Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/467 E. 2023/717 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/467
KARAR NO: 2023/717
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/12/2022
NUMARASI: 2022/254 Esas – 2022/948 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı … Vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketin 25.02.2020 tarihli 1 sayılı genel kurul kararıyla terkinine karar verildiğini, terkinin İzmir …Noterliğinin 25.02.2020 tarih … sayı ile tasdik edildiğini ve 09 Mart 2020 tarihli 10032 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde 128. sayfasında ilan olunduğunu, tasfiye işlemleri gerektiği gibi tamamlanmadığını ve tasfiyesi gereken hususların eksik bırakıldığını, ihyası istenen şirket ile İzmir Gümrük Müdürlüğü arasında görülen İzmir 2. Vergi Mahkemesi’nin E:2013/1255, K:2014/687 sayılı dosyasına konu alacağın tahsilini teminen İdare aleyhinde Karşıyaka … İcra Müdürlüğü’nün …sayılı dosyasına kayden icra takibi başlatıldığını, akabinde İzmir Gümrük Müdürlüğü tarafından Karşıyaka 1. İcra Hukuk Mahkemesi nezdinde söz konusu takibin iptali talebiyle dava açıldığını, yapılan yargılama davanın reddine karar verildiğini, söz konusu karar gereği, gelir ve damga vergisi kesintileri yapılarak karşı tarafa 595,25 TL vekalet ücreti ödendiğini, verilen kararın İstinaf edildiğini, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi’nin 08/01/2019 tarihli ve E:2018/1445, K:2019/7 sayılı kararı ile istinaf başvurularının kabulü ile takibin iptaline kesin olmak üzere karar verildiğini, diğer bir ifadeyle davanın davacı İdare lehine sonuçlandığını, davacı İdaremizce ödenen vekalet ücretinin iadesinin talep edildiğini, ancak herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine ödemiş oldukları vekalet ücretinin tahsili amacıyla davalı şirket tasfiye sürecinde olduğundan , tasfiye memuru …’ye karşı İzmir … İcra Müdürlüğü’nün 2020/939 E. Sayılı dosyasına kayden icra takibi başlatıldığını, söz konusu icra takibine davalı şirket vekilince 07/02/2020 tarihinde itiraz edilmiş olup, anılan İcra Müdürlüğünün 11/02/2020 tarihli kararı ile takibin durdurulmuş sayılmasına karar verildiğini, akabinde söz konusu bu itirazın iptali talebiyle İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/53 Esas sayılı dosyasına kayden itirazın iptali gerekçesiyle açılmış olan davada; Mahkemenin 17/02/2022 Tarihli duruşmasında Tasfiye Halindeki Şişli … Gıda Ve Sanayi Ticaret Limited Şirketinin ihyası için gerekli işlemlerin yapılması için kendilerine süre verildiğini belirterek davanın kabulüne, … San. Ve Tic.Ltd.Şti. hakkında tüzel kişiliğinin ihyası ile yeniden tesciline, tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü vekilinin davaya cevap dilekçesi özetle; Ticaret Sicil Müdürlüğü, TTK.m.32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yapıldığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğünün resen terkin işlemi, 6102 sayılı Kanunun Geçici 7’nci maddesi ve 30.12.2012 tarihli ve 28513 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan “Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ” kapsamında olup, tesis edilen işlemde hukuka aykırılığının bulunmadığını, müvekkil Ticaret Sicil Müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebebiyet vermediğini, davanın niteliği gereği ”Yasal hasım” konumunda bulunan müvekkili aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddini ve yargılıma giderleri vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Davalı … vekili cevap dilekçesinde ve özetle; davanın açılabilmesi için m.547 hükmü gereği ” tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa.” şeklindeki yasal şartın bulunması gerektiğini, davacı kurumun iddia ettiği alacak “TAKAS” ile sona ermiş durumda olduğunu, ihya davası açmak için yetki aldığı itirazın iptali davasına konu olan icra takibine yapılan itiraz kapsamında takas konusu beyan edilmiş bulunduğunu, takipten önce ve henüz şirket tasfiye edilmeden önce davacı kuruma verilen dilekçe ile takas beyan edildiğini ve T.B.K. Takas düzenlemeleri davacının iddia ettiği alacağı bu şekilde söndüğünü, şirketin tasfiyesinin daha sonra tamamlandığını belirterek müvekkili aleyhine açılan haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarası ile kayıtlı dava dışı sicilden terkin edilen … San ve Tic Ltd Şti aleyhine İzmir 1 Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/53 E sayılı dosyası ile açılan derdest dava nedeniyle davacının hukuki yararının bulunduğu ve davalı tasfiye memuru tasfiyenin usulüne uygun tamamlamadığı gerekçesiyle davanın kabulü şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalının atanmasına, tasfiye memuru için ücret takdirine yer olmadığına, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tasfiye memurunun üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve şirket tasfiyesini tamamladığını, dava konusu alacak iddiasının ve buna dair açılan itirazın iptalı davasında, iş bu alacağın kesinleşmiş ilama bağlı olan alacak ile şirketin tasfiyesinden önce takas edilerek borcun söndüğü bu nedenle davacının davasının reddedileceğini, aynı sebeplerle şirketin tasfiyesinde herhangi bir eksik husus bırakılmadığı belgeleriyle birlikte sunulduğunu, buna karşın davacı tarafça açılan İzmir 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde şirketin temsili gerektiği için ihya talep etmiş olup bu davada davalının yasal hasım durumunda olup yargılama gideri ve vekalet ücreti ile sorumlu tutulmasının doğru olmadığını, beyanla ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince ” (1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir.Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Somut olayda ihyası talep edilen tasfiye halinde …San.Tic.Ltd.Şti’nin davalı İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı iken tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının, 04/03/2020 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine terkin edilmeden önce başlatılan İzmir …. İcra Dairesinin … Takip sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali için açılan İzmir 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2021/66 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğu anlaşılmıştır. Şirket hakkında başlatılan icra takibi derdest iken davaya konu şirketin tasfiyesi tamamlanmış olup, tasfiye memurunun TTK 541/3 maddesindeki sorumluluğu da gözetildiğinde derdest bir icra takibinin bulunması nedeniyle tasfiyenin usulüne uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyeceğinden davacının anılan icra takibine vaki itirazın iptali davası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmaktadır. Derdest dava da davacının haklı olup olmadığı hususu eldeki davada incelenmesi gereken bir konu olmayıp devam eden derdest davanın konusunu oluşturduğundan, davalı tasfiye memuru vekilinin tasfiyenin usulüne uygun yapıldığı ve şirketin ihyasını gerektiren koşulların oluşmadığı yönünde ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Bu durumda mahkemece davanın kabulü ile davaya konu şirketin ihyası ile ticaret sicil müdürlüğüne tesciline karar verilmesinde ve tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olması ve yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmamasına göre yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasında bir isabetsizlik bulanmamaktadır. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı … vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 13/07/2023