Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/621 E. 2023/495 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/621
KARAR NO: 2023/495
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/02/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/839 Esas
TALEP: İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 11/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; olaylar kısmında detaylı bir şekilde açıkladığımız üzere yönetim kurulu görev süresinin dolması, yönetim kurulu başkanı ve hakim pay sahibi …’nun yöneticilik görevinden istifası ve şirketi zarara sokan eylemleri ve iyi niyet kurallarından vareste kararlar ile şirketin ana sözleşmeye uygun faaliyetleri yerine getirmesine engel olduğunu, genel kurulun toplanamaması, 2022 yılı Genel Kurul bildiriminin dahi yapılmaması gibi tüm sebepler ile şirketin maddi durumunun her gün daha kötüye gitmesi, maaşların ödenemez hale gelmesi ve şirketin kar ve faydasının kalmaması sebepleriyle şirkete kayyım atanmasının zaruri olduğunu, davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasının talep edilmesindeki asıl amacın şirketin daha fazla yük altına girmemesi olduğunu, dava neticeleninceye kadar şirket zararlarının artacağını, genel kurulun toplanamayacağını ve borçların ödenemez hale geleceğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığın uzun zamandır süregeliyor olması ve diğer ortaklar tarafından sistematik olarak keyfi ve usulsüz işlemlerin yapılması huzurdaki davanın yargılama sürecinde şirketin ve dolayısıyla müvekkilinin zarara uğrayacağını açıkça gösterdiğini, bu çerçevede, şirketin daha da kötü duruma düşmesinin engellenmesi amacıyla tedbiren şirkete yönetim kayyımı atanmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut olayda, davacı davalılardan …AŞ yönetim kurulunun işlevsiz hale geldiği ve genel kurulun toplanamadığını ileri sürerek davalı şirkete kayyım atanmasını talep etmektedir. Davacının dava dilekçesine eklediği belgeler bu aşamada talep edilen tedbir için yaklaşık ispatı gerçekleştirmediği gibi, istifa sonrası geriye kalan mevcut yönetim kurulu üyesi veya pay sahiplerinden birisi, yönetim kurulu üyelerini ve yönetim kurulu başkanını seçmek veya belirleyeceği gündem maddeleri uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma hususunda TTK 410/1 ve 410/2 maddeleri uyarınca yetkili olup, burada hukuki anlamda bir organ boşluğundan söz edilemeyeceğinden, yönetim kayyımı atanmasına dair ihtiyati tedbir talebinin reddine, ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Anayasa’nın 141. Maddesinde de yer aldığı üzere “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” Hükmü amir olmakla söz konusu hüküm gereğince de ara karar nihai karar ayrımı yapılmaksızın tüm kararların gerekçeli olarak yazılmasının bir zorunluluk olduğunu, aksi halde, ara kararlar şeklen hukuka aykırı olacak ve istenen sonucu sağlayamayacağını, gerekçenin, kararın ulaşmak istediği amaç ile uygun ve orantılı olması gerektiğini, Anayasa Mahkemesi’ne göre, gerekçenin uygun ve orantılı olması, yargı kararının arzuladığı amaca yönelik sonuç doğurması olup Yargıtay’ın da gerekçe ve sonucun mantıksal bir uyum içinde olması gerektiğini belirttiğini, feshi istenen davalı şirkette anonim şirketlerin zorunlu organları arasında yer alan yönetim kurulu organı kalmamış olup tedbiren kayyum atanması zorunlu hale geldiğini, Yönetim kurulu başkanının … olduğu yönetimde görev ve sorumlulukları yerine getirilmeksizin, şirketin borçlandığı ve zararda olduğu bir dönemde CEO görevinden istifa ettiğini bir e-mail ile açıkladığını, … şirketin zor durumda olması, şirketin parasının bitmiş olduğu sebepleri ile attığı mailde de görüleceği üzere şirket açısından uygun olmayan bir zamanda istifasını gerçekleştirerek şirketi de zor durumda bıraktığını, şirket işleyişi içerisinde ekonomik krizlerin devam ettiği, genel kurul toplantılarının yapılamadığı