Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/595 E. 2023/725 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/595
KARAR NO: 2023/725
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/12/2022
NUMARASI: 2022/164 Esas – 2022/792 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 11.06.2019 tarihine kadar SGK’nun faaliyet gösterdiği “… Cad. No:… Cağaloğlu Fatih/İSTANBUL” adresinde bulunan “İstanbul İli, Fatih İlçesi, … Mah. … Pafta, … ada … ve … Parsel’ sayılı taşınmazları 26.07.2013 tarihinde ihale usulü ile satın aldığını, ihalenin kesinleşmesi üzerine 05.09.2013 tarihinde iktisap ettiğini, işbu taşınmazların SGK kurumuna ait iken, kurum ile davalı şirket arasında imzalanan 13.01.2012 tarihli “Sosyal Güvenlik Kurumuna Arsa Bedeli Karşılığı İnşaat Yaptırılmasına İlişkin Protokol” ile ve 24.06.2013 tarihli ve 2013/228 karar sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Yönetim Kurulu Kararıyla, davalı şirket tarafından taşınmazların ihale yolu ile satılması kararının alındığını ve gayrimenkul satış şartnamesinin davalı … İnşaat ve İşletme A.Ş. tarafından hazırlandığını, şartnamenin 15. Maddesinde; İhale konusu gayrimenkulün halihazırda T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından kullanılmakta olması nedeniyle söz konusu gayrimenkulün satışından sonra belli bir süre daha T.C. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından kullanılmaya devam edileceğinden dolayı gayrimenkulün fiili tesliminin, tapu devrinden itibaren en geç 36 ay içerisinde yapılacağı, gayrimenkulün fiili tesliminin, belirtilen süre içerisinde yapılamaması durumunda 36 aydan sonraki dönem için kira ödeneceğinin yazılı olduğunu, süre sonunda taşınmazın kullanımına devam edilmesi nedeniyle SGK’ya ihtarname gönderildiğini, ancak SGK tarafından ihtarnamenin muhatabı olmadığı şeklinde yanıt verdiğini, müvekkilinin satın almış olduğu taşınmazı satış şartnamesine istinaden tapuyu devraldığı tarihten 36 ay sonraki tarih olan 05.09.2016 tarihinde boş olarak teslim alması gerekirken SGK’nin haksız kullanımı sebebi ile gayrimenkulü boş olarak teslim alamadığını, ihale ile almış olduğu taşınmazı kullanmasının engellendiğini, şartnamede yer almasına rağmen taşınmazın tapu devrinden 36 ay sonunda taşınmazı kullanan SGK’nın ve/veya satış şartnamesi gereği kira bedeli ödemeyi üstlenen … İnşaat ve İşletme A.Ş. tarafından, ödemesi gereken gayrimenkulü kullanma karşılığı olan kira tazminatı gecikme tazminatı ve Ecri misil bedeli adı altında herhangi bir bedel ödenmediğini, İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ecrimisil bedeli ödenmesi için dava açıldığı, anılı mahkemece davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verildiğini, uyuşmazlığın nispi ticari dava niteliğinde olması ve Asliye Ticaret Mahkemesi görev alınanda olması nedeniyle iş bu davanın ikame edildiğini beyanla şimdilik 20.000 TL faizi ile birlikte belirsiz alacak davası olarak kira kaybı, kira tazminatı, gecikme tazminatı veya ecrimisil bedeli ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davada müvekkilinin hiç bir sorumluluğunun bulunmadığını, söz konusu iddiaların muhatapları olmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davanın görevsiz mahkemede açıldığını ve öncelikle görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca yetkili mahkemenin de Ankara Mahkemeleri olduğunu, davacının davasının ve taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkile karşı husumet ileri sürülemeyeceğini, dava dilekçesinde söz edilen bir takım kesinleşmemiş mahkeme kararlarının gerek görev yönünden gerek davanın esası yönünden aleyhe emsal olarak nitelendirilmesinin de mümkün olmadığını, davanın muhatabının SGK olduğunun bilinmesine ve kabul edilmesine rağmen ihtarnamenin de dava dışı SGK’ya gönderilmiş olmasına rağmen müvekkil şirket aleyhine dava açılmasının usule, esasa ve fiili duruma açıkça aykırı olduğunu, davanın SGK’ya ihbarının gerektiğini, müvekkil şirket yönünden temerrüdün söz konusu olmadığını beyanla davanın öncelikle husumetten, görev ve yetki yönünden, zamanaşımından, hukuki yarar ve dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İhbar olunan SGK vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazlarının bulunduğunu, görevli ve yetkili Mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, davanın belirsiz alacak davası olarak açılabilmesinin mümkün olmadığını, dava konusunun belirlenebilir olduğunu ve davacının davasının türü ile değerini somutlaştırması gerektiğini, müvekkili kurumun taraf sıfatına haiz olmadığını, müvekkilinin taşınmazı kullanmasının hukuka uygun olmadığını, müvekkilinin taşınmazı boşaltmak yönünde bir taahhüde girmediğini, somut uyuşmazlıkta girilen tek taahhüdün … İnşaat tarafından taşınmazı satın alanlara karşı mahrum kalınan kira bedelini ödeme taahhüdü olduğunu, taşınmazın boş olarak teslim edilmemesinden doğan zararlardan müvekkili kurumun sorumlu tutulamayacağını, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ticari avans faizinin uygulanmasının mümkün olmadığını, talep edilen bedelin de fahiş olduğunu beyanla davanın müvekkil kurum açısından reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “davacının açtığı her üç dava ayrıntılı olarak incelendiğinde aslında davacının satın almış olduğu gayrimenkulün şartnameye göre teslim edilmesi gereken zamanda teslim edilmemesi nedeniyle 05/ 09 / 2016 tarihinden itibaren fiili tahliye tarihi olan 11/06/2019 tarihine kadar olan dönem için bir zararı doğduğu iddiasında olduğu ve bu zararın karşılanmasını istediği anlaşılmaktadır. Bu talebinin ise kira, ecrimisil ya da gecikme tazminatı olup olmadığı hususunda belirlilik olmadığı, her bir kalem alacak farklı mahkemelerde farklı tahkikat sürecini gerektirmektedir. Keza davaların aynı olup olmadığı hususunda sağlıklı bir değerlendirme için de netice-i talebin açıkça ifade edilmesi gerekmektedir ki bu husus HMK 119/1-ğ. