Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/987 E. 2023/999 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/987
KARAR NO: 2023/999
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/05/2023
NUMARASI: 2023/51 D.İş – 2023/55 Karar
DAVA: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 09/10/2023
İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararına yönelik hacze itiraz eden … Ticaret Anonim Şirketi vekilince istinaf edilmesi üzerine dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; alacağını alabilmesi için borçluların taşınır ve taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacaklarının 24.956.590,58 TL mukabilinde ihtiyaten haczini talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda; “…Somut olayda, alacaklı banka ile asıl borçlu…Tic. A.Ş. arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerinde, diğer borçlu … San. Ve Tic. A.Ş. müteselsil kefil olarak yer aldığı ihtilafsız olup, TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, müteselsil kefil olan borçlulara alacaklının müracaat edebilmesi için gerekli olan “ihtarın sonuçsuz kalması” koşulunun gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Zira, hesabın kat edilmesiyle birlikte banka alacağı muaccel hale gelmiş, ihtarın hükümsüz kalmasıyla da müteselsil kefillere müracaat koşulu gerçekleşmiştir. Bu deliller ışığında alacağın varlığı ve kat ihtarındaki tutar bakımından yaklaşık ispat olgusu somut olayda gerçekleşmiştir. … Bankası’nın 6741 sayılı … Şirketi’nin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun uyarınca Varlık Fonu’na devredildiği ve anılan kanunun 8/2. Maddesi uyarınca her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaf olduğu anlaşıldığından teminatsız olarak ihtiyati haciz” kararı verilmiştir.
İTİRAZ: Bu karara karşı borçlu vekili tarafından itiraz edilmiş olup, itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararı yetkisiz mahkeme tarafından verildiğini, rehinle temin edilmiş olan banka alacağı hakkında kanunun temel şartına aykırı bir şekilde ihtiyati haciz kararı verildiğini, teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararında ihtiyati haczin sebebinin açıklanmadığını, itirazlarımızın kabulü ile mahkemenizin 24.02.2023 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin yasada sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmadığını, ihtiyati haciz taleplerinin yetkili mahkemeye yapıldığını, rehinle temin edilen borcun davalı firmanın kefaleten risklerini içermediğini, ihtiyati haciz taleplerinin teminatsız olarak verilmesinin hukuka uygun olduğunu, borçlu tarafın haksız ve dayanaksız itirazının reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin itiraz eden taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI: İlk Derece Mahkemesince verilen 2023/51 D.İş – 2023/55 Karar sayılı ve 16/05/2023 tarihli ek kararı sonucunda; “…Şayet müteselsil kefil kendi kefaletinin teminatı olarak ipotek vermiş ise asıl borçlu konumuna geleceğinden İİK. 45. maddesi uyarınca önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılmadığını itiraz olarak ileri sürebilecektir. Ancak somut olayda, ipoteğin kefaletin teminatı olarak verilmemiş olması sebebiyle, davacı banka müteselsil kefili takip edebilir. Dolayısıyla itiraz eden borçlu müteselsil kefilin bu yöndeki itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir.İtiraz eden borçlunun İİK.m. 265 uyarınca ihtiyati haczin dayandığı sebeplere yönelik geçerli ve kabul edilebilir hiçbir itiraz sebebi ileri sürülememiş olması dikkate alınarak sair itirazlarının reddine” şeklinde değerlendirme ile ihtiyati hacze itiraz eden tarafın talebinin reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden … Anonim Şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin gerekçeli kararında tarafların duruşmaya davet edildiğini ve kendilerinin duruşmaya katılmadığını ve yokluklarında itirazlarının değerlendirildiğinin belirtildiğini, mahkemenin gerekçeli kararında belitmiş olduğu bu yanlış durumun tek başına ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararını kopyala – yapıştır şeklinde oluşturup doğru