ve kararlar alınamadığı bir dönemde Yönetim kurulu Başkanı …’nun anlık istifası sonrasında ise yönetim kurulu üyelik süresinin 16.08.2021 tarihinde dolması sonrası yönetim kurulu tamamen organsız ve işlevsiz bir hale dönüşmüş olup bu tarihten itibaren de şirket zorunlu organları arasında olan yönetim kurulu bulunmadığını, tekrardan yeni bir yönetim kurulunun belirlenmesine yönelik ise genel kurul toplantısı gelinen aşamada yapılamadığı gibi şirketin borca batık hale gelmesi, piyasaya olan borçlarını, çalışanlara olan borçlarını ödeyememesi şirketin feshini istemede zorunlu unsurlar olduğunu, davalı … Hizmetleri Şirketi genel kurul toplantısı yapamamakta olup yeni yönetim kurulu belirlenemediğini, Genel kurul toplantısının hiç yapılmaması, organ eksikliğine ve dolayısıyla Kanunun emredici hükümlerine aykırılık teşkil etmekte, şirketin feshinin istenmesini gündeme getirdiğini, ancak Mahkeme tarafından şirketin zorunlu işlevlerinin devamının sağlanması ve feshine karar verilecekse bile arada geçen süre için şirkete kayyum atanmasının bir gereklilik hali olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’na organ yokluğu sebebiyle açılan bir fesih davasında, mahkemece alınabilecek tedbirlerden en önemlisi ortaklığa kayyım atanması olduğunu, Anonim şirketlerde şirketin işleyişi ve yönetimi yönetim kurulu tarafından yapılmasına karşılık yönetim kurulunun tamamen boş kalması ve tekrardan yeni birinin atanmasına yönelik genel kurul toplantılarının yapılamaması halinde ve şirketin uzun süredir gelen borca batık hali dikkate alınması gerektiğini, davalı … şirketinin yönetim kurulu bulunmadığı için şirket işleyişi devam edemez ve faaliyetlerini de sürdüremez hale gelmiş olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, TTK’nın 531. Maddesi uyarınca anonim şirketin fesih ve tasfiyesi istemli davada şirkete yönetim kayyımı atanması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati tedbir şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nda, anonim şirketin münfesih olma durumlarının ortaya çıkması halleri dahil şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin herhangi bir düzenleme yoktur. Zira şirketin genel kurul tarafından seçilen yönetim kurulu tarafından idare olunması esastır. Buna karşın, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(TMK)’nun 427/4. Maddesinde, bir tüzel kişinin gerekli organlardan yoksun kalmış ve yönetimi başka yoldan sağlanamamışsa yönetim kayyımı atanacağı düzenlenmiştir.Yönetim kayyımı atanabilmesi için şirketin yönetim kurulunun bir şekilde oluşturulmasının mümkün olmaması ve bu boşluğun başkaca hukuki yollarla giderilmemiş olması şarttır. Şirketin seçilmiş yönetim kurulu bulunduğu takdirde organ yokluğundan söz etmek mümkün olmadığı gibi, mevcut yönetim kurulunun, çalışamaz halde olması da TTK’ nin sistematiği içinde giderilmesi her zaman mümkün bir durumdur. (Yargıtay. 11. H.D’nin 08/03/2018 Tarih ve 2016/7714 E-2018/1804 K. sayılı kararı) 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi ise, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca ihtiyati tedbir uyuşmazlık konusu hakkında verilebilir. Davacı tarafça, şirket genel kurulun yapılan çağrılara rağmen toplandığı ancak yönetim kurulunun oluşturulamadığı ve şirketin feshi için haklı sebeplerin bulunduğu iddiasıyla ihtiyati tedbir yoluyla davalı …A.Ş.’ye yönetim kayyımı atanması talep edilmiş olmakla birlikte, iddianın ileri sürülüş biçimine göre eldeki istem yönünden yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiştir. Elbetteki yargılamanın ilerleyen aşamalarında değişen durum ve koşullara göre tekrar ihtiyati tedbir talep edilebilir. Ancak dava dosyasının bulunduğu aşama itibariyle ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle Mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati tedbir isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 11/05/2023