Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/686 E. 2023/542 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/686
KARAR NO: 2023/542
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2023
NUMARASI: 2023/44 D.İş – 2023/44 Karar
TALEP: İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 25/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; borçlu … tarafından 13/04/2022 tarihinde düzenlenip müvekkili … A.Ş.’ye teslim edilen 25.11.2022 vade, 4.350.000-TL(Dörtmilyon Üçyüzelli bin Türk Lirası) bedelli senedin vadesinde ödendiğini, kendilerince borcun ödenmesi için borçlunun defaten uyarıldığını, fakat tüm telkinlere rağmen müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, gerek borçlu gerekse de kefil tarafından ödeme yapılacağına dair herhangi bir yazılı veya sözlü taahhütte de bulunulmadığını, ayrıca işbu davaya konu senedin kefili sıfatına haiz … Ltd. Şti.’nin tür değişikliği yaptığını ve … A.Ş. unvanını aldığını, işbu sebeple yapılacak incelemeye istinaden verilecek olan hükümde, borçlu/kefil şirketin yeni unvan ve vergi numarası üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin alacağının bir rehinle teminat altında olmadığını, borçluların mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, belirtilen sebepler neticesinde borçluların borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının uygun bir teminat karşılığı ihtiyaten haczine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına talep etmiştir.
İHTİYATİ HACİZ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda; “Yukarıda hüviyeti yazılı alacaklının borçlulardan alacağı olan (4.350.000,00 )-TL alınmasının temini bakımından vaki isteği İcra İflas Kanununun 257. Maddesinin 1.fıkrasına uygun bulunmuş, alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer taraflarla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yukarıda belirtilen teminat mukabilinde;1- … ( T.C. No : …) , 2- …’nin Malları ile 3. Şahıslardaki hak ve alacaklarının; İcra ve İflas Kanununda muayyen tahditler dairesinde, ihtiyaten haczine” karar verilmiştir.
İTİRAZ: Bu karara karşı borçlular vekili tarafından itiraz edilmiş olup, itiraz dilekçesinde özetle; … 13/04/2022 düzenleme, 25/11/2022 vade tarihli 4.350.000-TL tutarlı senedin vadesinde ödenmediği iddiası ile ihtiyati haciz kararı aldığını, ancak ihtiyati haciz kararı elde etmeye sebep gösterilen, yanıltıcı beyana konu senedin ödendiğini, talep eden şirket tarafından yalan beyanlarda bulunarak tarafına hem de banka aracılığıyla resmen yapılan ödemeleri inkâr ederek hilafı hakikat beyanında bulunduğunu, unvanında holding ibaresi bulunan firmanın elinde bulunan fakat bedelsiz kalan senede ilişkin ihtiyati haciz kararı elde ederek müvekkilleri aleyhine icra takibine geçilmesinin kötüniyetli ve hukuksuz menfaat temini gayesinden ibaret olduğunu, ödeme banka aracılığıyla yapılmamış olsa, 4.350.000-TL tutarlı senet için ihtiyati haciz kararı almak, aleyhe takibe geçmek hata ile açıklanamayacağını, müvekkiline yüklenebilecek olan tek kusurun, ..Şti elindeki senedin ödeme yapılır yapılmaz alınması için hukuki yollara başvurmamak olduğunu, ancak resmi ödeme yapıldığından bu konuda bir sorun olmayacağının düşünüldüğünü, İİK-madde 257’de – Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. denildiğini, müvekkilinin, bilakis borcunu bihakkın ödediğini fakat aleyhine yalan beyanlarla ihtiyati haciz kararı elde edildiğini, İİK-madde 265’de – Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.. Mahkeme, gösterilen sebeplere has ren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder. İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir denildiğini, ödedikleri senet için yeniden ihtiyati haciz kararı elde edilip, aleyhe icra takibine geçilmiş olmakla, sebep, konu ve teminat bakımından en geniş biçimde ihtiyati haciz kararına itiraz ettiklerini, sebep-konu itibariyle hukuka aykırılık söz konusu olduğu gibi, zaten ödenen senedin bir kez daha ödenmesi talep edildiğine göre teminatın çok daha yüksek olması gerektiğini, itirazlarının ve özellikle de sundukları banka dekontu dikkate alınmak suretiyle aleyhe geçilen icra takibinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlu taraflar itiraz dilekçesinde bahse konu bononun ödendiğini, tarafımızın ihtiyati hacze yönelik talebinin asılsız ve dayanaksız olduğunu iddia etmiş ise de; bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, İcra İflas Kanununun ihtiyati haczin şartlarını konu eden madde 257’ye bakıldığında ihtiyati haciz kararına itiraz sebeplerinin açıkça belirtildiğini, Anılan maddede, borçlunun kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edebileceği düzenlendiğini, bu itirazın sebeplerinin sınırlı olup, şekli nitelikte olduğunu, borçlu tarafından ileri sürülen, ödeme def’i, İİK md. 265′ de düzenlenen sebepler arasında yer almayıp işbu davanın değil, menfi tespit davasının konusunu oluşturabilecek bir iddia olduğunu, takibe konu senet ve serisinin aslının müvekkilinin bünyesinde bulunduğunu, senet asıllarının müvekkilinde olması dahi tek başına borcun ödenmediğine karine teşkil ettiğini, bu karinenin aksi ancak yazılı delille ispat edilebileceğini, borçluların dosyaya söz konusu senet bedellerini ödediğine ilişkin yazılı bir delili bulunmadığını beyanla itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