ve titiz bir değerlendirme yapmadan verdiğini gösterdiğini, yapılan duruşmaya kendilerince katılım sağlandığını, bu hususun yapılacak inceleme sonunda da rahat şekilde anlaşılabileceğini, bu sebeple hazır şablonlardan hazırlanıp tarafımıza tebliğ edilen gerekçeli karar ile kurulan hükmün bozulması gerektiğini, mahkemenin yetkisine ilişkin kendilerince öne sürülmüş olan itirazların değerlendirilmesinde de noksan ve hatalı sonuca varıldığını, rehinle temin edilmiş olan banka alacağı hakkında kanunun temel şartına aykırı bir şekilde ihtiyati haciz kararı verildiğini, ihtiyati haciz talep eden bankanın huzurdaki talebinde hukuki yararından söz edilemeyeceğini, İİK kapsamında ihtiyati haciz için öngörülen temel şartlara aykırılık bulunduğunu, teminat alınmaksızın ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/51 D. İş ve 2023/55 Karar sayılı kararı ile 24/02/2023 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür.İhtiyati haciz talep eden vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; karşı tarafın ileri sürdüğü itiraz sebeplerinin yasada sınırlı olarak sayılan sebeplerden olmadığını, ihtiyati haciz taleplerinin yetkili mahkemede yapıldığını, rehinle temin edilen borcun davalı firmanın kefaleten risklerini içermediğini, ihtiyati haciz taleplerinin teminatsız olarak verilmesinin hukuka uygun olduğunu, itiraz eden tarafın haksız ve dayanaksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin itiraz eden taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep; İİK 257. maddesine göre ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiş, karara karşı kefil borçlu …San. ve Tic. A.Ş. tarafından, mahkemenin yetkisiz olduğu, alacağın rehinle teminat altına alınmış olduğu, teminat alınmadan ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği ve ihtiyati haciz kararında ihtiyati haczin sebebinin açıklanmadığı gerekçeleri ile itiraz edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda16/05/2023 tarihli ek karar ile itirazın reddine karar verilmiş karara karşı borçlu vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde; mahkemenin ihtiyati haciz kararı verme hususunda yetkili olup olmadığı, ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı ve ihtiyati haciz kararının teminatsız olarak verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasındadır.2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K).Somut olayda; İİK’nın 258. maddesinde ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkeme tarafından karar verileceği belirtilmiş, aynı yasanın 50. maddesiyle “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca ihtiyati hacizde yetkili mahkemenin belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. İhtiyati haciz isteyeninin alacağı para alacağı olmakla 6098 sayılı TBK’nın 89/1. Maddesi gereği ifa yeri alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yeri olduğu, 6100 sayılı HMK 10. Maddesi gereği sözleşmeden doğan davalarda sözleşmenin ifa yeri mahkemesi de yetkili olduğu ve şubenin yaptığı işlemlerden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkili bulunduğundan ve ihtiyati haciz isteyen banka şubesi ihtiyati haciz kararı veren mahkemenin yetki çevresinde bulunmakla istinaf eden borçlunun bu yöne ilişen istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 586/1. Maddesinde; Kefilin, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebileceği, ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olmasının gerektiği düzenlenmiştir. İİK’nın 45. maddesi uyarınca, ipotekle temin edilmiş alacaklar için kural olarak adi takip yoluna gidilemez. Ancak, TBK’nın 586/1. maddesi uyarınca, rehinle temin edilmiş alacak için ayrıca müteselsil kefil varsa, rehin alacaklısı müteselsil kefile karşı haciz yoluyla takip yapabilir. Bir başka ifadeyle, İİK’nın 45. maddesi hükmü, müteselsil kefiller hakkında uygulanamaz.Somut olayda; Dosyaya borçlu tarafından ibraz edilen ipotek belgeleri incelendiğinde ipotek verenler … ve …’ın kendi kefaletleri ve asıl borçlu … Ltd. Şti.’nin kullanacağı krediler için ipotek tesis edildiği, ihtiyati haciz kararına itiraz eden borçlu kefil … A.