Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/421 E. 2023/328 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/421
KARAR NO: 2023/328
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2022/984 Esas (derdest)
ARA KARAR TARİHİ: 29/12/2022
TALEP: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 30/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün ihtiyati tedbir talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
TALEP: İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dilekçesinde özetle; Davalı borçlu tarafın bu zamana kadar göstermiş olduğu kötü niyetli yaklaşım, haksız bir kazanç elde etmesine rağmden halen dahi kaparo bedelini ödememekte itiraz etmesi gibi sebeplerle mal kaçırma ihtimali söz konusu olduğundan öncelikle takibe konu alacağımızın garanti altına alınması maksadıyla davalı-borçlu adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasını talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARI: Mahkemece “davanın itirazın iptali davası niteliğinde olduğu, dava konusunun para alacağı olduğu, davacı tarafça davalı-borçlu … adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine haciz konulmasını talep ettiği, bu menkul ve gayrimenkullerin dava konusu olmadığı, bu sebeple eldeki davada bunlar üzerinde ihtiyati tedbir uygulanamayacağı kanaatine varılmış, ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından ” … Mah. … Blok Daire:… Maltepe/İstanbul’ adresinde bulunan …’a ait gayrimenkulün satışı hususunda anlaşmaya varılmış ve …’ın yetkilisi olduğunu beyan eden davalıya “Kaparo” adı altında 15.000 TL elden nakit ödeme yapıldığını, ancak satışa konu gayrimenkulün resmi satışı gerçekleştiği esnada ödenen kaparo bedelinin satış bedelinden mahsubu gerekirken, bu bedel mahsup edilmemiş ve satış bedelinin tamamının davacı şirket tarafından banka yoluyla ödenmiş olduğunu, Davacı müvekkil şirket ödediği kaparo bedelinin satış bedelinden neden mahsup edilmediğini araştırır iken; …’a, davacı şirket adına “kaparo” adı altında davalı tarafından yatırılan herhangi bir bedele rastlanmadığının görüldüğünü, bunun üzerine davacı tarafından defalarca kaparo bedelinin kendisine iade edilmesi talep edilmişse de davalı taraf davacı şirketi sürekli oyalamış ve kaparo iadesini sürüncemede bırakmış olduğunu, davalının kaparo tahsilinden şu ana kadar sergilediği haksız tutumlar göz önüne alındığında kendisinin delil niteliğindeki alındı belgesine rağmen borcunu inkar edildiği görülmüş ve kötüniyeti alenen kanıtlanmış olup mahkemenin ara kararında ihtiyati tedbirin düzenlendiği kanun maddesini bizzat karar gerekçesinde belirmiş olmasına rağmen, bu açıklamanın akabinde talebin reddine karar vermesi açık bir çelişki oluşturmakta olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1 maddesine bakıldığında, hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı ya da tamamen imkânsız hâle geleceği durumlarda ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Talep, derdest itirazın iptali davasında, borçlunun mal kaçırma ihtimali nedeniyle ihtiyati tedbir verilmesi, istemine ilişkindir. Mahkemece davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. 6100 Sayılı HMK 389. Maddesi “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. “Aynı yasanın 390/3 Maddesi “tedbir talep eden taraf dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.”Şeklinde düzenlenmiştir. Bir davada ancak uyuşmazlık konusu hakkında tedbir kararı verilebilecek olup, somut olayda gayri menkul satım sözleşmesi uyarınca bedelden mahsup edilmeyen kapora bedelinin tahsil amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup temelinde bir miktar para alacağının tahsili istemi söz konusudur. Buna göre istinaf incelemesinde konu eldeki davada ihtiyati tedbir talep edilen davalının mal varlığı değerleri uyuşmazlık konusu olmadığından hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesi de mümkün değildir. Bu mahkemece ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda ihtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- htiyati tedbir talep eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati tedbir talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.30/03/2023