Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/821 E. 2023/723 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/821
KARAR NO: 2023/723
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2023
DAVA: Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerinin davalıdan kredi kullandığını bu kredi karşılığı olarak davalı taraf lehine … Köyü, … pafta, … Ada, … Parsel,95220,00m2 1 ve … Blok işyeri, Benzin istasyonu ve İdari Binası ve Arsasıolantaşınmaz üzerinde KM(SN: …), … mah.’ de , … arsa paylı, … Blok, Zemin Kat:.. no lu niteliği … BİNASI olan Bağımsız Bölüm, Cilt:…, Sayfa: … , Ana Sayfa ZII (…)Adresinde bulunan taşınmaz üzerinde , (… Yevmiye no, 30.04.2013 tarihli resmi senet ile ) ipotek tesis edildiğini, kredi borcu ödendiğini, tapu kaydındaki ipoteklere dayalı krediden mütevellit müvekkillerinin hiçbir borcu kalmadığını, müvekkilleri tarafından ipoteğin fekki talep edildiğini ancak bu talebin … bank Esenyurt Şubesi’nce haksız olarak reddedildiğini, yapılan şifahi görüşmede ise ilgili ipotekle bağlantısı olmayan , … Ticaret Ltd. Şti. lehine verilmiş kefaletten dolayı ipoteğin kaldırılmayacağının bildirildiğini ancak davalı tarafın … adlı firmanında herhangi bir borcu olmadığını Bakırköy 3. Asliye Ticareti Mahkemesi’nin 2021/394 Esas sayılı dosyası ile ikrar ettiğini, uzun yıllar haksız şekilde kayıtlı bulunan ipotekler sebebiyle müvekillerinin ticari hayattaki faaliyetinin kısıtlandığını, müvekkillerinin ticari hayattaki bir çok fırsatı kredi kullanamadığından kaçırdığını, taşınmaz üzerinde intifa tesis etmek suretiyle akaryakıt dağıtım firmalarından hibe desteği alabilecek iken taşınmaz üzerinde ipotek mevcut olduğundan bu haktan da mahrum kaldığını, müvekkillerinin protokolün yapımından bu davanın açılma tarihine kadar da hiçbir şekilde taşınmaz üzerinde tasarruf sağlayamadığını belirterek ipoteğin fek edilmemesi sebebiyle 10.000 TL maddi ve 1.000 TL manevi tazminat, 1.000 TL mahrum kalınan karın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte Davalıdan alınarak müvekkillerine ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının ipoteğin fekki davası açması gerekirken tazminat davası açmasının bir hukuki yararı bulunmadığını, davacının ipotek fekki davası neticesinde lehine alabileceği kararı usulune uygun şekilde kesinleştirebileceğini ve bahsi geçen karardan sonra zarar unsuru oluşan ya da mahrum kalındığı düşünülen zararları için tazminat davası açabileceğini, kaldı ki davacı tarafça Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16.12.2021 Tarih 2021/522 E. 2021/1178 K. Sayılı dosyası ile işbu davaya da konu taşınmaz için ipoteğin fekki davası açıldığını ve bu davanın reddedildiğini, sonra yine davacı tarafından müvekkili Banka aleyhine Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/394 E.sayılı dosyası ile görülen menfi tespit davasının da reddedildiğini, ayrıca yine davacı tarafından müvekkili Banka aleyhine Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/933 E.sayılı dosyası ile Borçtan Kurtulma Davası açıldığını ve bu davanın devam ettiğini, her ne kadar davacı yanın iddiaları gerçeği yansıtmasa da dava konusunun haksız fiil durumunu ifade ettiğini, haksız fiil sonucu açılan işbu davanın da zamanaşımı engeline takıldığını, ayrıca yine davacının uğramış olduğunu iddia ettiği zararları ve mahrum kaldığını düşündüğü karı delillendirmesinin gerektiğini, manevi tazminata hükmedilmesi gereken bir durum bulunmadığını beyanla davanın reddine ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Somut olayda; davacı tarafça, davalıdan ifpoteğin kaldırılması için yazılı talepte bulunulduğu ve talebin dayanığının bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddedildiği, davacı tarafından ipoteğin fekkine dair bir karar bulunmadan, ipoteğin fekedilmemesi sebebiyle uğranılan zararın tazmini talep edilmiş olup, uğranıldığı iddia edilen zarar henüz muaccel olmayan bir alacak olup henüz muaccel olmayan alacak için eda davası açılamayacağından hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava ve cevaba cevap