Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/775 E. 2023/804 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/775
KARAR NO: 2023/804
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/06/2022
NUMARASI: 2021/676 Esas – 2022/513 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 14/09/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/12/2012 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde … Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigortalı ve davalı … A.Ş.ne ait … marka tüpün kullanıldığı banyoda yıkanmakta olan …’ın karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu vefat ettiğini, davacı …’ın müteveffanın eşi, …’ın ise kızı olup eş ve annelerinin vefatı nedeniyle davacıların onun desteğinden yoksun kaldıklarını, tüple ölüm arasında nedensellik bağı dikkate alındığında … A.Ş.nin tehlike sorumluluğu kapsamında davacıların tüm maddi ve manevi zararlarını karşılamak zorunda olduğunu, davalı sigorta şirketine yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyasından taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olarak reddildiğini, … Zorunlu Sorumluluk Sigortaları Genel Şartlarının sigorta kapsamı ile ilgili 1.maddesinin son fıkrasında; “zarar meydana geldiğinde sigorta ettirenin kusuru olup olmadığına bakılmadan zarara uğrayan 3.şahıslara tazminat ödenir. Zararın LPG tüpünün takılması sırasında servis hatasından, kullanıcının kullanım hatasından, tüpün imalat hatasından, dolum hatasından, hortum, kelepçe, dedantör, cihaz musluk hatalarından meydana gelmesi durumu değiştirmez.” dendiğini, izah edilen nedenlerle davacıların tüm zararlarının davalılarca müştereken ve müteselsilen karşılanması gerektiğini, müteveffanın genç yaşta anılarda ve belleklerde iz bırakacak vahim bir olay sonucu vefatı nedeniyle davacıların acılarını hafifletmek amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, hakkaniyete ve elde edilmek istenen tatmin duygusuna uygun, manevi açıdan adalet duygularının tatmin edilmesine ve huzur hissi duymalarına katkı sağlamak için manevi tazminat talep ettiklerini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacı eş … için 3.000 TL, kızı … için 2.000 TL olmak üzere cem’an 5.000 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu, olay tarihi itibarı ile yürürlükte olan azami poliçe teminat ile sınırlı olmak üzere temerrüt tarihinden itibaren, davalı … A.Ş.nin sorumluluğu ise 03/12/2012 olay tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müşterek müteselsil sorumluluğu dahilinde tahsiline, davacı eş … için 100.000 TL, kızı … için 50.000 TL olmak üzere cem’an 150.000 TL manevi tazminatın 03/12/2012 olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … A.Ş.den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili vermiş olduğu 19/05/2022 tarihli dilekçesi ile davalarını ıslah ederek, davacı … 408.525,42TL ve … 73.026,54TL olmak üzere toplamda 481.551,96TL tutarında destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 03/12/2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı … AŞ’den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayın üzerinden 3 yıldan fazla zaman geçmekle yani BK.72 mad. göre 2 yıllık sürenin tüketilmesinden sonra dava açıldığından davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, bununla birlikte davacının BK.72. mad. belirtilen uzatılmış zamanaşımından yararlanma hakkında olmadığını, zira ceza zamanaşımının malen sorumlular hakkında uygulanmayacağının yerleşik Yargıtay kararları ile içtihat haline geldiğini, medeni hukuk yönünden sorumlu üçüncü kişiler hakkında BK.md.72.nin uygulanabilme olanağı olmadığını, cezayı gerektiren haksız eylemi işleyen kimseyi kullanana yada organlarından sorumlu olan tüzel kişilere ceza davası zamanaşımı uygulanamayacağını, olayı ceza hukuku açısından kovuşturmuş Gönen C.Başsavcılığının 2012/2254 soruşturma, 2013/51 karar sayılı kararı ile takipsizlik kararı vererek kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verildiğini, davalı şirket hakkında yada istihdam ettiği hizmetlileri hakkında suç teşkil edecek bir fiil bulunmadığından dolayı savcılık tarafından bir ceza davası açılmadığını, kaldı ki davacıların Gönen Başsavcılığının takipsizlik kararını 15 gün içinde Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesinde itiraz etme hakları varken kullanma yoluna