Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/448 E. 2023/324 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/448
KARAR NO: 2023/324
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/821 Esas (Derdest)
ARA KARAR TARİHİ: 02/01/2023 (Ara karar)
TALEP: Alacak (Ticari Nitelikteki Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 21.05.2020 tarihli Bayilik Sözleşmesi, Otogaz LPG Bayilik Sözleşmesi ile eki niteliğinde olan 12.03.2020 tarihli protokol ve 12.03.2020 tarihli Otogaz Bayilik Protokolü ve sair ekler akdedilerek davalı şirkete akaryakıt bayiliği ve işletmeciliği verildiğini, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete teslim tesellüm tutanağında belirtilen malzeme ve teçhizatlar teslim edildiğini, taraflarca akdedilen Bayilik Sözleşmesinin 4. Maddesinde sözleşmenin süresinin 5 yıl olarak taraflarca kararlaştırıldığını, ancak bayi ile müvekkili şirket arasında akaryakıt ve otogaz bayilik sözleşmelerinin süresinin önce bayi tarafından Düzce … Noterliği 04.11.2021 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile görünen lüzum üzerine sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini, müvekkili şirket tarafından ise ariyetleri iade etmemesi ve sözleşmeden doğan borçlarını ödememesi neticesinde davalı şirkete ürün alım taahhüdünün ihlalinden kaynaklanan cezai şart ile muaccel olan cari hesap borcunun ödemesi, müvekkili şirket tarafından ariyet olarak verilen tüm menkullerin müvekkili şirkete iadesinin mümkün değil ise bedelinin ödenmesi gerektiğinin ihtar edildiğini, bunun üzerine 13.02.2022 tarihinde müvekkili şirketçe görevlendirilen teknik ekip tarafından ariyet olarak verilen tüm menkullerin demontajı için istasyona gidildiğini, lakin davalı şirket yetkilisinin otomasyon ekipmanlarının ve diğer sair malzeme ve teçhizatların teslimine izin vermemesi sebebiyle yalnızca tutanak tutulmak suretiyle istasyondan ayrılmak durumunda kalınıldığının, müvekkili şirketin tüm iyi niyetli girişimlerini sonuçsuz bırakan davalı şirket ile arabuluculuk toplantısında da anlaşılamaması üzerine işbu davanın açılmasının gerekliliğinin hasıl olduğunu, ariyete konu menkullerin davalıdan alınarak müvekkili şirkete ya da müvekkili şirketin muhafazası için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle teminatsız, bunun kabul görmemesi halinde ise makul bir teminat karşılığında tebdir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İstinafa konu ilk derece mahkemesince verilen ara karara göre; iade istenen ürünler, bunların teslim belgesi ve faturalar dosyada bulunmadığı, bu kapsamda yaklaşık ispat koşulu oluşmadığı anlaşılmakla tedbir talebinin bu aşamada reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: ihtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle : ihtiyati tedbir için yasada aranan tüm şartların mevcut iken, mahkemece bu şartların gözetilmeden tedbir taleplerinin reddedilmesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu, tedbir taleplerinin reddinin hukuki gerekçelendirmesinin yapılmadığını, emsal kararlar doğrultusunda ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini, dosyaya sunulan tüm belgeler ışığında haklılıklarının kanıtlandığını, bu sebeple müvekkili şirket’in daha fazla zarara uğramaması adına ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü gerektiğini, HMK’nın 391/3. maddesi uyarınca istinaf incelemesi sonucunda ihtiyati tedbirin reddine dair kararının kaldırılarak, dilekçelerinde belirttikleri ariyete konu menkullerin davalıdan alınarak müvekkili şirkete ya da müvekkil şirketin muhafazası için göstereceği 3. kişiye teslim edilmesi konusunda öncelikle teminatsız, bunun kabul görmemesi halinde ise makul bir teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Yargılama giderleriyle vekâlet ücretinin de davalı tarafa tahmiline karar verilmesi talep etmiştir.
GEREKÇE: Talep, derdest Bayilik sözleşmesi uyarınca ariyet olarak verilen demirbaşların sözleşmenin feshi nedeniyle iadesi olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkin davada, davalının elinde bulunan ariyet malzeme ve ekipmanların kulanılmasının önlenmesi yönünden tedbiren davacı yada davacını göstereceği 3. Kişiye teslimi yönünde ihtiyati tebdir kararı verilmesi istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince tedbir talebinin reddine karar verilmiş bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 Sayılı HMK 389 . Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. ” Aynı yasanın 390/3 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” şeklinde düzenlenmiştir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını, asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasında yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Yaklaşık ispat durumunda ise; hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte; zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki; genelde geçici hukuki korumalara, karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Ariyet olarak bırakılan menkuller yönünden talep edilen ihtiyati tedbirler yönünden uygulamada farklı kararlar verilmesi nedeniyle uyuşmazlığın giderilmesi için yapılan başvuru neticesinde Y.19.H.D 17/10/2019 tarih ve E: 2019/2981 -K: 2019/4812 sayılı kararı ile ariyet malların teslimine ilişkin davada davaya konu menkullerin teslimine ilişkin ihtiyati tedbirin hüküm soncuna yönelik olduğuna karar verilmiştir. Somut olayda taraflar arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı ve sözleşmenin feshedildiği hususu ihtilafsızdır. Taraflar arasında düzenlenen sözleşmede ariyet olarak verilen demirbaşlarının sözleşmenin feshedilmesi halinde iade edileceği düzenlenmesi gereğince ariyet malların iadesi istemi ile açılan davada talep edilen tedbir hüküm sonucuna yönelik olup, işin esasınını çözecek ve hüküm sonucunu elde edecek şeklide tedbir kararı verilemeyeceğinden mahkemece tedbir talebinin reddine karar verilmesindesoncu itibarıyla doğrudur.Açıklanan nedenlerle HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda istinaf sebepleri yerinde görülmeyen davacı-ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf karar harcı ihtiyati tedbir talep eden davacı tarafından başlangıçta peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)-f maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023