Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/851 E. 2023/724 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/851
KARAR NO: 2023/724
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/03/2023
NUMARASI: 2022/1006 Esas – 2023/202 Karar
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Rusya Federasyonu Omsk Bölgesi Tahkim Mahkemesinde görülen alacak konulu davada ilgili mahkemenin … numaralı dava ve 25.08.2022 tarihli kararı ile müvekkili şirket lehine 9.663.537 ruble 75 k.’nın borçludan tahsil edilmesine hükmedildiğini, şirket lehine verilmiş ve kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının MÖHUK m.50 vd. hükümleri uyarınca Türkiye’de tanınması ve müvekkil şirketin alacağının tahsil edilmesine ilişkin hükmün cebri icraya konu edilebilmesi için tenfizine karar verilmesi gerektiğini, MÖHUK m.50 vd. hükümleri gereği yasal şartları haiz tanıma ve tenfiz talebimizin kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkil Şirketin 24.08.2018 tarihli 17 numaralı “Kiralama sözleşmesi”ne istinaden motorlu taşıt hizmetleri için genel borcu, 01.01.2019 tarihli 005 numaralı “Kiralama sözleşmesi”ne istinaden motorlu taşıt hizmetleri için 4.363.800 ruble ve 22.08.2018-31.03.2022 tarihleri arasında yerine getirilmeyen yükümlülüklerden dolayı oluşan cezai yaptırım miktarı olan 5.763.605 ruble 85 k. ‘dan oluşan toplam 9.663.537 ruble 75 k. tutarındaki alacağını tahsil edebilmek amacıyla dava açtığını, Rusya Federasyonu Omsk Bölgesi Tahkim Mahkemesi’nin… numaralı dava ve 25.08.2022 tarihli kararı ile müvekkili şirketin davası kabul edildiğini ve alacağının tahsiline karar verildiğini, talebe konu tenfiz kararının verilebilmesi için kanunda teminat koşulu öngörülmüş olsa da Rusya Federasyonu ile Türkiye arasında uluslararası sözleşmeye dayanan karşılıklılık mevcut olduğunu, Rusya Federasyonu ile Türkiye 1954 tarihli Hukuk Usulüne Dair Lahey Sözleşmesine ve 1970 tarihli Lahey Delil Sözleşmesine taraf olduğunu, dolayısıyla işbu davaya ilişkin teminat muafiyetlerinin bulunduğunu, müvekkilinin alacağının güvence altına alınması amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini belirterek borçlu şirket aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesine, davanın kabulü ile ilgili yabancı mahkeme kararının Türkiye’de geçerlilik kazanması adına yabancı mahkeme kararının tanınmasına, Rusya Federasyonu Omsk Bölgesi Tahkim Mahkemesi’nin A46-10792/2022 numaralı dava ve 25.08.2022 tarihli kararının tenfizi ile işbu kararla kesinleşen 9.663.537 ruble 75k. alacağın TBK m. 99. maddesi uyarınca fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden Türk Lirasına çevrilerek 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesi gereğince kararın kesinleşme tarihinden itibaren devlet bankalarının ilgili yabancı para birimi ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın görevsiz mahkemede açıldığını, tanıma ve tenfiz davasında 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun’un 51/1 maddesinde “Tenfiz kararları hakkında görevli mahkeme asliye mahkemesidir.” dendiğini belirterek esasa ilişkin inceleme yapılmaksızın görev yönünden davanın reddine karar verilmesini, tenfize konu yabancı ilamın bir alacağı ilişkin olduğu durumlarda ilamda hükmolunmuş şeyin değeri üzerinden harç alınması gerektiğini, harç eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin sözleşmenin tarafı olmadığını, davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davaya konu kararın kesinleşmemiş olması sebebiyle reddinin gerektiğini, Rusya Tahkim Mahkemesi tarafından verilen kararın kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek davada Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olduğundan görevsizlik kararı verilmesini, müvekkilinin davda taraf sıfatı olmadığından husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davanın harç eksikliği nedeniyle reddine karar verilmesini, yine mahkeme aksi kanaatte ise davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki iş bu dava yabancı mahkeme kararının tenfizine ilişkin olduğu, tenfiz davalarının 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanununun 51.maddesi uyarınca tenfiz kararları hakkında görevli mahkemenin Asliye Mahkemeleri olduğu; 6102 sayılı TTK.nun 5.maddesi uyarınca bir yerde Asliye Ticaret Mahkemesi varsa aynı yasanın 4.maddesi gereği ticari sayılan davalar ile özel hükümlere göre Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülecek diğer işlere bu mahkemelerde bakılması gerektiği, TTK.nun 4.maddesinde Ticari davaların sayıldığı; somut olayda davacı tarafça Rusya Federasyonu Omsk Bölgesi Tahkim Mahkemesin … numaralı dava ve 25.08.2022 tarihli kararının tenfizi talep edilmekte olup; tenfiz davaları 6102 sayılı TTK.nun 4.maddesinde sayılan işler arasında bulunmadığı, tenfizi istenen yabancı mahkeme kararında da ” Kiralanan aracın kira bedelinin ve ferilerinin tahsili” yönünde karar verildiği; bu durumda tenfiz davasına bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kapsamı kaldığı, bu açıklamalar karşısında mahkememizin iş bu davada görevsiz olduğu (İstanbul BAM 35. Hukuk Dairesinin 2017/3609 Esas – 2018/135 Karar sayılı ve 24.01.2018 tarihli kararı da dikkate alınarak); HMK.nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olmasının dava şartlarından olduğu ve dava şartlarının da davanın her aşamasında mahkemece resen dikkate alınması gerektiğinden davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davada mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; vekalet ücretinin Kanun ile avukata tanınmış bir hak olup bu hakkın kısıtlanmasının da ancak kanun hükmü ile mümkün olacağını, yargılama neticesinde gerekçesiz biçimde lehe vekalet ücretine karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 7. maddesinde yer alan “görevsizlik kararı verilmesi durumunda bu Tarifede yazılı ücretin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra karar verilmesi durumunda tamamına hükmolunur.” hükmü gereği görevsizlik sebebiyle reddedilen davada lehe vekalet ücretine hükmolunması gerektiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, yabancı mahkeme/tahkim kararının tenfizi davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, görevsizlik kararı veren mahkemenin kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücreti takdirine karar vermesinin gerekli olup olmadığı noktasındadır. Yabancı mahkeme ve hakem kararlarının tenfizinde MÖHUK’un 51/1 ve 60/2. maddeleri uyarınca asliye mahkemeleri görevlidir. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 4/1. maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. TTK’nın 5/1. Maddesine göre de, aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın tüm ticari davalara asliye ticaret mahkemesi bakmakla görevlidir. Tenfize konu Omsk Bölgesi Tahkim Mahkemesi kararında davacı bireysel girişimci olarak ifade edilmiştir. Bu halde uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olduğunun kabulü mümkün değildir. Zaten taraflarında bu yönde bir iddiası da bulunmamaktadır. Somut olaya konu dava, her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde dahi davanın ticari dava olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bunun yanı sıra eldeki dava, TTK’nın 4/1. maddesinin alt bentlerinde sayılan dava türlerinden de değildir. Bu haliyle uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesi görevli değildir. MÖHUK’un 51/1 ve 60/2. maddeleri ile HMK’nın 2. maddesi uyarınca eldeki davaya konu uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. HMK’nın 331/2. Maddesinde, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemenin hükmedeceği, görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise talep üzerine davanın açıldığı mahkemece dosya üzerinden bu durumu tespit ile davacıyı yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 323/1/ğ maddesine göre vekille takip edilen davalarda kanun gereğince takdir olunacak vekâlet ücreti de yargılama giderlerinden sayılmıştır. Mahkemece görevsizlik kararı verilmekle birlikte, henüz yargılamaya görevli mahkemede devam edilip edilmeyeceği belirsiz olup bu aşamada yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında karar verilmesi mümkün değildir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023