değil, … şeklinde düzenlendiğinin görüldüğünü, … ve müvekkilinin onayı olmadan malın başka firmaya teslim edilmesinin sözleşme ve garanti şartlarına tamamen aykırı olduğunu, davalı şirketin yine de iyi niyetle ve Davacı …’i bilgilendirerek araştırma yaptığını, ancak … isimli şirketin söz konusu malları teslim almadığını, ayrıca davacı şirket ve … firmasını tanımadığını, aralarında ticari ilişki bulunmadığını bildirdiğini, Sözleşme gereği Davacı …’in müvekkili şirketi her türlü olumsuz gelişmeden haberdar etmesi gerekirken, alıcı değişikliğiyle ilgili bildirimde bulunmadığını, 24.09.2012 tarihli 28.775 Eur bedelli ikinci ihracatında hamule senedinde teslim şeklinin … yerine … olarak gösterildiğini, bu yükü teslim alan firmanın … olarak görünmesine rağmen, … şirketiyle temasa geçildiğinde, bu şirketin kesinlikle mal teslim almadığını, davacı şirket ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını bildirdiğini, söz konusu malların ne …’e, ne de … firmalarına teslim edilmediğinin ve uluslararası bir sahtekarlık olayıyla karşı karşıya kalındığının anlaşıldığını, davacının satış ve ihracat işlemlerinin usulüne uygun yapmadığını, tam tersine taahhüde aykırı işlem yaptığını, bahsi geçen şüpheli durumlar nedeniyle davacı tarafa 13.11.2012’de ihtilaf bildiriminde bulunulduğunu ve yapılan araştırmalar sonucu muhabir faktörün faturalarda yapıldığı görüşüne vararak davacı firmaya tanıdığı limitleri 23.12.2012’de geçmişe etkili olarak ortadan kaldırdığını, kredi sigorta şirketi …’nin de araştırma yaptığını, aynı bulgulara rastladığını ve muhabir faktoring şirketine konusu ihracat işleminin sigorta kapsamı dışında bırakıldığını bildirdiğini, müvekkili şirketin iyi niyetle tüm araştırmaları yapıp, tahsilat için çaba gösterdiğini, davacı şirketin gelişmelerden haberdar edildiğini, ancak sözleşme ve taahhüte aykırı durum nedeniyle garantinin iptal edildiğini, ihracatların yapılmamış olduğunun anlaşıldığını, davacı tarafın 11.04.2013 ve 04.10.2013 tarihli ihtarnamelerine, noter aracılığıyla 15.05.2013 ve 24.10.2013 tarihlerinde cevap verildiğini, davacı tarafa evraklarda sahtecilik iddiası nedeniyle faktoring garantisinin geçmişe etkili olarak kaldırıldığının bildirildiğini, davacının ihtarnameye cevap verilmediği konusundaki iddialarının asılsız olduğunu, davacının iddia ve taleplerini kabul etmek anlamına gelmemek kaydıyla, ihracatların usulüne uygun yapıldıkları kabul edilse dahi, davacı şirkete tanınan limitin 100.000 EUR ile sınırlı olduğunu, bunun üzerinde ki taleplerin reddinin gerektiğini İddia etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; Davacı ile davalı … şirketi arasında akdedilen 03/05/2010 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında davalı … şirketinin dava dışı … firmasına yapılacak ihracatlar için davacı … ‘ye 04/07/2012 tarihinde 100.000-Euro kadar limit onayı verdiği, …’in …Y’e 01/07/2012 tarihinde ihracat faktoring sözleşmesi kapsamında fatura ödemelerini … muhabiri olan …’a yapılması bildiriminde bulunduğu, … ile … arasında 28.775,00-Euroluk sipariş için hazırlanmış 12/09/2012 tarihli üzerinde her iki firmanın kaşe onayının bulunduğu Proforma fatura ve 75.735,30-Euroluk sipariş için hazırlandığı anlaşılan 10/09/2012 tarihli el yazılı … onayı düşülmüş kontrat düzenlendiği, dava konusu ihracatlar için, dava dışı imalatçı firma … LTD. tarafından … adına düzenlenmiş 13/09/2012 tarihli Kdv’den muaf 64.945,65-Euro tutarında ve 24/09/2012 tarihli 23.650,00-Euro tutarında ihraç kayıtlı satış faturalarının mevcut olduğu, ihracata