Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi 2023/388 E. 2023/718 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
43. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/388
KARAR NO: 2023/718
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/10/2022
NUMARASI: 2022/234 Esas – 2022/788 Karar
DAVA: Şirketin İhyası
İSTİNAF KARAR TARİHİ: 13/07/2023
Taraflar arasında görülen dava neticesinde ilk derece mahkemesince verilen hükmün davalı Ahmet Aktaş vekilince istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının; … San. Ve Tic. Ltd. Şti’yi hasım göstererek İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi nezdinde 2021/320 esas sayılı dosya ile işçilik alacaklarına ilişkin alacak davası açtığını, ancak ne var ki … San. Ve Tic.ltd.şti adlı şirketin ticaret sicilinden 21.03.2018 yılında terkin edildiğini yapılan yargılamada öğrenildiğini, İş Mahkemesinde açılan davada taraf teşkilinin sağlanması açısından İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesince taraflarına, işbu davayı açmak için mehil verildiğini, işbu davada ihyasını istedikleri … San. Ve Tic.Ltd. Şti adlı şirketin ticaret sicilinden terkin edilmeden önceki merkez adresinin … Mah. … Cad. No… Sultanbeyli/İstanbul olduğunu, işbu şirketin Ticaret Sicilinden 21.03.2018 tarihinde terkin edildiğini, İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi tarafından, ihyası istenilen şirkete ilişkin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazıldığını ve gelen yazı cevabında izah edilen yazılı bilgiler ışığında şirketin 21.03.2018 tarihinde ihya edildiği ve şirketin tasfiye memurunun, şirket yetkilisi olan …’ın olduğunun tespit edildiğini, ihyasını istedikleri şirketin Ticaret Sicilinden terkin ediliğinden ötürü bu davada ki husumeti, Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve tasfiye memuruna yöneltmiş olduklarını, açıklanan nedenlerle; İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünün sicilinde kayıtlı … San. Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına karar verilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalılar üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Ticaret Sicil Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde özetle, Ticaret Sicili Müdürlüğünün TK.m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m.34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, tasfiye sürecinde yetki ve sorumluğun şirket “tasfiye memuru”nda olduğunu, olağan tasfiye sürecinden kaynaklanan, şirketin kurucusu ve tasfiye memuru olan; tasfiye sürecinde açılan davaya rağmen şirketin ticaret sicilinden silinmesini talep eden tasfiye memurunun kusurundan dolayı Ticaret Sicili Müdürlüğünün sorumluluğunun bulunmadığını, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmadığını, bu nedenle “yargılama giderleri” ve “vekalet ücreti”nden sorumlu tutulamayacağını, arz ve izah edilen nedenlerle; müvekkili yönünden açılan davanın reddini, sayın mahkemeniz aksi kanaatte ise müvekkili Müdürlük aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:İlk derece mahkemesince İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı iken sicilden terkin edilen şirket aleyhine açılan derdest dava nedeniyle davacının hukuki yararının bulunduğu ve davalı tasfiye memuru tasfiyenin usulüne uygun tamamlamadığı gerekçesiyle davanın kabulü şirketin tüzel kişiliğinin ihyasına, tasfiye memuru olarak eski tasfiye memuru davalının atanmasına, karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Tasfiye işlemlerinin eksik yapılmadığını, Tasfiye Halinde … Sanayi Ve Ticaret Şirketi ttasfiye memuru olan müvekkilce tüm tasfiye işlemleri usul ve yasaya uygun olarak yürütülmüş olup, bu kapsamda Tasfiye Halinde Alacaklılara Çağrı ilanlarının yapıldığını, söz konusu ilanların sırasıyla 24.07.2017 ve 31.08.2017 tarihli olduğunu, davacının tasfiye edilen şirkette “08/11/2012-30/01/2015 tarihleri arasında davalı Sultanbeyli Belediye Başkanlığı bünyesinde taşeron olarak faaliyet gösteren diğer davalı … San. Ve Tic. Ltd Şti’ne ait iş yerinde yazılım destek uzmanı meslek kodu ile İş Analist uzmanı olarak işe başladığını, davacının çalıştığı süre boyunca ve iş akdi feshedilmeden 5 ay önce 5 aylık maaş alacağını alamadığını, maaş ve fazla mesai alacağını talep eden davacının 30/01/2015 tarihinde sebebi bilinmeyen bir nedenden ötürü, haklı bir neden olmaksızın ve tazminatı ödenmeden işten çıkarıldığını” iddiasıyla alacak talebinde bulunmakta oyup, bu hususun dilekçe ekinde mübrez T.C. Bakırköy 10. İş Mahkemesi Esas No: 2019/202 Esas Karar No: 2020/262 sayılı kararı ile de sabit olduğunu, söz konusu davanın tasfiye ve terkin işleminin gerçekleştiği 21.03.2018 tarihinden sonraki 09.09.2019 tarihinde açıldığını, alacaklılara çağrı yapıldığı tarihte henüz bir dava açmamış olan davacının usul ve yasaya uygun olarak yapılan ilanlara rağmen iddia ettiği alacağı ile ilgili olarak tasfiye memuru davalıya bir başvuruda bulunmadığını, davalının ihyaya dayanak alacaktan terkin tarihi olan 21.03.2018 tarihinde haberdar olmadığını, davalının yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını, ihya davasının hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gibi, ilana rağmen alacak kaydı yaptırmayan, terkinden sonra ikame ettiği işçilik alacağı talepli davada şirketin tasfiyede olduğunu bilmesine rağmen ihya talebinde bulunmayan davacının iş bu ihya davasını açmakta hukuki yararı bulunmadığı beyanla, ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
