Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/623 E. 2023/459 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/623
KARAR NO: 2023/459
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2022 (Değişik İş)
NUMARASI: 2022/1158 D.İş – 2022/1111 Karar
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde özetle; borçlu … tarafından müvekkili lehinde verilen 01/02/2018 düzenlenme tarihli, 28.02.2019 vade tarihli 250.000,00 Euro bedelli senetin vadesinde ödenmediğini, borcun ödenmesi için her ne kadar sözlü taleplerde bulunulmuşsa da müvekkiline yine herhangi bir ödeme yapılmadığını, borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu, uygun görülecek teminat karşılığı, borçlunun, borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarına karşılık ihtiyaten haczine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…İhtiyati haciz talebine konu değişik iş başvuru dilekçesi ve ekindeki 01/02/2018 tarihli protokol incelendiğinde; bononun teminat amacıyla düzenlendiği, bu hususun bono arkasına yazıldığı, ayrıca hangi hukuki sebebin teminatı olduğunun da senede yazıldığı, talep edenin teminata dayanak olan protokolü de talep dilekçesi ekinde sunduğu, teminat şartının geçerli olduğu görülmüştür.Talep edenin ihtiyati haciz istemi, teminat koşulunun gerçekleştiğini de ispat etmesine bağlı olup bu husus yargılamayı gerektirdiğinden vadesi gelmiş bir borç olduğu henüz söylenemeyeceğinden yasal koşulları oluşmayan ihtiyati haciz talebinin reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece talep edenin ihtiyati haciz isteminin teminat koşulunun gerçekleştiğini ispat etmesine bağlı olduğunu, bu hususun yargılamayı gerektirdiğini, vadesi gelmiş bir borç olduğunun henüz söylenemeyeceğini, talebin reddine karar verildiğini, dava konusu olayda alacağın vadesinin geldiğini, teminat koşulun yargılamaya bırakılmasının borçlunun mal kaçırmasına, müvekkili şirketin alacağını tahsil edememesine sebebiyet vereceğini, bu durumun takip borçlusunun mallarını kaçırarak haksız çıkacağını tahmin ettiği bir takibin sonuçlarından kurtulmasına sebebiyet vereceğini, somut olayda ihtiyati haciz kararına konu 2 adet bono üzerinde “devir teminat senedidir” şerhi bulunmasının ihtiyati haciz kararı verilmesine engel olamayacağını, bonolar üzerindeki bu şerh nedeniyle ihtiyati haczin iptaline karar verilmesinin kabul edilemeyeceğini, dava konusu olayda rehinle temin edilmiş bir alacak bulunmadığını, işbu sebeple ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinin usul, Yasa ve Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde yerel mahkeme tarafından verilen kararının kaldırılmasını, ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmamış ve istinafa cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Talep, teminat bonosu ve protokole dayalı olarak talep edilen ihtiyati haciz talebinin reddine verilen kararın kaldırılması istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde ihtiyati haciz şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Somut olayda: İhtiyati haciz talebine dayanak olarak taraflar arasıda düzenlenen 01/08/2018 tarihli protokol başlıklı belge ile 01/02/2018 düzenleme tarihli, 28/02/2019 vadeli 250.000 euro bedelli bono sunulmuş, ilk derece mahkemesince bononun teminat amacıyla düzenlendiği ve hangi hukuki sebebin teminatı oluğunun senedin arkasına yazıldığı, teminat şartının geçerli olduğu hususları belirlendikten sonra ihtiyati haciz isteminin teminat koşulunun gerçekleştiğini ispat etmesine bağlı olduğu, bu hususun yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen bono ve protokol birlikte değerlendirildiğinde, ibraz edilen bononun dosyaya sunulan protokolde belirlenen ödemelerin teminatı amacıyla verildiğinin bono arkasındaki kayıt ve protokoldeki kaydın birlikte incelenmesi ile sabit olduğu, bu durumda kayıtsız şartsız bir para borcunun varlığından bahsedilemeyeceği, teminat koşulu gerçekleşmediği müddetçe eldeki bononun bir alacağın varlığını ispata yeterli olmadığı, dosyaya sunulan bu iki evrak ile ihtiyati haciz isteyenin ihtiyati haciz talep ettiği miktar kadar ve vadesi gelmiş bir alacağı olduğunun yaklaşık olarak ispat edilmiş sayılamayacağı anlaşılmakla ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati haciz isteyen tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz isteyen tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/05/2023