konu malların ihraç kaydı ile … LTD. şirketinden temin edildiği, dava dışı nakliyeyi üstlenen … firmasının sunmuş olduğu navlun faturası ve CMR taşıma senedinin incelenmesinde; gönderenin davacı …. Firması alıcı dava dışı … firması, mal miktarının 7.981-kg. olduğu malın dava dışı … firması kaşesi ve imzasına teslim edildiğinin görüldüğü, teslim şeklininde … olarak belirtildiği, 75.735,30-Euroluk malın … yerine … firmasına teslim edildiği, davacı tarafından ihracatın … teslim şekline göre malın kendi adresinde alıcısının gönderdiği sevk aracına yüklendiğini, bu yükleme ile beraber her türlü sorumluluğunun bittiğini iddia ettiği, yapılan bilirkişi incelemesinde ise; … firmasından gelen müzekkere cevabı kapsamında, teslim şeklinin … olduğunun belirlendiği, … teslim şeklinde satıcının, malı alıcının bildirdiği teslim noktasına teslim etmekle sorumlu olduğu, bu teslim şeklinde nakliye ve nakliye talimatlarının satıcı tarafından organize edilmesi gerektiği, davacının dava dışı … firmasından satın alınan 2 parti malın fatura bedelinin 205.936,33-TL olduğu, bu malların doğrudan yurtdışı … firmasına ihraç edildiğinin iddia edildiği, ihraç bedeli olarak düzenlenen 31/12/2012 tarihi itibari ile toplam miktarın 245.779,22-TL olduğu, bu bedelin davacının malları almış olduğu satış fiyatı ile uyumlu olduğu, ihracatın … Firmasından gelen müzekkere cevabı kapsamında; … Şeklinde yapılmadığı CMR senetlerinde de gönderenin davacı olarak gözüktüğü, gönderenin talimatında da gümrük olarak Suben ifadeleri yer aldığı, malın taşıma ve gümrük işlemleri süresince davacının görev üstlendiği, birinci taşımanın konusu olan malın alıcısının …, ikinci taşımada …’nin gösterildiği, bu durumda … Satış teslimine uygun ihracatın yapılmadığı navlunun alıcı ithalatçı tarafından ödenmediği, taşıyıcının navlun alacağını malın ihracatçısının ödediği, CMR taşıma senetlerinde taşıtanın davacı olarak yer almasına rağmen ihracatın … teslim şekline uymadığı, davacı tarafından ihraç edilen malın dava dışı alıcı … firması için gümrük işlemlerinin yapıldığı, ancak 75.735,30-Euro bedelli miktar açısından malın alıcısına teslim edilmediği, 28.775,00-Euro bedelli miktar açısından CMR taşıma senedi altında yer alan kaşe ve imzaya göre teslimin gerçekleştiği, davacının malları … şartlarına göre taşıdığı, davacı … firmasından kayden alacaklı olduğu 104.510,30-Euro’luk miktardan 28.775,00-Euro’luk kısmın teslim edildiği, bu teslimin CMR taşıma senedi ile ispatlandığı, 75.735,30-Euro bedelli ihracat bakımından malların varma yerinde alıcısına teslim edildiğinin ispat edilemediği, teslimi sabit olmayan mal bedeli açısından davalının sözleşmeden dönme hakkını kullanabileceği, 26/12/2012 tarihinde davalı tarafından … firmasına yapılacak olan ihracaatlar için verilmiş olan 100.000-EURO’luk limitin iptal edildiğinin bildirildiği, faktoring sözleşmesinin 8. Maddesinde “Müşterinin malların borçlu tarafından bir çekince olmaksızın teslim alınacağının maddi ve hukuki ayıplarından ari olacağını satış ve ihracat yada benzeri işlemlerin prosedürün işlemine uygun tazmin ile gerçekleştirileceğinin faktoring şirketinin bu sebep ile ileri sürülebilecek bir itiraz ve defi ile karşılaşmayacağının taahhüt edildiğinin” düzenleme konusu edildiğini, davacı tarafından 75.735,00-Euro’luk ihracata yönelik malların müşteriye teslimini kanıtlayamadığı, bu sebep ile faktoring sözleşmesinin 8. Maddesine aykırı davranıldığı, faktoring şirketinin sözleşmede belirlenen limit çerçevesinde müşterinin alacaklarını avans olarak ödemeye hazır