Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/497 E. 2023/402 K. 13.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/497
KARAR NO: 2023/402
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/01/2023 – 31/01/2023(Ara Kararlar)
NUMARASI: 2022/536 E.
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz – İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/04/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekili ve Davalı … vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili 20/12/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ispat yükü altında olan borçlu/davacı tarafın müvekkili aleyhine herhangi bir hususu ispatlayamadan istediği süreyi tedbir kararı ile elde ettiğini, HMK’da ve TTK’da aranan hiçbir şart gerçekleşmediği halde önce davaların birleştirilmesi daha sonra tedbir verilmesi suretiyle müvekkili alehine büyük bir mağduriyet yaratıldığını, tüm bu mağduriyetlerin davacı tarafın mahkemeyi manipüle etmeye yönelik duygusal mesnetsiz beyanlarına istinaden verildiğini, aradaki kambiyo ilişkisi ve müvekkilinin durumu yeteri kadar analiz edilmeden İİK md. 72 hatalı şekilde yorumlanarak ve somut olaya hatalı şekilde uyarlanarak verilen tedbir kararının kaldırılması gerektiğini beyanla, ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili 29/12/2022 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; bedelsizlik, bir kişisel defi olduğundan keşideci tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebileceğini, davacı yanın müvekkiline karşı ileri sürebileceği bir defi bulunmadığını, zira dava dilekçesinde bahsedildiği gibi müvekkilinin diğer davalı … ile herhangi bir ticari veyahut arkadaşlık ilişkisi içerisinde bulunmadığını, görüleceği üzere mezkur senedin müvekkiline … tarafından ciro edildiğini, mezkur senedin sebepten mücerret olması ve müvekkilinin senedin iktisabında kötü niyetinin bulunmaması bunların yanında karşı yanın somut hiç bir delil olmaksızın tüm dilekçelerde davalılar hakkında soyut, hukuki ve maddi bir dayanağı olmayan aynı iddialarda bulunması sebebiyle davanın reddine ve yokluğunda verilen tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İhtiyati tedbir isteyen asıl ve birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret mahkemesinin 2022/884 esas sayılı dosyası davacılar vekili birleşen dosyadaki 27/12/2022 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı …’ın hileli işlemler ile müvekkillerini aldatarak akdedilmesini sağladığı 28.12.2021 tarihli ve bunu müteakip akdedilen 03.03.2022 tarihli kapanış sözleşmesinin müvekkili firma tarafından iptal edilmiş olup, sözleşme bakiye bedelinin ödenmesi için …’ a verilen 25.12.2022 vade tarihli 1.100.000 USD bedelli bononun; müvekkillerinin davalılara herhangi bir borcunun olmaması sebebiyle müvekkillerinin her iki davalıya borçlu olmadığının tespitine söz konusu bononun bedelsizlik sebebi ile iptaline ve hükümsüzlüğüne ve müvekkillerinin çok yüklü bedeller dolayısı ile borçlu olmadıkları bedeli ödeme tehdidi altında bulunduğundan; davalılara ve/veya kıymetli evrakı elinde bulunduran hamiline ödenmemesi, senetlerin ciro vs. işlemlere konu edilmemesi, bonoların icra takibine konu edilmesi halinde icra takiplerinin durdurulması, icra veznesine ödeme yapılması halinde ödenen bedellerin alacaklıya ödenmesinin engellenmesi ve tüm icrai işlemlerin engellenmesi yönünde alacağın % 15′ i nispetinde (ve yahut teminatsız) teminat karşılığında tedbir kararı verilmesini, fazlaya ilişkin, dava değeri ve konusuna, ıslaha ilişkin, ödenmiş bedellerin istirdatına/iadesine ve davaya konu edilmeyen müteakip bonolar yönünden her türlü talep, dava vs. haklarımız saklı kalmak kaydı ile; menfi tespit davamızın kabulüne; davanın İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2022/536 E. Sayılı dosyası ile birleştirilmesine, hileli işlemler ile müvekkillerini aldatarak akdedilen 28.12.2021 tarihli ve bunu müteakip akdedilen 03.03.2022 tarihli kapanış sözleşmesi müvekkili firma tarafından iptal edilmiş olup, sözleşme bedelin teminen düzenlenen şimdilik 25.12.2022 vade tarihli 1.100.000 USD bedelli bono sebebiyle müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, söz konusu bononun bedelsizlik sebebi ile iptaline ve hükümsüzlüğüne; müvekkillerinin çok yüklü