Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/458 E. 2023/335 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/458
KARAR NO: 2023/335
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/10/2022 – 07/11/2022(Ara Kararlar)
NUMARASI: 2022/536 Esas (Derdest)
TALEP: İhtiyati Tedbire İtiraz – İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün İhtiyati tedbire itiraz eden birleşen dosya davalısı … ile İhtiyati tedbir talep eden asıl ve birleşen dosya davacıları vekillerince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: Birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbire itiraz eden birleşen dosya davalısı vekili itiraz dilekçesinde özetle; kıymetli evrağın, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, kıymetli evrak bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluğun kıymetli evrakın geçerliliğinde etkili olmayacağını, müvekkili ile dava dışı üçüncü kişi … arasında borç ilişkisi bulunduğunu, verilen ve alınan borçlara ilişkin olarak nakit olan kısımlar için tarafların birbirileri lehine bono düzenlediklerini, bu bedellere karşılık müvekkili …’dan 450.000 USD, 550.000 USD ve 250.000 USD tutarlı bonolar aldığını, söz konusu bonoların ödemesinde dava dışı şahıs …’ın zorluk çektiğini ve müvekkilinden süre istediğini, şirketini satmak istediğini, buna ilişkin işlemlere ve görüşmelere başladığını beyanı üzerine bonoların ödemesi konusunda müvekkili tarafından kendisine ek süre verildiğini, bu süre zarfında şirketinin satılmasına müteakip dava konusu ve icraya konu edilen bononun … tarafından müvekkiline verildiğini ve kendisinin daha önce verdiği 3 adet bononun kendisine iade edildiğini, müvekkilinin söz konusu iddialar ile hiçbir ilgisi bulunmadığını, söz konusu bononun geçerli bir bono olduğunu ve imzasının ikrar edildiği sebeplerle davanın reddedilmesi gerektiğini, ancak verilen tedbir kararı ile müvekkilinin icradan tahsilat yapmasının engellendiğini, finansal durumunu bu senede göre ayarlayan müvekkilinin bononun ödenmemesi sebebiyle telafisi mümkün olmayan zararlara uğrama ihtimali bulunduğunu beyanla ihtiyati tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.Birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyası yönünden ihtiyati tedbir verilmesini talep eden asıl ve birleşen dosya davacıları vekili 01/11/2022 tarihli ek tedbir talep dilekçesinde özetle; Çorlu 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2022/56 D. İş sayılı dosyasında yapılan incelemeler sonucunda davalının kasten gizlediği aldatmacaları ve gizli ayıplar tespit edildiğini, davalı …’ın bu tespit akabinde ise …’ a göstermelik şekilde ciroladığı senet ile başlatılan İcra takibi üzerinden müvekkillerini zor durumda bırakmak için işlemler yapmakta olduğunu, müvekkillerine ve müvekkillerinin huzurdaki dava ile ilgisiz tüm hissedar olduğu şirketlere zarar vermek için işlemlerde bulunmaya başladığını, İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … sayılı icra dosyasından her ne kadar paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde tedbir varsa da, birlikte hareket eden davalıların müvekkilleri ve hissedar oldukları şirketleri köşeye sıkıştırmaya çalıştıklarını, davalının satmış olduğu ayıplı mal nedeniyle dava konusu ve müteakip senetlerin bedelsiz olduğunu bildiğinden, … tarafından başlatılan icra dosyasında “tedbir işlemlerinin durdurulmasına dair bir tedbir kararı bulunmaması nedeniyle” bu dosya ile müvekkillerini icra tehdidi altında zorlayarak haksız tahsilat yapmak ve tahsil edilen bedelleri saklayarak müvekkillerini mahva ve zararlarını karşılayamaz duruma düşürmeye çalıştığını, halbuki, davalının bu eylemlerinin kendisine de hukuki bir yararı olmadığını, çünkü icra dosyasında alacağın en az 2 katı kadar yapılmış tedbir bulunduğunu, mahkemeye sonradan sundukları tespit raporu ve sunulan tedbir tutanağı gözönüne alınarak icra dosyasına verilmiş olan tedbir kararından sonra ortaya çıkan yeni durum nedeniyle, icra dosyasından davalıya ödeme yapılmasının tedbiren durdurulmasının yanısıra telafisi mümkün olmayan zararları önlemek için 3. şahıs ilişkisinin gerçek olup olmadığına dair hüküm tesis edilinceye kadar “icra işlemlerini durdurulmasına” karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu 27/10/2022 tarihli(karar başlığına 01/11/2022 yazılmış) ara kararı veren ilk derece Mahkemesi tarafından ihtiyati tedbire itiraz hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Davalılar arasında organik bağ bulunduğuna ve iyi niyetli hamil iddiası yönünden tarafların birbirlerinin ekonomik durumunu bilebilecek kişiler