olduğunu bildiren yazılı sorumluluk vaadinden müşterinin sözleşme konusu malı borçluya teslim etmesi gereken anına kadar dönebileceği, davacının 75.735,00-Euro’luk ihracatı dava dışı müşteriye teslim ettiğini kanıtlayamadığı, bu sebep ile davalının geçmişe etkili olarak vaadinden dönebileceği, davacının teslimini gerçekleştirmiş olduğu 24/09/2012 tarihli fatura 28.775,00-Euro’luk malı müşteriye teslim ettiği, bu fatura içeriğinde 90 gün vade de ödeme öngörüldüğü, davacı kayıtlarında; 31/12/2012 tarihi itibari ile alacağın kayıtlandığı, bu tarihten itibaren faiz işletilmesi gerektiği hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi kök ve ek raporu ile anlaşıldığından davanın Kısmen kabulüne, 28.775,00-Euro nun 31/12/2012 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine,” karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Öncelikle, dosya kapsamındaki kök ve ek bilirkişi raporları ile emsal kararlar ve doktrin uyarınca; taraflar arasındaki sözleşmenin, dava dilekçesinde de ileri sürdükleri şekilde alacağın tahsil edilmeme riskinin davalı tarafça üstlenildiği ihracat faktöringi niteliğinde olduğu, davalı tarafın alıcısına teslim edilen mal bedellerini ödeme taahhüdünün bulunduğu, sözleşmenin hukuki niteliğine ve 8. maddesine göre davalı tarafın tahsil ve ödeme sorumluluğunun ihracata konu malların alıcıya teslim edilmesi ile doğacağı, davalı tarafın mal tesliminden önce limit onay bildiriminden dönebileceği, taraflar arasındaki sözleşmenin hukuki niteliği ve 8. maddesi gereği, müvekkili şirketin ihracata konu malları alıcıya maddi ve hukuki ayıplardan ari olarak teslim etmesi ve davalı şirkete ileri sürülebilecek bir itiraz ve def’inin bulunmaması halinde, davalı tarafın, kararlaştırılan vade tarihinde ve onaylanan limit dahilinde, müvekkili şirkete ödeme yapması gerektiği hususlarının sabit olduğu, bu hususların, gerekçeli kararda görüldüğü üzere, mahkemece de kabul edildiği, ancak, dava konusu 75.735,30 Euro bedelli fatura yönünden davanın reddedilmesi hatalı ve hukuka aykırı olduğu, 2-Gerekçeli kararda; dava konusu 75.735,30 Euro bedelli faturaya konu ürünlerin … şekline uygun şekilde gönderilmediği, CMR taşıma senedine göre taşımanın … şeklinde yapıldığı ve malların alıcı … firmasına değil farklı bir firmaya teslim edildiği, bu nedenle teslim ispatlanmadığından müvekkil şirketin bu fatura bedelini talep edemeyeceği belirtildiği, 3-Suben/Avusturya gümrük makamınca düzenlenen, dosya kapsamındaki 19.09.2012 tarihli … seri numaralı ithalat beyannamesinde görüldüğü üzere, bu taşımaya konu ürünlerin alıcısı … firması olup, ithalatın da bu firma tarafından gerçekleştirildiği, her ne kadar taşıma senedinde malların fiilen başka firma tarafından teslim alındığı görünse de, ithalat işlemlerini yapanın, alıcı … firması olduğu, Suben/Avusturya gümrüğünde ithalat işlemlerinin alıcı … firması tarafından gerçekleştirilmesinden sonra, ürünlerin artık bu alıcı firmanın kontrolünde olduğunun kabulü gerektiği, 4-Kaldı ki zaten, alıcı … firmasının, malların teslim edilmediği yönünde bir ihtilaf bildiriminde bulunmamakta olup, davalı tarafça fatura bedelini ödememe gerekçesi olarak ileri sürülen ve dayanak gösterilen ihtilaf bildiriminde sadece “alıcıyla ilgilenmediği” şeklinde soyut, ticari ve hukuki anlam ifade etmeyen, en azından malların teslim edilmediği veya maddi ve hukuki ayıplardan ari olmadığı anlamlarına hiç gelmeyen bir ibare bulunduğu, bu ihtilaf bildiriminin, sözleşmenin 8. maddesinde belirtilen, faktöre karşı ileri sürülebilecek bir itiraz ve