Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/553 E. 2023/397 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/553
KARAR NO: 2023/397
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 31/01/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2019/206 Esas (Derdest)
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)/İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 07/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafın teslim aldığı ürünlere ilişkin faturalara herhangi bir itirazda bulunmadığını, alacağa konu olan faturalar gerek müvekkili tarafından ve gerekse davalı tarafından ticari kayıtlara geçtiğini, müvekkili tarafından davalı adına tanzim edilerek davalıya teslim edilen faturaya karşı herhangi bir itirazın söz konusu olmaksızın resmi kayıtlarda kullanıldığını, alacağın konusu ile alakalı olarak ticari defterler iddia ve taleplerini destekleyecek ve alacağın varlığını ortaya koyacağını belirterek borçlu davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, haksız itiraz nedeni ile müvekkilinin alacağının tahsiline mani olan borçlu hakkında %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminata hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davacı vekili 18/07/2022 tarihli ihtiyati haciz talebine ilişkin dilekçesinde özetle; davalının davaya cevap vermediğini, istinabe sürecenin davalının kötü niyetinden ve dava sürecini uzatmak maksadıyla uzatıldığını, davalı asilin defterlerin ibraz edilmeyeceği, istinabenin yerine getirilmeyeceği şeklinde cevabı ile yargılamayı uzatma amacında olduğunu, davalı şirketin davacıya aralarındaki ticari iş ilişkisinden doğan cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunduğunu, davalı şirket tarafından bu borca ilişkin posta ile 26/02/2016 tarihli kaşe ve imzalı bu mutabakat mektubunda ”31/12/2015 tarihinde size ait tutarın teyit edilmesi başlığı ile… kayıtlarımıza göre o tarihte size olan borcumuz 38.677,80 EURO” şeklinde borç ikrarında bulunulduğunu belirterek ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince 18/10/2022 tarihli duruşma zaptının 10 nolu ara kararı ile; İİİK 257 ve devamı maddeleri gereği ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili 25/10/2022 tarihli ihtiyati hacze itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, emsal kararların da bu doğrultuda olduğunu belirterek alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirir nitelikte olması, vadesi gelmiş ve ödenmesi gereken bir alacağın mevcut olmaması, borçlunun mal kaçırması yahut kaçma ihtimalinin bulunmaması sebebiyle ihtiyati hacze ilişkin koşulların oluşmadığını ileri sürerek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
CEVAP: İhtiyati haciz talep eden tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Fatura tek başına alacağın varlığını göstermemekle birlikte, gümrük belgeleri dikkate alındığında, taraflar arasında mal alım satımı yönünde bir ticari ilişkinin bulunduğu, alacağın rehinle temin edilmediği ve vadesinin geldiği yönünde “yaklaşık ispat kuralı” çerçevesinde İİK’nın 257. maddesi gereğince ihtiyati haciz kararı verilebilme koşullarının bulunduğu anlaşılmakla itirazın reddine” karar verilmiştir.Bu karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, emsal kararların da bu doğrultuda olduğunu belirterek alacağın varlığının ve miktarının yargılamayı gerektirir nitelikte olması, vadesi gelmiş ve ödenmesi gereken bir alacağın mevcut olmaması, borçlunun mal kaçırması yahut kaçma ihtimalinin bulunmaması sebebiyle ihtiyati hacze ilişkin koşulların oluşmadığını belirterek 31/01/2023 tarihli ara kararı neticesinde ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin kararın kaldırılarak, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.İhtiyati haciz talep eden vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın davaya cevap dilekçesi sunmadığını, davalı asilin yargılamayı istinabe talebi ile 1,5 yıl uzattıktan sonra, tamamen kötü niyetli şekilde, defterlerin ibraz edilmeyeceğini, “istinabenin yerine getirilmeyeceği” şeklindeki cevabı ile, “istinabe” talebinin tek amacının yargılamayı uzatmak olduğunu ortaya koyduğunu, davalı şirketin müvekkil şirketle aralarındaki ticari iş ilişkisinden doğan cari hesaptan kaynaklı borcunun bulunduğunu, söz konusu bu borca ilişkin davalı şirket tarafından da müvekkili şirkete posta yolu ile 26/02/2016 tarihli, kaşe ve imzalı mutabakat mektubu gönderildiğini, bu mutabakat mektubunda ”31/12/2015 tarihinde size ait tutarın teyit edilmesi başlığı ile… kayıtlarımıza göre o tarihte size olan borcumuz 38.677,80 EURO ” şeklinde borç ikrarında bulunulduğunun sabit olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde ihtiyati hacze itirazın reddi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, davalı tarafın istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep, itirazın iptaline ilişkin davada verilen ihtiyati haciz kararının şartları bulunmadığı gerekçesi ile itirazen kaldırılması istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulmasıdır. İhtiyati haczin hukuki niteliği gerek doktrin, gerekse uygulamada tartışma konusu olup Yargıtay içtihatlarında ihtiyati haczin geçici bir haciz, dava veya icra takiplerine takaddüm eden emniyet tedbiri olduğu, bir icra takip işlemi olmadığı belirtilmekte, doktrinde ise muhafaza ve emniyet tedbiri, ihtiyati tedbirin özel bir nevi, koruma tedbiri, teminat tedbiri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlamalara göre ihtiyati haciz olağan haciz yolları dışında bir haciz yoludur.İhtiyati hacze karar vermenin ön koşulu İİK 258(1) maddesi ikinci cümlesinde de belirlendiği üzere ihtiyati haciz sebeplerinin varlığının istekçi tarafından mahkemede kanaat oluşturacak şekilde dosyaya sunulmasıdır. Bu anlamda ihtiyati haczin olağan haciz yolu olmaması nedeniyle her vadesi gelen alacak ya da ilamla hükmedilmiş bir alacak doğrudan ihtiyati haciz kararına konu olmaz. İstekte bulunanın alacağın varlığı ile borçlunun mal varlığına önceden el konulmasını gerektiren nedenlere ilişkin ikna edici nitelikte ihtiyati haciz sebeplerini bildirmesi ve bu konudaki delil ve belgelerini istemine ekli olarak sunması zorunludur. Nitekim yasanın 260 (3) maddesinde de ihtiyati haciz kararında haciz konulmasının sebebinin yazılmak zorunda olduğu gösterilmiştir. Bu düzenlemeden ister vadesi gelsin ister gelmesin olağan haciz yolu dışında ihtiyati haciz kararı vermeyi gerektirir nedenlerin kararda gösterilmesinin zorunlu olduğu, bu bağlamda talep eden tarafın bu nedenleri dosyaya sunması gerektiğinin arandığı açıktır.Somut olayda; dosyaya sunulan faturalar, sevk irsaliyeleri, gümrük beyannameleri, dekontlar, 26/02/2016 tarihli teyit mektubu birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasında uzun süreli bir ticari ilişkinin bulunduğu, davalının teyit mektubunda belirtilen 38.677,80 Euro vadesi gelmiş borcununu bulunduğu hususunda yaklaşık ispat koşullarının gerçekleştiği anlaşılmakla; ilk derece mahkemesince bu miktar yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi ve ihtiyati hacze yapılan itirazın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının bir önceki bentteki eleştiri dışında hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- İhtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.07/05/2023