Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/413 E. 2023/281 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/413
KARAR NO: 2023/281
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2022 (Ara Karar)
NUMARASI: 2022/1006 (Ara Karar)
DAVA: Tanıma Ve Tenfiz (İhtiyati Haciz)
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 16/03/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen kararın ihtiyati haciz talep eden vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
TALEP: Davacı vekili 19/12/2022 tarihli dava dilekçesinde ihtiyati haciz talebi ile ilgili olarak özetle; Rusya Federasyonu Omsk Bölgesi Tahkim Mahkemesinde görülen alacak konulu davada ilgili mahkemenin … numaralı dava ve 25.08.2022 tarihli kararı ile müvekkili şirket lehine 9.663.537 Ruble 75 k.’nın borçludan tahsil edilmesine hükmedildiğini, müvekkil şirket lehine verilmiş ve kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının MÖHUK m.50 vd hükümleri uyarınca Türkiye’de tanınması ve müvekkil şirketin alacağının tahsil edilmesine ilişkin hükmün cebri icraya konu edilebilmesi için tenfizine karar verilmesini talep ettiklerini, İİK m. 257 uyarınca bir alacağa ilişkin ihtiyati haciz tedbirine başvurulabilmesi için alacağın rehinle temin edilmemiş ve muaccel olan para borcuna ilişkin olması gerektiğini, mevcut olayda alacağın rehinle temin edilmediği ve muaccel olduğunu, uygulamada ihtiyati haciz talebinin uygulanabilmesi için alacağa ilişkin yaklaşık ispat aranmadığını, mevcut durumda alacak doğrudan yabancı bir mahkemenin kesinleşmiş kararına dayandığından ayrıca delillendirilmesine hacet olmadığını, bu yönde Yargıtay içtihadı bulunduğunu, borçlu şirketin mal kaçırmasının muhtemel ve müvekkili şirket alacaklarının güvence altına alınması gerektiğini belirterek ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstinaf incelemesine konu kararı veren ilk derece Mahkemesince eldeki dava hakkında yapılan yargılama sonunda, “…Tüm dosya kapsamı, iddia ve beyanlar incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; henüz Milletlerarası Özel Hukuk anlamında tanıması yapılmamış, tenfiz istemine konu edilen ve tenfiz yasal koşullarının oluşup oluşmadığı yönünde yargılamaya muhtaç yabancı hakem kararına göre sonuca ulaşır şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceği gibi davalının, alacağı sonuçsuz bırakmak için mal varlığını kaçırdığı ya da gizlediği veya bu türden bir hazırlık içerisinde olduğunun ispatlanamaması nedeniyle İİK’nun 257. Maddesindeki şartların oluşmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz talebinin reddine” dair karar verilmiştir. Bu karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin tanıma tenfize konu edilen rusya federasyonu OMSK Bölge Tahkim Mahkemesinin kararı hakkında henüz tanıma tenfiz yargılamasının gerçekleşmediği gerekçesi ile ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine ilişkin tespitin yasaya aykırı olduğunu, mahkeme ara kararında alacağa ilişkin henüz tanıma tenfiz muhakemesi gerçekleşmemesi nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilemeyeceği tespitinde bulunulduğunu, konuya ilişkin mevzuatta bir yasak olmamakla beraber uygulamada ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen kararda henüz muhakemenin gerçekleştirilmemiş olmasının gerekçe gösterilmesi Yargıtayca da hukuka aykırı olarak görüldüğünü, ayrıca mahkemenin borçlunun mal varlığını kaçırdığı, gizlediği yahut bu türden bir hazırlık içinde olduğunun ispatlanamadığı tespitinin de hukuka aykırı olduğunu, İİK 258 maddesi uyarınca ihtiyati hacize karar verilebilmesi için yaklaşık ispat ile mahkemenin haciz sebeplerine kanaat getirmesinin yeterli olduğunu, mevcut olayda davalı şirketin mal kaçırma niyetinin Rusya Federasyonundaki faaliyet ve hareketleri neticesinde tescillendiğini, davalı şirketin mal kaçırma niyeti açık olduğundan ara karardaki ispatlanamama tespitinin hukuka aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ihtiyati haciz karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; hiçbir somut nedene dayandırılmayan ihtiyati haciz talebinin reddi kararının yerinde olduğunu, davacının talebinin açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin reddi kararına karşı itirazlarının mesnetsiz olduğunu, davacı tarafından ileri sürülen itirazların açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için de yeterli olan “yaklaşık ispat” şartını sağlamadığını, uyuşmazlığa konu taraf dahi olmayan müvekkili şirketin hak ve alacaklarının ihtiyaten haczedilmesi isteminin açıkça hakkaniyete aykırı olduğunu, belirtilen sebepler neticesinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın onanmasını, davacı tarafın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin istinaf kanun yoluna başvuran davacı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir.
GEREKÇE: Talep, yabancı mahkeme kararının tanınması/tenfizi istemiyle açılan davada ihtiyati haciz kararı verilmesi istemidir. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, talep konusuna ilişkin olarak ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır. Davacı tarafça Rusya Federasyonu OMSK Bölgesi Tahkim Mahkemesinin 25/08/2022 tarihli A46-10792/2022 sayılı kararı dosyada sunulu vaziyettedir. İhtiyati haciz isteyen taraf, Rusya Federasyonu OMSK Bölgesi Tahkim Mahkemesince hüküm altına alınan alacağın ödenmediğinden bahisle incelemeye konu ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin talebi yapmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 257/1. Maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır(Yargıtay 19 HD’nin 12/12/2019 Tarih,2019/2300 E-2019/5531 K). Henüz tenfiz edilmemiş ve tenfiz şartlarını taşıyıp taşımadığı yargılama neticesinde anlaşılacak olan yabancı bir mahkeme veya hakem kararına istinaden tenfiz davasının başında, tenfize konu kararda hükme bağlanan alacağın ‘vadesi gelmiş bir alacak’ olarak nitelendirilmesi mümkün değildir. Buna karşılık yabancı mahkeme veya hakem kararının tenfizini isteyen alacaklı, tenfize konu karardan başka diğer delillerle veya İİK m. 257/f.2’deki şartların mevcudiyetini ortaya koyarak her zaman ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir.Somut olayda, davacı sadece henüz tanıma ve tenfizine karar verilmemiş bir yabancı mahkeme kararına dayanmış olup, bu şekilde yabancı mahkeme kararı tek başına vadesi gelmiş bir para borcunu yaklaşık olarak ispatlamaya elverişli değildir. Dosyada istinaf incelemesinin yapıldığı tarih itibariyle yabancı mahkeme kararına konu alacağın yaklaşık ispatına ilişkin bir belge veya delile de rastlanmamıştır. Bu halde ihtiyati haczin şartlarının oluştuğunu kabul etmek mümkün değildir. Bu nedenle mahkemece ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. HMK’nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda; ilk derece mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından İhtiyati haciz talep eden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İhtiyati haciz talep eden tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-İhtiyati haciz talep eden tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 362(1)f maddesi uyarınca kesin olarak oy birliğiyle karar verildi.16/03/2023