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre davacıya netice-i talebini açıklamak üzere kanuni süre verilmiştir. Bunun üzerine davacı vekilinin verdiği beyan incelendiğinde dava dilekçesini tekrarla yetinmiş ve nitelendirmeyi mahkemeye bırakmış olduğu görülmüştür. Mahkememizce yapılan nitelendirmede; İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyasında talep edilen ve karara bağlanan talep ile işbu talebin aynı olduğu burada verilecek karar ile davacının talebinin karşılanacağı zaten işbu davanın dava dilekçesinin 8. Sayfasında V. Bölümünde açıkça “İstanbul 27 . Asliye Hukuk Mahkemesinde haksız kullanan SGK aleyhine ecrimisil talebi kabul edilip kesinleştiğinde işbu dava konusu ile ilgili zararlarımız, alacaklarımız karşılanmış olacağından mahkemenizde açılan davanın hukuki sebebi ortadan kalkmış olacaktır. Tahsilde tekerrüre sebebiyet vermemek adına İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği” beyan edilmiştir. Yine devamında “İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyasında ecrimisil talebimiz reddedilirse alacağımızın zaman aşımına uğrama tehlikesi mevcut olduğundan işbu davayı açmakta hukuki yarar vardır” ifadelerine yer verildiği görülmüştür. Bizzat davacı tarafından ifade edildiği üzere daha önce açılan bir davada verilecek karar işbu davanın konusunu ortadan kaldıracaktır yani davaların aynı talebe ilişkin olduğu hususu tereddüte mahal vermeyecek şekilde açıktır. Açıklanan nedenlerle tarafları, konusu ve netice-i talebi aynı olan İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyasının halen görülmekte olduğu ve işbu dava dosyası ile derdest olduğu anlaşılmış olduğundan açılan davanın HMK 114/1-ı maddesi gereğince derdestlik nedeniyle reddine, …” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan davanın usulden reddine dair kararın HMK ve Yargıtay yerleşmiş içtihatlarına aykırı olduğunu, açılan dava ile davacının haklarını hukuki korunma sürecini başlatmış olduklarını, haklarının korunması ve hukuki yarar sağlamak amacı ile mahkemeye başvurulduğundan kararın kaldırılması gerektiğini, bahsi geçen davanın taraflarının davacı … San…Şti., davalısının ise SGK olduğunu, dava konusunun ise haksız işgal tazminatından kaynaklanan ecri misil alacağı olduğunu, ecrimisil diğer bir değişle haksız işgal tazminatının zilyet olmayan malikin , malik olmayan kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir tazminat olduğunu, bu nedenle, ecrimisil davasının haksız işgalciye karşı açılacağından iş bu davada husumetin SGK’ya yöneltildiğini, istinaf edilen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/164 E. Sayılı dosyasının belirsiz alacak olarak kira kaybı – kira tazminatı-gecikme tazminatı ve ecrimisil bedeli ödenmesi talebine dair davada ise davacının … san. … Şti. Davalının ise … İnşaat ve İşletme A.Ş olduğunu, iş bu davanın taraflarının farklı olduğu gibi davanını konusunun da alacağın hukuki nitelendirilmesinin de farklı olduğunu, İstanbul 27. Asliye Hukuk mahkemesindeki ecri misil talebinin ret edilir ise bu davadaki alacağının zamanaşımına uğraması tehlikesi mevcut olduğundan iş bu davanını açılmasında hukuki yararının bulunduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, sözleşmeye aykırılık nedeniyle uğranılan zararın tazmini davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın eldeki dava yönünden derdestlik teşkil edip etmediği noktasındadır. 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri(HMK)’nun 114/1. Maddesinde, aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması ve aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması dava şartı olarak düzenlenmiştir. Derdestlik için aynı davanın daha önce açılmış olması ve halen görülüyor olması, aynı davadan bahsedilebilmesi için ise, ilk ve sonraki davanın taraflarının, dava konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir. İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyası, davacı … Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi tarafından, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı aleyhine mülkiyet hakkına dayalı haksız işgale nedeniyle ecrimisil ödenmesi istemine ilişkindir. Bu davada dosyamız davalısı … İnşaat Ve İşletme Anonim Şirketi ihbar olunan konumundadır. Eldeki dava ise, … İnşaat Ve İşletme Anonim Şirketi’ne yöneltilmiş olup, gayrimenkul satış şartnamesinin 15-a maddesine dayalı kira bedeline ilişkindir. Bu haliyle, her iki davanın tarafları aynı olmadığı gibi, dava sebepleri de farklıdır. Bu durumda İstanbul 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyasında görülen dava, eldeki dava yönünden derdestlik teşkil eder nitelikte değildir. 27. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/144 Esas sayılı dosyasında verilecek kabul karar ile eldeki davanın konusuz kalacak olması derdestlik için yeterli değildir. Zira, aynı alacak için farklı nedenlerle sorumluluğu bulunan kişilere tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekildi dava açılması mümkündür. Bu halde mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken davanın, derdestlik dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine, 2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023