EK KARAR: İlk Derece Mahkemesi 7/02/2023 tarihli ek kararı sonucunda; “…İtiraz eden borçlu tarafa mahkememiz dosyasında ihtiyati haciz kararı tebliğ edilmemiştir. İhtiyati haciz kararının icraya konulduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında da fiili haciz tutanağı düzenlenmemiş, haciz tutanağı itiraz eden borçluya tebliğ edilmemiştir. Bu nedenle İİK 264 de aranan yasal 7 günlük sürenin başlamadığı, itirazın süresinde olduğu sabit bulunmuştur.İhtiyati hacze itiraz eden borçlular ihtiyati haczin dayanağı olan bonoyu ödediklerinden bahisle ihtiyati haczin kaldırılmasını istemiştir. İtiraz eden borçlu tarafın ödeme beyanı yargılamayı gerektirmekte olup, İİK 265 de sayılan itiraz sebeplerinden değildir. Ayrıca verilen ihtiyati haciz kararında %15 oranında yasal miktar üzerinden teminat alınmış olup daha yüksek oranda teminat alınmasını gerektirir husus tespit edilmemiştir.İtiraz eden tarafın teminatın iade edilmemesi talebi; dosyanın ve takibin geldiği aşamada erken bir taleptir.Bu nedenle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Mahkememiz ihtiyati haczin geçici olarak durdurulması konusunda yetkili ve görevli olmayıp bu husus alacak konusunda yapılacak yargılamada görevli mahkemece değerlendirilebilecektir.” şeklinde değerlendirme ile ihtiyati hacze itiraz edenlerin taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz kararlarına dayanak senet bedellerinin müvekkilce banka kanalıyla ödendiğini, yapılan bu ödemenin ihtiyati haciz talep edenin kabulünde olduğunu, yerel mahkemece ödeme yapıldığına yönelik savunma ve deliller kapsamında bir inceleme yapılmaksızın, sunulan delillerin tartışılarak değerlendirilmeksizin soyut gerekçeler ile ihtiyati hacze itirazlarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz talep eden vekilinin iddialarının tamamen kurgudan ibaret olduğunu, kendilerince yapılan ödemelerde ne için ödeme yapıldığının şerh edildiğini, aynı senetlerin mükerreren tahsil edilmeye çalışıldığını, yapılan ödemenin nedeni üzerinde ve dahi ikrar mahiyetinde beyanlar, hatta öncesinde keşide edilen ikrarı muhtevi ihtarname var iken en son yapılan ödemenin ihtiyati haciz kararına konu senetler sebebiyle gerçekleştiğinin son derece açık olduğunu, ihtiyati haciz kararına dayanak senede ilişkin sunulan ödeme dekontu ve ihtiyati haciz talep edenin protokole konu senet bedelinin ödendiğine yönelik ikrarları göz önünde bulundurulduğunda söz konusu hilafı hakikat beyanlar ile alınan ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına yönelik taleplerinin reddine ilişkin tesis edilen kararın hiçbir hukuki geçerlilik taşımadığını, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme tarafından verilen ihtiyati haciz kararı ve ihtiyati hacze itirazlarının reddine ilişkin ek kararın kaldırılmasını, ihtiyati haciz talep eden şirket tarafından yatırılan teminatın iade edilmemesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Talep, bonoya dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talebe konu senedin ödenip ödenmediği, buradan varılacak sonuca göre ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19. HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Kanunda ihtiyati hacze itiraz süresinin borçlu hazır olmaksızın yapılan hacizlerde öğrenmeden değil, haciz tutanağının kendisine tebliği ile işlemeye başlayacağı düzenlenmiştir. Borçluya ihtiyati haciz veya ihtiyati haczin tatbikiyle ilgili herhangi bir tebliğ yapılmadığından itirazın süresinde yapıldığının kabulü gerekir. Somut olayda; ihtiyati hacze dayanak bononun banka aracılığıyla ödendiği iddia edilerek ihtiyati haciz şartlarının bulunmadığı savunulmuş ise de itiraz eden tarafından dosyaya sunulan … bank’a ait EFT makbuzunun incelenmesinde ihtiyati haciz hesabına 4.350.000,00 TL EFT yapıldığı, dekontun açıklama kısmında “… Hisse Satış Bedeli Senet Ödemesidir” kaydı mevcut olup, gönderilen havalenin ödendiği iddia edilen senede karşılık olduğunu gösterir herhangi bir kayıt bulunmamaktadır. İhtiyati haciz talep edenin dosyaya aynı miktarlı 5 adet ödeme tarihleri farklı senet suretlerinin de sunulmuş olduğu nazara alındığında yapılan EFT ödemesinin ihtiyati hacze dayanak bonoya ait olup olmadığı hususunun ihtiyati haciz aşamasında belirlenme imkanının bulunmayıp bu husus ancak açılacak bir menfi tespit davasında değerlendirilecektir. Yine itiraz edenin taraflar arasındaki yazılı anlaşmalar, alacak – borç ilişkileri gerekçesi ile yaptığı itirazlarının ihtiyati haciz aşamasında değerlendirilecek hususlar değildir. Talep tarihi itibarıyla muaccel olan alacak yönünden ihitiyati haciz kararı verilmesinde ve İİK 265 maddesinde sınırlı olarak sayılan ve bu madde kapsamında kalmayan itirazların mahkemece reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.25/05/2023