da gitmediklerini ve ifade tutanaklarında hiç kimse ve kurumdan şikayetçi de olmadıklarını, bu nedenle davacıların BK.72 maddesinde belirtilen uzatılmış zamanaşımından yararlanma hakları da bulunmadığını, şofben kaynaklı vefat olayının nasıl meydana geldiğinin tespit edilmesi gerektiğini, ölüme tüpün sebebiyet vermediğini, ölümlü kazanın neticesinde davacıların tazminata hak kazanabilmesi için olayın oluşunda vefat edenin ve bizzat davacıların kendi kusurlarının etken/sebep olmadığını ispat etmekle yükümlü olduklarını, üretici sıfatındaki davalı şirketin olaydan sorumlu olabilmesi için iş mahsulü ürünü olan 12 kg.lık tüpünde imalat hatası bulunması yani ayıplı üretilmiş olması gerektiğini, olaya 1992 yılında yetkisiz kişilerce monte edildiği savcılık raporunda ortaya çıkarılan … markalı şofbenin sebebiyet verdiğinin savcılık tarafından tespit edildiğini, bu nedenle davanın yöneltilmesi gereken tarafın şofben üreticisi olduğunu, tanzim edilen otopsi raporunda maktulün LPG yani sıvılaştırılmış Petrol Gazını solumak suretiyle zehirlenmediğinin belirlendiğini, tüpten gelen gazın sorunsuz bir şekilde şofbene aktarıldığını fakat şofbenin içerisinde enerjiye/ısıyla dönüşmek suretiyle ortaya çıkan karbonmonoksit gazının bir şekilde dış ortama salıverilmediği, bu nedenle banyo içerisinde birikerek yaşam seviyesi için gerekli olan oksijen miktarını aşağıya düşürerek olayın gerçekleştiğini, ilgili TSE standardından anlaşılacağı üzere bacanın yapılmasının davacılara, bu bacaya şofbenin bağlantısını yapma görevinin şofben imalatçısına ait olduğunu, şofbenin teknik servisinin bu yere şofben bağlanıp bağlanmayacağını bilmek ve şofben satın alan davacıyı uyarmak zorunda olduğunu, olay yeri inceleme raporuna göre her tarafı kapatılan terasın baca bağlantısının plastikle kapatılmış olması sebebiyle banyoda yanan şofbenin açığa çıkardığı CO2 gazının dışarıya tahliye olmadan o gün meydana gelen lodosun da etkisiyle geri banyoya teptiğini ve maktulenin bu şekilde zehirlendiğini, olayda teras ihmalkarlık seviyesinde kapatılarak karbonmonoksitin dışarıya çıkış yolunun kesildiğini, her iki halde de vefat edenin veya terası kapatan diğer aile bireylerinin tek başına sorumluluğunun mevcut olduğunu, davacılarca talep edilen maddi tazminat talebinin haksız olduğunu, davacıların vefat eden eşi tarafından iaşelerinin karşılanmadığının anlaşıldığını, davacının …’ın aile reisi olup gelirinin hayatta kalan tek çocuğunun geçimini sağlayacak düzeyde olduğunu, vefat eden …’ın ev hanımı olduğu ve gelirinin olmadığının dosya içeriğinden anlaşıldığını, yerleşmiş olan içtihatlar gereğince davacıların destekten yoksunluk tazminatı talep etmelerinin hukuken mümkün olmadığını, vefat edenin davacılara maddi yönden eylemli ve düzenli olarak bir yardım yapıp yapmadığı dosya kapsamından anlaşılmamakla birlikte davacıların vefat edenin gelirine ihtiyaçlarının olmadığı gibi vefattan sonra davacıların sosyal statülerinde menfi yönden bir kayıplarının söz konusu olmadığını, dava konusu taleplerin davacıların mal varlıklarında haksız bir zenginleşmeyi içerdiğini, bu durumun ise destekten yoksunluk müessesine aykırı olduğunu, davacıların manevi tazminat taleplerinin ise fahiş olduğunu, öncelikle zamanaşımı itirazları değerlendirilerek davanın bu yönden reddine, … markalı tüpten sızan gaz iddiasıyla açılan davada resmi şekilde el konulması gereken tüp ve şofben üzerinde imalat hatası ve ayıplı olup olmadığı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, davanın müvekkili şirket yönden esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … A.Ş.nin … Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile 01/01/2012-01/01/2013 tarihleri arası sigortalı olduğunu, gerek sigorta poliçesinde gerekse … Zorunlu Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının 1.maddesinde belirtildiği üzere “bu sigorta LPG tüpleyen firmaların, doldurdukları veya tüketiciye intikal ettirdikleri “tüplerin” kullanılmak üzere bulundukları yerlerde infilakı, gaz kaçırması, yangın çıkarması sonucu (kusurları olsun veya olmasın) verecekleri bedeni veya maddi zararlara karşı sorumluluklarını temin eder.” denildiğini, dava dilekçesinde belirtildiği gibi ve olaya ilişkin Gönen C.Başsavcılığının 2012/2254 soruşturma sayılı dosyasında görüldüğü üzere, ölümün karbonmonoksit zehirlenmesine bağlı olarak