Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/899 E. 2023/743 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/899
KARAR NO: 2023/743
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/540 Esas (Derdest)
DAVA: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında 01.01.2019 tarihli distribütörlük sözleşmesinden kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine; anılan sözleşmenin 23. maddesinde belirtilen “teminat” başlıklı madde gereğince teminat olarak 3. şahıstan müvekkili lehine verilen ipoteğin bu kapsamda kaldırılmasına karar verilmesini, ileride telafisi imkansız zararlar doğmaması için; alınan teminat nedeniyle davalının müvekkilinin aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip yapmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkili ile davalı arasında kurulan sözleşmenin davalının tek taraflı feshine dayalı olarak sona ermesi ve fesihten sonra borçlu olunmamasına karşın ipoteğin kaldırılmaması nedeniyle uğranılan zarardan şimdilik 1.000,00 TL davalıdan tahsiline; fazlaya dair hak ve taleplerin saklı tutulmasına, delillerimizin toplanmasına ve davamızın tüm yönlerden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İHTİYATİ TEDBİR KARARI: İlk Derece Mahkemesince 02/08/2022 tarihli tensip tutanağının 14. Maddesi ile “Eksik harcın tamamlanmasının ardından ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, 63.553,62 TL’nin %15’i oranında teminat yatırılması halinde İİK 72/2 fıkrası gereğince davalı tarafça başlatılacak takiplerin durdurulmasına, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili 12/09/2022 tarihli cevap dilekçesi ile birlikte itirazlarını sunmuştur.
İHTİYATİ TEDBİR KARARINA İTİRAZ: Davalı vekili cevap dilekçesinde ihtiyati tedbire yönelik itirazında özetle; “davacının müvekkile borcu olmadığına dair sunulmuş herhangi bir yazılı delil de yoktur. Salt davacının sözlü beyanı ile iş bu tedbir kararı verilmiştir. Üstelik verilen ihtiyati tedbir kararı açılmış takip ile ilgili değil, açılacak takipler ilgili verilerek, hak arama hürriyetini de en geniş manada engellemektedir. Davacı yanın dava dilekçesinin sonuç ve istem maddesinin 1.maddesinde açıkça açılmış olan icra takibi ile ilgili borçlu olmadığının tespiti talep edilmiştir. Ancak huzurdaki davada açılacak icra takipleri durdurularak hak arama hürriyetimiz engellenmiştir. Zira bir mahkeme, bir gerçek ve tüzel kişinin hak arama hürriyetini engelleyemez. Anayasal bir hak olan dava ve icra takibi açma hakkı, tensip tutanağının ara kararı ile engellenmiştir. Üstelik alacağımızın temeli ipotek gibi resmi yazılı şekle tabi bir alacakken, davacı tarafından yazılı delil dahi sunulmadan verilen ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuksuz olduğu aşikardır. Davacı yan borçlu olmadığının tespitini istediği bir dosya belirtmişken, başkaca takip açılmasını engelleme sonucu doğuran iş bu ihtiyati tedbir kararına itiraz etmekteyiz.” Ayrıca hukuk davasını esastan etkileyecek ve hüküm sonucunu önceden karşılayacak şekilde tedbir kararı verilemeyeceği gerekçeleri ile ihtiyati tedbir kararına itiraz etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNCE İTİRAZ ÜZERİNE VERİLEN KARAR: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememiz 27/12/2022 tarihli ara karar ile, Tedbire itirazın kısmen kabulü ile HMK 389 ve devamı maddeleri doğrultusunda %15 teminat mukabilinde İİK 72/2 fıkrası gereğince istinaf yasa yolu açık olmak üzere davalı tarafça ipotek konusu taşınmazlarla ilgili başlatılacak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerin tedbiren durdurulmasına ” karar vermek gerekmiştir gerekçesi ile; “1-Tedbire itirazın kısmen kabulü ile HMK 389 ve devamı maddeleri doğrultusunda %15 teminat mukabilinde İİK 72/2 fıkrası gereğince istinaf yasa yolu açık olmak üzere davalı tarafça ipotek konusu ” Konya ili Cihanbeyli ilçesi Tüfekçipınar köyü 113 ada 43 parselde bulunan ve Konya ili Cihanbeyli ilçesi … köyü … ada … parselde bulunan” taşınmazlarla ilgili başlatılacak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerin tedbiren durdurulmasına, 2-Teminat yatırıldığında kararın ifası için müzekkere yazılmasına, 3-Teminat yatırıldığında kararın taraflara tebliğine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında disbiritörlük sözleşmesinin yapıldığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin davalının Ankara İlindeki ana bayi/disbiritörü olacağının belirtildiğini, davalı ile yapılan sözleşmede davalının müvekkilinden teminat talep ettiğinin açıkça belirtildiğini, müvekkilinin bu teminat kapsamında dava konusu taşınmazları davalı lehine ipotek ettirdiğini, sözleşmeden de anlaşılacağı üzere bu ipotekin teminat karşılığı verildiğini, herhangi bir borç alacak ilişkisine dayanmadığını, bu yönüyle müvekkilinin davalı ile sözleşmesel ilişkisinin sona erdiği değerlendirildiğinde müvekkilinin davalıya borcunun bulunmaması halinde davalının teminatı iade etmesinin zorunlu olduğunu, yani verilen ipoteklerin kaldırılmasını sağlamasının zorunlu olduğunu, ayrıca mahkemece duruşma tutanağı ile davalı taraf vekiline, tutanağın aslını sunması için kesin süre verildiğini, ancak davalı vekilinin süresinde bu belgenin aslını sunmadığını, müvekkiline gönderilen mutabakat metni ile alacaklı olmadığına dair ikrarda bulunulduğunu, müvekkiline fatura kesilmiş ise de dayanak tutanağın aslı bile bulunmadığını, anılan tutanağa dayalı faturanın dava dilekçesinde belirtildiği üzere Ankara …. Noterliğinin 23/03/2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile iade edildiğini, bu ihtarın davalıya 24/03/2021 tarihinde iş yerinde daimi çalışanına tebliğ edildiğini, bu belgelerin noterden talep edilebileceğini, tutanak aslı bile olmayan bir belgeye dayanarak müvekkiline borç yüklemeye çalışan davalının kötü niyetli olduğunu, bu tutanaktaki imzaya itirazları kapsamında imza incelemesi yapılabilmesi