Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/645 E. 2023/511 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/645
KARAR NO: 2023/511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/03/2023 (Ek Karar)
NUMARASI: 2023/38 D.İş – 2023/42 D.İş Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati hacze itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; Mahkememizce ihtiyati haciz kararı verildiğini, oysa somut olay talep edenin beyanda belirttiği gibi olmadığını, müvekkilinin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/466 Esas 2022/1151 Karar sayılı dosyanın tarafı olmadığını, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin davalısı … Ticaret A.Ş, davacısı da … A.Ş. olduğunu, Bakırköy 3. Asliye Ticarete Mahkemesince verilen kararda, 1.119.473,09 TL’nin davalı …’den alınarak davacı …’e verilmesine karar verildiğini, bu kararda reddedilen miktar yönünden de davalı lehine 77.000,00 TL vekalet ücretine karar verildiğini, müvekkilinin … Ticaret A.Ş.’den olan alacağını tahsil etmek cihetiyle, …’in Bakırköy 3. Asliye ticaret Ticaret Mahkemesinin 2020/466 Esas 2022/1151 Karar sayılı ilamında vaki alacağını temlik aldığını, Alacağın Temliki Sözleşmesinde Müvekkilinin sadece alacağı temlik aldığını, talep edenin bu beyanının aslı olmadığı gibi tamamen gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin aleyhine verilen ihtiyati haciz kararının banka hesaplarını kullanamadığı hesaplara haciz konulduğunu öğrendiğini, müvekkilinin Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin tarafı olmadığından o dosyada borçlu olması da mümkün değildir. Dolayısıyla ihtiyati haczin dayandığı sebebe itiraz ettiğini, müvekkilinin konu ile ilişkisi sadece temlik alacaklısı olması olduğunu her ne kadar talep eden tarafından alacağın ilama dayandığı belirtilmiş ise de müvekkilinin borçlu bile olmadığını belirtilen mahkeme kararını tarafı olmadığını, dolayısıyla alacak ilama dayanmamakta olduğunu, bu nedenle teminatsız ihtiyati haciz kararındaki teminata da itiraz ederek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu ek kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “İhtiyati haciz taleplerinde tam bir ispat koşulu aranması gerekmemekte olup, yaklaşık ispat yeterlidir. İhtiyati hacze itiraz talebinin konusu ve itiraz konusu bakımından yapılan incelemede, ihtiyati haciz isteğinde bulunan alacaklı, alacağını ilama dayalı olarak talep etmiş olup, borçlu olarak ise işbu ilamdan doğan alacağını, alacağın temliki sözleşmesi ile devralan … gösterilmiş olup, her ne kadar borçlu, temlik sözleşmesi ile alacağın temlik alındığını ve alacaklıya bu ilamdan dolayı borçlu olmadığını iddia etmiş ise de, temlik sözleşmesi 4.4 maddesi gereğince, ihtiyati haciz isteyen alacaklıya karşı sorumlu olduğu anlaşılmakla ve ihtiyati haczin yasal mevzuat çerçevesinde yaklaşık ispat ile verilebileceği göz önüne alındığında talebin reddine, ihtiyati haczin devamına,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talebinde alacağın dayanağı olduğu iddia edilen belgenin, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/466 Esas ve 2022/1151 Karar sayılı ilamı olduğunu, bu ilamda itiraz edenin, dosyanın taraflarından biri olmadığını, mahkemenin gerekçesinde alacağın varlığına karine olduğu belirtilen belge Beyoğlu … Noterliğince onaylanmış alacağın temliki sözleşmesi olmakla bu evrağın sadece alacağı devreden bir belge olduğun, borcun nakli sözleşmesi olarak değerlendirilmesinin fahiş bir hata olduğunu, kaldı ki; belirtildiği gibi, sözleşmenin 4.4 maddesinde Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/466 Esas ve 2022/1151 Karar sayılı ilamının karşı vekalet ücretinin üstlenildiğini içermediğini, sözleşmenin 4.4 maddesinin “Temlik alan, iş bu temlike konu dava dosyaları ile ilgili takibin semeresiz kalması, temlike konu icra dosyası sebebiyle aleyhe hükmedilmiş veya hükmedilecek vekalet ücreti, yargılama gideri ile aleyhe açılacak menfi tespit, tazminat vb davaların kabul edilmesi ve aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesi halinde Temlik edene karşı herhangi bir talepte bulunmayacağını ve bu hususlardan dolayı temlik edeni şimdiden ibra ettiğini ayrıca kabul ve beyan etmiştir.” şeklinde olduğunu, görüldüğü üzere sözleşmenin 4.4 maddesi; temlikten sonra, açılacak icra takiplerinden ve menfi tespit ile tazminat davalarından kaynaklanan vekalet ücretleri ve yargılama giderleri ile ilgili olup temlik eden bu yönlerle ibra edilmiş olup, temlik alınan dosyanın vekalet ücretleri ile ilgili bir ibralaşma söz konusu değildir. olsa bile, bu tamamen temlik alan ile temlik eden arasındaki içi ilişkiyi ilgilendiren bir konu olduğunu, esasen sözleşmenin 4.4 maddesini okuma fırsatı olan herkes tarafından anlaşılabilecek olan bu hususun, mahkemenin gözünden kaçtığını, dosyada itiraz edenin alacağı temlik alması, yerel mahkeme