Ş nin kefaletinin teminatı olarak verilmedikleri anlaşılmaktadır. Bu durumda asıl borç için ipotek teminatı verilmesinin müteselsil kefil olan karşı taraf için ihtiyati haciz talebinde bulunulmasına engel olmayacaktır. İhtiyati haciz talep eden banka tarafından hesap kat edilerek kredi borçlusuna tebliğ edilmekle kredi borcu kefil yönünden muaccel hale gelmiş ve ihtiyati haciz şartları gerçekleşmiştir. Bu sebeple borçlu kefilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Borçlu vekilinin ihtiyati haciz isteyen … Bankasının teminattan muaf olmadığı, bu sebeple teminat alınmadan ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine yönelik istinafı yönünden yapılan değerlendirmede: 6741 sayılı Yasa’nın 8/2. Maddesi ile, Şirket ve … ile Şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar (…) her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaf tutulmuş ise de, ihtiyati haciz isteyen bankanın, Şirket(… Anonim Şirketi) tarafından kurulan bir şirket olmadığı gibi bir alt fon da olmadığı gibi uyuşmazlık konusu madde hükmünde ifade edilen taşınmazlardan da kaynaklanmamaktadır(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06/02/2019 tarih, 2018/3173 Esas, 2019/912 Karar). … A.Ş. ‘nin ayrı bir tüzel kişiliğinin olması ve talep eden bankanın teminattan muaf olduğuna dair 6741 sayılı yasada açık bir düzenleme bulunmamaktadır.Bu nedenle talepte bulunan bankanın yargı harçlarından ve teminattan muaf olması sözkonusu değildir. Bu sebeple, itiraz eden borçlu vekilinin alacaklının sıfatı sebebiyle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğu yönündeki istinaf sebebinin kabulüne karar verilmiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının teminata ilişkin bölümü dışında usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, teminata ilişkin bölümünün ise hatalı değerlendirme sonucu verildiği anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin istinaf talebinin kabulüne HMK’nın 353/1-b-2. maddesi gereğince yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, itirazın kabulü ile İİK.259/1. maddesi uyarınca teminat mukabilinde ihtiyati haciz talebinin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; 1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜ İLE; Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/05/2023 tarih ve 2023/51 D.İş – 2023/55 Karar sayılı ek kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekilinin teminat dışındaki itirazlarının reddine, 3-İhtiyati haciz talebinin KABULÜ İLE; 24.956.590,58 TL alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 3.743.488,58 TL teminat (nakit veya kesin-süresiz banka teminat mektubu) karşılığında İİK.’nin 257/1 maddesi gereğince kabulü ile borçlu menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın İHTİYATEN HACZİNE, 3-İİK’nın 261. maddesi uyarınca ihtiyati haczin verildiği tarihten itibaren on gün içinde infaz edilmemesi halinde ihtiyati haciz kararının kendiliğinden kalkmış sayılacağının ihtarına,4-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın yetkili İcra Müdürlüğünce infaz edilmesine, 5-Alacaklı tarafından yapılan toplam 296,40-TL ihtiyati haciz harcı ile 179,90 TL başvuru harcı giderinin ileride haksız çıkacak taraftan alınmak üzere şimdilik adı geçen borçludan tahsili ile alacaklıya verilmesine, 6-İhtiyati haciz isteyen yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5900 TLmaktu avukatlık ücretinin aleyhine ihtiyati haciz talep olunan/borçlulardan alınarak ihtiyati haciz isteyene verilmesine, 7-İstinaf aşamasına ilişkin olarak; a-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili tarafından yatırılan peşin istinaf karar harcının talep halinde yatıranlara iadesine,b-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 492,00 TL ile dosya masrafı/ tebligat gideri 72,00 TL, toplam 564,00 TL yargılama giderinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak ihtiyati hacze itiraz edene ödenmesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nun 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 265/son maddeleri uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.09/10/2023