Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/629 E. 2023/593 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/629
KARAR NO: 2023/593
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/12/2022
NUMARASI: 2022/1168 Esas – 2022/1289 Karar
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 01/06/2023
Taraflar arasındaki Ticari Şirket davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine yönelik olarak verilen hükme karşı süresi içinde davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; şirketin yönetim kurulu üyeleri olan davalıların iş bu şirketin kötü yönetiminden, kötü niyetli yönetiminden ve özellikle ileriye sürdükleri somut kötü niyetli tasarruf işlemlerinden dolayı şirketi ve dolayısı ile %30 hissedar müvekkilini uğratmış oldukları zararlarının tespiti ile bilirkişi heyetince tespit edilecek zararların netleşmesi halinde ıslah ile ve/veya başkaca davalar ile fazlaya dair haklar bakımından artırmak talep ve hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000 TL müvekkilin zararının ilgili zararı doğuran usulsüz işlem ve tasarruf tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Dava, şirket ortaklık payı alacağının talebinden ibarettir.7155 Sayılı Kanun ile 6102 TTK.’nın 5. maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/a maddesi uyarınca bu kanunun 4. maddesinde belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın alacak ve tazminatları hakkında dava açılmadan önce arabuluculağa başvurmuş olması dava şartıdır. Belirtilen kanunun 23. maddesi ile 6325 Sayılı Kanunun eklenen 18a/2. madde de ise arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması durumunda bir işlem yapılmaksızın usulden reddine karar verilir düzenlemesi bulunmaktadır. Davanın 23/12/2022 tarihinde harcı ödenerek açıldığı, dava açıldığı tarih itibari ile arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu buna rağmen davacı tarafça belirtilen yükümlülüğünün yerine getirilmeden davanın açıldığı”gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı … vekili ve davalı … vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dava dilekçesini müvekkiline tebliğ etmediğini, taraf teşkili sağlamadan karar verildiğini, bunun sonucunda müvekkilinin kendini vekil ile temsil etme ve dava ile ilgili beyanda bulunma hakkını kullanamadığını, ayrıca müvekkili lehine herhangi bir vekalet ücretine hükmedilmedilmediğini, zorunlu arabulucu başvurusu yapılmamış olması sonucunda davanın reddine ilişkin karar dışında kalan hükmün kaldırılması gerektiğini, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili yönünden vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken bu kısımlar hakkında hüküm verilmeden gerekçeli karar yazılmasının hukuka uygun olmadığını, ayrıca davanın belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının da hukuka uygun olmadığını, belirtilen sebepler neticesinde davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmadığı ve istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava yöneticilerin eylem ve işlemlerinden zarar gören davacı ortak tarafından açılan sorumluluk davasıdır.Mahkemece davanın arabulucuya başvurma dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine ve karar verilmiş, bu karara karşı davalı belirsiz dava açılamayacağı ve lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinin doğru olmadığını ileri sürerek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.7155 sayılı Yasanın 20. maddesi ile 6100 sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesinde; konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkındaki ticari davalarda, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulması dava şartı olarak düzenmiştir.HMK’nın 114. Maddesinde belirtilen dava şartları, öğretide üç ana başlık altında incelenmektedir: 1- Mahkemeye ilişkin dava şartları (mahkemenin görevli olması, yargı yolunun caiz olması vb.); 2-Tarafa ilişkin dava şartları (tarafların taraf ve dava ehliyetinin, dava takip yetkisinin bulunması); 3-Davanın konusuna ilişkin dava şartları (davayı açmakta hukuki yararın bulunması, tasarrufun iptali davasında aciz belgesinin alınmış olması, davanın derdest olmaması vb) (Pekcanıtez Usul, C:II, s. 927-950) Bu ayrıma göre, zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması, davanın konusuna ilişkin dava şartlarındandır.Dava şartlarının hangi sırayla inceleneceğine dair kanunda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte bu konuda, usul ekonomisi gibi, yargılama hukukuna hakim olan ilkeler yanında, dava şartının niteliğinin de dikkate alınması gerektiği açıktır. Nitekim HMK 115 maddesinin 1, fıkrasının gerekçesinde, “…Genel dava şartlarının inceleme sırasının ne olacağı hususu ise pozitif bir düzenlemeye elverişli bir nitelik taşımaması sebebiyle, tümüyle doktrin ve yargı uygulamasına bırakılmıştır” denilmek suretiyle, bu konu öğreti ve uygulamaya bırakılmıştır. Belli bir dava şartının yokluğu halinde diğerlerinin incelenmesine gerek kalmayacak ise ilk önce o dava şartının incelenip karara bağlanması gerekir. Mahkemeye ilişkin dava şartları en önce, tarafa ilişkin dava şartları ikinci sırada, davanın konusuna ilişkin dava şartları ise en son incelenmelidir (Prof Dr. Baki KURU, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku: Ders Kitabı, Ağustos 2017, Ankara, s.144-145; Pekcanıtez Usul, C:II, s. 954). Buna göre dava açılmadan önce arabuluculuğa başvuru dava şartının bulunmaması halinde dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığının incelenmesine gerek kalmayacagından arabuluculuk dava şartının öncelikli incelenip karara bağlanması gerekecetir. Dava dilekçesi davalıya tebliğ edilmeden dosya üzerinden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi, 6100 sayılı HMK’nın 115/1. ve 138. maddeleri ve usul ekonomisi uyarınca mümkündür.6100 sayılı HMK’nın Madde 326/1. maddesinede, Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verileceği düzenlenmiştir. HMK’nın 323/1-ğ maddesinde vekil ile takip edilen davalarda kanun gereği takdir olunacak vekâlet ücreti de yargılama masrafları arasında sayılmıştır.Somut olayda dava açılırken davacı vekili dava dilekçesi eki olarak arabuluculuk son tutanağının suretini sunmamış ve başvuruda bulunduğunu iddia etmemesine göre istinaf incelemesine konu dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulmadığı hususu sabit olup buna göre mahkemece dosya üzerinden dava açılmadan önce arabuluculuğu başvurulmadığı gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesinde ve davalılar vekilleri sadece istinaf dilekçesi sunmuş olup, davada vekille temsil edilmeyen davalılar lehine vekalet ücreti takdir etmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekili ve davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353 (1)b-1 uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalılar tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuran davalılar tarafından yapılan giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)a maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 01/06/2023