Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/72 E. 2023/140 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/72
KARAR NO: 2023/140
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/07/2022
NUMARASI: 2021/156 Esas – 2022/965 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 15/02/2023
Taraflar arasındaki Alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalılar vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davacı şirketin … şase numaralı, … plaka sayılı, … Marka aracı 07.12.2018 tarihinde bayi çıkışlı, bayi servis ve garanti paketli olarak davalılardan satın aldığı, satın alınan aracın kısa zamanda motor arızası verdiği, bu denli pahalı bir aracın bu kadar kısa bir süre içerisinde motor arızası vermiş olması müvekkili mağdur etmiş ve ayıplı çıkması üzerine müvekkil şirket Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 11. maddesinde yer alan seçimlik haklarından olan ‘ücretsiz onarım hakkını kullanmak üzere söz konusu aracı 07.05.2019 tarihinde yetkili servis istasyonuna teslim ettiği, ancak Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmelikte belirtilen azami 30 iş günlük süre içerisinde araç onarılamadığı ve tüm şifahi girişimlerimize rağmen konuyla alakalı hiç bir açıklama yapılmadığı, bu durumda Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ile Garanti Belgesi Uygulama Esaslarına Dair Yönetmeliğin 14. Maddesi gereği, azami süresi içerisinde onarım talebinin yerine getirilmemesi nedeniyle davacının diğer seçimlik hakkını kullanmak istemiş, aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesini davalılardan talep ettiği, aracın sık sık arızalanmaya başlamasının dan soğutmuş araç değer kaybetmiş ve can güvenliği ile alakalı olarak son derece tedirgin ettiği, davalıların müvekkilin yasal mevzuattan kaynaklanan bu hakkını ve talebini yerine getirmedikleri, bunun üzerine davacı şirketin 27.06.2019 tarihinde davalılara Çerkezköy … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bir ihtarname keşide ederek yasal mevzuattan kaynaklanan haklı taleplerini yinelediği, karşı tarafın davacının taleplerini karşılayacaklarını ve yılbaşına kadar yeni bir aracın gönderileceğini söylediklerini, bu sırada davacının aracı azami onarım süresi geçtikten sonra ihtirazi kayıtla teslim alarak, davalıların aracı ayıpsız yenisi ile değiştireceği günü beklediği, davacı şirket tüm iyi niyetiyle beklemiş, ancak araya pandemi sürecinin girmesiyle de davalılar bu kerre pandemi sürecini ileri sürerek bugüne değin aracın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi talebimizin davalılar tarafından yerine getirilmemiş olması nedeniyle işbu davayı ikame etmek zarureti hasıl oldığı, neticede, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu ayıplı aracın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereği ayıpsız yenisi ile değiştirilmesine karar verilmesi arz ve talep edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın kendisini tüketici olarak tarif ederek davaya Tüketici sıfatıyla bakılmasını talep etmiş ise de, 6502 sayılı Kanunun 3. Madde hükmüne göre tüketici olamayacağı, bunun bir ticari dava olduğu Yargıtay Kararlarının da bu şekilde olduğu, bu nedenle TTK hükümlerinin davaua uyarlanması gerektiğini, TTK 23. Maddeye göre davacının 8 gün içersinde davalıya ayıp ihbarı yapması gerektiği, ancak bu durumda malın ayıpsız olanı ile değişiminin yapılabileceği, davacının ayıp ihar yükümlülüğünüde yerine getirmediği, esasa ilişkin olarak söz konusu aracın üretim hatasından kaynaklı herhangi bir ayıbının olmadığı, söz konusu arızaların müşterinin kullanım hatasına ve/veya müşteri memnuniyetsizliğine dayandığı, açıklanan gerekçelerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesi arz ve talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece;”Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi bölge adliye mahkemelerinin hukuk daireleri arasındaki görev yönünden uyuşmazlığı gidermek üzere 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verilmiş, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiştir. Dava konusu uyuşmazlıkta da davacı taraf davasını 15/06/2020 tarihinde açmış, Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi 2020/231 Esas 2021/547 Karar sayılı dava dosyasında davaya asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla yargılamasını yaparak 06/09/2021 tarihli karar ile dava dosyasının mahkememize devrine karar verilmiştir. Yüksek Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 25/03/2022 tarih 2022/509 Esas 2022/2410 Karar sayılı ilamında bölge adliye mahkemeleri hukuk daireleri arasındaki aynı nitelikteki uyuşmazlık yönünden uyuşmazlığın giderilmesi yönünde karar verilmiş, söz konusu kararda davanın açıldığı tarih itibariyle görevli olan asliye hukuk mahkemelerinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla bakmış oldukları derdest dava dosyalarını yeni kurulan ve yetki çevresi belirlenen ticaret mahkemelerine devir ya da görevsizlik kararı veremeyeceği, asliye hukuk mahkemelerinin ( asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla) görevli olduğu ifade edilmiş ve içtihat farklılıkları giderilmiş olduğundan dava tarihi itibariyle Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) görevli olduğundan Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev nedeniyle usulden reddine.. ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalılar vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava konusu aracın tüzel kişi tacir olan davacı taraf adına kayıtlı olması ve tüzel kişi tacirlerin tüm işlemlerinin ticari olması karinesi gereğince işbu davanın, sayın mahkemenizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu aracın tüzel kişi tacir olan davacı taraf adına kayıtlı olması ve tüzel kişi tacirlerin tüm işlemlerinin ticari olması karinesi gereğince işbu davanın, sayın mahkemenizin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, dava konusu yapılan ihtilaf, 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) kapsamı dışında olduğunu, keza söz konusu yasanın 3. madde hükmüne göre, bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen, kullanan veya yararlanan gerçek veya tüzel kişiler “Tüketici” tüketici ile sağlayıcı arasında yapılan her türlü hukuki işlem ise “Tüketici İşlemi” sayıldığını, bu bağlamda dava konusu araç, davacının unvanından da anlaşılacağı üzere tüzel kişi tacir olan “…” ünvanlı davacı şirket adına kayıtlı olduğunu, tacirin tüm işlerinin ticari iş olması karinesi gereğince, dava konusu aracın satış işlemi ticari iş sayıldığını, nitekim bu husus 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 3. maddesinde düzenlendiğini, bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işler olduğunu, bu itibarla dava konusu aracın maliki olan davacı şirketin 6502 sayılı yasa anlamında “tüketici” sıfatı bulunmadığını, TKHK anlamında bir “Tüketici” ve “Tüketici işlemi” mevcut bulunmadığından huzurdaki davaya bakma görevi genel görevli olan Asliye Ticaret mahkemelerine ait bulunduğunu, dolayısıyla derdest dava yönünden, dava konusu araç malikinin ticari şirket olması nedeniyle davaya Asliye Ticaret Mahkemeleri tarafından bakıldığını, bu nedenle yerel mahkemece kurulan hükmün istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, ticari satımdan kaynaklanan alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince Davacı vekili davasını Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 15/06/2020 tarihinde açmış, daha sonra mahkeme ise yapmış olduğu yargılama neticesinde davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakmış ve 06/09/2021 tarih 2020/231 Esas 2021/547 Karar sayılı kararı uyarınca mahkemenin faaliyete geçtiğinden dava dosyasının devredilmesine karar vermiştir. Tekirdağ Asliye Ticaret mahkemesi 05/07/2022 tarih 2021/156 Esas 2022/965 karar sayılı kararıyla mahkemenin görevsizliğine davanın görev nedeniyle usulden reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 1. maddesine göre, mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir. Ticaret mahkemelerinin görevini düzenleyen TTK 5/2. Maddesine göre ise, bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır. Bir davanın özel görevli bir mahkemenin görevine girmesi ancak davanın açıldığı yerde özel görevli mahkemenin bulunmaması halinde dava özel görevli mahkeme sıfatıyla genel görevli asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanır. Genel görevli asliye mahkemelerinin baktığı işlerin tür ve sayıca çoğalması üzerine zaman zaman uzman mahkemeler kurulmakta ve faaliyete geçirilmektedir. Bir özel görevli mahkemenin faaliyete geçirilmesi nedeniyle o yerdeki asliye hukuk mahkemesinin görev alanından çıkan davalara ilişkin derdest dosyaların, faaliyete geçirilen bu uzman mahkemeye devrine yönelik geçiş hükümleri konulabilmektedir. (Örneğin, aile mahkemelerinin kurulması gibi) Bu halde halen görülmekte olan dosyaların yeni özel görevli mahkemeye devredilmesi gerektiği izahtan varestedir. Yeni mahkemenin ihdasıyla birlikte işin devrine yönelik özel hüküm bulunmaması halinde ise, mevcut mahkemelerin elindeki dosyaları göndermeksizin esastan karar bağlaması tabii hakim ilkesinin de doğal sonucudur. Bu halde, özel görevli mahkemenin faaliyete geçirilmesi nedeniyle o yerdeki asliye hukuk mahkemesinin görev alanından çıkan davalara ilişkin derdest dosyalar, faaliyete geçirilen uzman mahkemeye devredilmeden görülmeye devam edilir.Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararında; Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi yargı çevresinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlenmesine, işbu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir. Anılan kararda eldeki derdest davaların devri ile ilgili bir düzenleme bulunmayıp bu konuda çıkan uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan başvuru neticesi Yargıtay 11 H.D.’nin 2022/509 Esas-2022/2410 Karar sayılı ve 25/03/2022 tarihli ilamı ile de davanın açıldığı tarih itibarıyla görevli olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin derdest davalar yönünden yeni kurulan ya da yetki çevresi genişletilen Ticaret Mahkemelerine devir yada görevsizlik kararı ile verilmeksizin yargılamaya Ticaret Mahkemesi sıfatıyla devam edeceğine karar verilmiştir.Somut olayda, dava tarihinde henüz Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi faaliyete geçirilmemiş olup, dava o tarihte görevli asliye hukuk mahkemesinde (asliye ticaret mahkemesi sıfatı ile) açılmıştır. Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesi’nin faaliyete geçirilmesi ve yargı alanının Tekirdağ İl sınırı olarak belirlenmesine ilişkin HSK’nın 08/07/2021 tarih ve 31535 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar kararında daha önce Tekirdağ İl sınırı dahilindeki asliye hukuk mahkemelerinde açılmış ve görülmekte olan davalara ilişkin bir devir kararı bulunmamaktadır. Bu halde, Tekirdağ İl sınırları dahilinde asliye hukuk mahkemelerinde bulunan ve ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılan davalara bu mahkemelerce bakılmaya devam edilmesi gerekir. Bu nedenle mahkemece davanın Çerkezköy Asliye Hukuk mahkemesince görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK 355maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.15/02/2023