tarafından TBK 195 ve devamı maddelerinde düzenlenen borcun üstlenilmesi müessesi ile karıştırılmış olup, kanuni düzenlemeye göre borcun üstlenilmesinin iki şekilde mümkün olduğunu, bunlardan biri TBK’nun 195. Maddesi gereği borcun iç üstlenilmesi olup bu düzenlemede üçüncü kişi tarafından borcun ifa edilmesi ya da alacaklının rızası ile borçlunun borcundan kurtulması sağlanırken, TBK’nun 196. Maddesinde düzenlenen borcun dış üstlenmesinde alacaklı ile 3. Kişi arasında yapılan bir sözleşme ile borçlu borcundan kurtulacağını, bu çerçevede, itiraz edenin Bakırköy 3. ATM’nin kararındaki alacağı temlik alması ile, bu borcu üstlenmesi tamamen farklı kavramlar olduğunu, bu nedenlerle, değil alacaklının alacağını yaklaşık ispatla ispatlamış olması, alacaklı olduğunu iddia edenin müvekkilden hiçbir şekilde alacaklı olmadığı sabit olması karşısında, yerel mahkemenin konuyu hatalı değerlendirerek ve dosyayı eksik inceleyerek vermiş olduğu ihtiyati haciz kararı sebep ve teminat itibariyle usul ve yasaya aykırı olduğununu beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, ilama ve temlik sözleşmesine dayalı olarak verilen ihtiyati haczin itirazen kaldırılması, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati hacze itiraz edenin alacağın temliki yanında borcun naklinin de bulunup bulunmadığı, ihtiyati haczin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz isteyen tarafça, … Ticaret A.Ş. ile … Anonim Şirketi arasında görülen davada Bakırköy 3. Asliye Ticaret Ticaret Mahkemesinin 24/11/2022 Tarih ve 2020/466 E. – 2022/1151 K. Sayılı kararı ile dosya davalısı lehine hükmedilen vekalet ücreti borcunun alacağın temliki sözleşmesi kapsamında nakledildiğinden bahisle, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati hacze itiraz eden tarafından, alacağın temliki sözleşmesinde borcun nakli bulunmadığı iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir. İhtiyati haciz talep edenin talebinin dayanağı yaptığı ve mahkemece de ihtiyati hacze itirazın ret gerekçesi olan 06/01/2023 tarihli alacağın temliki sözleşmenin 4.4 maddesi “Temlik alan, iş bu temlike konu dava dosyaları ile ilgili takibin semeresiz kalması, temlike konu icra dosyası sebebiyle aleyhe hükmedilmiş veya hükmedilecek vekalet ücreti, yargılama gideri ile aleyhe açılacak menfi tespit, tazminat vb davaların kabul edilmesi ve aleyhine vekalet ücreti ve yargılama gideri hükmedilmesi halinde Temlik edene karşı herhangi bir talepte bulunmayacağını ve bu hususlardan dolayı temlik edeni şimdiden ibra ettiğini ayrıca kabul ve beyan etmiştir.” şeklindedir. Söz konusu düzenleme temlik alınan alacağın tahsiline yönelik olup, temlike konu alacağın doğduğu mahkeme kararına ilişkin değildir. Anılan sözleşmede borcun nakline ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi yine Bakırköy 3. Asliye Ticaret Ticaret Mahkemesinin 24/11/2022 Tarih ve 2020/466 E. – 2022/1151 K. Sayılı kararı ile davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinden alacağı temlik alanın sorumlu olduğuna ilişkin bir düzenleme de bulunmamaktadır. Aleyhine ihtiyati haciz talep edilenin bu borçtan sorumlu olduğuna ilişkin başka bir sebep de ileri sürülmemiştir. Bu halde, ihtiyati hacze itiraz eden hakkında ihtiyati haciz şartları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece, itirazın kabulü ile ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken itirazın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; Mahkemece hatalı değerlendirme ile ihtiyati hacze itirazın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle ihtiyati haczin kaldırılmasını talep eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle ihtiyati hacze itirazın kabulü ile ihtiyatin haczin kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurususnun KABULÜ İLE; İstinaf incelemesine konu ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-İhtiyati hacze vaki itirazın KABULÜ ile, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2023 Tarih, 2023/38 D.iş ve 2023/42 D.iş K. sayılı kararı ile verilen ihtiyati haczin tüm neticeleri ile birlikte KALDIRILMASINA, 2-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yapılan masraf bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden avukatlık asgari ücret tarifesine göre 3.000,00 TL avukatlık ücretinin ihtiyati haciz talep edenden alınarak, ihtiyati hacze itiraz edene verilmesine; 4-İhtiyati hacze itiraz eden vekilince yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 5-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından istinaf aşamasında yapılan istinaf başvuru harcı 492,00 TL, posta gideri 129,00 TL toplamda 621,00 TL tutarındaki yargılama masrafı ve ihtiyati haciz isteyenden alınarak İhtiyati hacze itiraz edene verilmesine, 6-İstinaf aşamasına ilişkin olarak ihtiyati haciz isteyen tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.12/05/2023