gelişen dolaşım ve solunum yetmezliği sonucu meydana geldiğinin tespit edildiğini, … Zorunlu Sorumluluk Sigortası LPG tüpünün verdiği zararları teminat altına aldığından ve dava konusu olayın meydana gelmesinde sigortalıya ait tüpten kaynaklanan bir etki de bulunmadığından müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, tüpte herhangi bir imalat hatası olmadığını, bu nedenle dava konusu uğranıldığı iddia olunan zararın davalı şirket tarafından düzenlenmiş olan … Zorunlu Sorumluluk Sigorta Poliçesi teminatı kapsamında olmadığını, davacı tarafından dosyaya sunulan delillerde incelendiğinde dava konusu ölüm olayının şofbenden çıkan CO gazı zerihlenmesi sonucu meydana geldiğinin sabit olduğunu, şofbenden meydana gelen zararlar … Zorunlu Sorumluluk sigorta poliçesi teminatında bulunmadığından, davalı sigorta şirketinin dava konusu tazminattan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Yargıtayın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğunu, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte, davalı şirketin aleyhine tazminata hükmedilecekse dahi hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olması gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu tanzim olunan rapora göre; 03/12/2012 tarihli olayda …’ın vefatından dolayı 02/04/2022 hesap tarihi itibariyle, eş … için 549.093,30TL ve kızı … için 91.283,18TL olmak üzere toplam 640.376,48TL destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı, meydana gelen kazada şofben baca kısmının branda ile ön kısmının ve çatı kaplama malzemesi ile üstünün kapatılmış olduğu tespit edilmekle somut olayda, davacıların da kusurunun bulunduğu, bu nedenle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiği, davacının zarara dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi raporları ile vakıf olması nedeniyle TBK 72. Maddesinde düzenlenen zamanaşımı süresinin dolmadığı kanaatine varılmış olup, % 20 oranında müterafik kusur indirimi uygularak yapılan hesaplama sonucunda davacı … için 351.419,71TL ve davacı … için 58.421,23TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı … AŞ’den alınarak davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir. Davacıların manevi tazminat davası yönünden ise; meydana gelen zararın ağırlığı, davacılardan birinin eşini, diğerinin ise annesini kaybettiği, meydana gelen olayda taraflara ait kusur durumu, zararın ağırlığı, manevi tazminatın yapısı, manevi tazminatın niteliği gereği zenginleşme aracı olarak öngörülmemekle birlikte, davacılardaki manevi üzüntünün giderilmesini karşılayacak nitelikte de olması dikkate alındığında, eş … için 75.000TL ve kızı … için 25.000TL manevi tazminatın davalı … AŞ’den alınarak davacılara verilmesine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu olay davacı tarafından iddia edildiği şekilde tüpgaz zehirlenmesinden değil karbonmonoksit zehirlenmesi sonucunda meydana gelmiş olup davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, kullanıcı hatasından kaynaklandığını, 03.12.2012 tarihli olay yeri inceleme raporunda, bacanın ikametin teras kısmında bulunduğu, baca kısmının branda ile ön kısmının ve çatı kaplama malzemesi ile üstünün kapatılmış olduğu, eski eşya konulmak üzere kullanıldığı tespit edildiğini, bu husus dahi tek başına kullanıcının tamamen kendi hatasından dolayı talihsiz olayın meydana geldiğini ispat eder nitelikte olup, ilk derece mahkemesi kararında da bu hususa yer verildiğini, olayın karbonmonoksit zehirlenmesi sonucu meydana geldiği yapılan otopsi ile kesin olduğundan bir şofbenin kullanılması suretiyle lpg’nin başarıyla yandığını ve fakat karbonmonoksitin atmosfere atılamadığını ve banyoda kaldığını ispatlamakta olup karbonmonoksitin atmosfere atılamamasının nedeni şofbenin baca bağlantısının davacı taraflarca yahut şofben teknik servisince uygun yapılamadığını ortaya koyduğunu, … aş.’nin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için olaya karışan … markalı tüpte ayıp veya imalat hatası bulunması gerektiğini, olaya şofbenin sebebiyet verdiğinin savcılık dosyasındaki tespitlerden belli olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle: mahkemece istinaf kararı doğrultusunda aldırılan bilirkişi raporuna göre karar verilerek, hesaplanan maddi tazminatlar yönünden davanın kabulüne karar verildiğini, kaldı ki davalının, yerel mahkeme