Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/546 E. 2023/436 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/546
KARAR NO: 2023/436
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/09/2022
NUMARASI: 2022/201 Esas – 2022/633 Karar
DAVA: Bankalarca Kullandırılan Ticari Kredilerden Ve Ticari Kredili Mevduatlardan Kaynaklanan Davalar (İtirazın İptali)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 27/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında gerçekleştirilen arabuluculuk görüşmelerinden sonuç alınmadığını, davalı tarafın ticari kredi ve ticari kredi kartı kullanımından doğan borcunu hesap kat ihtarlarına rağmen ödemediğini ve hakkında icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiğini, işbu icra takibine kötü niyetli olarak itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, takip konusu icra dosyasındaki dört üründen ikisinin ticari, diğer ikisinin ise bireysel ürün olduğunu, icra dosyası takip çıkış miktarının 48.764,95-TL olduğunu ancak işbu davanın ticari ihtiyaç kredisine ve ticari kredi kartı ürününün yapılandırmasına ilişkin olduğundan davanın 17.805,48-TL üzerinden Mahkememiz nezdinde açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, alacağın varlığının hareketli likit ekstre kayıtlarına dayandığını, muhasebe yazılım programları ile ekstrelerin kayıt altına alındığını, bilgisayarda online olarak banka genel müdürlükleri ve şubeler arasında koordineli denetim altında olduğunu beyanla davalının borca, faize, faiz oranına ve tüm ferilerini yapmış olduğu tüm haksız ve dayanaksız itirazının iptaline, takibin devamına, davalı borçlulardan %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ile vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın tüketici mahkemesinde açtığı dava için arabuluculuğa başvurduğunu ancak huzurdaki ticari dava için zorunlu arabuluculuğa başvurmadığını, kat ihtarının usulüne uygun tebliğ edilmediğini, müvekkilinin söz konusu kat ihtarından dava dosyasına sunulmasından sonra haberdar olduğunu, usulsüz olarak tebliğ edilen kat ihtarına sonuç bağlanamayacağını, kredinin kat tarihinin ihtar tarihi olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı banka tarafından hesap ekstresi ya da ödeme planının müvekkiline gönderilmediğini, davacı bankanın usulsüz olarak kat ihtarı gerçekleştirdiği tarihte BDDK’nın 16/09/2021 tarihli 9795 sayılı kararının yürürlükte olduğunu, buna göre davacının kat ihtarı gerçekleştirmek için 180 gün beklemesi gerektiğini, davacı bankanın ibraz ettiği kredi sözleşmelerini müvekkilinin imzalamadığını, müvekkilinin herhangi bir ödeme planı imzalamadığını, davacı tarafça icra takibinde talep edilen faizlerin fahiş olduğunu beyanla davacının tüketici mahkemesinde açtığı dava için arabuluculuğa başvurduğu fakat huzurdaki ticari dava için arabuluculuğa başvurmadığı gözetilerek davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, bunun mümkün olmaması halinde davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “Mahkememizin tensip tutanağının (22)-(B) numaralı ara kararı ile; ”Her ne kadar dava dilekçesinde takip konusu icra dosyasındaki dört üründen ikisinin ticari, ikisinin ise bireysel ürün olduğu ve takip talebinde asıl alacağın 48.764,95-TL, dava değerinin ise 17.805,48-TL olduğunu belirtmişse de; takip talebinde yer alan hangi alacak kalemlerini talep ettiğini tane tane ve miktarlarını da belirtmek suretiyle kalem kalem ve detaylı olarak açıklaması için kendisine HMK’nun 119/1-ğ ve 119/2 fıkraları gereğince 1 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının kendisine işbu tensip tutanağının tebliği ile birlikte ihtarına,” karar verilmesi, işbu tensip zaptının dava dilekçesi ile birlikte davacı vekiline 27/03/2022 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmesi, davacı vekilinin duruşma tarihine kadar işbu ara karara ilişkin beyanda bulunmaması, işbu davada talep edilen miktara Tüketici Mahkemesi dosyası incelendiğinde de icra takip talebinde yer alan hangi alacak kaleminden hangi miktarın ne kadar olduğunun Mahkememizce de tespit edilememesi ve HMK md.31 ile 119/1-2 maddeleri gözetilerek Mahkememizce davanın HMK’nın 119/1-(ğ) ve 119/2 fıkraları gereğince açılmamış sayılmasına, ” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin açıklanmasını istediği hususların dava dilekçesinin 2. paragrafı ve takip talebinde açıkça yer aldığını, dava dilekçesinin 2 numaralı başlığı altında, ilk paragrafta; huzurdaki davada hangi ürünler yönünden dava açıldığının ürün numaraları da açıkça yazılmak suretiyle belirtildiğini, mahkemece açıklanması talep edilen “alacağın hangi ürünlerden kaynaklandığı” hususundaki detayın dava dilekçesinde açıkça yer aldığının görülmekte olduğunu bu ürünlerden kaynaklanan alacak tutarının miktarlarının da takip talebinde ayrı ayrı, hangi üründen hangi miktarda alacak talep edildiğinin açıkça yazıldığını, dava dilekçesinde, icra dosyası numarası belirtilerek ilgili dosyadaki itirazın iptal edilmesi talebi dahi yeterli iken tarafımızca dava dilekçesine ürün numaralarının tek tek yazıldığı mevcut durumda talebin açık olmadığına kanaat getirilmesi isabetsiz olmuş olup mahkemece yapılması gereken, talep sonucu açıkça belirli iken bilirkişi aracılığıyla alacak iddiasının doğruluğunun tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğunu, dava değerinin takip talebindeki tutardan düşük olması hususunun ise kısmi dava açılmasının herhangi bir şarta bağlı olmaması nedeniyle talebin açık olmadığı şeklinde yorumlanamayacağını, kaldı ki bazı dosyalarda takip veya itiraz sonrası ödeme yapılması durumunda ilgili tutar yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle de takip konusu alacağın kısmen dava konusu edilmesinin de mümkün olduğunu, HMK 119/2 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi bahsi geçen eksikliğin gerçekten var olmasını gerektirdiğini ve eksik olmayan hususta süre verilmesi ve devamında eksikliğin giderilmediği iddiasıyla davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu, tarafına süre verilen ve eksik olduğu belirtilen hususun dosyada mevcut olduğundan eksikliğin giderilmemesine bağlanan sonucun da uygulama alanı bulamayacağını beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, destek kredi sözleşmesi ve ticari kredi kartı üyelik sözleşmesi kapsamında kullandırılan krediden kaynaklanan alacağın tahsili istemiyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep sonucunun açık olup olmadığı noktasındadır.Davacı takip alacaklısı tarafından, davalı takip borçlusu hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “sözleşme, ihtarname ve hesap özeti” sebebine dayalı olarak bireysel kredilerin yanı sıra … nolu kredi yönünden 18.479,48 TL asıl alacak, 500,62 TL işlemiş faiz ve 25,04 TL BSMV alacağı ile kredi kartı yönünden 442,86 TL asıl alacak, 30,83 TL işlemiş faiz ve 0,07 TL BSMV alacağının tahsili istemiyle 07/01/2022 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi başlatılmış, itiraz üzerine takip durmuştur.Davacı tarafça, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67. maddesi uyarınca itirazın iptaline karar verilmesi istemiyle eldeki dava açılmıştır. davasıdır. Mahkemece tensip zaptının 22/B maddesi ile, “Her ne kadar dava dilekçesinde takip konusu icra dosyasındaki dört üründen ikisinin ticari, ikisinin ise bireysel ürün olduğu ve takip talebinde asıl alacağın 48.764,95-TL, dava değerinin ise 17.805,48-TL olduğunu belirtmişse de; takip talebinde yer alan hangi alacak kalemlerini talep ettiğini tane tane ve miktarlarını da belirtmek suretiyle kalem kalem ve detaylı olarak açıklaması için kendisine HMK’nun 119/1-ğ ve 119/2 fıkraları gereğince 1 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde eksikliğin tamamlanmaması halinde davanın açılmamış sayılacağının kendisine işbu tensip tutanağının tebliği ile birlikte ihtarına” karar verilmiştir.Davacı taraf dava dilekçesinde, davacı banka ile internet üzerinden imzalanan Destek Kredisi Sözleşmesi gereği borçluya … numaralı ticari kredi, Gerçek Kişi Tacir Şirket Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi gereği … numaralı kredi kartı tahsis edildiği ve kredi kartı borcunun süresinde ödenmemesi üzerine kredi kartı borcunun uzaktan iletişim aracıyla yapılandırıldığı ancak yapılandırılan borcun da süresinde ödenmediği, ticari kredi ve kredi kartı yapılandırma borcunun ödenmemesi nedeniyle 30.12.2021 tarihli hesap kat ihtarnamesinin keşide edildiği beyan edilmiştir. Bu halde davaya konu alacağın, takip konusu alacaktan sadece, … numaralı ticari kredi ve … numaralı kredi kartından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Bu iki kalem alacağın takibe konu edilen miktarı ise, eldeki davada dava değeri olarak gösterilen 17.805,48 TL’den fazladır. Ayrıca dava değeri olarak 17.805,48 TL gösterilmesine rağmen dava dilekçesinin talep sonucunda hiçbir sınırlama yapılmaksızın itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Oysa davalı takip borçlusu borcun ve ferilerinin tamamına itiraz etmiştir. Dava dosyasından, yalnızca ticari kredi ve kredi kartı alacağının dava konusu edildiği anlaşılmakla birlikte bu halde dahi dava değeri eksik gösterilmiştir.492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 16/4. Maddesinde, noksan tesbit edilen değerler hakkında 30 uncu madde hükmünün uygulanacağı, 30. maddede ise, muhakeme sırasında tesbit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için muhakemeye devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın muameleye konulmasının, noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu düzenlenmiştir. Bu halde, davacıya Harçlar Kanunu’nun 16/4 ve 30. Maddesi uyarınca süre verilerek harcın tamamlatılarak yargılamaya devam edilmesi, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılması gerekir.Hal böyleyken, mahkemece, somut olayda uygulama yeri bulunmayan HMK’nın 119/1-ğ ve 119/2 maddeleri uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi doğru görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda, Mahkemece eksik inceleme ile davanın sonuçlandırılması isabetli görülmemiş ve bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE, istinaf incelemesine konu İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)a-6 maddesi uyarınca USULDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine,2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istemi halinde kendisine iadesine,3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362(1)g maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.27/04/2023