Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/529 E. 2023/427 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/529
KARAR NO: 2023/427
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 17/11/2022 ve 17/11/2022
NUMARASI: 2021/723 Esas
TALEP TÜRÜ: İhtiyati Haciz – İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 02/05/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TALEP: İhtiyati haciz talep eden eden davacı vekili 09/11/2022 tarihli talep dilekçesinde özetle; Huzurdaki davayı ikame ederken davaya konu alacak miktarının, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı tutmak kaydıyla 100.000,00 TL olarak gösterildiğini, müvekkilinin dava tarihindeki (22.11.2021) alacak miktarı 499.933,26 TL olduğundan, dava değerinin 499.933,26 TL olarak esas alınmasını ve bu miktar üzerinden ek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili 08/11/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; davacı taraf ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve mahkemenizce 02.11.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verildiğini, söz konusu karar hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, kaldırılması gerektiğini, her ne kadar dosyaya sunulan bilirkişi raporunda kanaat olarak Yargıtay’ın kabul ettiği ölçütlere benzerlik gösterdiği ve tüzel kişilik perdesinin kaldırılması şartlarının oluştuğu düşünülmekte denilmişse de bilirkişi tarafından hazırlanan rapor hatalı olup varılan kanaat gerçeği yansıtmadığını, bilirkişi heyeti hiçbir teknik bilgi veya uzmanlık gerektiren bir konuda inceleme yapmadığını, sadece dosyada zaten mevcut olan ve daha önce hem mahkemece hem de istinaf merci tarafından değerlendirilen delilleri farklı bir şekilde yorumladığını ve tüzel kişi perdesinin ispatlandığı kanaatine vardığını beyan etmiş, hukuka ve hakkaniyete aykırı olan, müvekkili şirketin telafisi güç zararlara uğramasına sebep olabilecek 02.11.2022 tarihli ihtiyati haciz ara kararına itirazın kabulüne karar verilerek ihtiyati haczin kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İstinaf incelemesine konu 17/11/2022 tarihli kararı veren ilk derece Mahkemesince ek ihtiyati haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “yargılamanın tahkikat aşamasında olduğu, davacının talebi gereği 100,000 TL kısım için ihtiyati haciz kararı verilip uygulandığı, bu kez talep arttırım dilekçesine bağlı olarak dava değerinin tamamını kapsar şekildi ihtiyati haciz istendiği, ihtiyati haciz müessesesinin ihtiyati tedbir kurumunun icra iflas hukukundaki özel bir türü olduğu ve korumu tedbiri kapsamında zaten ihtiyati haciz verildiği, davanın esasına tamamen çözecek şekilde koruma tedbir verilmesinin beklenmeyeceği, davacının talebinin ölçülülük ilkesine de uygun olmadığı, davanın hukuken istisnai bir yöntem olan tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi üzerine oturduğu ve yoruma bağlı olarak esasa ilişkin sonucun, yargılama ve kanun yolu safhalarında değişmesinin de mümkün olduğu anlaşılmakla karar tarihi itibariyle şartları bulunmadığından artırılan bedel olan 499.933,26 TL üzerinden yapılan ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir. İstinaf incelemesine konu 17/11/2022 tarihli ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati hacze itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Bilindiği üzere İİK’nin 265/1 maddesinde itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bu kapsamda taraflar arasındaki hak ve menfaat dengesi gözetilerek yapılan değerlendirmeye göre; ileri sürülen itiraz sebeplerin yasada belirtilen ihtiyati hacze itiraza ilişkin sınırlı itiraz sebepleri dışında genel ve yargılamayı ve tahkikat işlemlerine yönelik olması, ihtiyati haciz kararının dayandığı sebeplerde bu aşamada herhangi bir değişiklik bulunmaması, tahkikatın devam etmesi, ihtiyati haciz kararının münhasıran bilirkişi raporuna dayanmaması karşısında verilen kararın değiştirilmesi veya kaldırılmasını gerektirir hukuki bir durum bulunmadığı ve sonuçta İİK’nin 265/1 madde düzenlemesinde sınırlı olarak belirtilen itiraz