bedeller dolayısı ile borçlu olmadıkları bedeli ödeme tehdidi altında bulunduğundan; tensiple ve karşı yana tebligat icra edilmeksizin ivedilikle; davalılara ve/veya kıymetli evrakı elinde bulunduran hamiline ödenmemesi, bonoların ciro edilmemesi, icra takibine konu edilmemesi, bonoların icra takibine konu edilmesi halinde icra takiplerinin durdurulması, icra veznesine ödeme yapılması halinde ödenen bedellerin alacaklıya ödenmesinin engellenmesi ve her türlü icrai işlemlerin vs. tahsile yönelik tüm işlemlerin engellenmesi yönünde öncelikle teminatsız, mümkün olmaması halinde alacağın % 15′ i (ve/veya uygun görülecek oran) nispetinde teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu 19/01/2023 tarihli ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut olayda, uyuşmazlığa konu bonolarda İstanbul 21. Asliye Ticaret mahkemesi 2022/671 Esas ve Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/842 Esas sayılı dosyalarda davalı …, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 Esas sayılı dosyada uyuşmazlığa konu bonolarda davalı … ciranta konumundadır. Davaya konu bonoların tüm unsurları taşıdığı ve vadesinin geldiği, yasal koşulları taşıyan bir bono nedeniyle davalıların kötü niyetli olduğunun ispat yükü davacı üzerindedir. İstanbul BAM 16 HD nin 2022/1609 Esas 2022/1977 Karar sayılı ilamı, davalı tarafların itirazları sonrası yapılan incelemede davacı tarafın iddialarının ispata muhtaç olduğu, yargılamanın bulunduğu dilekçeler aşaması itibariyle HMK 390/3 maddesi gereğince davacı tarafça yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı bu nedenle HMK 389 ve devamı maddelerinde öngörülen koşullar bulunmadığından anılan dosyalarda verilen “icra takiplerinin İİK 72/2 maddesi uyarınca tedbiren durdurulmasına” dair tedbir kararının kaldırılmasına,” karar verilmiştir. İstinaf incelemesine konu 31/01/2023 tarihli ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, Davacı vekili dilekçesinde, davalı … ile müvekkili aralarındaki hisse devir sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişkide müvekkilinin aldatıldığını, iradesinin fesada uğratılarak senet elde edildiğini, davalı … ile …’ın birlikte kötüniyetli olarak senet bedellerinin tahsili için müvekkiller zararına oluşturulan ciro işlemini haklı kılmak amacı ile muvazaalı ve gerçeği yansıtmayan satış vaadi sözleşmesi, fatura ilişkisi, alım satım işleri gibi kurmaca işlemler oluşturma gayretinde olduklarını ileri sürmüşse de, davaya konu bonoyu ciro yolu ile devir aldığı anlaşılan davalı … yönünden davacı tarafın iddialarının ispata muhtaç olduğu, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle davalılar arasında muvazaalı ve kötü niyetli ilişki bulunduğu HMK 390/3 maddesi gereğince davacı tarafça yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı bu nedenle HMK 389 ve devamı maddelerinde öngörülen koşullar bulunmadığından Birleşen 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/884 Esas sayılı dosyasında talep edilen ihtiyati tedbir talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili 09/02/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle: …’e 07.12.2022 tarihinde tebliğ edilen tedbir ara kararına 1 haftalık itiraz süresinin son gününün 14.12.2022 olduğunu, … tarafından süresinde ve usule uygun şekilde tedbir kararına itiraz edilmemiş olmasına rağmen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin süresinde itiraz edilmiş gibi tedbir kararını kaldırmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … A.Ş. tarafından süresinde ve usule uygun şekilde, 25.09.2022 ve 25.10.2022 vade tarihli senetler yönünden verilen tedbir kararına itiraz edilmemiş olmasına rağmen İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin süresinde itiraz yapılmış gibi tedbir kararını kaldırmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tedbir kararları incelendiğinde İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından itiraz süresinin 1 hafta olduğunu kararlarında yer verdiğinin ve 2022/842 Esas dosyası hakkında verilen tedbir kararına karşı olduğunun görüldüğünü, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 19.01.2023 tarihli ara karar ile süresinde ve usule uygun itiraz edilmeyen birleşen İstanbul 21.