dilekçelerinde açıkça ipoteğin fekki talebi bulunmasına rağmen, Mahkemece konunun irdelenmediğini, talepleri doğrultusunda işin esasına girilmeden deliller toplanmadan hüküm kurulduğunu, hakimin tarafların talep ve sonuçlarına bağlı olması gerektiğini, ipoteğin fekki talebi doğrultusunda, borçlu olunup olunmadığına ilişkin Mahkeme tarafından denetime elverişli Bilirkişi raporu alınması gerekirken, bu husus değerlendirme dışı tutulmuş olup dosyada denetime elverişli rapor bulunmadığını, mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken, hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesinin açıkça isabetsiz olduğunu, davacı … A.ş.’nin, … bank Esenyurt şubesinden kredi kullandığını ve bu kredi sözleşmesinin karşılığı olarak ipotek tesis edildiğini, kredi borcunun ödendiğini, tapu kaydındaki ipoteklere dayalı krediden mütevellit davacının hiçbir borcu kalmadığını, davacı tarafından ipoteğin fekki talep edilmiş ancak bu talep … bank Esenyurt Şubesi’nce, verilen 14.03.2022 Tarihli ve 191 sayılı cevapta reddedilmiş olduğunu, davalı tarafından hiçbir gerekçe ve açıklama olmadan ipotek talebinin reddedilmesinin davalı tarafın kötü niyetli olduğunun göstergesi olduğunu, davalı tarafın, … adlı firmanında herhangi bir borcu olmadığını Bakırköy 3. Asliye Ticareti Mahkemesi’nin 2021/394 Esas sayılı dosyası ile ikrar ettiğini, davacının davalı lehine verdiği ipoteğe sebep olan kredi sözleşmelerinin kapatıldığını, esasen bu kredi sözleşmesi hali hazırda zamanaşımına uğramış olup Davalı … Bankasının bu durumu gayet iyi bildiğini, ayrıca davacının kefil olduğu iddia edilen … adlı firmaya ait kredi sözleşmesinin de artık geçerli olmadığını, davacının borçlu olmadığı, Davalı tarafça da kabul edilmiş olmasına rağmen ipoteğin fekki talebinin reddedilmiş olmasının kabulü mümkün olmayıp davacının, davalı tarafa ipoteklere dayalı krediden mütevellit bir borcu bulunmadığını ve kredi sözleşmesinin de zamanaşımına uğradığını, uzun yıllardır haksız şekilde kayıtlı bulunan ipotekler sebebiyle davacının, ticari hayattaki faaliyetinın kısıtlandığını, nitekim, davacı ticari hayattaki bir çok fırsatı kredi kullanamadığından kaçırmış olup taşınmaz üzerinde intifa tesis etmek suretiyle akaryakıt dağıtım firmalarından hibe desteği alabilecek iken taşınmaz üzerinde ipotek mevcut olduğundan bu haktan da mahrum kaldığını, davacı protokolün yapımından huzurdaki davanın açılma tarihine kadar da hiçbir şekilde taşınmaz üzerinde tasarruf sağlayamadığını, kar zarar tespiti ve tazmini gerekmekte iken, hukuki yarar yokluğu nedeni ile red kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ipoteğin fek edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı noktasındadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 114/1-h maddesinde, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Buna göre, davacının, bir davayı açmakta hukuki yararı(menfaati) bulunmalıdır. Yani davacının mahkemeye başvurmadan başka bir yol ile hakkına kavuşma imkanı olmamalıdır. Aksi halde, davacının hukuki yararı yoktur. Dava açmak için ideal veya ekonomik yarar ise yalnız başına yeterli değildir. Ayrıca, kural olarak hukuki yarar davanın açıldığı anda var olmalıdır. Davacı tarafından, işbu davadan sonra 03/10/2022 tarihinde Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/876 Esas sayılı dosyasında, … Köyü, … ada … parsel, Blok-Giriş … bağımsız bölüm nolu taşınmaz üzerine tesis edilen… YN’lu ve 27/12/2012 tarihli ipoteğin fekkine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. HMK’nın 115/3. maddesinde, dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, davanın usulden reddedilemeyeceği düzenlenmiştir. Somut olayda, mahkemenin karar tarihi itibariyle derdest bir ipoteğin fekki davası bulunmaktadır. İpoteğin fekki ile birlikte ipoteğin fek edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmininin birlikte istenmesine bir engel yoktur. Bu halde eldeki davada, davacının hukuki yararı bulunmaktadır. Mahkemece, ipoteğin fekkine ilişkin davanın sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023