Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/530 E. 2023/1143 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/530
KARAR NO: 2023/1143
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/10/2022
NUMARASI: 2022/667 Esas – 2022/863 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/11/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından davalılar aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle; ihyasını talep ettikleri şirkete karşı Bakırköy 35.İş Mahkemesi’nin 2021/351 esasına kayıtlı olarak dava açtıklarını, şirketin ticaret sicilinden terkin edilmesi üzerine şirketin ihyası davası açmak üzere süre verildiğini belirterek davanın kabulü ile şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar adına yapılan usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı Tasfiye halinde … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin aleyhine açılan Bakırköy 35 iş Mahkemesinin 2021/351 E sayılı dosyası ile açılan derdest dava nedeniyle davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalının atanmasına, tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiştir.
EK KARAR: İlk derece mahkemesince tasfiye memuru tarafından mahkemeye ibraz edilen dilekçe ile istifa ettiği beyan edilmiş ise de, tasfiye memurunun ihya edilen şirketin son tasfiye memuru olması nedeniyle atandığı, istifa yolu ile görevinin son bulmayacağı ve görevden alınması için haklı sebebin bulunmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir. Bu karara ve ek karara karşı davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesi müvekkile tebliğ edilmeden ihya kararı verildiğini, terkin işlemi yapılırken derdest dava olup olmadığını, usulüne uygun terkin işlemi yapılıp yapılmadığı gibi hususlar araştırılmadan ön inceleme duruşmasında karar verilmesinin ve hukuka aykırı olduğunu, dosyada gerekli incelemeler yapılmadan ihya kararı verilmesini, ihya davasına konu … LTD.ŞTİ.’nin terkinin yasaya uygun yapılıp yapılmadığını, terkin işlemi yapılırken derdest bir dava olup olmadığı gibi hususlar araştırılmadan ön inceleme duruşmasında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, terkin işlemi, TTK’da belirtilen usul gözetilerek yapılmakta olup, sınırlı ihyanın kabul edildiği Bakırköy 35.iş Mahkemesindeki taleplerin, terkin işlemi ve alacaklılara çağrı ve ilan prosedürü uygulanırken de ileri sürülebileceği hususları göz önünde bulundurulmadığını, usule aykırı yapılmayan terkin işlemleriyle ilgili ikame edilen her ihya davası ticari hayatı sekteye uğratmakta, sicil işlemleri gereksiz yere uzatıldığını, davanın hukuki yarar şartı yokluğundan reddine, bir kişinin hakkını alabilmek için o mahkeme kararına ihtiyacı olduğu zamanlarda, o kişinin o davada hukuk yararı olduğu kabul edilebileceğini, işbu davda bu temel usul kuralını incelendiğinde, davacının zaten hakkını alabilmek için açtığı başkaca bir iş davası ve ihya davası olduğunu, bu davaların halen derdest olduğunu, aynı taleplerle ilgili yeniden yargılama yapılması mümkün olmadığını, bu nedene işi esasına girilmeden davanın usulden reddi gerektiğini, ihya davası, yasal süresinde açılmadığını, … Ltd.Şti.’nin terkin tarihi nazara alınarak, davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, dosyada, basit yargılama değil yazılı yargılama usulü uygulanması gerekirken, hatalı şekilde yazılı savunmamız alınmadan hüküm kurulması hukuka aykırı olduğunu, müvekkilim …’in tasfiye memurluğundan istifa talebi haksız yere kabul edilmediğini, tasfiye memurluğu için ücret takdiri olmadan görev verilmesi, istifa halinde ise talebin kabul edilmemesi hukuka aykırı olduğunu, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/667 E. sayılı kararının kaldırılarak gerekli eksikliklerin tamamlanması adına dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne ek karar ile de tasfiye memurunun istifasının reddine karar verilmiş, bu kararlara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde “şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Davaya konu şirket tasfiye sonucunda terkin edilmiş olup, TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya (ek tasfiye) davaları için kanunda herhangi bir zaman aşımı süresi de düzenlenmediğinden davalı tasfiye memuru bu yöndeki itirazları yerinde görülmemiştir. Somut olayda ihyası talep edilen … Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti ‘i İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının, 28/08/2020 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan Bakırköy 35.İş Mahkemesi’nin 2021/351 Esas sayılı dosyası ile açılan işçilik alacaklarına ilişkin davanın derdest olduğu görülmüştür. Derdest davanın davalı şirket aleyhine sonuçlanması halinde tasfiyenin usulüne uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden bu hale göre davacının anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmıştır. Dava yasal hasım ticaret sicil müdürlüğü ve son tasfiye memuruna karşı açılmış olup,davacının derdest davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığı terkin edilen şirketin davacıya herhangi bir borcu olmadığı iddiası eldeki davanın konusu olmayıp, devam eden derdest davada incelenmesi gereken bir husus olup, davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı tasfiye memuru vekili ücret takdir edilmeden tasfiye memuru atanması ve istifa talebinin kabul edilmemesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüş ise de dosyada bu görevden kaçınmasını haklı gösterecek herhangi bir sebep ileri sürülmemesi ve ispat edilmesi karşısında mahkemece TTK’nın 547/2. Maddesi uyarınca son tasfiye memurunun tasfiye memuru olarak atanmasında ve ek karar ile istifa talebinin reddine karar verilmesinde, tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun ücret takdir edilmemesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece davanın kabulü ile derdest davalara hasren şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle, HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02/11/2023