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/671 E. ve Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/622 E. sayılı dosyası tedbirleri hakkında tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesi’nin HMK. md 394/2 ve 4 düzenlemeleri gereğince mümkün olmayıp mahkemece dosyanın incelenmediğini, … ile diğer davalılar arasında borç doğurucu hiç bir işlem, alış veriş olmadığını, göstermelik ciranta olan davalılar 21.07.2022 tarihli ihtarnameden de bu senetlerin bedelsiz kaldığından haberdar olup …’a karşı hiçbir haciz işlemi uygulamamasının, hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davalının kötü niyetli 3. şahıs olduğunun, ve tahsilat yapılanması gibi hareket ettiklerinin açık bir kanıtı olduğunu, 27.10.2022 tarihinde bu kişi adına henüz takibe konulmamış olan 25.09.2022 ve 25.11.2022 tarihli 2.200.000 USD’lik 2 adet senedi “arkası … tarafından ciro edilmiş olmasına rağmen isim ve imzayı okunamayacak şekilde karalayarak, bu defa … A.Ş.’ye vermiştir.” , davalıların yaptığı bu karalama, ciro zincirindeki kopukluk ve bir tahrifat olmasının ötesinde bir gizleme olup gizleme eyleminin hukuken tanımının hile ve aldatma olduğu mahkemece gözardı edildiğini, netice olarak davalıların, 25.09.2022, 25.10.2022 ve 25.11.2022 tarihli, protesto edilmiş ve takibe konulmamış olan senetleri, vadesi geçtikten aylar sonra 27.10.2022 tarihli karardan sonra ciro yoluyla elde ederek takibe koyduklarını, … hakkında İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2022/472 E. sayılı dosyası ile dava açıldıktan sonra ise … 25.08.2022 tarihli senet için davalı …’i aracı kullanarak işlem yapmaya karar vermiş olup en önemlisi mahkemece verilen tedbir kararı ile tedbirin kaldırılma tarihi olan 19.01.2023 tarihi arasında hiçbir şeyin değişmemesi dosyaya hiçbir yeni belge sunulamamasına rağmen tedbirin kaldırılmasının olağan hukuki hayata aykırı olduğunu, davalılar arasındaki organik bağı ortaya çıkaracak bu delillerin celp edilmemiş, sunulan ticaret sicil gazeteleri dahi incelenmemiş olup … A.ş.’nin …’dan 4.400.000,00 USD alacağı ve alacağa sebep olacak alış verişi olmadığını, … A.Ş. firmasının tüm vergi ve ticari kayıtlarının incelenmesi ile bir senet bedeli kadar bile işlem hacmi ve geliri bulunmadığının görüleceğini, aynı şekilde …’ in de vergi ve banka kayıtlarının incelenmesine de 1.100.000 USD bedelli işlem hacmi bulunmadığının sabit olduğunu, 22.02.2022 tarihli 10272 sayılı ticaret sicil gazetesi (dosyada mübrez) ile sabit olduğu üzere … A.Ş. firmasının % 100 hissedarı … olduğunu, yani ağustos senedinin cirolandığı kişi, başka bir deyişle, karşıda 3. şahıs kimliği altında 2 ayrı davalı gibi görünseler de, bu davalıların ikisinin de aynı olduğunu, aralarında organik bağ olduğunu, yaptıklarının açık bir hile olup hukuken himaye edilemeyeceğini, incelendiğindE …, …, …’nın bu firmanın Yönetim Kurulu’nu oluşturduğunu, …, … A.Ş. firmasının hissedarı ve ortağı olduğunu, …’ın bu şirkette … isimli kişi ile ortak olduğunu, bu bakımdan; yasanın aradığı anlamda gerekçeli bir hüküm mevcut olmaması ve ortada denetlenebilecek usulünce düzenlenmiş gerekçeli bir ara karar bulunmaması nedeniyle davalı … yönünden verilen tedbir kararlarının, yapılan itirazların reddi ile devamına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili 14/02/2023 tarihli istinaf dilekçesinde özetle: davalılar arasındaki organik bağın kesin delillerle ortada olup, incelendiğinde …, …, … bu firmanın Yönetim Kurulu’nu oluşturduğunu, … A.Ş. Firması … A.Ş. Firması ile birleştiğini, 03.04.2015 tarihli 8793 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi (Dosyada mübrez) ile görüldüğü üzere davalı …, … A.ş. Firmasının Hissedarı ve ortağı olup, …’ın bu şirkette … isimli kişi ile ortak olduğunu, … ise diğer yukarıda sayılı tüm firmaların ortağı olup sürekli hisse değişikliği yaptığını, …, …’ ın babasının doktoru olan …’in oğlu ve 35 yıllık en yakın dostu olduğunu, bu cirantalar ve şirketler onun faaliyetleri ile ortaya çıkmış, tüm bu süreci … … ile birlikte yönetmekte olup, eylül ayı vadeli senedin icra takibine konu edilmesi ve menfi tespit davası ile … A.