GEREKÇE: Dava, TTK’nın 547. Maddesi uyarınca tasfiye sonucu ticaret sicilinden terkin edilen şirketin derdest dava nedeniyle tüzel kişiliğinin ihyası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, bu karara karşı davalı tasfiye memuru tarafından, istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. TTK’nın 547. maddesi gereğince “(1) Tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler. (2) Mahkeme istemin yerinde olduğuna kanaat getirirse, şirketin ek tasfiye için yeniden tesciline karar verir ve bu işlemlerini yapmaları için son tasfiye memurlarını veya yeni bir veya birkaç kişiyi tasfiye memuru olarak atayarak tescil ve ilan ettirir”. Alacaklıların çağrılması ve korunması başlıklı 541/3 maddesinde” şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir” hükümleri düzenlenmiştir. Şirketlerin tüzel kişiliği ticaret sicilinden terkin ile sona ermektedir. şirketin tasfiye işlemlerinin eksiksiz ve tam olarak yapılması halinde tüzel kişiliğin sona ermesinden söz edilecektir. Tüzel kişiliğin son bulması sonucunu doğuran fesih ve tasfiye işleminin hatalı veya eksik olması halinde gerçek anlamda tasfiyeden söz etmek mümkün olmayıp bu durumda bundan zarar görenler veya o işlemi gerçekleştirenler tasfiyenin kaldırılmasını ve şirketin ihyasını talep etme hakkına olacaktır. Ek tasfiye niteliği gereği yeni bir hukuki durum yaratmayıp,tasfiye aşamasında ihmal edilen veya eksik yapılan işlerin tamamlanmasına imkan sağlayarak tasfiyenin gerçek anlamda tamamlanmasına hizmet eden geçici bir tedbir niteliğindedir. Tasfiyesiz resen terkin edilen şirketler hakkında TTK geçici 7. Maddesi uyarınca açılan ihya davalarının aksine TTK 547 maddesi uyarınca açılan ihya (ek tasfiye) davaları için kanunda herhangi bir zaman aşımı ve hak düşürücü süre düzenlenmemiştir.(Yargıtay 11. H.D’nin 28/04/2022 tarih ve E: 2022/2520 -K: 2022/3557) Somut olayda ihyası talep edilen İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nde kayıtlı … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiyeye girdiği, tasfiye memuru davalının 21/03/2018 tarihinde şirketin tasfiye kapanışı yapılarak ticaret sicilden kaydının terkin edildiği, davacı tarafından ihyası istenen şirket aleyhine açılan İstanbul Anadolu 7. İş Mahkemesi’nin 2021/320 Esas sayılı dava dosyasının derdest olduğu görülmüştür. Tasfiye halinde bulunan bir şirketten alacaklı bulunan kişilerin yapılan ilanlara rağmen alacaklarını yazdırmamalarının alacağın düşmesini gerektirmediği gibi (Y11.H.D ‘nin 07.12.2009 tarih ve E: 2008/7980 -K: 2009/12584), davacının açtığı derdest işçilik alacaklarına ilişkin dava, davaya konu şirketin tasfiyesi tamamlandıktan sonra açılmış ise de tasfiye memurunun TTK 541/3 maddesindeki sorumluluğu da gözetildiğinde derdest bir davanın bulunması nedeniyle tasfiyenin usulüne uygun eksiksiz tamamlandığından bahsedilemeyecektir. Tasfiyenin gereği gibi yapılmaması nedeniyle açılan eldeki davada tasfiye sürecinden sorumlu olan tasfiye memurunun HMK 326 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olup, yasal hasım konumunda olan davalı sicil müdürlüğünün, tasfiyenin usulsüz kapatılmasından dolayı kusur ve sorumluluğu bulunmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olmayacaktır. Bu hale göre davacıların anılan dava dosyası nedeniyle şirketin ihyasını istemekte haklı ve hukuki hukuki yararı bulunduğu ve terkin edilen şirket yönünden ek tasfiye koşulları oluştuğu anlaşılmakla mahkemece davaya konu şirketin derdest dava dosyası ile ilgili ek tasfiye işlemleri ile sınırlı olarak şirketin yeniden ticaret siciline kayıt tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle HMK ‘nın 355. Maddesi uyarınca kamu düzenine aykırılık ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan istinaf incelemesi sonunda davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda ayrıntısı ile açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353(1)b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Davalı tarafından başvuru sırasında istinaf karar harcı peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Kararın, HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca Dairemiz Yazı İşleri Müdürlüğünce taraflara resen tebliğine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde Yargıtay’a temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.13/07/2023