olduğuna dair sunulan deliller HMK md. 389 uyarınca mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı veya gecikme sebebiyle bir ciddi bir zararın doğacağı anlaşılmakla İİK md. 72/2 maddesinin “İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.” düzenlemesi uyarınca tedbir kararı verilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı kanaati ile davaya konu bonoların icra takibine konu edilmemesine ilişkin tedbir kararına vaki itirazların reddine, ” karar verilmiştir. İstinaf incelemesine konu 07/11/2022 tarihli ara kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Davacı vekilinin Birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyasına konu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin durdurulmasına ilişkin tedbir talebinin İİK 72. maddesine göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına dair karar verilemeyeceğinden reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbire itiraz eden birleşen dosya davalısı … vekili 28/11/2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; senette bulunan imzaların davacılar tarafından ikrar edildiğini, imzaların borçlu davacılara ait olan bonolar için şahsi defiler davalı iyiniyetli üçüncü kişiye karşı ileri sürülmemesi ve bu yönde tedbir verilmesi gerektiğini, kıymetli evrağın doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, tedbir itirazının yeterli bir gerekçe ve dayanak olmadan reddedildiğini, davalının iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olduğunu, davalı ile birleşen davanın davalı tarafı …’ın birbirlerini tanıyor olmasının tedbir için yeterli bir delil ve gerekçe oluşturmamakta olduğunu, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.İhtiyati tedbir talep eden asıl ve birleşen dosya davacıları vekili 15/11/2022 tarihli istinaf dilekçesinde özetle; tedbir talebinin reddine ilişkin kararın gerekçesinin tedbir talepli menfi tespit davasının icra takibinden sonra ikame edilmesi olarak belirtildiğini, bu aşamada 30/07/2022 tarihinde tarafınca İstanbul 11. ATM’nin 2022/237 D.İş sayılı dosyası ile başvuru yapılarak … aleyhine ihtiyati tedbir talep edildiğini, bu telebinin 03/08/2022 tarihli karar ile reddedildiğini tarafınca karar istinaf edildiğini ve ilk tedbir talebi ve … yönünden ilk yasal başvuru icra takibinden önce yapıldığını, tedbir talebinin ilk başvuru tarihinin 30/07/2022 olup bu tarihin dikkate alınması gerektiğini beyanla, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Birleşen dosya davalısı yönünden talep, kötüniyetle iktisap iddiasıyla kambiyo senedine dayalı olarak başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti davasında, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde verilen ihtiyati tedbirin itirazen kaldırılması; asıl ve birleşen dosya davacıları yönünden ise icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesi, istemidir.İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, itiraz ve talep edilen ihtiyati tedbirin şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.Davacı(devir alan) … ile birleşen dosya yönünden dava dışı …(devreden) arasında … A.Ş. İle … A.Ş. Ve … Mühendislik A.Ş.’nin hisselerinin devri amacıyla “hisse devir sözleşmesi” ve hisse devrinin ardından “hisse devir kapanış sözleşmesi” imzalanmıştır. Hisse devir sözleşmesi kapsamında … arafından, davacı … lehine 03/03/2022 tarihinde 1.100.000,00 USD bedelli ve 25/07/2022 vadeli bono keşide edilmiş ve sırasıyla lehtar, davacı …, … ve davalı … tarafından ciro edilmiştir. Davalı takip alacaklısı tarafından, davacı takip borçluları ve … hakkında, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında, “1.100.000,00 USD miktarlı, 03/03/2022 tanzim ve 25/07/2022 vade tarihli senet” sebebine dayalı olarak 02/08/2022 tarihli takip talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatılmıştır. İhtiyati tedbir isteyen davacı tarafça, hisse devir sözleşmesi kapsamında yapılan devrin ayıplı ve hilele olduğu iddiasıyla devir bedelinin ödenmesi amacıyla verilen takip konusu bono nedeniyle borçlu olmadığından bahisle icra takibinin durdurulması için tedbir verilmesi talep edilmiş ve mahkemece talep icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde kabul edilmiştir. Bunun üzerine ihtiyati tedbire itiraz eden birleşen dosya davalısı tarafından, iyiniyetli hamil olduğu ve şartlarının bulunmadığı iddiasıyla ihtiyati tedbirin kaldırılması istemiyle incelemeye konu itiraz yapılmıştır. Davacı taraf ise, icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle ek tedbir talep etmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/2. Maddesine