Ş. senetlerin bedelsizliğini en kötü ihtimalde öğrenmiş olduğunu, davacıların mal varlığını kaçırdığı iddiasında olan davalıların hali hazırda icra dosyalarındaki borçlulardan seçtikleri sadece davacıların dosya borçlarını aşan mal varlıklarını haczettiğini, bu senet serileri her ayın 25’inden itibaren iki gün içerisinde protestoya uğramış olup her biri 1.100.000,00 USD olan bu yüklü bedelli senetler için, tüm banka bültenlerinde protestolu senetlere dayalı uyuşmazlık olduğu yer almış olup ayrıca, 4.400.000 USD tutarındaki senetleri … A.Ş. olan davalı …Ş.’ nin bu senetler ile ilgili bankasından hiçbir istihbarat yaptırmadan alması ve de bir çok malvarlığı ve bankalarda nakit parası bulunan bu bedelsiz kalan senetleri kendisine bizzat ciro eden …’a karşı hiçbir haciz işlemi uygulamaması, hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davalının kötü niyetli 3. şahıs olduğunun, ve tahsilat yapılanması gibi hareket ettiklerinin açık bir kanıtı olduğunu, Davalı …Ş tahsilat işlemleri için 3. şahıs kimliği altında yaptığı tüm işlemler … için olduğunu, bu kişilerin kendi aralarında bu hacimde bir borç alacak ilişkisine sahip olması imkânsız olduğunu, aralarındaki ilişkinin sadece dostluktan ibaret olduğunu, davalıların bu ilişkiyi ispat için dosyaya hiçbir delil veya belge sunamadığını, bu doğrultuda İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’na 01.2.2023 tarihinde 553968 nolu başvuru ile şikayette bulunulduğunu, huzurdaki menfi tespit davasında ispat yükünün, menfaat sağlayan davalı alacaklıya ait olduğunu, 2022/884 E. Sayılı dosyası yönünden verilen tedbir talebinin reddine yönelik 31.01.2023 tarihli ara kararın istinaf itirazları doğrultusunda kaldırılması ile tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekili 07/03/2023 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının, kambiyo senedinden kaynaklı borcunu ödememek için akılalmaz bir tutum içerisine girerek süreci uzatmaya çalıştığını ve …A.Ş hakkındaki tüm iddialarının iftiradan ibare olmakla davacı tarafından oluşturulan hikaye ile bir ilgisi bulunmadığını, davacı borçluların ispat yüklerini hiçbir şekilde yerine getirmediklerinden kanun ve içtihat uyarınca davalıya karşı açılan tüm davaların ve tedbir taleplerinin reddi gerektiğini, davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davacı borçlular ile davalı … arasındaki defilerin davalıya karşı ileri sürülemeyeceğini, benzer hususta birleşen dosyalarda davacılara karşı verilmiş bir istinaf kararı bulunmadığını, borçluların malvarlıklarını devretmekte olup ve kendilerine tebligat dahi yapılamadığını, borçluların bir adresleri bulunmadığını, beyanla, davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı … vekili 06/03/2023 tarihli istinafa cevap dilekçesinde özetle; davacının borcuna binaen vermiş olduğu emre yazılı kıymetli evrakın ciro yoluyla üçüncü şahsa devri, Türk Ticaret Kanunu hükümlerine uyarlı olup ciro silsilesinde herhangi bir kopukluğun veya geçersizliğin söz konusu olmadığını, HMK’nın 390/3 fıkrası gereğince ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi için talep edenin, haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu beyanla, davacıların istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Davalısı … olan birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/622 esas sayılı dosyası, davalıları … ve … A.Ş. olan birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 esas sayılı dosyası ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/842 esas sayılı dosyası yönünden talep, kötüniyetle iktisap iddiasıyla kambiyo senedi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti davasında İİK’nın 72/2. Maddesi uyarınca icra takibinin durdurulması yönünde verilen ihtiyati tedbirlerin itirazen kaldırılması; Davalısı … ve … A.Ş. olan birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/884 esas sayılı dosyası yönünden ise icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, itiraz ve talep edilen ihtiyati tedbirin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır. Davacı(devir alan) … ile birleşen dosya yönünden dava dışı …(devreden) arasında … A.Ş. İle … A.Ş. Ve … A.