Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi 2020/1 E. 2020/16 K. 24.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
44. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2020/1
KARAR NO: 2020/16
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Fikrî Ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi
TARİHİ: 30/05/2017
NUMARASI: 2015/183 E.-2017/130 K.
DAVA: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İSTANBUL 2.FSHHM 2015/205 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA: Marka hakkına Tecavüzün Men’i Ref’i ve Tazminat
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 24/09/2020
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl dava dilekçesine sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkili firmanın giyim, tekstil sektörü olmak üzere birçok sektörde faaliyet göstermekte olan bir tüzel kişilik olduğunu, 1992 senesinde “…” ibaresini marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilin tanınmış “…’ markasını Madrid Protokolü uyarınca WIPO nezdinde yaptığı tescillerle ve diğer tescillerle tescil ettirdiklerini, müvekkilin … markasını davalının izin ve muvafakkati alınmaksızın şal ve sair emtialarda kullanıldığının tespit edildiğini, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/115 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, dosyaya sunulan bilirkişi raporunda müvekkilin bir çok ürünün üzerinde, etiketlerinde ve hatta kutularında … ibaresinin gerçekten ayrılmayacak biçimde kullanıldığını, davalının bu ürünleri 40,00-TL gibi çok düşük bir fiyata satarak müvekkilin markasının itibarına, ayırt edici karakterine zarar verdiğini müvekkil ile haksız rekabet gerçekleştirdiğini belirterek, davalının “…” markalarına tecavüzün refi ve meni ile, şimdilik belirsiz alacak hükümlerine göre 1.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesini, tazminatın KHK 67. maddesine göre artırılmasını, 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, KHK 68. maddesine göre 10.000,00-TL itibar tazminatına ayrı ayrı hükmedilmesini, müdahalenin menine, ürünlerin imhasına, tedbire hükmedilerek, verilecek hükmün ilanına da karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/115 D.İş sayılı dosyası ile işyerinde tespit edilen “…” markalı ürünlerin taklit değil orijinal ürünler olduklarını, delil tespitinde saptanan … markalaı ürünlerin, 15/08/2015 tarihli ve … ve … nolu faturalar ile, davacının yetkili bayisi …’ten … tarafından satın alındığını, davalı …’ın da bu ürünleri 30/08/2015 tarih ve … nolu fatura ile …’dan satın aldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili birleşen İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/205 E. sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesi ile; müvekkili firmanın giyim, tekstil sektörü olmak üzere birçok sektörde faaliyet göstermekte olan bir tüzel kişilik olduğunu, 1992 senesinde “…” ibaresini marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin tanınmış “…’ markasını Madrid Protokolü uyarınca WIPO nezdinde yaptığı tescillerle ve diğer tescillerle tescil ettirdiklerini, müvekkilin … markasını davalının izin ve muvafakkati alınmaksızın şal ve sair emtialarda kullanıldığının tespit edildiğini, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/60 D.İş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırıldığını, dosyaya sunulan 31/08/2015 tarihli bilirkişi raporu içerisinde bulunan fotoğraflar ile davalının müvekkiline ait markayı bir çok ürünün üzerinde, etiketlerinde ve hatta kutularında … ibaresinin gerçekten ayrılmayacak biçimde kullanıldığını, davalının bu ürünü 35,00-TL gibi çok düşük bir fiyata satarak müvekkilinin markasının itibarına, ayırt edici karakterine zarar verdiğini, müvekkili ile haksız rekabet gerçekleştirdiğini belirterek, şimdilik belirsiz alacak hükümlerine göre 1.000,00-TL maddi tazminata hükmedilmesini, tazminatın KHK 67. maddesine göre artırılmasını, 50.000,00-TL manevi tazminata hükmedilmesini, KHK 68. maddesine göre 10.000,00-TL itibar tazminatına ayrı ayrı hükmedilmesini, müdahalenin menine, ürünlerin imhasına, tedbire hükmedilerek, verilecek hükmün ilanına da karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen dava davalısı … (…) vekili cevap dilekçesi ile; davayı kabul etmediklerini, İstanbul 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2015/60 D.İş sayılı dosyasında yapılan tespit ve bilirkişi raporunda tespit edilen hususların doğru olduğunu, iş yerinde bulunan ürünlerin orjinal … ürünleri olduğunu, söz konusu ürünlerin, … markasının yetkili bayisi olan …-…’ten 15/08/2015 tarih … ve … sıra nolu irsaliye faturalar ile … adına satın aldıklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/205 E. Sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda Mahkemenin 21/12/2015 tarihli kararı ile dosyanın İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/183 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, yarılamaya İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/183 E. sayılı dosyası üzerinden devam edilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; temin edilen 22/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporu da gözönünde bulundurularak, tespit konusu malların … mallarının yetkili bayisi olan …-…’ten 15/08/2015 tarih … ve aynı tarih … sıra nolu İrsaliyeli Faturalar ile …’a satıldığı, …-…’in defter ve belgeleri incelendiğinde davacı firmanın yetkili bayisi olmadığı, ancak bu firmanın da ürünleri … nin yetkili satış bayisi … Ltd. Şti.’den 17/06/2015 tarih ve … Seri B nolu fatura ile satın aldığı, ürünlerin orjinal olması nedeniyle marka hakkının ihlalinden söz edilemeceği, bu anlamda davacının tazminat talebinin yerinde olmadığı, davalılarda ele geçirilen orijinal ürünlerin