Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/904 E. 2023/710 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/904
KARAR NO: 2023/710
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/05/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2023/170 Esas (Derdest)
DAVA: Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; https://www…com/…, https://www…com/…, https://www.youtube.com/… URL adreslerinde halen yayını devam eden programın yayınına tedbiren erişimin engellenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Davanın bulunduğu aşama itibariyle davacı vekilince ileri sürülen gerekçelere nazaran, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkansız hale geleceği, gecikme sebebiyle ciddi bir zararın doğabileceği yönünde Mahkememizde yeterli kanaat hasıl olmamakla HMK 389. maddesi koşullarının oluşmadığı değerlendirilmiş olmakla tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme ara kararı hükmünün açıkça usul, Yasa ve hakkaniyete aykırı olduğunu, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir yolu ile bir koruma sağlamazsa hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını, ayrıca gecikme sebebiyle bir zararın doğması nedeniyle de ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, basının kamu görevi yapmasında göz önünde tutulan amaç ile kişilik haklarına verilen zarar arasında açık bir oransızlık varsa yayının hukuka aykırı olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, objektiflikten ayrılmak, haber sınırını aşmak, genişletici ve yanlış yorumlarda bulunmak, gerçek dışı haber vermek, yersiz şekilde onur kırıcı sözler kullanmak, dürüstlük kurallarına aykırı davranmak, kişisel nedenlerle salt sansasyon için yayın yapmanın hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın basın mensuplarının sahip olması gereken özen yükümlülüğü ve meslek etik ilkelerinden yoksun şekilde mezkur olaya sebebiyet verdiklerini, müvekkili şirketleri ayrı ayrı ithamlar ile kişilik haklarına zarar verdiklerini, Türk Ticaret Kanunu’nun ilgili maddeleri uyarınca haksız rekabet hükümlerine aykırı şekilde haber yaptıklarını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkemece tedbir talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılmasını ve ilgili sitesinin URL adresinde yer alan haber yayınına tedbiren erişimin engellenmesi gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava, haksız rekabetin tespiti,meni ve haksız rekabet nedeniyle manevi tazminatın tahsili ve tedbiren ortadan kaldırılması istemiyle açılan davada, haksız rekabetin dururulması yönünde ihtiyati tebdir kararı verilmesi istemine ilişkindir. TTK’nun 61/1 maddesi “Dava açma hakkını haiz bulunan kimsenin talebi üzerine mahkeme, mevcut durumun olduğu gibi korunmasına, 56 ncı maddenin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerinde öngörüldüğü gibi haksız rekabet sonucu oluşan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin önlenmesine ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve diğer tedbirlere, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun ihtiyati tedbir hakkındaki hükümlerine göre karar verebilir.”hükmünü haizdir. 6100 Sayılı HMK 389 /(2) Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Ayn yasanını 390 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükmünü içermektedir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır.Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimali de dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür.Yaklaşık ispat ölçüsünde haklılığının bulunması halinde uyuşmazlık konusu hakkında da HMK 389 maddesi uyarınca İhtiyati tedbir kararı verilebilecektir. Kural olarak hüküm sonucu ele edecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemez ise de talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesi durumunda TTK 61 . Maddesinde düzenlenen tedbirlere hükmedilebilecektir. Davacı şirket yönünden davalıların davaya konu işlemlerinin haksız rekabet teşkil edip etmediği yapılacak tahkikat neticesinde davalıların savunmaları değerlendirildikten ve taraf delilleri toplandıktan sonra belirlenecektir. Buna göre dosyanın geldiği aşama itibarı ile ibraz edilen deliller, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispata elverişli değildir. Bu durumda yasal koşulları oluşmayan ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle istinaf sebepleri yerinde görülmeyen ihtiyati tedbir-haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından peşin alınan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95‬ TL harcın ihtiyati tedbir talep eden taraftan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, 3-İhtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/07/2023