göre, İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İİK’nın 72/3. Maddesine göre ise, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyasında görülen dava 04/08/2022 tarihinde, davaya konu icra takibi ise 02/08/2022 tarihinde yani menfi tespit davasından önce başlatılmıştır. Bu halde az yukarıda anılan İİK’nın 72/3. Maddesindeki açık düzenleme karşısında icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilmesi mümkün değildir. Bu hususta daha önce reddedilen bir ihtiyati tedbir talebinin bulunması da sonuca etkili değildir. Bu nedenle mahkemece davacı tarafın 01/11/2022 tarihli icra işlemlerinin durdurulmasına ilişkin ek tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 389/1. Maddesi, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir, şeklindedir. HMK’nın 390/2 maddesine göre de, tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Ayrıca bu kapsamda ihtiyati tedbir talebinin somutlaştırılması gerekir. Yukarıda ifade edildiği üzere HMK’nın 390/2 maddesine göre, tedbir talep eden taraf, davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır. Yaklaşık ispattan anlaşılması gereken ise usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Buradaki amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın, bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlarda, bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumunda ise hâkim o iddianın ağırlıklı/kuvvetli ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğu ihtimalini göz ardı etmez.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu(TTK)’nun 818/1-e maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken aynı yasanın 687/1. Maddesine göre, poliçeden dolayı kendisine başvurulan kişi, düzenleyen veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri süremez; meğerki, hamil, poliçeyi iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun. Buna göre, bononun bile bile borçlunun zararına hareket edilerek iktisap edilmesi halinde bono nedeniyle kendisine başvurulan kişi, önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def’ileri başvuran hamile karşı ileri sürebilir. Bu durumda hem hamilin senet borçlusunun zararına hareket ettiği hemde defi olarak dayanılan temel ilişki nedeniyle senedin bedelsizliği ispatlanmalıdır.Davacı/keşideci … ile ciranta … arasında hisse devrine dayalı bir temel ilişki bulunmakta ise de, diğer davacılar … ve … ile … ve davalı … arasında bir temel ilişkiye dayanılmamıştır.Tedbir talep eden davacılar vekili ihtiyati tedbir talep dilekçesinde … ile aralarındaki hisse devir sözleşmelerinden kaynaklanan ticari ilişkide müvekkilinin aldatıldığını, iradesinin fesada uğratılarak senet elde edildiğini, karşı taraf ile …’ın birlikte hareket ettiğini, karşı tarafın kötüniyetli olduğunu ileri sürmüşse de, yargılamanın bulunduğu aşama itibariyle ileri sürülen iddialar bakımından bu aşamada yaklaşık ispat şartının ve İİK 72/3 maddesi kapsamında ihtiyati tedbir koşulları oluşmamıştır. Bu nedenle mahkemece birleşen dosya davalısı … yönünden birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbire itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, itirazın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ek ihtiyati tedbir verilmesine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine; buna karşın mahkemece davacının telafisi zor zararının oluşacağına dair yaklaşık ispat koşulunun yerine getirildiği ve tedbir kararının kaldırılmasını gerektiren yeni bir durum meydana gelmediğinden bahisle ihtiyati tedbire yapılan itirazın reddine karar verilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle ihtiyati tedbire itiraz eden davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, İhtiyati tedbire itiraz eden birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyası davalısı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; 27/10/2022 (karar başlığına 01/11/2022 yazılı) tarihinde verilen ihtiyati tedbire vaki itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK’nın 353(1)b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 1-Birleşen dosya davalısı …’ın ihtiyati tedbire itirazının KABULÜ ile, birleşen İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/472 esas sayılı dosyası üzerinden 09/08/2022 tarihinde verilen ihtiyati tedbirin KALDIRILMASINA,2-İhtiyati tedbir isteyen davacılar vekili tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı … tarafından yatırılan istinaf karar harcının istem halinde kendisine iadesine,4-İstinaf yargılama giderlerinin verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/03/2023