davacının işyerinden haklarında ceza soruşturması açılan diğer işyeri çalışanları şüpheliler ile fikir ve eylem birliği içinde hareket ettiklerine ilişkin bu hususu ispat edecek davacı tarafça her hangi bir belge sunulmadığı, davacının savcılık soruşturmasının sonucunu bekleteci mesele yapılmasını talep ettiği anlaşılmışsa da; bir an için davacının yanında çalışan kişilerin bu yönde bir iredeleri bulunsa dahi piyasada davalıların ürünleri faturalı olarak (zincirleme şekilde) aldıkları hususu bilirkişi raporu ile sabit olan davalıların bu durumda dahi sorumlu tutulamayacaklarının anlaşıldığı, … ibareli ürünlerin orijinal ürünler olup, KHK 13. maddesinde düzenlenen marka hakkının tükenmesi ilkesi gereğince davalılarca piyasa fiyatının altında yapılan ürün satışını davacının engelleyemeyeceği, davacıya ait ürününlerin davacının deposundan izinsiz çıkartılması hususunu davalıların bildiğine yada davalıların kusurlu hareket ettiğine dair dosyada delil bulunmadığı gibi ürünlerin faturalı olarak alındığının belirtilmesi, düşük fiyatlı ürürlerin daha önce yüksek fiyatlı olarak satılıp ancak sezonu geçen ve ellerinde az kalan ürünleri sattıklarının ifade edilmesi hususları dikkate alındığında davacının ispatlanamayan davasının genel ispat hukuku kurallarına göre reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur. Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davalıların sattığı eşarpların tamamının orjinal ürünler olmadığı, bir kısmının kare kodlarının dahi bulunmadığı, tespit tarihi öncesinde de … ürünlerinin davalılar tarafından satılmakta olduğu, ürünlerin düşük fiyatla satıldığı, davacı şirkete ait depoda çalışan bir kısım çalışanlar tarafından ürünlerin hırsızlık sonucu piyasaya sürüldüğü, bu anlamda marka hakkının tüketilmesi durumunun söz konusu olmadığı, ürünleri davacı şirketin izni dışında piyasaya süren kişiler hakkında İstanbul C. Başsavcılığı’nın 2015/100237 Soruşturma Sayılı dosyası ile soruşturma açıldığını, bu soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiği, verilen kararın hatalı olduğu hususlarına ilişkin bulunmaktadır. Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat, itibar tazminatı ve müdahalenin men’ine ilişkindir. İstinaf edenin sıfatına, istinafın kapsam ve nedenine, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına, hükme esas alınan 22/06/2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunun olaya, oluşa ve Yargıtay uygulamalarına uygun denetlenebilir gerekçeler içermesine, bu raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, bilirkişi raporu ile davalıların ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulmuş olduğunun belirlenmesine, davalıların iş yerlerinde tespit edilen ürünlerin orjinal ürünler olduklarının belirlenmesine, kaldı ki ürünlerin orjinal olduklarının keşfe katılan davacı şirket pazarlama müdürü … tarafından da kabul edilmesine, bu anlamda davalılar tarafından orjinal … ürünlerinin satıldığının sabit bulunmasına, söz konusu ürünlerin öncelikle davacı şirketin yetkili bayisi … Ltd. Şti. tarafından 17/06/2015 tarih ve … Seri B nolu fatura ile …-…’e, bu şirket tarafından 15/08/2015 tarih … ve aynı tarih … sıra nolu İrsaliyeli Faturalar ile …’a, … tarafından da 30/08/2015 tarih ve … nolu fatura ile davalı …’a satıldığının bilirkişi raporu, tarafların ticari defter ve kayıtları ile sabit bulunmasına, zincirleme faturalı şekilde yapılan satışlar sonucu ürünlerin davalıların eline geçmiş olduğunun açık bulunmasına, yine davalıların 30/01/2015 ve 14/08/2015 tarihlerinde … isimli iş yerinden fatura karşılığı eşarp aldıklarının tespit edilmesine, davacı şirketin deposundan iş yerinde çalışan kişilerce hırsızlık yapılmak suretiyle piyasaya ürün sunulması olayı ile ilgili olarak İstanbul C. Başsavcılığı’nın 2015/100237 Soruşturma Sayılı dosyası ile soruşturma açılmış ise de, soruşturma dosyasının UYAP sistemi üzerinden yapılan incelemesinden soruşturmanın halen devam ediyor olmasına, soruşturma dosyasında davalıların herhangi bir sıfatla yer almamasına, soruşturma dosyasında şüpheli olarak yer alan şahıslar ile davalılar arasında herhangi bir işbirliği bulunduğuna ilişkin dosyada bir delil bulunmamasına, davalıların hırsızlık sonucu ele geçirilen ürünleri sattığına ilişkin olarak davacı tarafça dosyaya herhangi bir delil sunulamamasına, bu anlamda savcılık soruşturma dosyasının sonucunun beklenmesine gerek bulunmamasına, dava konusu ürünlerin faturalı satışlar sonucu davalıların eline geçmiş olması karşısında davacının marka hakkının tükendiğinin sabit bulunmasına, davalıların kendi kar-zarar hesabına göre ürünleri diledikleri fiyattan satmalarına engel bir durum bulunmamasına göre, Mahkemece yazılı gerekçe ile açılan davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamakta olup, HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Usûl ve yasaya uygun İstanbul 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/05/2017 tarih ve 2015/183 E.-2017/130 K. sayılı kararına karşı davacı vekili tarafından yapılan istinaf talebinin HMK 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davacıdan alınması gerekli 54,40 TL maktu istinaf karar ve ilam harcından davacı tarafından yatırılan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsiliyle Hazineye gelir kaydedilmesine, 3- İncelemenin duruşmasız olarak yapılması nedeniyle taraflar yararına avukatlık ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,4- İstinaf yasa yoluna başvuran davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 20/07/2017 tarih ve 7035 sayılı Kanunun 31 inci maddesiyle değişik HMK. m. 361/1. hükmü gereğince, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz başvurusunda bulunma yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi. 24/09/2020