def’i niteliğinde de olmadığından, müvekkili şirketin sözleşmenin 8. maddesini ihlal ettiğinden bahsedilmesinin de mümkün olmadığı, davaya konu 75.735,30 Euro bedelli faturaya konu ürünlerin alıcı … firmasına teslim edilmediği iddiasının, varsayımsal olduğu, aksi takdirde, bunun ihtilaf bildiriminde açıkça belirtilmiş olacağının kabulü gerektiği, 5-Ayrıca, limit iptal yazısının hukuki dayanaktan yoksun olmasına ek olarak, limit iptalinin, ihracatların gerçekleşmesinden sonra 26.02.2012 tarihinde yapılmış olup, davalı tarafın malların tesliminden sonra sözleşmeden dönmesi mümkün olmadığından, limit iptali işleminin de geçersiz olduğu, açıklanan nedenlerle, dava konusu 75.735,30 Euro bedelli fatura yönünden de davalı tarafın ödeme yükümlülüğünün bulunduğu, arz olunan ve re’sen tespit edilecek nedenlerle, öncelikle tehir-i icra talebinin kabulüne, inceleme neticesinde istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının dava konusu 75.735,30 Euro bedelli fatura alacağının reddine ilişkin kısmı yönünden bozulmasına ve kararın bu kısım yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1-Öncelikle belirtmek gerekir ki, dava dosyasında yer alan, taşıyıcı … firmasından celp edilen sevk evrakları neticesinde, gerek 17.09.2012 tarihli navlun faturasındaki 75.735,30 Euro bedelli, gerekse 29.09.2012 tarihli navlun faturasındaki 28.775,00 Euro bedelli ihracatlarını, davacının iddia ettiği üzere … teslim şeklinde yapılmadığı, satış teslim şeklinin … hükümlerine göre işletildiği şüpheye mahal vermeyecek şekilde açık olduğu, buna göre, malın taşıma bedellerinin satıcı tarafından üstlenildiği anlaşılmakla, satış … (belirlenen yerde teslim) şeklinde yapılmış olup davacının … teslim şeklindeki iddialarının gerçeği yansıtmadığı, 2-75.735,30 Euro bedelli ihracat bakımından, söz konusu ihraç mallarının alıcıya teslim edilmediği belirlenmiş olup, davacı tarafından yapılan bu ihracat işleminin alıcı dışında bir firmaya yapılmak istendiği, dava dosyasında da belirttikleri üzere, Limit Onay Bildiriminde; “alıcının ödeme ile ilgili gücü ile mevcut tüm olumsuzluklar ile ileride meydana gelebilecek tüm olumsuz gelişmelerin bildirilmesi, ayrıca yine yapılacak istisnasız tüm yüklemelerin faktoring kanalıyla yapılarak muhabire temlik edilmesi”, GRIF kuralları çerçevesinde tarafların mutlak şekilde sıkı sıkıya uyması gereken yükümlülükler olarak belirtildiği, davacı şirketin, alıcı değişikliği ile ilgili ne müvekkili şirkete, ne de muhabir faktoring şirketine herhangi bir bildiriminin bulunmadığı, işbu hususun GRIF kuralları çerçevesinde mutlaka faktöring şirketine bildirilmiş olması gerekmekte olup, salt bu bildirimin yapılmamasının bile, limitin ve garantinin geçmişe dönük olarak geçersizliğine ve iptaline sebep olduğu, 3-Bununla birlikte, 28.775,00 Euro bedelli ihracat ile ilgili ise, dava dosyasında belirtildiği üzere, muhabir faktör firması tarafından, davacı firmanın lehine, iyi niyetli olarak araştırma yapılmış olup … firması ile irtibata geçildiği, yapılan araştırmada, … şirketine ulaşıldığı, ancak bu şirketin de söz konusu malları teslim almadığı gibi, ne davacı şirketini, ne de … firmasını tanımadığını ve hiçbir şekilde her iki şirket ile de ticari ilişkisinin ya da aralarında imzalanmış bir satış sözleşmesinin bulunmadığını belirttiği, 4-Muhabir faktör firması tarafından bu kere … firması ile irtibata geçilerek söz konusu ihracat mallarının teslim alınıp alınmadığı araştırması yapıldığı, … firmasının şirket direktörünün değişmiş olduğu, ancak ne eski şirket