Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/64 E. 2023/76 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/64
KARAR NO: 2023/76
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/419 Esas
TARİHİ: 26/10/2022(Ara Karar)
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/02/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle, 01/04/2022 tarihli erteleme genel kurul toplantısında alınan kararların butlanı/iptali davası açtığını, gerek genel kurul toplantı tutanağına yansıyan haksız beyan ve iddiaların, gerekse dava dilekçesi ile tüm süreçte ileri sürülen beyan ve iddialar, dava ve savunma hakkı sınırlarını aşacak şekilde, şirkete, şirketin iş yaptığı iş ortaklarına ve çalışanlarına zarar verme amacına yönelik olduğunu, davacının amacının şirketi ve şirket organlarını işlemez hale getirmek suretiyle haksız ve hukuka aykırı taleplerinin kabulünü sağlamak olduğunu, hakların kötüye kullanılması suretiyle şirket ve iş ortakları üzerinde şantaj yaparak menfaat devşirmeyi amaçladığını, açılmış bulunan davada, mahkemece genel kurul kararlarının 3 tanesi ile ilgili hukuksal dayanaktan yoksun bir şekilde yürütülmenin durdurulmasına karar verilmiş olmasının, şirketin piyasa faaliyetlerini güçleştirici, banka ve finans kurumlarından temin edeceği kredilere ulaşımının imkansız hale gelmesi sonucunu doğuracağını belirterek, davacının şirketin toplam sermayesinin payına isabet eden %25’ine denk gelecek şekilde teminat göstermesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili tarafından, 01/04/2022 tarihli genel kurulda alınan kararların yürütmesinin durdurulması edilmiş, Mahkemece talep kısmen kabul edilerek 5, 6 ve 8 nolu kararlar yönünden genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasına karar verilmesinin ardından aleyhine tedbir talep edilen davalı vekilince karara itiraz edilmesi üzerine, istinaf incelemesine konu ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Mahkememizce yapılan incelemede, davacının azınlık pay sahibi olduğu ve diğer ortağın şirketi tek başına yönettiği, çoğunlukta olan diğer ortağın aldığı kararlarla şirkete istikamet verildiği ve yönetildiği, davaya konu olan kararlardan 01/04/2022 tarihli genel kurul toplantısının 5 numaralı dağıtılacak kar payına ilişkin kararın, 6 numaralı yönetim kurulu üyelerine aylık net 45.000 TL huzur hakkının 75.000 TL ye çıkarılmasına ilişkin kararın ve 8 numaralı TTK 395-396 maddelerine göre yünetim kurulu üyelerine izin verilmesine ilişkin genel kurul kararının azınlık pay sahibi olan davacının haklarını ihlal etme tehlikesinin bulunduğu, grup şirketi olmadığından TTK 395-396 maddeleri uyarınca izin verilmemesinin bu aşamada bir sıkıntı doğurmayacağı, şirketin mevcut yapısının ve azınlığın haklarının korunması için tedbir kararı verilmesinin yerinde olacağı anlaşılmış ve davalının itirazının reddine, verilen tedbir kararı ile şirketin bir zararının olma ihtimali görülmediğinden ve davacı da şirkette %25 pay sahibi olduğundan, davacıdan teminat alınmasına dair davalı talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından 01.04.2022 tarihli erteleme genel kurul toplantısında alınan kararlardan; 5, 6, 8 nolu genel kurul kararları ile ilgili yürütülmenin durdurulmasına karar verildiğini, söz konusu kararla ilgili istinaf başvurusu yapıldığını ve bu açıdan dosya halen istinaf incelemesinde bulunduğunu, genel kurul kararının iptali davalarında teminat gösterilmesine ilişkin düzenlemenin TTK.m.448/3 hükmü ile düzenlendiğini, burada esas alınması gereken kıstasın, genel kurul kararının iptali için açılan davada, şirketin görmesi muhtemel zararların önüne geçilmesi, şirket paydaşlarının temelsiz olarak ve sırf şirkete zarar vermek veya belirli amaçlarla şirketi zor duruma düşürmek amacıyla dava açmalarının önüne geçilmesi olduğunu, davacı tarafından haksız ve hukuka aykırı gerekçelerle, 01.04.2022 tarihli erteleme genel kurul toplantısında alınan kararların butlanı/iptali istemi ile dava açıldığını, gerek genel kurul toplantı tutanağına yansıyan haksız beyan ve iddialar ve gerekse dava dilekçesi ile tüm süreçte ileri sürülen beyan ve iddiaların, dava ve savunma hakkı sınırlarını da aşacak şekilde, şirkete, şirketin iş yaptığı iş ortaklarına ve çalışanlarına zarar verme amacına yönelik bulunduğunu, davacının amacının, Şirket’i ve Şirket organlarını işlemez