Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/878 E. 2023/721 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/878
KARAR NO: 2023/721
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/05/2023
NUMARASI: 2023/292 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle,Davacı müvekkilinin ilgili şirket aleyhine İzmir 21. İş Mahkemesi’nin 2021/382 E. Sayılı dosyasında işçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava ikame ettiğini,müvekkilinin çalıştığı sırada ve davanın açıldığı sırada şirket unvanının … A.Ş. olduğunu, yargılama devam ederken şirket unvannın değiştiğini, şirket genel kurul kararı ile tasfiye sürecine girdiğini ve tasfiye memuru olarak … isimli şirket ortağı atandığını ve daha sonrasında ise tasfiye edilerek terkin edildiğini, TTK’nın ilgili hükümleri ve gerekçeleri uyarınca hakkında devam eden dava bulunan şirketlerin genel kurul kararı ile tasfiye edilemeyeceği aksi halde de ek tasfiye amacıyla şirketin yeniden tescilinin istenebileceğini düzenlendiğinden, İzmir 21. İş Mahkemesi’nce de bu konu hakkında dava açmak üzere yetki verildiğini, öte yandan şirket yöneticisinin tasfiyede kötü niyetli olduğunu, Halen daha aynı faaliyeti başka şahıs ve şirketler üzerinden devam ettirdğiğini, tasfiye sırasında henüz muaccel olmayan alacaklar bulunmaktaysa bunların bedelinin depo edilmesi ve alacaklısına bildirilmesi gerekirken hiçbir suretle böyle bir işlem yapılmadığını, eksik tasfiye söz konusu olduğu ve halen daha devam eden dava nedeniyle, muhatap ve sorumlu bulunması adına işbu kötü niyetli tasfiye işleminden dönülmesi, bu mümkün değilse ek tasfiye yapılmak, tasfiye memuru atanmak ve iş davasına devam etmek adına şirketin yeniden sicile tescili ile ihyası talepli olarak İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2023/29 E. – 2023/113 K. Sayılı dosyasında dava ikame edildiğini, ancak 3. ATM, davanın ticaret sicili müdürlüğüne ve tasfiye memuruna açılması gerektiğini belirterek, pasif husumet yokluğundan davanın usulden reddine karar verdiğini, belirterek ; alacağın temini bakımından kötü niyetli tasfiye memuru ile şirket ortaklarının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece; “Dava TTK 447 md gereğince ek tasfiye işlemlerinin yapılması için şirketin ihyası istemine ilişkindir . Davacı vekili dava dilekçesi ile tasfiye memuru ile şirket ortaklarının mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasını istemiştir.HMK madde 389’da “(1)Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. (2) Birinci fıkra hükmü niteliğine uygun düştüğü ölçüde çekişmesiz yargı işlerinde de uygulanır.” denilmiştir.Huzurdaki davada şirket ortakları ve tasfiye memurunun mal varlığı dava konusu olmayıp, davacının muaaccel olmuş alacağının varlığını gösterir belge ibraz edilmemiştir. Dosya kapsamı belgeler ile HMK 389 md gereğince aranan yaklaşık ispatın gerçekleşmediği” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin yaklaşık ispat yönünden gerekçesinin yerinde olmadığını, huzurdaki dava işçilik alacağı davasından yetki alınarak ikame edilmiş olup bahsi geçen davada bilirkişi raporu alınmış ve dosya karar aşamasında olup bu halde iş davasının zaten şirketin ihyasını beklediğini, ancak Yerel Mahkeme’nin bu kararından da ihya davasının, iş mahkemesini beklediği anlaşıldığını, yani ortada sonsuz bir döngü oluştuğunu, oysaki davacının alacağının zaten muaccel olup gerekli görüldüğü takdirde delil olarak dayandığı İzmir 21. İş Mahkemesi’ne müzekkere yazılması ile sorun çözülebilecekken, davacının alacağının muaccel olmadığının belirtilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davanın TTK uyarınca açıldığını zaten şirket ortaklarının ve tasfiye memurlarının ve Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün mal varlığının dava konusu olamayacağını, TTK’da düzenlendiği üzere, hakkın açılmış bir dava bulunan ticaret şirketi, bir genel kurul kararıyla tasfiye yoluna gidemeyeceğini, an azından dava konusu borcu depo etmesi gerektiğini beyanla ilk derece mahkemesince verilen tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, derdest olan TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası davasında, davalı tasfiye memurunun malvarlığı üzerine ihtiyati konulması istemine ilişkindir. Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 Sayılı HMK 389 . Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” Aynı yasanın 390/3 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Bir davada ancak uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilecek olup, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin ihyası istemine ilişkin eldeki davada ihtiyati tedbir talep edilen davalı tasfiye memurunun mal varlığı değerleri uyuşmazlık konusu olmadığından hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi de mümkün değildir. Buna göre mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023