direktörünün, ne de yeni şirket direktörünün, söz konusu sipariş ile ilgili bilgisinin olmadığı, bu siparişlerin kesinlikle teslim alınmadığı ve davacı şirket ile hiçbir ticari ilişki ya da satış sözleşmesinin yapılmadığı gibi tanınmadığının bildirildiği, yani anlaşılacağı üzere, davacı şirketin iddia ettiği üzere, ortada herhangi bir satış sözleşmesi ya da bir ticari ilişki bulunmadığı, ayrıca bir mal teslimi ve ihracatın dahi söz konusu olmadığı, 5-Ayrıca tüm bu araştırma ile birlikte, söz konusu faktoring işleminin, Limit Onay Bildirimi çerçevesinde, dünyanın önde gelen kredi sigorta şirketi olan … tarafından sigortalı olmakla birlikte, işbu durum dolayısıyla da … tarafından ayrıntılı olarak araştırma yapıldığı ve yukarıda açıklanan aynı bulgulara rastlandığı, bu nedenle de sigorta şirketi tarafından muhabir faktoring şirketine, Limit Onay Bildirimi çerçevesinde yapılan ihracat işleminin yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı sigorta kapsamı dışında bırakıldığının bildirildiği, 6-Yani anlaşılacağı üzere, söz konusu sahtelik iddiasına ilişkin her türlü yazışma, bilgi edinme, uluslararası kredi sigorta şirketi tarafından yapılan araştırmalar yapılmış ve işbu durumun, davacı şirket lehine iyiniyetli olarak, en başından itibaren davacı şirket çalışanı ile de paylaşıldığı, ancak limitin, sözleşme ve taahhüde aykırı bariz durum nedeniyle iptal edildiği, 7-Tüm bu belirtilen hususlarla birlikte işbu davanın salt borçlar hukuku prensipleri göz- önünde tutularak değerlendirilmesinin düşünülemeyeceği, Faktoring sisteminin, kül olarak bankacılıktaki Akreditif sistemiyle paralellik arz etmekte olup sözleşmeye, eksiksiz dokümantasyona ve öngörülen prensiplerle sıkı sıkıya bağlılığın söz konusu olduğu, sözleşme hükümlerine aykırı davranışın, otomatikman limitin ve garantinin geçmişe dönük olarak geçersizliğini ve otomatikman iptalini ortaya koyduğu, 8-Anlaşıldığı üzere, davacı … firmasının anlaşmaya ve yükümlülüğüne aykırı olarak bu malları … firmasına değil, başka bir firmaya teslim etmiş olduğu ortaya çıkmakla birlikte, … firmasının davacı şirketi dahi tanımadığı ve davacı … firması ile herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı yönünde ihtilafta bulunduğu, işbu hususlara ilişkin faktöring sözleşmesi ile limitin ve garantinin geçmişe dönük olarak geçersizliğine karar verilmesi gerekirken, hatalı olarak 28.775,00 Euro bedelli ihracatın tesliminin sabit olduğu kanaatine varılarak bu rakamın ödenmesi gerektiğine karar verildiği, 9-Kaldı ki, faktöring sistemi çerçevesinde öngörülen prensiplerle sıkı sıkıya bağlılığın söz konusu olması nedeniyle, sözleşme hükümlerine aykırı davranışın, limitin ve garantinin geçmişe dönük olarak geçersizliğine ve iptaline neden olduğu açıkken, Mahkeme tarafından davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil edeceği, ayrıca belirtmek gerekir ki, Limit Onay Bildiriminin son kısmında, limitin hangi hallerde muhabir faktör tarafından geçersiz sayılacağı ve limit onay bildiriminin de geçersiz olacağının yazıldığı, buna göre, 3 nolu bentte de belirtildiği üzere, “garanti limitinin geçerlilik süresine bağlı kalmaksızın herhangi bir nedenle muhabir tarafından iptal edilmesi halinde” denilmekle limitin muhabir faktör tarafından herhangi bir nedenle iptalinin mümkün olacağını davacının açık şekilde kabul etttiği, 10-75.735,30 Euro bedelli ihracat bakımından, söz konusu ihraç mallarının alıcıya teslim edilmediğinin belirlenmiş olması dolayısıyla, sözleşmeye aykırılık tespit edildiğinden, limit ve garantinin