Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/71 E. 2023/430 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/71
KARAR NO: 2023/430
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/12/2021
NUMARASI: 2018/959 Esas – 2021/911 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılar yanında işçi sıfatı ile çalışmış ve halen aydınlatma imalat ve pazarlama işinde çalışarak geçimini sağlayan ücretli sınıfından kimse olduğunu, 1994-2012 yılları arasında davalı … ile akrabası …yanında ücretli olarak çalıştığını, Türkiye’nin yaşadığı geçiş dönemindeki sıkıntılara bağlı olarak işveren durumundaki davalı … bazen ikna etmek, bazen korkutarak işsiz kalacağını söyleyerek müvekkilinden çeşitli kereler vekalet alıp, ne maksatla kullanacağını söylemediğini, müvekkilinin yaşam ve iş şartlarında herhangi bir şekilde değişim olmaksızın olağan hali ile işçi sıfatı ile hayatının devam ettiğini, davalılardan Berç’in bu vekaletleri gerek bankadaki gerekse diğer idari birimlerdeki ilişkilerini kullanarak müvekkili adına şirketler kurup, şirketler arası geçişler yapıp, krediler kullanarak paralar teslim almış olduğunu ve fakat müvekkilinin bu işlerden hiç bir zaman haberinin olmadığını, davalının bankacıları kullanarak habersiz şekilde müvekkilini borçlandırdığını ve sosyal güvenlik hayatını, medeni hayatını etkileyecek olumsuzluklara sebep olduğunu, icra takipleri ve emeklilik işlemlerine girişen müvekkili bunlardan haberdar olup, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na müteaddit kerelerde dolandırıcılık, emniyeti suistimal evrak da sahtecilik gibi hallerden şikayetçi olduğunu, davalının müvekkilinden habersiz adına evraklar, para teslim tutanağı gibi özel yetki isteyen evrakları dahi imzalamış olduğunu, müvekkilinin diğer çalıştığı işyerlerinde haciz uygulamaları ile karşı karşıya kaldığını ve düzensiz yaşam sahibi sanılarak işine her gittiği yerde son verildiğini, müvekkili adına … bank Galata, … Şişhane,… bank Yeşilköy, … bank Şişhane, … bank Şişhane, … Şişhane şubelerinden krediler kullanıldığını, davalının kendi sahibi olduğu şirketin içini boşaltırken, vekaleti kötüye kullanarak yine aynı sektörde ayrı firma kurarak rekabet hükümlerine aykırı davranma suçunu da işlemiş olduğunu, zaman içerisinde firma gayri faal hale gelip gerek SGK, gerekse alacaklı bankalar tarafından müvekkili aleyhine yapılan takipler sebebi ile müvekkilinin dolandırıcılığı ve kapsamını anladığını, davalının … isimli kişi ile daha sonra ortak olduğunu ve bu şahıs vasıtası ile yeniden nakit girişi sağlayarak müvekkilini de ıskartaya cıkarmış olduğunu, … adlı kişi ABD vatandaşı olup şirket içerisine nakit girişi sağalayarak ABD’ye ihracat yaptıklarını, dolandırıcılık suçuna iştirak etmiş olduğunu, haksız menfaat temin ettiğini beyanla şirketin tasfiyesine, rekabet hükümlerine aykırı davrandıklarının tespitine, vekaleti kötüye kullandıklarının tespitine, olmadığında, ortaklıktan müvekkilin çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar davaya karşı cevap dilekçesi vermemişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizce yapılan yargılama sırasında davacı vekili 28/03/2019 tarihli ve 2 nolu duruşmaya katılmış ancak 20/02/2020 tarihli bir sonraki duruşmaya mazeret bildirmeksizin gelmediğinden, bu tarih itibarı ile dosyanın HMK’nın 150/1. maddesi gereğince tarafların müracaatına kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, davacı vekilinin süresi içerisinde sunduğu yenileme talebi uyarınca belirlenen duruşma günü taraflara tebliğ edilerek yargılamaya devam edilmiştir. Davacı vekili 30/09/2021 tarihli ve 7 nolu duruşmaya katılarak haberdar olduğu 16/12/2021 tarihli duruşmaya katılmamış, davalı vekilinin gerekçesiz mazereti de reddedilmiş olduğundan basit yargılama usulüne tabi iş bu davanın HMK’nın 320/4. maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dosyasında önceki Avukat …’nun, Bakanlık Kayıtları da incelendiğinde de görüleceği üzere, 16.09.2021 tarihinde noter atamasının gerçekleştiğini, Avukat …’nun noter atamasının gerçekleşmesi, baro kaydının silinmesi, UYAP sisteminde bunun gözükmesi ve işlenmesine rağmen müvekkiline muhtıra çıkarılmadığını, bu yasal zorunluluğa rağmen müvekkilinin adil yargılanma hakkının ortadan kalktığını, müvekkilinin mağduriyetinin sabit olduğunu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, şirketin fesih ve tasfiyesi ile ortaklıktan çıkma davasıdır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 152. Maddesi, ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır, şeklinde düzenlenmiş olup buna göre şirket davaları basit yargılama usulüne tabidir. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 150/1. Maddesine göre, usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. HMK’nın 320/4. Maddesine göre ise, Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır. Bir önceki celse yüzüne duruşma gün ve saati tefhim edilen davacı vekilinin 20/02/2020 tarihli duruşmaya geçerli bir mazeret bildirmeksizin katılmaması ve davalı mazeretinin de reddine karar verilmesi üzerine 1. kez dava dosyasının işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir. Dava dosyasının yenilenmesi üzerine, yargılamaya devam olunmuştur. Bir önceki celse yüzüne duruşma gün ve saati tefhim edilen davacı vekilinin 16/12/2021 tarihli duruşmaya geçerli bir mazeret bildirmeksizin katılmaması ve davalı mazeretinin de reddine karar verilmesi üzerine 2. kez takipsiz bırakılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacı istinaf dilekçesinde, önceki vekil Av. …’nun 16/09/2021 tarihinde Noter olduğu ve baro kaydının silindiği ileri sürülmüş ise de, ilk derece mahkemesinden eski hale getirme talep edilmemiştir. Bölge adliye mahkemesince resen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez(HMK m. 357/1). Ayrıca, davanın açılmamış sayılmasına karar verilen duruşmadan önce 18/10/2021 tarihli ön büro havalesiyle Av. … adına vekaletname dosyaya sunulmuş, ancak yeni vekalet sunan vekil de duruşmaya katılmamıştır. Hal böyle olunca, İlk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine,Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 27/04/2023