Ş.’nin hisselerinin devri amacıyla “hisse devir sözleşmesi” ve hisse devrinin ardından “hisse devir kapanış sözleşmesi” imzalanmıştır. Hisse devir sözleşmesi kapsamında, birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/622 esas sayılı dosyasına konu … arafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.100.000,00 USD bedelli ve 25/08/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla davalı lehtar …, davacı … tarafından ciro edilmiştir. Bu bononun … tarafından davalı …’a ciro edildiği ihtilaf konusu değildir. Hisse devir sözleşmesi kapsamında, birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 esas sayılı dosyasına konu … arafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.100.000,00’er USD bedelli ve 25/09/2022 – 25/10/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla davalı lehtar …, davacı … ve davalı …Ş. tarafından ciro edilmiştir. Hisse devir sözleşmesi kapsamında, birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/842 esas sayılı dosyasına konu … arafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.100.000,00 USD bedelli ve 25/11/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla davalı lehtar …, davacı … tarafından ciro edilmiştir. Bu bononun … tarafından davalı …Ş. ‘ye ciro edildiği ihtilaf konusu değildir. Hisse devir sözleşmesi kapsamında, birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/884 esas sayılı dosyasına konu … arafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.100.000,00 USD bedelli ve 25/12/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla davalı lehtar …, davacı … tarafından ciro edilmiştir. Bu bononun … tarafından davalı …Ş. ‘ye ciro edildiği ihtilaf konusu değildir. Birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/622 esas, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 esas ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/842 esas sayılı dosyaları yönünden ihtiyati tedbir isteyen davacı tarafça, hisse devir sözleşmesi kapsamında yapılan devrin ayıplı ve hileli olduğu iddiasıyla devir bedelinin ödenmesi amacıyla verilen dava konusu bonolar nedeniyle borçlu olmadığından bahisle icra takibinin durdurulması için tedbir verilmesi talep edilmiş ve mahkemece İİK’nın 72/2. Maddesi kapsamında tedbir talepleri kabul edilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati tedbire itiraz eden birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/622 esas sayılı dosyası davalısı … ile birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 esas ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/842 esas sayılı dosyası davalısı … A.Ş. tarafından iyiniyetli hamil oldukları ve şartlarının bulunmadığı iddiasıyla ihtiyati tedbirin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itirazlar yapılmıştır. Birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/884 esas sayılı dosyası yönünden ise davacı taraf, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle tedbir talep etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/2. Maddesine göre, İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklinde düzenlenmiştir. HMK’nın 394/2. Maddesine göre, ihtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. İhtiyati tedbire itiraz süresi, tedbirin uygulanmasından itibaren; karşı taraf hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Eldeki dava dosyasında tedbirin uygulandığına ve buna ilişkin tutanağın tebliğ edildiğine ilişkin bir kayda rastlanılmamış olup, bu halde incelemeye konu ihtiyati tedbire vaki itirazların süresinde olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca, birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 sayılı dosyası yönünden davalı …Ş.’nin itirazının bulunmadığı ileri sürülmüş ise de, bu davalı 20/12/2022 tarihli itiraz dilekçesi ile, mahkeme dosyasından ve birleşen dosyalardan müvekkili aleyhine 09.12.2022 ve sair tarihlerde verilen takibin durdurulması hususu da dahil olmak üzere tüm tedbir kararlarına, tedbir şartlarına ve teminat tutarlarına itiraz etmiş olup, davaların sıralı bonolardan kaynaklandığı ve tüm tedbirler yönünden itiraz edildiği nazara alındığında davacı tarafın, davalı …Ş.’nin itirazının bulunmadığı iddiası yerinde değildir. Bunun yanı sıra davalı …Ş.’nin 20/12/2022 tarihli itiraz dilekçesi 28/12/2022 tarihinde, davalı … ‘ın itiraz dilekçesi 04/01/2023 tarihinde davacıya tebliğ edilmiş ve bu itirazlar itiraz edenlerin ve davacı tarafın hazır bulunduğu celsede değerlendirilmiş ve gerekçeli ara kararda da bu husus “Davalı … 20.12.2022 tarihli itiraz dilekçesi ile birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret mahkemesi 2022/671 Esas ve Birleşen İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/842 Esas sayılı dosyalarda, davalı … 29.12.2022 tarihli dilekçesi ile İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 Esas sayılı dosyalarda verilen tedbir kararına itirazlarda bulunmuştur.” şeklindeki ifadeyle açıkça belirtilmiş olup, birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret mahkemesi 2022/671 Esas ve İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/622 Esas sayılı dosyaları yönünden mahkemece dosyanın incelenmediği iddiası da yerinde değildir. Yukarıda ifade edildiği üzere HMK’nın 390/2 maddesine göre, tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yaklaşık ispattan anlaşılması gereken ise usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Buradaki amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 818/1-e maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 687/1. Maddesine göre, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Buna göre, bononun bile bile borçlunun zararına hareket edilerek iktisap edilmesi halinde bono nedeniyle kendisine başvurulan kişi, önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri sürebilir. Bu durumda hem hamilin senet borçlusunun zararına hareket ettiği hemde defi olarak dayanılan temel ilişki nedeniyle senedin bedelsizliği ispatlanmalıdır. Davacı/keşideci … ile ciranta … arasında hisse devrine dayalı bir temel ilişki bulunmakta ise de, diğer davacılar … ve … ile … ve birleşen dosyalar davalıları … A.Ş. ve … arasında bir temel ilişkiye dayanılmamıştır. Tedbir talep eden davacılar vekili ihtiyati tedbir talep dilekçesinde … ile aralarındaki hisse devir sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişkide müvekkilinin aldatıldığını, iradesinin fesada uğratılarak senet elde edildiğini, incelemeye konu birleşen dosya davalıları ile …’ın birlikte hareket ettiğini, aralarında çeşitli bağlantılar bulunduğunu, birleşen dosya davalılarının kötüniyetli olduğunu ileri sürmüşse de, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle ileri sürülen iddialar bakımından bu aşamada yaklaşık ispat şartının ve İİK 72/2 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemenin 19/01/2023 tarihli ara kararıyla birleşen İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/622 esas, İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 esas sayılı dosyası ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/842 esas sayılı dosyası yönünden verilen ihtiyati tedbirin kaldırılmasına; 31/01/2023 tarihli ara kararı ile de, birleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/884 esas sayılı dosyası yönünden talep edilen ihtiyati tedbirin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davalı …Ş. Tarafından 08/03/2023 tarihli istinaf dilekçesi ile, birleşen İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/671 esas sayılı dosyası ve İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/842 esas sayılı dosyasına yatırılan teminatın iadesine ilişkin ilk derece mahkemesinin 06/03/2023 tarihli ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuştur. HMK’nın 341/1. maddesine, ilk derece mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz taleplerinin reddi ve bu taleplerin kabulü hâlinde, itiraz üzerine verilecek kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabilineceği şeklindeki açık düzenleme karşısında, ara kararların istisnalar hariç olmak üzere istinafı mümkün değildir. Her ne kadar İlk derece Mahkemesinin teminatın iadesine ilişkin ara kararına karşı istinaf yoluna başvurulmuş ise de, teminatın iadesine ilişkin ilişkin ara kararın istinaf edilebileceğine ilişkin Kanunda herhangi bir düzenleme bulunmadığından mahkemesinin 06/03/2023 tarihli ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulamaz. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurularının ayrı ayrı reddine, Davalı …Ş.’nin istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinin REDDİNE,2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yoluna başvuru sırasında alınan istinaf başvuru harcının istemi halinde davalı …’ne iadesine, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama sırasında değerlendirilmesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 13/04/2023