geçmişe dönük olarak geçersizliğine ve aynı şekilde,28.775,00 Euro bedelli ihracatında limit dışı kaldığı- na ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği, bu nedenlerle, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/400 E. sayılı mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İnceleme, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava taraflar arasında düzenlenen faktoring sözleşmesi kapsamında limit onayı bedelinin tahsiline ilişkin alacak davasıdır. Davacı vekili, davalıyla yaptıkları 03/05/2010 tarihli faktoring sözleşmesi kapsamında, sözleşmeye uygun olarak malların sözleşmede belirlenen firmaya teslim edildiğini, buna rağmen, davalı şirketin sözleşmede belirlenen 100.000,00 EURO teminat bedelinin tahsilinin talep etmiş, davalı vekili ise, davacının sözleşmeye aykırı olarak ihraç malları sözleşmede belirtilen firmaya teslim etmediğini, buna ilişkin belgeleri sunamadığını, faktoring sözleşmesinin 8. maddesine aykırı davranıldığını, bu nedenle teminat bedeline hak kazanmadığını savunarak davanın reddini talep etmiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, her iki taraf vekili de yukarıdaki sebeplerle kararı istinaf etmiştir. Taraflar arasında düzenlenen 03/05/2010 tarihli faktoring sözleşmesinin alacağın tahsil edilmeme riskinin davalı tarafça üstlenildiği ihracat faktöringi niteliğinde olduğu, davalı tarafın alıcısına teslim edilen mal bedellerini ödeme taahhüdünün bulunduğu, sözleşmeye göre davalı … şirketinin dava dışı … firmasına yapılacak ihracatlar için, davacı … ‘ye 04/07/2012 tarihinde 100.000-Euro kadar limit onayı verdiği, …’in …’e 01/07/2012 tarihinde ihracat faktoring sözleşmesi kapsamında fatura ödemelerini … muhabiri olan …’a yapılması bildiriminde bulunduğu, … ile … arasında 28.775,00-Euroluk sipariş için hazırlanmış 12/09/2012 tarihli üzerinde her iki firmanın kaşe onayının bulunduğu Proforma fatura ve 75.735,30-Euroluk sipariş için hazırlandığı anlaşılan 10/09/2012 tarihli el yazılı … onayı düşülmüş kontrat düzenlendiği, dava konusu ihracatlar için, dava dışı imalatçı firma … LTD. tarafından … adına düzenlenmiş 13/09/2012 tarihli KDV’den muaf 64.945,65-Euro tutarında ve 24/09/2012 tarihli 23.650,00-Euro tutarında ihraç kayıtlı satış faturalarının mevcut olduğu, ihracata konu malların ihraç kaydı ile … LTD. şirketinden temin edildiği, dava dışı nakliyeyi üstlenen … firmasının sunmuş olduğu navlun faturası ve CMR taşıma senedinin incelenmesinde; gönderenin davacı … Firması alıcı dava dışı … firması, mal miktarının 7.981-kg. olduğu malın dava dışı … firması kaşesi ve imzasına teslim edildiğinin görüldüğü, teslim şeklininde … olarak belirtildiği görülmektedir. Mahkemece 28.10.2016 asıl ve 28.12.2017 tarihli ek bilirkişi raporları alınmış olup bu raporlardaki tespitlere göre, sözleşmeye göre davacının ihracatı … yapmasına karşın taşıyıcı … firmasının navlun bedelini ihracatçı veya ithalatçıdan değil de, malın imalatını yapan ve malı davacıya satan yurtiçi satıcı olarak gözüken … firmasından faturalar ile talep ettiği, bunun da davacının malları satın alırken navlun fiyatı dahil-Almanya teslimi satın aldığına işaret ettiği, yani taşıyıcıyı, … satın alan yurt dışı alıcı … firmasının değil, doğrudan malın imalatını yapan ve davacıya satan firmanın bulduğu ve taşımayı organize ettiğinin gözüktüğü, öte yandan CMR taşıma senetlerine bakıldığında gönderenin davacı olduğu, ayrıca gönderenin talimatında “gümrük …” ifadelerinin yer aldığı, her iki taşıma senedinde de …, kaşe ve imzalarının yer aldığı, bununda, malın