Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/697 E. 2023/711 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/697
KARAR NO: 2023/711
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2022
NUMARASI: 2022/657 Esas – 2022/739 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 21/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı tasfiye memuru … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından … Tic. A.Ş. aleyhine İstanbul 22. İş Mahkemesinin 2017/553 E. Sayılı dosyasında prime esas kazancın tespiti için dava açıldığını, dava devam ederken ilgili şirketin ticaret sicilinden resen terkin edildiğinin öğrenildiğini, davada taraf teşkilinin sağlanması açısından şirketin ihyası davası açmak için taraflarına süre verildiğini belirterek … Tic. A.Ş’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle;müvekkilinin TTK 32.maddesi ve Ticaret Sicili Yönetmeliği 34.maddesi hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecindeki yetki ve sorumluluğun şirketin tasfiye memurunda olduğunu, tasfiye memurlarınca eksik yapılan işlemlerin müvekkili tarafından tespit edilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğini belirterek müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini savunmuştur. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … Tic. A.Ş’nin dava ve taraf ehliyeti bulunmadığını, şirketin usul ve yasaya uygun olarak Ticaret Sicil Gazetesinde tescil ve ilanların yerine getirilerek terkin işleminin gerçekleştiğini, davacının dava açmakta hukuki menfaati bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil sicil numarası ile kayıtlı sicilden terkin edilen Tasfiye halinde … Ticaret A.Ş.’nin aleyhine İstanbul 22 İş Mahkemesi 2017/553 E sayılı dosyası ile açılan derdest dava nedeniyle davacının hukuki yararının bulunduğu ve davalı tasfiye memuru tasfiyenin usulüne uygun tamamlamadığı gerekçesiyle davanın kabulü şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak son tasfiye memuru …’in atanmasına, kararın ticaret sicile tescil ve ilanına davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü dosyada yasal hasım durumunda olduğundan yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı tasfiye memuru … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı tasfiye memuru … vekili istinaf dilekçesinde özetle; … Anonim Şirketi adına davaya devam edilmesinin usul ve Yasaya aykırı olduğunu, münfesih şirketin dava ve taraf ehliyetine sahip olmadığından huzurdaki davanın maddi ve hukuki bir temeli bulunmadığınısüresinde açılmadığını,, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen geçici 7. maddede özel dava şartlarının sayıldığını, huzurdaki davadaki iddiaların işbu şartları taşır nitelikte olmadığından davanın usulen reddi gerektiğini, tasfiye prosedürünün usul ve Yasaya uygun şekilde yapıldığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden bahsedilemeyeceğini, dolayısıyla yargılama gideri ile vekalet ücretinin kendilerine yükletilmesinin hukuka aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde tehri icra kararı verilmesini, davanın reddine karar verilmesini, müvekkili …’in davanın ikame edilmesinde herhangi bir kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür.
GEREKÇE: Dava; TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde ” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır.Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı … Tiç.A.Ş’nin tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının 28/12/2021 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacılar tarafından ihyası istenen şirket aleyhine İstanbul 22 İş Mahkemesi 2017/553 sayılı dosyanın derdest olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu şirket tasfiye sonucunda terkin edilmiş ve TTK geçiçi 7 maddesi uyarınca terkin edilmemiş olup, bu madde kapsamında düzenlenen hak düşürücü tabi olmadığı gibi TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya( ek tasfiye ) davaları için kanunda herhangi bir zaman aşımı süresi de düzenlenmediğinden davalı tasfiye memuru bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi23/03/2022 tarih E: 2022/265 -K: 2022/2291). TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya davalarında husumet son Son tasfiye memuruna yönetilmesi isabetli olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmediği gibi (Y11.H.D ‘nin 07.12.2009 tarih ve E: 2008/7980 -K: 2009/12584).Şirket hakkında açılan dava derdest iken yani şirket hakkında devam eden bir dava bulunmasına rağmen davaya konu şirketin tasfiyesi tamamlanmış olup, tasfiye memurunun TTK 541/3 maddesindeki sorumluluğu da gözetildiğinde derdest bir davanın bulunması nedeniyle tasfiyenin usülune uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyecektir. Bu hale göre davacının anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğundan terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla, davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davanın kabulü ile davaya konu şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulanmamaktadır. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı tasfiye memuru … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nun 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tasfiye memuru … tarafından yatırılan 179,90 TL istinaf peşin harcının alınması gereken 269,85 TL karar harcından mahsubu ile eksik olan 89,95‬ TL harcın davalı tasfiye memuru …’den tahsili ile hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yoluna başvuran davalı tasfiye memuru … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/07/2023