hale getirmek suretiyle, haksız ve hukuka aykırı taleplerinin kabulünü sağlamak olduğunu, mahkeme tarafından 5,6 ve 8 nolu gündem maddelerine ilişkin alınan kararlarla ilgili Yürütülmenin Durdurulmasına karar verilmiş olmasının, söz konusu tutanağı inceleyen banka ve finans kuruluşları ile, davalı şirketin iş ortakları (tedarikçi, müşteri, çalışan vs) nezdinde, açılan davada davacının haklı bulunduğu algısının oluşmasına ve bunun sonucu olarak müvekkili firmaya çekinceli davranmalarına sebebiyet vermekte olduğunu, mahkemenin ret kararına gerekçe yaptığı açıklamaların yasal düzenlemeye uygun düşmediğini, TTK.m.448/3 hükmü gereğince teminat gösterilmesi, mahkemenin genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına karar vermesi haline özgü bir teminat olmayıp, mahkemenin her hangi bir yürütülmenin durdurulması kararı vermemiş dahi olsa, başlı başına genel kurul kararının iptalinin istenmesi durumunda mahkemenin davacının teminat ödemesine karar vermesine olanak tanıdığını, mahkemenin karar gerekçesinden, yürütülmenin durdurulması sebebiyle şirketin zarar görmeyeceğine ilişkin değerlendirme yapılarak, sanki teminat yürütülmenin durdurulması kararı sebebiyle gösterilmesi gereken bir teminat olarak değerlendirildiği algısı oluştuğunu, bu açıdan mahkemenin gerekçesinin yasal düzenleme ile örtüşmediğini beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen teminat gösterilmesine ilişkin talebin reddine ilişkin kararın kaldırılmasına ve şirket sermayesinin davacı payına isabet eden %25’lik kısmı kadar teminat gösterilmesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, anonim şirket genel kurul kararlarının yürütmesinin durdurulması nedeniyle teminat alınması, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, yürütmesi durdurulan genel kurul kararları nedeniyle TTK’nın 448. Maddesi uyarınca teminat alınmasının gerekip gerekmediği noktasındadır. Mahkemece 04/08/2022 tarihli ara karar ile, davacının yürütmeyi durdurma talebi kısmen kabul edilerek 01/04/2022 tarihli genel kurul toplantısının 5, 6 ve 8 numaralı kararların yürütülmesinin TTK 449. maddesi uyarınca durulmasına karar verilmiştir.İhtiyati tedbire teminat yönünden itiraz eden davalı tarafından, TTK’nın 448. Maddesi uyarınca teminat alınması gerektiği iddiasıyla yürütmenin durdurulması kararı nedeniyle teminat alınması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 448/3. Maddesinde, genel kurul kararlarının iptali davası açılması halinde mahkemenin, şirketin istemi üzerine muhtemel zararlarına karşı davacıların teminat göstermesine karar verebileceği düzenlenmiştir. Hakkında iptal davası açılan genel kurul kararının yürütmesinin durdurulmasını düzenleyen TTK’nın 449. Maddesinde ise teminata ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.Davalı tarafça, yürütülmenin durdurulması sebebiyle şirketin zarar görmeyeceğine ilişkin değerlendirme yapılarak, sanki teminatın yürütmenin durdurulması kararı sebebiyle gösterilmesi gereken bir teminat türü olarak değerlendirildiğini, ancak bu teminatın mahkemenin genel kurul kararlarının yürütülmesinin durdurulmasına karar vermesi haline özgü bir teminat olmayıp mahkemece her hangi bir yürütmenin durdurulması kararı vermemiş olsa dahi, tek başına genel kurul kararının iptalini istenmesi durumunda mahkemenin davacının teminat ödemesine karar vermesine olanak tanıdığını beyan etmiş ise de, TTK’nın 448. Maddesi uygulaması ihtiyati tedbir kapsamında bulunmayıp, bu hususun tedbire itiraz ve itirazın reddi halinde istinaf aşamasında değerlendirilmesi mümkün değildir.TTK’nın 449. Maddesinde teminata ilişkin bir düzenleme olmaması nedeniyle teminata ilişkin hususların 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 392/1. maddesindeki, “ihtiyati tedbir talep eden, haksız çıktığı takdirde karşı tarafın ve üçüncü kişilerin bu yüzden uğrayacakları muhtemel zararlara karşılık teminat göstermek zorundadır. Talep, resmî belgeye, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir.” şeklindeki düzenlemeye göre değerlendirilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince tedbir kararında, HMK’nın 392/1. Maddesine uygun olarak, durum ve koşullar bağlamında, teminat aranmamasının gerekçeleri ortaya konulmak suretiyle gösterilmiş olduğundan istinafa konu mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi 02/02/2023