için bu tutanağın asılının celbi zorunlu iken davalı yanca bu belgenin sunulmamasının açıkça kötü niyeti barındırdığını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkemece verilen ara kararın lehlerine kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir taleplerinin önceki yatırılan teminat kapsamında kabulüne karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dava dosyası kapsamında ilk olarak 27/12/2022 tarihli ara karar ile başlatılacak takiplerin durdurulması amacı ile ihtiyati tedbir kararı verdiğini, işbu karar her ne kadar tensip tutanağında ara karar olarak verilmiş olsa da söz konusu karar yalnızca davacı iddiaları doğrultusunda verildiğini, müvekkilinin herhangi bir beyan ve savunması alınmadan verilmiş olan bu ihtiyati tedbir kararının açıkça hukuki dinlenilme hakkına aykırılık teşkil ettiğini, eksik inceleme sonucu verilmiş bir karar olduğunu, Anayasal bir hak olan hak arama hürriyetinin herhangi bir mahkeme kararı ile engellenemeyeceği gibi herhangi bir ispat edilmiş bir iddiaya dayanmayan işbu ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin kazanılmış ve doğacak haklarını korumak adına açabilme ihtimali olan ve yazılı şekle tabi resmi bir alacak olan ipoteğe karşılık yazılı delil dahi sunamamış tarafın iddiasına yönelik müvekkili aleyhine haksız ve hukuksuz bir karar teşkil ettiğini, davacı tarafın müvekkili ile arasında akdedilmiş olan distribütörlük sözleşmesinin feshine ilişkin sözleşmeyi haksız ve kötü niyetli olarak feshettiğini, dava dosyası kapsamında sundukları delillerle iddialarını destekledikleri fesih sonucu müvekkiline teslim etmesi gereken palet ve kızakları iade etmediğini, davacı tarafın halen iade etmemiş olduğu işbu paletlerin bedelini müvekkiline ödemekle yükümlülüğünün devam ettiğinin açık olduğunu, davacı tarafın işbu tespit davasında hem borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, hem de HMK hükümleri çerçevesince herhangi bir hukuki dayanak bulunmayacak şekilde ipoteğin terkini ve alacak taleplerinde bulunduğunu, söz konusu dava içeriğindeki ipoteğin fekki talebinin ayrı bir dava konusu olması gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini ileri sürmüştür.Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafça ileri sürülen istinaf sebeplerinin yerinde olmadığını, alınan ipoteğin teminat olarak alındığını, mahkemeye yeterli delilin sunulduğunu belirterek davalının istinaf taleplerinin reddine ve kendilerinin istinaf taleplerinin kabulü ile ihtiyati tedbir taleplerinin önceki yatırılan teminat kapsamında kabulüne karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep; derdest menfi tespit davasında ihtiyati tedbir verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince 04/08/2022 tarihli tensip zabtının 14 numaralı bendi ile 63.553,62 TL’nin %15’i oranında teminat yatırılması halinde İİK 72/2 fıkrası gereğince davalı tarafça başlatılacak takiplerin durdurulmasına karar verilmiş, bu tedbir kararına karşı itiraz üzerine Tedbire itirazın kısmen kabulü %15 teminat mukabilinde İİK 72/2 fıkrası gereğince davalı tarafça ipotek konusu taşınmazlarla ilgili başlatılacak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takiplerin tedbiren durdurulmasına, şeklinde karar oluşturulmuştur. Karara karşı davacı ve davalı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davalı tarafça davacı hakkında İstanbul … İcra Dairesinin … esas dosyası ile cari hesap ekstresi, fatura ve ticari defterler borcun sebebi olarak gösterilerek ilamsız takıp başlatılmış, davacı tarafın itirazı üzerine takip durmuş, bilahare davacı tarafından eldeki icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile bilikte 3. Şahıs tarafından verilen teminat amaçlı ipoteğin bu kapsamda kaldırılması istemli dava açılmıştır. İİK 72/2.maddesi “İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde icra takibin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” 6100 Sayılı HMK 389. Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanın 390/3 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Geçici hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçici hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. İİK 72. maddesi gereğince ihtiyati tedbir talep eden, geçici hukuki koruma kararlarının genel olarak düzenlendiği HMK hükümleri uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilebilmesinin koşulları kapsamında haklığının yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Davacı hakkında başlatılan takip ilamsız takip olmakla dava tarihi itibarıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bir takip bulunmadığından İİK 72/2 maddesi gereği bu hususta ihtiyati tedbir kararı verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Somut olayda davalı tarafından davacı hakkında ilamsız takip başlatıldığı ve dava tarihi itibarıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan bir takip bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacının iddia ettiği alacak miktarı, mahkemece iddia edilen alacak miktarı üzerinden yeterli teminatın alınmış olması, ihtiyati tedbir verilmesi için aranan yaklaşık ispat koşullarının oluşması ve sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre İİK 72/2 maddesi kapsamında teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davacı ve davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati tedbir talep eden tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 269,85 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 89,95‬ TL harcın ihtiyati tedbir talep eden taraftan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 3-Davalı tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 269,85 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 89,95‬ TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına, 4-Taraflarca istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.13/07/2023