tarafından aldırılan bilirkişi raporuna dair itirazlarında, yapılan hesaplama ya da kusur oranına itirazda bulunmamış, sadece tazminattan sorumlu olmadıklarına dair beyanda bulunduğunu, davalının konusu ettiği hususun, ilk mahkeme kararının istinaf edilmesi ile mahkeme tarafından incelenmiş ve karar ilamında ayrıntılı olarak açıklandığını, istinaf ilamında, davalı yanın iddiaları kabul edilmemiş ve meydana gelen olayda sorumluluğunun olacağı kabul edilmiş olup buna rağmen aynı konuda yeniden istinaf talebinde bulunulmasının, dosyayı uzatmaya matuf olduğunu, izah edilen nedenlerle, davalı yanın tazminat hesabı ya da kusur oranına dair bir itirazı söz konusu değildir ve davalı yanın meydana gelen olayda şirketin hiç bir sorumluluğunun olmadığına dair itirazı da İstinaf karar ilamı ile kabul edilmeyerek reddedilmiştir. istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Dava, tüpgazdan kaynaklı karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı … A.Ş.’nin kusurunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. Olay tutanağına göre, 03/12/2012 tarihinde davacıların murisi … banyoda karbonmonoksit zehirlenmesi nedeniyle vefat etmiştir. Davacı tarafça, murisin vefat etmesinde davalı tarafın kusurunun bulunduğu iddiasıyla destekten yoksun kalma ve manevi tazminatın tahsili istemli eldeki dava açılmıştır. Gönen Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 25/12/2012 tarihli raporda, tüplü şofbenin banyoda bulunduğu, kullanılan ortamın uygun olmadığı ve 6 metreküpün altında olduğu, banyo giriş kapısında havalandırma menfezinin olmadığı, baca çekişinin %50 emiş gücünde olduğu belirlenmiştir. Olay yeri inceleme tutanağında ise, bacanın teras kısmında bulunduğunu, baca kısmının branda ile ön kısmının ve çatı kaplama malzemesiyle üstünün kapatılmış olduğu ve eski eşya konmak suretiyle kullanıldığı belirtilmiştir. 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Piyasası Kanunu ve Elektrik Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8 inci maddesindeki düzenleme uyarınca; tüplü LPG bayileri iki kilogram ve üzeri tüp teslimini ve bağlantısını adreste yapmak ile yükümlüdür. Yine 23/12/2020 tarihli ve 24269 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sıvılaştırılmış Petrol Gazları (LPG) Dağıtım Şirketleri ile Yetkili Bayilerin ve Tüketicilerin Uymaları Gereken Usul ve Esaslara İlişkin Tebliğin 14 üncü maddesine göre, tüpleri cihaza bağlamak, sızdırmazlık kontrolü yapmak, tüplerin kullanılması hususunda tüketicileri bilgilendirmek görevi olan bayinin, tüp takılan yerde herhangi bir eksiklik gördüğünde tüketiciyi uyarması, uyarıya rağmen eksiklikler giderilmezse tüpü takmaması gerekir. Üretici firmanın sorumluluğu ise yalnızca tüpün imalatı ile sınırlı olmayıp, yukarıda anılan sorumluluklarını yerine getirmesi için bayisini eğitmek ve denetlemek sorumluluğu altındadır. Dolayısıyla üretici, bayisinin kusurundan da sorumludur. Bu kapsamda, davalı … A.Ş. yönünden banyonun veya tüpün takılacağı cihazın kontrol edilmeden ve davacılara gereken uyarılar yapılmadan tüpün kullanılmasına izin verilmesi 5307 sayılı Sıvılaştırılmış Petrol Gazları Kanunu Elektrik Piyasası Kanunu ve ilgili tebliğ ve yönetmeliklerine aykırı olup yaptıkları tehlikeli işin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğü gösterilmediğinden davalı kusurludur. Bu hususlara, Dairemizin 23/09/2021 Tarih ve 2020/431 E. – 2021/1072 K. Sayılı kararında da işaret edilmiş ve davacıların olaydaki müterafik kusuru da gözetilerek buna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Ancak, mahkemece davacı tarafın müterafik gözetilerek davalı … A.Ş.’nin kusurunun belirlenmesi için alanında uzman bir bilirkişiden rapor alınmadan, aktüerya bilirkişisinin kusura ilişkin değerlendirmeleriyle yetinilerek karar verilmiştir. Bu alanda uzmanlığı bulunmayan aktüerya bilirkişisinin kusur değerlendirmesinin hükme esas alınması ise mümkün değildir. Bu halde mahkemece, aktüerya bilirkişisinin yanına alanında uzman bir bilirkişi eklenerek, yukarıda anılan ilkeler çerçevesinde davalı … A.Ş.’nin kusur oranı belirlenip tazminat hesabı yapılması suretiyle rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir. Hal böyleyken eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması yerinde görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 14/09/2023