sebepleri ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde itirazların yerinde olmadığı kanaatiyle yerinde görülmeyen itirazın reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Ek ihtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Borçlunun, ekonomik sıkıntılar yaşamaya ve icra takiplerine maruz kalmaya başlayınca, borçlu şirketi atıl hale getirdiğini, eşi ve kardeşi (nam-ı müstear) üzerinden yeni kurduğu davalı “… Sigorta” şirketi üzerinden ticaretine ve sigorta faaliyetlerine devam ettiğini, … Sigorta hakkında dava değeri olan 499.933,26 TL ile sınırlı olmak üzere ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edildiğini, ancak mahkeme tarafından talebin reddine karar verildiğini, dava açıldığı esnada dava değeri 100.000,00 TL olarak belirtildiğini, ancak dava dilekçesinde belirtildiği üzere ihtiyati hacizin dava konusu icra takip dosyasının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere talep edildiğini, her ne kadar mahkeme tarafından 02.11.2022 tarihli ara karar ile ihtiyati haciz kararı 100.000,00 TL ile sınırlı olmak üzere verilmişse de ihtiyati haczin aslında zaten alacak miktarı olan 499.933,26 TL üzerinden verilmesi gerektiğini, bilirkişi raporu ile de tüzel kişilik perdesinin kaldırılması koşullarının fazlasıyla oluştuğu sabit olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen 17/11/2022 tarihli kararın kaldırılmasını ve 499.933,26 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddiaları asılsız olup somut dayanaktan yoksun olduğunu, her ne kadar davacı taraf yeni tutar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini belirtmişse de ihtiyati haciz kararının zaten hatalı olması sebebiyle artırılmış bedel üzerinden yeniden ihtiyati haciz kararı verilmesinin müvekkilinin yaşamış olduğu mağduriyeti artıracağını ve telafisi güç ve imkansız zararalara sebep olacağını beyanla, ilk derece Mahkemesince 100.000,00 TL üzerinden müvekkili şirket aleyhine verilen ihtiyati haciz kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, davacı yönünden tüzel kişilik perdesinin kaldırılması istemiyle açılan davada alacağın tamamı yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi, davalı yönünden ise kabulüne karar verilen ihtiyati haczin kaldırılması istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. İhtiyati haciz isteyen davacı tarafça, alacağın temlik alındığı … A.Ş.’nin … Hiz. Ltd. Şti. Ve ortağı …’dan alacaklı olduğu, borçlunun şirketi atıl hale getirerek davalı … Hiz. Ltd. Şti. Üzerinden ticaretine devam ettiği ve davalının borçtan sorumlu olduğundan bahisle, ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, Mahkemece talep kabul edilerek 100.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati hacze itiraz eden tarafından, karara dayanak yapılan bilirkişi raporunun hatalı olduğu iddiasıyla ihtiyati haczin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır. Ayrıca İhtiyati haciz isteyen davacı tarafça, davaya konu alacak miktarının, fazlaya ilişkin talep ve hakları saklı tutmak kaydıyla 100.000,00 TL olarak gösterildiği, dava tarihindeki (22.11.2021) alacak miktarı 499.933,26 TL olduğundan, dava değerinin 499.933,26 TL olarak esas alınarak bu miktar üzerinden ek ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir. Bu talep ilk derece mahkemesince reddedilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır (Yargıtay 19.HD’nin 12/12/2019 Tarih, 2019/2300 E-2019/5531 K). Borçlu tarafından kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati hacze karşı İİK’nın 265/1. maddesine uyarınca, ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzurunda yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edilebilir. İİK’nın 265/3. Maddesinde ise, Mahkemenin, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddedeceği, düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece ihtiyati hacze vaki itiraz, ancak kanunda gösterilen ve itiraz eden tarafından ileri sürülen itiraz sebepleriyle sınırlı olarak incelenebilir. Alacağı temlik eden … A.