Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/444 E. 2023/322 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/444
KARAR NO: 2023/322
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2023 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/469 Esas
TALEP: İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati haciz talep eden davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; müvekkili ile … Tic. Ltd. Şti. ve kefilleri arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını, anılan kredi sözleşmesine dayanılarak kredi müşterisine müvekkili banka tarafından krediler kullandırıldığını, ancak kullandırılan kredilerin geri ödenmemesi üzerine hesapların kat edildiğini, müvekkili banka alacağının gerek kredi müşterisine ve gerekse kefiline çekilen ihtarnameye rağmen ödenmediğini, borcun ödenmemesi üzerine müvekkili banka alacağının tahsilini teminen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas dosyasından takibe geçildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, borçludan olan alacağın muaccel olduğunu, alacağın rehinle de teminat altına alınmadığını, işbu dava süresince borçlunun mallarını kaçırma tehlikesi de bulunduğunu, bu nedenle ihtiyati haciz talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, davalının imzalanan sözleşmeleri müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını ve davalının imzalamış olduğu sözleşmeler uyarınca kullandırılmış olan ve takibe intikal eden krediden dolayı müvekkili Bankaya borçlu olduğunun sabit olduğunu, alacağın muaccel olduğundan İİK.nın 257. maddase kapsamında ihtiyati haczin şartları oluştuğundan davalıdan olan alacağın teminat altına alınabilmesini teminen borçlunun menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyaten haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili 16/02/2023 tarihli duruşmada: ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilsin, şeklinde beyanda bulunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince ihtiyati tedbir/haciz talebi hakkında yapılan inceleme ve değerlendirme sonunda, “Somut olayda davacı vekili her ne kadar Genel Kredi sözleşmesinin davalı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığı belirtilerek, ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ise de; davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde, imza ve yazı inkarında bulunduğu, imzanın ve yazıların müvekkiline ait olmadığını belirttiği ve bu nedenle yazı ve imza incelemesine karar verildiği, bu aşamada Genel Kredi sözleşmesindeki yazı ve imzaların davalıya ait olup olmadığının ihtilaflı olduğu, dolayısıyla talep tarihi itibariyle itiraza uğrayan Genel Kredi sözleşmesine istinaden ihtiyati haciz verilebilme şartalrının oluşmadığı anlaşıldığından, davacının ihtiyati haciz talebinin reddine,” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı banka ile … Tic Ltd Şti ile kefilleri arasında Genel Nakdi ve Gayrinakdi Kredi Sözleşmesi imzalandığını ve borçluya krediler kullandırıldığını, İİK’nın 257/1. Maddesinde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denildiğini, oysa dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşmelerden ve hesap kat ihtarnamesinden alacağının mevcut ve vadesi gelmiş olduğunun görüleceğini, gerek dosyaya sunduğu kredi sözleşmelerinden gerek borçlulara gönderilen hesap kat ihtarnamesinden alacağının mevcut ve muaccel olduğu en azından yaklaşık olarak ispat edilmiş olup, İlk Derece Mahkemesince verilen 20/02/2023 tarihli ara kararının kaldırılmasını ve ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, genel kredi ve kefalet sözleşmesine dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi, istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.Davacı banka ile dava dışı … Ticaret Limited Şirketi arasında genel kredi sözleşmesi imzalanmış ve bu sözleşmeye davalı kendisine atfen atılan imza ile kefil olmuştur. İhtiyati haciz isteyen davacı, genel kredi sözleşmesi kapsamında kullandırılan kredinin kat edilmesine rağmen ödenmediğinden bahisle incelemeye konu ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talepte bulunmuştur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır(Yargıtay 19 HD’nin 12/12/2019 Tarih,2019/2300 E-2019/5531 K). Davalı taraf, verdiği cevap dilekçesiyle söz konusu kefaletteki imzalar ve el yazısının kendisine ait olmadığını savunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 209/1. Maddesinde, adi bir senetteki yazı veya imza inkâr edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senedin herhangi bir işleme esas alınamayacağı düzenlenmiştir. Davaya konu genel kredi ve kefalet sözleşmesindeki imza ve yazılar dava tarafından inkar edildiğine göre, bu belgelerin ihtiyati haciz talebinde esas alınması mümkün değildir. Yargılamanın bulunduğu aşama ve dosya kapsamı itibariyle yaklaşık ispat şartı gerçekleşmemiş olup, bu haliyle ihtiyati haciz verilebilmesinin şartları bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati haciz talep eden davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi. 30/03/2023