taşıma ve gümrük işlemleri sürecinde bu firmanın görev üstlendiğini gösterdiği, birinci taşımada malın alıcısının …, ikinci taşımada … olarak gösterildiği, bu bilgilere göre … satış teslim şekline uygun bir ihracat yapılmadığı, … teslim şeklinde uluslar arası taşımanın alıcı-ithalatçı tarafından organize edilmesi gerektiği, davacı vekili itirazlarında … satış teslim şeklinin gereklerine uygun bir ihracat olduğu iddiasına karşın, navlunun alıcı-ithalatçı tarafından ödenmemiş olması, taşıyıcının navlun alacağını malın imalatçısının ödemek durumunda kalmış olması, CMR taşıma senetlerinde taşıtanın davacı gözükmesi karşısında taşımanın ve ihracatın … teslim şekline uymadığı, öte yandan malın gümrük evrakı incelendiğinde, davacı tarafindan ihraç edilen malın dava dışı alıcı … firması için gümrük işlemlerinin yapıldığı ve ithalatının yapıldığı, ancak halen 75.735,30 Euro bedelli miktar açısından malın alıcısına teslim edilmediği, 28.775,00 Euro bedelli miktar açısından ise CMR taşıma senedi altında yer alan kaşe ve imzaya göre teslim edildiğinin söylenebileceği, bu durumda iki adet ithalat işleminin yapıldığı, malın … şartlarında taşındığı, ancak sadece ikinci parti malın alıcısına teslim edildiği kanaatine varıldığı, yani davacının dava dışı … firmasından kayden alacağı olduğu toplamı 104.510,30 EURO miktarından 28.775,00 Euro’luk kısmını teslim ettiğini ortaya koyduğu, bu kapsamda, davacının malları … şartlarında olmasa da, alıcısı … firması adına gümrük işlemi tesis edilmiş ise de sadece 28.775,00 Euro bedelli miktar açısından teslimini CMR taşıma senedi ile ortaya koyduğu, ithalatını yaparken dava dışı alıcının, mal bedelini … aracılığı ile faktoring ile ödeyeceği de beyan etiği, bu durumda davacının teslim edilen mallar bakından bu seferdeki malların bedelini davalıdan talep etmesinin somut olaya uygun olduğunun değerlendirilmesi gerektiği, davalının 26.12.2012 tarihli limit iptal yazısına karşın, somut olayda bu kısım ihracatın daha öncesinde gerçekleştiği, sözleşmenin 8. maddesi karşısında, davalının limit iptali, mal tesliminden sonra gerçekleştiğinden geçerli olmayacağı tespitlerinin yapıldığı, bilirkişi raporundaki bu tespitlerin dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece bu rapordaki teknik tespitler baz alınarak hüküm kurulmasında bir hukuka aykırılık bulunmadığı, bu doğrultuda ilk derece mahkemesince açıklanan ve benimsenen sebeplerle dosya içeriğine, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dosyadaki tespitlere ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, 6100 Sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi kararında esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davacı velili ve davalı vekilinin istinaf talebinin, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Usûl ve yasaya uygun İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/04/2018 tarih ve 2013/400 E. 2018/424 K. sayılı kararına karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1. maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.791,11 TL nispi istinaf karar ve ilam harcından peşin yatırılan 1.447,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.343,21 TL harcın davalıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 4- Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması sebebiyle taraflar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6- Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 Sayılı Kanunun 31. maddesiyle değişik 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 10/02/2022