Ş. Tarafından dava dışı … Hiz. Ltd. Şti., … ve … hakkında, İstanbul Anadolu … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı dosyası ile 20.01.2017 tarihinde; 16.01.2017 vadeli 300.000 TL tutarlı senet alacağına dayanarak icra takibi başlatılmıştır. Anıla icra dosyasında borçlu şirketin adresinde icra edilen haciz sırasında, borçlu …’ya ait odaya girildiğinde, borçlu … adına yazılmış masa isimliği, …’ya ait fakülte diploması(duvarda asılı), odada ki bilgisayarda borçlu ismi ile yapılan aramada … adresli mail dökümü bulunduğu ve odada yapılan evrak araştırmasında … Sigorta Aracılık adına düzenlenmiş evrak ile … adına düzenlenmiş kartvizt, … adına düzenlenmiş … seri no.lu fatura tespit edildiği belirtilmiştir. Ayrıca mahkemece alınan bilirkişi raporunda, dava dışı … Aracılık Hiz. Ltd. Şti. 08/12/2009 tarihinde kurulduğu, dava dışı … ve …’nun şirket ortağı olduğu, …’nun’nun şirket yetkilisi olduğu; davalı şirketin 08/11/2016 tarihinde kurulduğu, dava dışı … ve …’nun şirket ortağı olduğu, şirket ortaklarının yanı sıra borçlu …’nun da şirket yetkilisi olduğu belirtilmiştir. İhtiyati haciz taleplerinde alacağın varlık ve miktarını gösterir kanaat uyandırıcı delil ve belgelerin bulunması yeterli olup, alacağın kesin olarak ispatı gerekli değildir. Bu kapsamda icra dosyası, haciz tutanağındaki tespitler, ticaret sicil kayıtları, nüfus kaydı, bilirkişi raporu yaklaşık ispat koşulunu sağlayan belgelerdendir. Bu durumda sunulan delil ve belgeler dikkate alındığında yaklaşık ispat şartının gerçekleştiğinin kabulü gerekir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ilk talep olan 100.000,00 TL üzerinden ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir. İcra takibine konu alacak 300.000 TL tutarlı senede dayalıdır. O halde talebin bu miktarla sınırlı yapılması gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere iddia olunan alacak bakımından yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği nazara alınarak kalan 200.000,00 TL yönünden de ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken davacının 09/11/2022 tarihli dilekçeyle talep ettiği ek ihtiyati haciz isteminin tümden reddine karar verilmesi isabetli olmamıştır. Tüm bu nedenlerle ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; ek ihtiyati haciz isteyen vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İDM kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle: İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE; İhtiyati haciz isteyen davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; istinaf incelemesine konu 17/11/2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Davacı tarafın 09/11/2022 tarihli ihtiyati haciz talebinin KABULÜ ile; davalının yedinde veya üçüncü şahıslarda bulunan taşınır ve taşınmaz malları ile diğer hak ve alacaklarının borca(200.000,00 TL) yeter miktarı üzerine İHTİYATİ HACİZ KONULMASINA, 2-İhtiyati haciz isteyen tarafından 6100 sayılı HMK’nın 87. maddesi gereğince takdiren kabul edilen alacak miktarının yüzde on beş’i oranında(30.000,00 TL) nakdi teminat yatırılmasına veya aynı miktarda kesin ve müddetsiz muteber banka teminat mektubunun dosyaya sunulmasına, 3-İhtiyati haciz kararının uygulanması, verildiği tarihten itibaren on gün içinde talep edilmediği takdirde, tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının İHTARINA, 4-Teminata ilişkin ara kararın yerine getirilmesi ve kanuni süresi içerisinde kararın uygulanmasının talep edilmesi halinde kararın önceki ihtiyati haciz kararının uygulandığı İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden infaz edilmesine, 5-İstinaf yargılamasına ilişkin olarak; a-İstinaf kanun yoluna başvuran ihtiyati haciz isteyen davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde yatırana iadesine, b-İhtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, c-İhtiyati haciz isteyen davacı ve ihtiyati hacze itiraz eden davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılamada değerlendirilmesine, 6-Kararın HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362(1)-f maddesi ve İİK’nın 258/3. maddeleri uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.